BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Libya'yı toparlanma yoluna sokan her türlü mutabakatı destekliyoruz’

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, girişiminin sonuçlarının ‘meşruiyet kazanacağını’ söyledi.

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)
TT

BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Libya'yı toparlanma yoluna sokan her türlü mutabakatı destekliyoruz’

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Bathiliy, bu yıl içinde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini destekleme girişiminin ‘durgun siyasi suları hareket ettirmeyi, seçimlere giden yolu çizmeye herkesi dahil etmeyi ve Libya'yı toparlanma yoluna sokan her türlü fikir birliğini desteklemeyi’ amaçladığını vurguladı.
Bathhiliy, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda ‘paralı askerlerin’ ve yabancı savaşçıların beklenen seçim üzerindeki etkisinden ve seçimleri yönetmek için yeni bir hükümet seçme konusundaki tutumuna işaretle şunları söyledi:
“Libya'da yürütme organının birleşmesi konusuna ‘gerçekçilik’ ile bakıyoruz. Ancak hükümetin birleşmesi konusuna bu hassas dönemde ihtiyatla yaklaşılmalı. Çünkü bu konu Libya için vazgeçilmez karışıklıklar yaratabilir.”
Bathiliy açıklamasında topu ‘6+6’ Komitesi’nin sahasına attı:
“Seçim kanunları halen görüşülüyor ve tarafların seçimleri denetlemede yönetimin tarafsızlığını sağlayacak şekilde gördüğü her türlü şartın konması mümkün. Kanunlar, cumhurbaşkanlığına aday olacak tüm adayların seçim tarihinden önce mevcut görevlerinden istifa etmesi şartını içerebilir.”
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda Libya’daki siyasi süreçten uluslararası toplumun gösterdiği çabalara kadar birçok başlıkta merak edilen soruları cevapladı:

- Libya'da seçim sürecini harekete geçirme girişiminiz, Libya içinde ve dışında pek çok kişi için halen belirsizliğini koruyor. Bu girişimin özellikleri neler? Buna kimler katılacak ve ne bekleniyor?
Girişimin, Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi (DYK) arasında seçimlere hazırlık konusunda şimdiye kadar varılan uzlaşmaya dayanarak, öncelikle durgun siyasi suları hareket ettirmeyi amaçladığını açıklığa kavuşturmalıyım. Başka bir deyişle girişim, konuyu iki yasama konseyinin (TM ve DYK) tekelinde bırakmadan, seçim sürecini harekete geçirmek ve mevcut krizi çözmek için Libya'nın katılım çemberini genişletmeyi amaçlıyor. Bu da somut sonuçlara ulaşmadan yeterince zaman aldı. Seçimlerin gidişatının belirlenmesinde TM ve DYK da dahil herkes söz sahibi olacak. Girişim, aktif siyasi ve güvenlik güçler, partiler, kadın temsilciler, gençler, ileri gelenler ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere geniş bir yelpazedeki Libya bileşenlerini içerecek. UNSMIL’in bu bileşenleri kimin temsil edeceğini seçmede herhangi bir rolü olmayacak. İkinci olarak, bu girişimin esnek ve geleneksel olmayan bir çalışma mekanizması önerdiğini belirtmek gerekir. Zira Libyalıların seçimlerin gerektirdiği en önemli konularda ulusal uzlaşmaya varmalarına yardımcı olmak amacıyla kişisel olarak izleyeceğim ‘shuttle diplomacy’ (mekik diplomasisi) olarak bilinen mekanizmaya bağlı olacak. Bu konular, daha önceki açıklamalarımda da belirttiğim gibi; bu iki konunun önemine rağmen sadece anayasal bir kuralın ve seçim kanunlarının kabul edilmesinden daha fazlasını içeriyor. Karar verilecek konular arasında, seçimlerin güvence altına alınması, adayların seçim kampanyalarını yürütmek için hareket özgürlüğünün sağlanması, sonuçların onaylanmasının sağlanması, davranış kurallarının (ya da onur kuralının) benimsenmesi ve bunlara uyulması, harcamalar için şeffaf bir hükümet mekanizmasının benimsenmesi ve seçimlere iyi bir hazırlık için gündeme gelebilecek diğer başlıklar bulunuyor. Seçimlerin birincil görevi, ülke için yeni bir liderlik seçmektir. Bu nedenle sadece bazı üyeleri adaylar arasında olabilecek DYK ve TM’nin değil, tüm tarafların taahhüdünü ve katılımını gerektiriyor.

