Sudan'da siyasi anlaşmaya kim engel oluyor?

Cemil el-Fadıl, "Hartum'da yaşananlar, İhvan ile devrimin iradesi arasında kemik kıran bir savaştır" dedi

Cemil el-Fadıl'a göre, "Ordu Komutanının ‘nihai anlaşmaya varma ve imzalama, hem egemen hem de yürütme organlarında geçiş otorite yapılarını oluşturma ve orduyu bölgeden çıkarma’ konusundaki ciddiyeti ve niyeti konusunda şüpheler var" / Fotoğraf: Sudan Egemenlik Konseyi Medyası
Cemil el-Fadıl'a göre, "Ordu Komutanının ‘nihai anlaşmaya varma ve imzalama, hem egemen hem de yürütme organlarında geçiş otorite yapılarını oluşturma ve orduyu bölgeden çıkarma’ konusundaki ciddiyeti ve niyeti konusunda şüpheler var" / Fotoğraf: Sudan Egemenlik Konseyi Medyası
TT

Sudan'da siyasi anlaşmaya kim engel oluyor?

Cemil el-Fadıl'a göre, "Ordu Komutanının ‘nihai anlaşmaya varma ve imzalama, hem egemen hem de yürütme organlarında geçiş otorite yapılarını oluşturma ve orduyu bölgeden çıkarma’ konusundaki ciddiyeti ve niyeti konusunda şüpheler var" / Fotoğraf: Sudan Egemenlik Konseyi Medyası
Cemil el-Fadıl'a göre, "Ordu Komutanının ‘nihai anlaşmaya varma ve imzalama, hem egemen hem de yürütme organlarında geçiş otorite yapılarını oluşturma ve orduyu bölgeden çıkarma’ konusundaki ciddiyeti ve niyeti konusunda şüpheler var" / Fotoğraf: Sudan Egemenlik Konseyi Medyası

İsmail Muhammed Ali 
Hartum'da askeri unsur ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) koalisyonunun liderliğindeki sivil taraflar arasında nihai siyasi anlaşmanın imzalanmasının 1 Nisan'dan 6 Nisan'a ertelendiği ilan edildi.
Sebep olarak ise birleşik bir ulusal ve profesyonel orduya ulaşacak şekilde, ülkedeki askeri ve güvenlik güçlerini reforme etmeye yönelik geniş tedbirlerin bir parçası olarak, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin orduya entegrasyonuna ilişkin bazı konularda fikir birliği olmaması gösterildi.
Ayrıca ,ordunun iktidardan ayrılmasını gerektiren devam eden siyasi sürecin tamamlanmasıyla ilgili sorular ve şüpheler gündeme geldi.
Peki, gözlemciler bu yansımalar ortasında siyaset sahnesinde olup bitenleri nasıl yorumluyor?

Devam eden savaş
Sudanlı yazar Cemil el-Fadıl, "Nihai siyasi deklarasyonun imzalanmasının askeri ve güvenlik reformu konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle ertelenmesine yol açan ve ülkedeki siyaset sahnesinin tanık olduğu şey, artık oyunun iplerini ordu liderliği içinde ve dışında hareket ettiren İslamcılar ile devam eden bir savaştır. 5 Aralık'ta çerçeve anlaşmanın imzalanması, zaman kazanma manevrasının ve oyunlarının bir parçasıydı. Şu an ordu ve Hızlı Destek arasında entegrasyon konusundaki anlaşmazlıkların ortaya çıkışının yanı sıra geçiş sürecini tamamlamak için nihai şekliyle ilgili taraflarca imzalanmaya hazır hale gelen anlaşmanın ardından yollar kapatılarak, protestolar düzenlenerek ve son dakika hileleri kullanılarak anlaşmanın önüne geçilmeye çalışıldı. Tüm bu engeller, rakibi ilerletmenin bir yolu olarak taktik manevralarla anlaşmayı bozmaya yöneliktir" açıklamasında bulundu.
Fadıl, "Ordu liderliği bu manevra ve hilelerde mızrağın ucu gibi görünüyor. Dolayısıyla Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın 'nihai anlaşmaya varma ve imzalama, hem egemen hem de yürütme organlarında geçiş otorite yapılarını oluşturma ve orduyu bölgeden çıkarma' konusundaki ciddiyeti ve niyeti konusunda şüpheler var. O (Burhan), artık sivil toplumun çekici ile İhvan'ın (Müslüman Kardeşler) örsü arasındadır. Sivillerle siyasi anlaşmadan kaçınmak ve geri adım atmak için elinden gelen her şeyi yapıyor ve her an başka tartışmalı konuların ortaya çıkması çok muhtemel. Bana göre Burhan, doğrudan ve dolaylı olarak bu anlaşmayı bozmaya çalışan ordunun mevcut yapısı ışığında siyasi anlaşmayı tamamlayamaz" dedi. 
Sudanlı yazar, "Şu anda yaşananlar, İhvan ile Sudan devriminin iradesi arasında kemik kıran bir savaştır. Doğu Sudan'da hareketin canlanması, bazı iltihaplı bölgelerde aşiret çatışmalarının patlaması, huzursuzluk tehdidi, enerjilerin seferber edilmesi ve İslamcılar için var olma savaşı olarak kabul edilen bu savaşı kazanma çabaları ile çatışmanın biçimi netleşti. Ordu, bu savaştaki ilk araçtır, dolayısıyla mevcut sahnede olup bitenlerden izole değildir" ifadelerini kullandı.

