Tunus Cumhurbaşkanı Said, siyasi geleceği hakkında muğlak konuşuyor

Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Said, siyasi geleceği hakkında muğlak konuşuyor

Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ikinci dönem için aday olma kararının erken olduğunu, ancak aynı zamanda sorumluluktan vazgeçmeyeceğini açıklayarak siyasi geleceğini çevreleyen belirsizliği arttırdı. Bazıları, bu açıklamalar üzerine Said’in yeniden aday olma olasılığına dikkati çekti.
2019’da ezici bir çoğunlukla göreve seçilen Kays Said’in 2021’de istisnai tedbirler uygulayarak parlamentoyu ve anayasal kurumların çoğunu feshetmesi, ardından ise yeni anayasa sunması sonrasında siyasi geleceği üzerinde belirsizlik hüküm sürüyor. 
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan aktardığına göre Cumhurbaşkanı Said, Tunus’un kurucu lideri eski Cumhurbaşkanı Habib Burgiba’nın ölüm yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Adaylık meselesinin vakti henüz gelmedi. Kendimi kimseyle rekabet içerisinde hissetmiyorum. Sorumlu hissediyorum ve vazgeçmeyeceğim” ifadelerine başvurdu.
2014 tarihli eski anayasa metnine göre cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2024 yılında yapılması bekleniyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said'in bu tarihe uyup uymayacağı henüz resmi olarak belli değil.
Cumhurbaşkanı Said aynı zamanda, “Halk, seçimlerde hakem olacak. Adaylık konusu benim gündemimde değil. Ancak sorumluluk duyuyorum. Gün gelecek meşaleyi benden sonrakilere devredeceğim. Mesele, şahıslar değil, mesele projeler. Mesele, aşamaların nasıl yürütüleceği. Ancak vatanımı vatanseverliği olmayanlara teslim etmeye hazır değilim. Önemli olan geleceği kurabilmemiz ve herhangi bir aksiliğin yaşanmaması” ifadelerini kullandı.
Muhalefet, Cumhurbaşkanı Said’i şahsı bir yönetim kurmakla, 2011'de merhum Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali iktidarını deviren halk ayaklanmasının ardından başlayan demokratik geçişi baltalamakla suçluyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said ise devrimin gidişatını düzeltmek ve devlet kurumlarındaki yolsuzlukla mücadele etmek istediğini her zaman tekrarlıyor.
Siyasi yönelimine karşı çıkan siyasi liderlere, sağlığının bozulduğu, makamının boş kaldığı iddialarına cevap veren Cumhurbaşkanı, “Ben ölümden korkmuyorum. Yaşı daha ileri olan ve hala iktidar peşinde koşan bazılarının aksine, Tunus için öleceğiz” vurgusunda bulundu.
Kendi deyimiyle ‘dış tarafların kucağına düşenleri, 2014 anayasası hakkında zırvalayanları, iktidar mücadelesi verenleri, devletin güvenliğine kumpas kuranları, milyarlarca doları yağmalayanları eleştiri yağmuruna tutan Cumhurbaşkanı, “Devleti içeriden çökertmeyi amaçlıyorlar. Ancak özgür Tunuslular olduğu sürece Tunus düşmeyecek” vurgusunda bulundu.
Çökmekte olan ülke bütçesini finanse etmek için Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 1,9 milyar dolar değerinde bir kredi almak üzere bir anlaşma imzalanması olasılığından bahseden Cumhurbaşkanı, “Dışarıdan gelen, daha çok fakirleşmeye yol açabilecek dikteler reddedilmeye mahkumdur. Alternatif kendimize güvenmekten geçiyor. Bağımsız ve egemen Tunus devleti, talimatları yurt dışından almaz. Tunus Tunuslularındır, satılık değildir. Dünyanın da Tunus halkının iradesine saygı duymasını istiyoruz” ifadelerine başvurdu.
Ülkeye şantaj yapmak isteyen tüm taraflara uyarıda bulunan Tunus Cumhurbaşkanı, yurtdışında yağmalanan paraların Tunus halkının hakkı olduğunu ve geri alınması gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda, “Tunus yurt dışından çok para aldı. Ancak yurt dışında çok büyük paraların gittiği de oldu. Bunlar neden geri alınmıyor? Yağmalanan paralar neden bize iade edilmiyor? Paramızı geri verin, o Tunus halkına aittir. Devlet içinde hala etkili olan, devleti devirmek için kurumları ve vatandaşları suiistimal etmeye çalışan lobiler ve mafya çeteleri var. Ancak Tunus düşmeyecektir” vurgusunda bulundu.
Devlet güvenliğine karşı komplo dosyasında hükümete yöneltilen eleştirilere değinen Cumhurbaşkanı, bu davada tutukluları siyasi tutuklu olarak görenleri eleştirerek “Elleri kana bulanmış” dedi. Bunlardan bazılarının kara para aklama ve cinayet ile suçlandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, fikirleri nedeniyle herhangi bir muhalifin tutuklanmadığının altını çizdi. Aynı zamanda davaların hukuka uygun ve şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü, yolsuzlukla mücadelenin hız kesmeden devam edeceğini, tüm işlemlerin yargı üzerinden yürütüldüğünü söyledi.