- Girişimden çıkacak kararlar tüm taraflar için bağlayıcı olacak mı? Yoksa bunlar sadece tavsiye niteliğinde mi?
Bu girişimden doğacak kararların meşruiyet kazanacağını söyleyebilirim. Çünkü bunlar mutlaka ulusal bir mutabakata tabi olacak ve mümkün olan en geniş mutabakatı yansıtacak. Tüm tarafların taahhüdünün, siyasi ve manevi sorumluluğunun ifadesi olacaktır. Bu taahhüt, vatandaşları ve onları temsil eden kurum ve kuruluşları takip etmenin yanı sıra üzerinde anlaşmaya varılacak kararların uygulanmasının en önemli teminatları arasında yer alacaktır.

- Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma koşulları üzerinde anlaşma sağlanamaması durumunda bu yıl sadece parlamento seçimlerini mi yapacaksınız?
Prensip olarak ülkeyi toparlanma yoluna sokan, devlet kurumlarını yeniden meşrulaştıran, sürdürülebilir barış ve istikrara, kalkınma ve yeniden yapılanmaya kapı açan ve vatandaşların refahı için endişe duyan her türlü geniş Libya mutabakatını destekliyoruz. Mevcut krizi çözmek, tartışmalı tüm konularda uzlaşmayı gerektiriyor. Bu nedenle Libyalıların uzlaşmasının son söz olduğunu söylüyoruz. Bununla birlikte tanıştığım Libyalı kadın ve erkeklerden hissettiklerim, uluslararası toplumdan duyduklarıma ve seçim listelerine kayıt için yoğun katılımdan anladıklarıma göre durum, 2023 yılının sonundan önce cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin eşzamanlı olarak yapılması yönünde ilerliyor. Şayet seçimler başarılı bir şekilde yapılırsa -ki biz de tüm Libyalı ortaklarımızla bunun için çalışıyoruz- bu, ülkenin kurumlarının kaybolan meşruiyetini geri getirecek.

-TM ile DYK arasında şu ana kadar üzerinde anlaşmaya varılanlarda, özellikle de Anayasa Beyannamesi'nin 13’üncü değişikliğini kabul etmeleri, girişiminizin hangi aşamasında bulunuyor?
Girişim, zaman kazanmak amacıyla, Anayasa Beyannamesi'nde yapılan 13’üncü değişiklikte gerekli çareler de dahil olmak üzere, TM ile DYK arasında varılan uzlaşmaya dayanıyor. Bu kapsamda girişim, anayasal zemini ve seçim kanunlarını hazırlamakla görevli 6+6 Komisyonu’na, çalışmalarının bir an önce somut sonuçlar vermesi için teknik ve lojistik yardım ve gerekli uzmanlığı sağlamayı teklif etti. 5+5 ortak askeri komitesi üyeleri arasında seçimlerin korunması ve ülkenin çeşitli bölgelerinde adayların hareketini güvence altına alma konusunda oluşan önemli ve cesaret verici fikir birliğini de unutmamalıyız. Ayrıca bu girişim, TM ve DYK’nin her iki tarafında da geniş katılımcı bir yaklaşımla, endişe verici konuların ele alınmasına gereken özeni gösterecektir. Bu hususlar arasında örneğin, ulusal kaynakların şeffaf yönetimi, adaylar arasında eşit rekabet ortamının oluşturulması ve idarenin tarafsızlığının sağlanmasına ilişkin anlaşma yer alıyor.

