Lübnan Patrikhanesi’nin Cumhurbaşkanlığı krizini aşma çabaları da sonuç vermiyor

Lübnan Patrikhanesi’nin inziva toplantısı dua ile sınırlandırıldı. Lübnan krizinde hiçbir ilerleme olmadı

Hristiyan temsilciler, Patrik Rai’nin çağrısıyla dün bir araya geldi (Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patrikhanesi)
Hristiyan temsilciler, Patrik Rai’nin çağrısıyla dün bir araya geldi (Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patrikhanesi)
TT

Lübnan Patrikhanesi’nin Cumhurbaşkanlığı krizini aşma çabaları da sonuç vermiyor

Hristiyan temsilciler, Patrik Rai’nin çağrısıyla dün bir araya geldi (Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patrikhanesi)
Hristiyan temsilciler, Patrik Rai’nin çağrısıyla dün bir araya geldi (Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patrikhanesi)

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai’nin 53 Hristiyan milletvekilini bir araya getirdiği ‘inziva toplantısı’ndan Lübnan’daki cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirecek, Hristiyan güçler arasındaki ihtilafı ortadan kaldıracak bir sorun çıkmadı.
Lübnan cumhurbaşkanlığı koltuğunun yaklaşık 5 aydır boş olmasının, parlamentonun 11 kez cumhurbaşkanı seçememesinin ve Hristiyan güçlerin cumhurbaşkanlığına ortak aday çıkartamamasının ardından Patrik Rai, 5 Nisan’da Harissi bölgesindeki Beytanya’da Hristiyan milletvekillerinin manevi inzivasına başkanlık etti. 53 milletvekilinin katıldığı toplantıya 11 milletvekili ise katılmadı.
İnziva, Patrik Vekili Piskopos Anton Avkar’ın ‘Allah’ın işi ve Müminin işi arasındaki kurtuluş’ başlıklı ruhani konuşmasıyla başladı. İnzivaya katılan parlamenter kaynaklar, oturumun sadece dua ile sınırlı kalmasının ve siyasi meselelere yansımamasının, cumhurbaşkanlığı konusundaki çıkmazın kırılma ihtimaline işaret ettiğini vurguladı.
Rai, yaptığı açıklamada halkın bu girişimden duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini ve buna büyük umutlar bağladığını belirtti. Maruni Patriği, “Gücü yanlış kullanan siyaset, başkalarıyla ilgilenemez. Bu nedenle ezer, toprağı sömürür, çatışmalarla karşı karşıya kalır ve nasıl müzakere edeceğini bilemez” dedi.
Patrik, Papa I. Franciscus’in sözlerini de hatırlatırken, “Kişisel ve hizipsel alan yaratmaya çalışan siyaset kötüdür. Ama nesillerin geleceği için bir plan ortaya koyan bir siyaset, mekânı aşan zamanda doruk noktasına ulaşan bir meseleye göre geçerlidir” dedi. Toplantıdaki milletvekillerine hitaben ise Rai, “Hangi olumlu güçleri özgürleştirdiniz? Cumhurbaşkanı seçmek için ne yaptınız?” ifadelerini kullandı.
İnzivanın sona ermesinin ardından ve ayin başlamadan önce Maruni Patriği, Hristiyan vekiller eşliğinde Harissa’daki Lübnanlı Meryem Ana türbesi önünde hatıra fotoğrafları çekildi.
Meclis’teki Güçlü Lübnan Bloğu’nun üyesi Milletvekili George Atallah, Patrik Rai’nin açılış oturumunda ve diğer iki oturumda dile getirdiği gibi inzivanın ana doğasının ‘manevi’ oluğunu ifade etti. Ancak bu, farklı mezheplerden milletvekilleri arasında, oturumlar aralarında veya öğle yemeği saatlerinde iletişimi engellemedi.
Atallah, inziva gününde cumhurbaşkanlığı meselesine ilişkin herhangi bir ilerleme olmamasına rağmen Şarku’l Avsat’a cumhurbaşkanlığı meselesiyle ilgili milletvekillerini bir araya getiren görüşmelerin ve gerçekleşen iletişimin ‘bu inzivadan öncekilerden daha geniş şekilde kabul edildiğini ve bir şeylerin bunun üzerine inşa edildiğini’ söyledi. Atallah, milletvekilleri Cibran Basil ve Sethrida Caca ile öğle yemeğinde Patrik Rai ile araya geldiği ve mevcut konuların tartışıldığı toplantıya atıfta bulundu.
Özellikle 5 aylık bir boşluktan sonra gerçekleşen görüşmeleri siyasi güçler arasındaki ‘buzların kırılmasına katkı sağlamak’ olarak nitelendiren George Atallah, inzivadaki pozitifliğin, pozisyonların ‘iletişim kurma ve konuyu tartışma arzusu açısından daha fazla esneklikle karakterize edilmesi’ olduğunu söyledi. “Önümüzdeki günlerde iletişimi yeniden etkinleştirmek ve dosyayla ilgili yaklaşımları ciddi olarak düşünmek amacıyla bu, Lübnan Kuvvetleri, Ketaib ve bağımsızların meslektaşlarımızla üzerinde anlaştığımız şeydi” diyen Atallah, inziva sonrasında konunun ciddi bir şekilde hareket edeceğini umarak, “Ders, ertesi günde. İletişim gerçekleşirse inziva meyvesini vermiş demektir” şeklinde konuştu.
Öte yandan Özgür Yurtsever Hareket de tüm taraflarla temas halinde, ‘cumhurbaşkanlığı dosyasında çeşitli siyasi güçlerle kesişme noktaları bulmaya’ çalışıyor.
Güçlü Cumhuriyet Bloğu üyesi Milletvekili Razi el-Hac da inzivanın doğasının siyasi olmadığını söylerken, “İnzivanın doğası, Hristiyanlar için çok anlamlı olan bu dönemde tamamen ruhani bir spor, dua ve meditasyondu ve kendi ruhani karakterine sahipti” dedi. Milletvekili, toplantının siyasi bir niteliği olduğu iddialarını yalanlamasına rağmen, katılımcı diğer Hristiyan milletvekillerinin Lübnan’ın mesajını ifade eden adil ve demokratik bir devlet inşa etme hedefini ifade edecekleri yönündeki umudunu dile getirdi.
Razi el-Hac, “Bugünün mantıklı çözümü, anayasanın gereklerine uymaktır” diyerek, sözlerinin devamında ise “30 yıldır iktidarda olan, liyakati gasp eden ve bozan bir Lübnan ekibi var. Bu ekip, 2019’daki felaket krizinden sonra hükümetlerde temsil edilen aynı ekiptir” diyerek, söz konusu ekibe ‘politikalarını ve ittifaklarını gözden geçirme’ çağrısı yaptı. Aynı şekilde Milletvekili Hac, Hristiyan partileri ‘krizi derinleştiren siyasi ve idari çelişkiler de dahil olmak üzere ittifakları, politikaları ve önceki aşamayı kendi kendine gözden geçirmeye’ çağırdı. Ayrıca hataları kabullenmeden Lübnanlılar için bir gelecek inşa etmenin mümkün olmadığını söyleyerek, “Onları kendilerine karşı dürüst olmaya ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini aksatmamaya çağırıyoruz” dedi.
Razi el-Hac, “İnziva, Lübnan’ın egemenliğine, Arap ülkelerine açıklığına ve dostlarıyla olan ilişkilerine dayalı olarak, anayasaya ve yasanın uygulanmasına olan bağlılığımızı, Lübnan’ı, devleti, anayasayı ve meşruiyeti savunmak için sıkı çalışmamızı artırdı” ifadelerini kullandı.
Meclis’teki Ulusal Ilımlılık Bloğu üyesi Milletvekili Saci Atiyye de oturumun ‘dini ve manevi’ olarak izlenimlerinden de söz etti. Şarku’l Avsat’a konuşan Atiyye, “Oturumun, cumhurbaşkanlığındaki boşluğu sona erdirmek için daha geniş bir tavsiye veya siyasi nitelikte bir girişimle sonuçlanacağını umuyorduk” dedi. Milletvekili, Patrik Rai’nin birlik ve beraberliğin anlamlarına odaklandığına işaret ederek, kendisinin bu yöndeki girişimini takdir ettiğini vurguladı.
Atiyye, taraflar arasındaki iletişimin ‘beklendiği gibi olmadığını’ söyledi. Aynı şekilde bazı milletvekillerinin bu tür bir inzivayı boykot etmesinin bir hata olduğunu, çünkü cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmek için herkesin konuşması ve tartışmalara katılması gerektiğini vurguladı.
Saci Atiyye, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki siyasi hareketin boşlukları kapatabilecek ciddi bir yöne ilerlemediğini belirtirken, “Bu nedenle bir grup bağımsız milletvekiliyle ve Şii İkili ve Hristiyan ikilisinin saflarının dışında, Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimleri dosyasında buluşmak için aktif uluslararası hareketle hareket etmeyi düşünüyorum” diyerek, beş ülkenin temsilcilerinin Paris’teki toplantısına atıfta bulundu.