Engeller
Ayrıca, Hartum'daki Uluslararası 'Afrika' Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Zamzami Beşir, "Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Sudan ordusuna entegre edilmesi meselesi başta olmak üzere siyasi anlaşmanın imzalanmasının önünde birkaç engel var.
Anlaşmanın şartları, bu kuvvetlerin tamamen tasfiye edilmesini ifade ediyor. Öyle ki ister subay ister asker olsun Hızlı Destek Kuvvetleri'nin yüzde 90'ının bu kriterleri karşılamamasına neden olan şartlar ve kriterler belirlendi.
Bu, 2003'te patlak vermesinden bu yana Darfur bölgesindeki savaş döneminde saldırılara ve hızlı çarpışmalara dayalı hareketlerin tehlikesini ve yayılmasını sınırlamaya katkıda bulunan büyük bir güç olarak rolünün sona ermesi anlamına geliyor.
Ancak Hızlı Destek Kuvvetleri'nin entegrasyonunun Silahlı Hareket Kuvvetlerinin entegrasyonuna göre daha zor olacağı açık.
Ayrıca Çerçeve Anlaşma, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin statüsüne ilişkin 2019 anayasal belgesinden farklılık gösteriyor" şeklinde konuştu.

Şeffaflık eksikliği
Beşir, ordu liderlerinin sivil güçlere olan güvensizliklerinin yanı sıra, imzalanması beklenen siyasi anlaşmaya bir tür şüpheyle baktıklarını ve şeffaflık ve netlikten yoksun olduklarını belirtti. Aynı durum komplo teorisini uygularken kolaylaştırıcı rolü oynayan yabancı taraflar için de geçerli. Etiyopya ordusunun Tigray, Çad ve Orta Afrika orduları tarafından tasfiye edilmesine ek olarak Irak ve Suriye ordularını tasfiye eden de aynı taraflardır. 
Bu çerçevede Profesör, "Genel olarak doğal olan şey, orduyla ilgili meselelerin ulusal bir mutabakat, seçilmiş bir hükümet ve tüm Sudan halkını temsil eden bir parlamentonun varlığı ışığında karara bağlanmasıdır. Bu nedenle, çerçeve anlaşmaya imza atanların bel bağladıkları idealizmle ordunun siyaset sahnesinden çekilmesini beklemiyorum. Askeri elitler iktidarda kalmak, dış politika gibi hassas konuları kontrol edip anayasal belgeyi ihlal ederek başladıkları zaman kazanma politikasını izlemek, Egemenlik Konseyi Başkanlığı'nı sivillere devretmeyi engellemek ve ardından 25 Ekim darbesinin uygulanmasını ertelemek istiyor" dedi.
Beşir, "Ordunun yaptığı sadece bir manevra ve taktiktir. Sivil yönetime doğru ilerlemek ve kışlalarına dönmek gibi bir istekleri ve niyetleri yoktur. İsrail ile ilişkilerinde kaydettikleri büyük ilerlemenin yanı sıra Rusya'yı Afrika bölgesindeki herhangi bir rolden uzaklaştırmak için kendileriyle iş birliği yapan bazı taraflarla uluslararası ilişkilere de bel bağlıyorlar" açıklamasında bulundu.