- Tüm tarafları demokratik sürecin sonuçlarını kabul etmeye zorlayacak güvenceler ve araçlardan bahsedebilir misiniz?
Seçim sürecinin başarısı için Libya'da herkesin bildiği ve üzerinde çalışmaların bugünden itibaren başladığı ve seçim gününe kadar ve hatta seçimle ilgili kurumların kurulmasına kadar devam edeceği birçok faktörün sağlanması gerekiyor. Bu faktörlerin en önemlilerinden biri güvenliktir. Seçimler, adayların ve siyasi partilerin Libya genelinde hareket özgürlüğünün sağlanması, seçmenlerle serbestçe, herhangi bir taciz veya gözdağı olmaksızın kampanya ve toplantı yapma özgürlüğünün tesis edilmesi de dahil olmak üzere korunmalıdır. Güvenlik durumu vatandaşların, özellikle de kadınların, seçim görevlerini özgürce, güvenliklerine yönelik baskı veya korku olmadan yerine getirmeleri için de önemlidir. Ayrıca en önemli güvenceler arasında, adayların bilinen yasal yollardan itirazda bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla, seçim sonuçlarını kabul edeceklerini önceden taahhüt etmeleri yer alıyor. Bu bir siyasi ve ahlaki sorumluluk meselesidir. Siyasi taraflar, tahrik ve nefret söyleminden kaçınma, adil rekabet etiğine uyma ve seçimlerin bütünlüğünü ve dürüstlüğü zedeleyici her türlü işlem ve eylemden kaçınma gibi davranış kuralları benimsemeli ve bunların hükümlerine uymalıdır. Seçim süreci, nimetlerinden tüm Libyalıların yararlanacağı birleşik ve egemen bir Libya lehine yarışan siyasi programlar ve vizyonlar için bir cephe olmalıdır.

- Mevcut yetkililerin aday olmak istiyorlarsa mevcut görevlerinden istifa etmeleri yönünde talepler var mı?
Adil seçim rekabeti için eşit koşulların sağlanması gerektiğinin herkes farkında. Bu bağlamda, kamu harcamalarını kontrol etmek ve devlet kaynaklarının seçim amaçları için kullanılmasını veya bir adayı rakipleri pahasına kayırmayı önlemek için şeffaf bir hükümet mekanizması sağlama ihtiyacı bir kez daha vurgulanmalıdır. Bu, tüm adaylar için eşit bir oyun alanı sağlamak için önemli bir önlemdir. Seçim rekabeti için eşit şartlar sağlanması, mevcut görevlilerin seçim kanunları tarafından belirlenen bir süreden önce görevlerinden istifa etmelerini gerektirmektedir. Önümüzdeki haziran seçimleri için bir yol haritası çizmeden önce bu meseleler artık Libyalıların kendileri tarafından kararlaştırılmalıdır. Genel olarak seçim sürecinin başarısını sağlamaya yönelik prosedürler şu andan itibaren başlar ve seçim günü boyunca ve seçim sonrasına kadar devam eder.

- Libya'da ‘paralı askerlerin’ ve yabancı güçlerin varlığı seçim sürecini engelleyen bir faktör olacak mı?
Yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin varlığının Libyalıları, komşu ülkeleri ve bir bütün olarak uluslararası toplumu rahatsız eden bir sorun olduğu doğru. Bununla birlikte bu olgunun ciddiyeti büyük ölçüde Libyalı tarafların iradesine ve güvenlik anlaşmalarına bağlılıklarının boyutuna, askeri ve güvenlik kurumları da dahil olmak üzere kurumlarını birleştirme isteklerine ve ulusal egemenliklerinin prestijini geri getirme konusundaki ısrarlarına bağlı. Dolayısıyla yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin geri çekilmesine ve Libya egemenliğinin yeniden kurulmasına yardım etmek, nihai olarak Libyalıların kendilerine, UNSMIL'e ve uluslararası toplumun birçok üyesine kalmıştır.

- Bu unsurların (paralı askerler ve yabancı güçler) Libya'dan çıkışı için herhangi bir zaman var mı?
Ortak Askeri Komite'nin yoğun çalışmaları ve Sudan, Nijer, Çad gibi ilgili ülkelerin gösterdiği iş birliği sayesinde yabancı savaşçı ve paralı askerlerin geri çekilmesi dosyasında ilerleme kaydedildiği söylenebilir. Gönüllü geri dönüş programlarının yanı sıra özellikle veri alışverişi mekanizmasının kurulması konusunda Libya irtibat komiteleri ve bu ülkeleri temsil eden muadillerinin kat ettiği mesafeyi şüphesiz takip ediyorsunuz. Doğru yönde ilerleyen bu yolu Libyalı, bölgesel ve uluslararası ortaklarımızla yakından takip ediyoruz. Burada, Libya ve komşularının, komşu ülkelere zarar vermeden, Libya'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygıyı garanti edecek şekilde, Libya topraklarındaki paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların varlığına son verme yönündeki ortak arzusunu yineliyorum. Sudan, Çad ve Nijer'in de dahil olduğu Libya'nın komşu ülkelerine yaptığım son ziyaret, bu ikilemi çözme konusundaki ortak kararlılığı doğruladı.