Sudan’da Hamideti ve kardeşinin gıyaben yargılandığı dava başladı

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku'l Avsat)
HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku'l Avsat)
TT

Sudan’da Hamideti ve kardeşinin gıyaben yargılandığı dava başladı

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku'l Avsat)
HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku'l Avsat)

Sudan'da bir mahkeme dün Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu “Hamideti” ve kardeşi Abdurrahim'in yanı sıra 14 HDK komutanının Haziran 2023'te Batı Darfur eyaleti valisi Hamis Abakar'ı öldürmek suçlamasıyla gıyabında yargılandığı davanın ilk oturumuna başladı.

Liman kenti Port Sudan'daki mahkeme binasında yapılan ve Yargıç Memun el- Havad'ın başkanlık ettiği duruşmada iddianameyi dinleyen Başsavcı el-Fetih Muhammed Tayfur, davayı “tutarlı ve önemli, cezasızlığın ortadan kaldırılması ve hukukun üstünlüğüne bağlılığı teyit eden” bir dava olarak tanımladı.

Batı Darfur valisi 14 Haziran 2023 tarihinde HDK tarafından kaçırıldıktan sonra öldürülmüş ve o sırada sosyal medyada yayınlanan videolarda cesedinin açıkta bırakılmadan önce parçalandığı görülüyordu. Mahkûmiyet halinde verilecek ceza ömür boyu hapis veya ölüm cezasıdır.