WSJ: Hizbullah'ın Beyrut Havalimanı'ndaki altın kaçakçılığı girişimi engellendi, onlarca çalışan işten çıkarıldı

Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'ndaki yolcular (AP)
Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'ndaki yolcular (AP)
TT

WSJ: Hizbullah'ın Beyrut Havalimanı'ndaki altın kaçakçılığı girişimi engellendi, onlarca çalışan işten çıkarıldı

Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'ndaki yolcular (AP)
Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'ndaki yolcular (AP)

Wall Street Journal'ın (WSJ) Lübnanlı üst düzey askeri yetkililere dayandırdığı haberine göre, Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'nda çalışan onlarca kişi Hizbullah mensubu oldukları şüphesiyle işten çıkarıldı ve havalimanı üzerinden örgüte 22 kilogramdan fazla altın kaçırma girişimi engellendi.

WSJ, Lübnanlı yetkililerin Hizbullah'ın ülke üzerindeki hakimiyetini gevşetmeye çalıştığını ve bunun örgütün yıllardır kaçakçılık kanalı ve ülkedeki hakimiyetinin bir sembolü olarak kullandığı havaalanında başladığını bildirdi.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, “Kaçakçılar gözaltına alındı ve şimdi yasal prosedürler uygulanıyor” dedi.

Hizbullah'ı destekleyen İran'dan yapılan birçok uçuş şubat ayından bu yana askıya alındı.

Üst düzey bir güvenlik yetkilisi, yetkililerin havalimanına yapay zekâ destekli yeni gözetleme teknolojileri kurduğunu söyledi.

Bu revizyon, Hizbullah'ın etkisini ve gelir kaynaklarını azaltmaya yönelik daha geniş çaplı bir çabanın parçası. Lübnan Başbakanı Selam WSJ’ye yaptığı açıklamada, “Farkı hissedebilirsiniz. Lübnan'ın modern tarihinde ilk kez kaçakçılık konusunda daha iyi durumdayız” ifadelerini kullandı.

Lübnan dış dünya ile bağlantısını Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'ndan sağlıyor. Hizbullah'ın havalimanı üzerinde süregelen nüfuzu, burayı, İran'ın Hizbullah'a nakit ikmali yapmak için havalimanını kullandığından şikâyet eden İsrail'in saldırılarına açık hale getirdi.

Havalimanını geri alma hamleleri, Lübnan ordusunun Beyrut'un kasım ayında Tel Aviv'le üzerinde anlaştığı ateşkesin temel şartlarından biri olan Güney Lübnan'daki Hizbullah mevzilerini ve silah depolarını dağıtma konusunda ilerleme kaydettiği bir dönemde geldi.

ABD'li ve İsrailli askeri yetkililer, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın güneydeki limanlar ve silahlar üzerindeki kontrolünü sınırlandırmak için attığı adımlardan memnuniyet duyduklarını ifade etseler de daha yapılacak çok iş olduğunu söylüyorlar. ABD'li yetkililer Lübnan'ın yeni teknokrat liderliği altında daha fazla devlet kontrolü konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduklarını ifade ettiler.

Ateşkesi denetleyen uluslararası komitenin üyesi olan üst düzey bir ABD'li yetkili şunları söyledi: “Burada umutlanmak için bir neden var. Sadece altı ya da yedi ay oldu ve geçen kasım ayında ulaşılabileceğinden emin olmadığım bir noktaya ulaştık.”

Üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Lübnan emniyetinin kısa bir süre önce havalimanı üzerinden Hizbullah'a 22 kilogramdan fazla altın kaçırma girişimini engellediğini bildirdi. Militan örgütün üyeleri para getirmek için havalimanını kullanmakta zorlandıklarını kabul ettiler. Hizbullah şu anda taahhütlerini finanse etmekte zorlanıyor. Örgüt, aralık ayında Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra İran'dan Suriye'ye uzanan ana silah kaçakçılığı rotalarını kaybetti.

Lübnanlı yetkililerin baskıları başlamadan önce Hizbullah, sahadaki personeli ve parlamentodaki büyük bloğu sayesinde Beyrut Havalimanı’nda önemli bir nüfuza sahipti ve bu sayede reform çabalarını engelleyebiliyordu. Havalimanının güvenliğini sağlamak, devlet kontrolünü sağlamlaştırmaya çalışan hükümetin en önemli önceliklerinden biri. Geçtiğimiz şubat ayında ordu, Lübnanlı yetkililerin bir İran uçağının inişine izin vermemesini protesto etmek için havalimanına giden yolları kapatan Hizbullah destekçileriyle karşı karşıya geldi.