- Seçimlerin ertelenmesinin sebebinin kanunların hazır olmaması olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa geçmişte Libya Yüksek Seçim Komisyonu’nun ilan ettiği ‘mücbir sebep’ yüzünden mi?
Libya'daki çoğu siyasi tarafın, seçim sürecini bozma sorumluluğundan kaçma ve diğer partileri suçlama eğilimi var. Seçimlerin bu yıl sonundan önce yapılması yönünde olumlu bir şekilde ilerlemek istiyorsak, şüphesiz bu yararsız bir yaklaşımdır. Suçlama zamanı bitti ve kitlesel olarak seçim listelerine kaydolan Libyalı seçmenlerin özlemlerini karşılamak için harekete geçme ve hızlanma zamanı geldi. Aralık 2021'de seçimlerin yapılmamasından herkesin şu ya da bu şekilde sorumlu olduğuna şüphe yok. Süresiz erteleme fiili güçler için uygundu ve bu gerçek Libyalılar için de bir kayıp değil. Statüko yalnızca bazı insanlara hizmet eder. Dolayısıyla engelleme, genellikle ‘aynı fikirde olmama’ kuralına dayanan çeşitli manevralarla devam etti. Sebepler ve  mazeretleri tekrarlanmamalı. Seçimleri ertelememek için başlattığım girişim, seçimlerin getirdiği tüm güvenlik, siyasi ve teknik konularda 6+6 Komitesi ile paralel çalışmayı gerektiriyor. Bu sayede yasal çerçevenin tamamlanmasını sağlıyor ve tekrar mücbir sebeplerin oluşmasının önüne geçiyoruz.

- Parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasından sorumlu olacak yeni bir hükümetin seçilmesi konusundaki görüşünüz nedir?
Libya kurumlarını askeri ve güvenlik düzeylerinde birleştirme yönündeki ciddi girişimler, yürütme organını dışlamaz. Ancak bu hassas dönemde hükümetin birleşmesi çok fazla gerçekçilik ve ihtiyatla ele alınmalıdır. Çünkü bu konu, Libya'nın olmazsa olmazı olan siyasi, usulî ve hatta hukuki ve anayasal karışıklıklar yaratabilir. Hükümetlerin oluşumuna genellikle makam çekişmeleri, kotalar konusundaki anlaşmazlıklar ve bireysel ve hizip çıkarları konusundaki acelecilik eşlik eder. Bu, devlet işlerini ve halkın günlük işlerini yürütmeye devam ederken, seçim liyakatine odaklanma çabalarına hizmet etmeyecektir. Yürütme organının gerçekçi bir şekilde birleştirilmesi konusuna, daha fazla karmaşıklık yaratmadan seçimlerin tek bir otorite altında yapılması olan ve istenen nihai hedefe ulaşmayı amaçlayarak bakıyoruz.

- Ancak pek çok kişi Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) devamının iki aday arasındaki dürüst rekabet koşullarına zarar vereceğinden korkuyor. Bununla ilgili görüşleriniz nelerdir?
Elbette yürütme organının birleştirilmesi konusuna yaklaşımımızdaki gerçeklik, minyatür ve bağımsız bir hükümet çağrısında bulunanların haklı korkularını ortadan kaldırmıyor. Bu yüzden önderliğini yaptığım iyi niyetlerle, tüm adaylar arasında özgür ve adil rekabet için eşit bir zemin sağlamayı ve devlet kaynaklarının seçim amacıyla sömürülmesini önlemek için hükümet harcamalarını kontrol edecek şeffaf bir mekanizma kurmayı umuyoruz. Ayrıca seçim kanunları halen görüşülmekte olup, tarafların seçimleri denetlemede idarenin tarafsızlığını sağlamak olarak gördükleri her türlü şartı kanuna dahil etmek mümkündür. Bu, örneğin, cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan tüm adayların seçim tarihinden önce mevcut görevlerinden istifa etmelerini gerektirmeyi de içerebilir.



