Araştırmalara göre insanlar 3 bin yıl önce halüsinojen maddeler kullanıyordu

Menorca’nın güneybatısındaki Cartes mağarası. (Scientific Reports)
Menorca’nın güneybatısındaki Cartes mağarası. (Scientific Reports)
TT

Araştırmalara göre insanlar 3 bin yıl önce halüsinojen maddeler kullanıyordu

Menorca’nın güneybatısındaki Cartes mağarası. (Scientific Reports)
Menorca’nın güneybatısındaki Cartes mağarası. (Scientific Reports)

Yakın zamanda yayınlanan bir araştırma, üç bin yıl önce İspanya’da yaşayanların uyuşturucu maddeler kullandığını ortaya çıkardı.
Bilim insanları, Minorka Adası’ndaki (İspanya’nın doğusundaki Akdeniz’de bir ada) bir mezar yerinde bulunan insan saçının, BBC’ye göre eski uygarlıklardaki insanların bitkilerden ve çalılardan elde ettikleri ilaçları kullandığını gösterdiğini bildirdi.

Bu, Avrupa’da halüsinasyonlara ve deliryuma neden olan ilaçları kullanan insanların en eski doğrudan kanıtı niteliğinde. Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre daha önce eski çizimlerde psikedelik maddeli bitkilerin yer alması dolaylı kanıt olarak sınıflandırılıyordu.
Scientific Reports dergisinde yayımlanan bu keşifler, Minorka’nın güneybatısında bulunan ve içinde yaklaşık 200 mezarın yer aldığı Cartes mağarasında insan faaliyetleri olduğunu gösteriyor. Cartes mağarasının, MÖ. 800’e kadar uzandığına ve yaklaşık 600 yıldır ritüel ve cenaze törenleri için kullanıldığına inanılıyor.

Araştırmacılar, bulunan maddelerin mağaradaki ritüellerde, muhtemelen bu ilaçların yan etkilerini kontrol edebilen büyücüler tarafından kullanıldığı görüşünde.
Araştırmacılar, halüsinasyonlara yol açan atropin ve skopolamininyanı sıra enerji ve dikkati artıran efedrinin kalıntılarını da buldu.

Mağarada bulunan kapların kapaklarında spiral yazıtlar keşfedildi. Bazı bilim insanları bu yazıtların halüsinojenik ilaçların etkisi altındaki bir kişinin bilinç durumundaki değişimi ifade ettiğine inanıyor.



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news