Çabaları artırmak
Sudan'daki siyasi süreç sözcüsü Halid Ömer, yaptığı açıklamada "Sivil bir hükümet atamak ve seçimlere doğru yeni bir geçiş başlatmak için siyasi anlaşmanın imzalanması 6 Nisan'a ertelendi. Askeri ve sivil taraflar, yeni tarihte nihai siyasi anlaşmanın imzalanmasına hazırlık olarak, kalan engeli birkaç gün içinde aşmak için çabaları iki katına çıkarmaya fikir birliğiyle karar verdiler" diyerek, imzalama konusundaki gecikmenin bazı önemli konularda uzlaşma sağlanamamasından kaynaklandığına dikkat çekti.
26- 29 Mart tarihlerinde düzenlenen güvenlik ve askeri reform çalıştayı sırasında, 5 Aralık'ta imzalanan yeni geçiş için bir çerçeve anlaşmanın gerektirdiği bir adım olarak, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin orduya katılma takvimi konusunda görüş ayrılıkları yaşandı.

Independent Türkçe



Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)

Avrupa'nın en büyük füze üreticisi MBDA, Gazze’de çocukların ölümüne yol açan bombalarda kullanılan parçaları İsrail'e tedarik ediyor.

Guardian ve bağımsız gazetecilik kuruluşu Disclose’la Follow the Money’nin ortak araştırmasında, MBDA’nın ABD’deki fabrikası aracılığıyla İsrail’e GBU-39 bombaları için kanat sistemleri sağladığı tespit edildi. 

MBDA, ABD’nin Alabama eyaletindeki fabrikasında ürettiği “Diamond Back” isimli kanatları, Boeing yapımı GBU-39 bombalarına takılmak üzere temin ediyor. Bu bileşenler, İsrail’e ABD'nin askeri yardımı kapsamında gönderilen binlerce bombada kullanılıyor. 

Fransa merkezli firma, İtalyan Leonardo, Hollandalı Airbus ve Britanyalı BAE Systems’ın ortaklığından oluşuyor. Şirketin gelirleri, Birleşik Krallık’taki MBDA UK aracılığıyla Fransa’daki ana firmaya aktarılıyor. 2024’te MBDA grubu, hissedarlarına toplamda 350 milyon sterlin (yaklaşık 19 trilyon TL) temettü dağıttı.

Analize göre GBU-39 bombaları Gazze’de en az 24 saldırıda kullandı. Bu saldırılarda 100’den fazlası çocuk olmak üzere en az 500 kişi öldürüldü. Saldırıların 16’sında okullar hedef alınırken, diğerlerinde kamplar, evler ve camiler vuruldu. 

Avustralya merkezli Silahlanma Araştırma Hizmetleri’nden (ARES) Trevor Ball, GBU-39 bombalarının okul ve sığınak gibi yerleri vurmak için sıkça kullanıldığını söylüyor. Bunun kanat sistemleri üzerindeki yazılardan ve kuyruk parçalarından tespit edilebildiğini belirtiyor. 

Britanya merkezli Silah Ticaretine Karşı Kampanya (CAAT) grubundan Sam Perlo-Freeman da “MBDA, İsrail’in silahlandırılmasından kâr ediyor” diyor.

MBDA'nın Guardian’a gönderdiği açıklamada, şirketin ABD'deki faaliyetlerini veya İsrail'e satılan ekipmanlara parça tedarikini durdurma planına ilişkin bilgi verilmedi. Açıklamada, “şirketi yasadışı uygulamalara dahil edebilecek faaliyetler yasaktır” dendi.

BAE Systems ve Airbus, MBDA'nın yanıtına ekleme yapmadı. Leonardo, “askeri teçhizat ihracatıyla ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam olarak uyulduğunu” savundu. Boeing, soruları ABD Dışişleri Bakanlığı’na yönlendirdi, bakanlığın açıklamasında Washington’ın İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediği belirtildi. 

Independent Türkçe, Guardian, France 24