John Wick'in yıldızlarından Lance Reddick'in ailesi, açıklanan ölüm nedenine inanamadı

Oyuncunun ailesi bulguların doğru olduğuna inanmıyor

AP
AP
TT

John Wick'in yıldızlarından Lance Reddick'in ailesi, açıklanan ölüm nedenine inanamadı

AP
AP

Lance Reddick'in avukatı, The Wire oyuncusunun ölüm belgesindeki bulgulara itiraz etti.
Fringe ve Bosch dizilerinin yanı sıra John Wick film serisinde de rol alan Reddick, 19 Mart'ta aniden ölmüştü. Aktör 60 yaşındaydı.
TMZ tarafından elde edilen ölüm belgesine göre Reddick, iskemik kalp hastalığı ve aterosklerotik koroner arter hastalığı nedeniyle öldü.
Fakat Reddick'in ailesi adına konuşan avukatı, otopsiden çıkan sonuçların mantıklı gelmediğini çünkü Reddick'in "fiziksel bakımdan tanıdığı en formda kişi" olduğunu söyledi.
The Independent'ın haberine göre, James Hornstein, Reddick'in evde her gün egzersiz yaptığını ve sıkı bir beslenme düzeni uyguladığını belirterek, iş için uzakta olduğu zamanlarda "sözleşme gereklilikleri" kapsamında "spor salonu olanaklarından yararlanmayı" talep ettiğini ekledi.
Hornstein sözlerine şöyle devam etti:
"Ölüm belgesinde yer alan bilgiler Reddick'in yaşam tarzıyla tamamen tutarsız. [Lance'in eşi] Stephanie Reddick adına, ölüm belgesi bilgileri doğrulanmadı ve aile tarafından bilinen gerçeklerle tutarsız."
Oyuncunun ölümünden sonra eğlence dünyasından bir övgü seli gelmişti.
Wire'daki rol arkadaşı Wendell Pierce, sosyal medyada Reddick'in "büyük güç ve zarafet sahibi bir adam" olduğunu yazmıştı.
Pierce, sözlerine "Bir oyuncu olduğu kadar yetenekli bir müzisyendi de" diye devam etmişti.

"Klasın timsali. Sanat ailemiz için ani, beklenmedik, keskin ve acı bir keder. Kendi ailesi ve sevdikleri için hayal bile edilemeyecek bir ıstırap. Yolun açık olsun dostum. Burada iz bıraktın."

Oyuncunun eşi Stephanie, ölümünün duyurulmasından kısa süre sonra yaptığı açıklamada şöyle demişti:
"Lance aramızdan çok erken ayrıldı. Önceki gün boyunca bu platformlarda paylaştığınız yoğun sevgi, destek ve güzel hikayeleriniz için teşekkür ederiz. Mesajlarınızı görüyorum ve onlar için ne kadar minnettar olduğumu ifade edemem."



İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
TT

İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)

Beden korkusu (body horror) türünün öncüsü kabul edilen usta yönetmen David Cronenberg, sinema salonlarına dair nostaljik duygular taşımadığını ve dijitalleşen film yapım süreçlerini daha verimli bulduğunu söyledi.

Interview Magazine için meslektaşı Jim Jarmusch'a konuşan Cronenberg, filmlerinin toplu bir izleyiciyle sinema salonunda izlenmesinin kendisi için özel bir anlam taşımadığını belirtti.

"O hissi yaşamıyorum"

"Filmleri gerçek sinema salonlarında sadece arada sırada, genellikle film festivallerinde izliyorum ve projeksiyon kalitesi her zaman iyi olmuyor" diyen Cronenberg, sözlerine şöyle devam etti: 

Venedik'te Spike Lee'yle sahnedeydim. Sinemanın bir katedral gibi olduğunu, neredeyse dini bir yönü bulunduğunu söylüyordu. Ona, 'Ben Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) akıllı saatimden izliyorum ve orada bin deve var, hepsini görebiliyorum' dedim. Şaka yapıyordum ama anlatmak istediğim şey, sinema deneyimini o kadar da etkileyici bulmadığımdı. Belki yaşlandığım içindir. O toplu izleme hissini yaşamıyorum.

Teknolojiye karşı açık yaklaşımı filmlerine de yansıyan Cronenberg, dijital kameralarla çalışmanın kolaylıklarının, film şeridinin sunduğu görsel avantajların önüne geçtiğini düşünüyor. Kurgu süreçlerinde film şeridiyle çalışmanın epey kısıtlayıcı olduğunu belirten usta yönetmen, dijital araçların sağladığı kontrol imkanlarını öne çıkardı.

"İnsanların dijital platformlarda bir filmi izledikten sonra duyduğu tutkuyu, eskiden sinema salonundan çıktıktan sonra hissettiğimiz heyecana benzetiyorum" diyen Cronenberg, "Farklı olabilir ama daha kötü değil. Ayrıca filmle çalışmayı da özlemiyorum. Kurgu ve montaj benim için tam bir kabustu. Artık çok daha fazla kontrol sahibiyiz ve bir film yapıyorsanız, bir dereceye kadar kontrol manyağısınız demektir" ifadelerini kullandı.

Cronenberg'in son filmi Kefenler (The Shrouds) şu sıralar ABD sinemalarında gösterimde. Yönetmenin 2024 Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan filminde, eşini kaybeden bir adamın yas sürecini, karısının cesedini canlı yayın yapan bir tabut içinde saklayarak yaşaması konu ediliyor.

"Böyle bir filmi sadece Cronenberg çekebilir"

Filmin başrollerinde Fransız aktör Vincent Cassel, Guy Pearce ve Diane Kruger yer alıyor. Yardımcı rollerdeyse Sandrine Holt, Elizabeth Saunders ve Al Sapienza var.

IndieWire'ın incelemesinde filmle ilgili şu yorum yer alıyor:

Yönetmenin eşinin kaybından ilham alan Kefenler, sadece David Cronenberg'in çekebileceği türden bir yas hikayesi. Alaycı, duygusuz ve zaman zaman öylesine cansız ki, sanki film kendisi de katılaşmış gibi. Görüntüler, projeksiyondan perdeye ulaşmadan çok önce ölmüş gibi duruyor. Ama başka ne beklenirdi ki?

Kefenler, Türkiye'de 23 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak.

82 yaşındaki Kanadalı sinemacı, Sinek (The Fly), Çarpışma (Crash) ve Müstakbel Suçlar (Crimes of the Future) gibi filmleriyle de tanınıyor. 

Independent Türkçe, IndieWire, Interview Magazine