Darfur Bölgesi Valisi Minawi Al-Majalla’ya konuştu (1): 15 Nisan’da tanık olduklarım bunlar… Hamideti, HDK üyelerini savaştan bir ay önce Hartum'a taşıdı

Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
TT

Darfur Bölgesi Valisi Minawi Al-Majalla’ya konuştu (1): 15 Nisan’da tanık olduklarım bunlar… Hamideti, HDK üyelerini savaştan bir ay önce Hartum'a taşıdı

Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)

Sudan sahnesinin önemli isimlerinden biri olan Mini Arko Minawi, yalnızca Darfur Bölgesi’nin mevcut valisi değil, aynı zamanda bölgede faaliyet gösteren Sudan Kurtuluş Hareketi’nin de lideri. Minawi, Sudan'da 2019 yılının nisan ayında eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin düşmesini sağlayan ‘Aralık Devrimi’nin başarıya ulaşmasının ardından, 2020 yılı sonlarında Cuba Barış Anlaşması'nın imzalanması sonrası hükümete katıldı. Minawi’nin Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile ilişkileri, HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) ile yaşadığı anlaşmazlıklar ve son yıllarda ülkede yaşanan dönüşümlerin içinde yer alması, tanık olduklarını anlatmasını önemli hale getiriyor.

Al-Majalla, Minawi ile Sudan'daki son durum ve Hamideti’nin ‘iki general (Burhan ve Dagalu) arasındaki savaşın’ başladığı 15 Nisan 2023 tarihinden bir ay önce komutasındaki HDK’yı ve ağır mühimmatlarını Hartum'a nakletmesine ve öncesinde iki generallin birlikte eski Başbakan Abdullah Hamduk hükümetine yaptıkları darbeye ilişkin gözlemleriyle ilgili kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla’dan aktardığı röportajda, Minawi, 15 Nisan’da savaşın durdurulması için son dakika çabalarında oynadığı rolünden bahsederken o gün Hamideti'nin Hartum'daki konutuna doğru yola çıktığı sırada Hamideti’nin kendisine, Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’nın ve Ordu Komutanı Orgeneral Burhan’ın kaldığı yerin bulunduğu ve yoğun çatışmaların yaşandığı Matar Mahallesi'nde olduğundan ateş hattında bulunduğu ve yoğun çatışmalar yaşandığı için konutuna gelmemesini söylediğini anlattı. Minavi, iki general arasındaki bu savaşın artık kontrolden çıktığını iki hafta sonra anladığını söyledi.

Hamideti komutasındaki HDK tarafından işgal edilen Darfur’daki saha koşullarından, Rus paralı asker grubu Wagner güçleriyle ilişkisinden ve Sudan'daki altın maden rezervi arayışlarından söz eden Minawi, HDK'nın operasyon odalarında yabancı subayların olduğunu vurguladı.

Özgürlük ve Değişim Güçleri (ÖDG) Merkez Konseyi’ni eleştiren Minawi, “Sudan Silahlı Kuvvetleri ile HDK’nın arasını açtılar. HDK Komutanı’nı askeri adım atmaya ikna eden de onlardı. Çok basit bir hesap yaptılar. Birkaç saat içinde darbe olacak, ardından her şey sona erecekti. Sonra ÖDG-Merkez Konseyi'ndeki kardeşlerimiz, rakiplerini tasfiye edecek ve bazı ülkelerin korumasında sınırsız gücün tadını çıkaracaklardı” diye konuştu. Minawi, “Hamideti ve Hamduk aynı düzenin iki kanadı” ifadelerini kullandı.

İşte Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi ile Zoom uygulaması üzerinden yaptığımız röportajın birinci bölümü:

*Öncelikle 15 Nisan 2023 günü neredeydiniz? O gün ne oldu?

O gün (15 Nisan), bir süre önce geldiğim Hartum'daydım ve çatışmaların başlamasından sonra yaklaşık iki hafta orada kalmaya devam ettim.

*O güne geri dönebilir miyiz? Neredeydiniz, neler yaşandı? Özellikle askeri düzeyde ne oldu? O gün Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile ya da HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu ile temas kurdunuz mu?

15 Nisan’dan bahsetmeden önce, anlatmaya biraz öncesinden başlamamız gerekiyor. Çünkü HDK’nın, 15 Nisan öncesi özellikle Darfur’dan ve komşu ülkelerden başkent Hartum’a personel taşıdığını gözlemledik. Bundan tam bir ay önce 14 Mart'ta Hartum'dan Darfur'a yaklaşık bin 200 kilometre uzunluğunda bir rotaya doğru gidiyordum. Yol boyunca üç günlük yolculuğumda her biri 150 ile 200 arasında HDK mensubunu taşıyan araçlar ve kamyonetlerin Hartum'a doğru ilerlediklerine net bir şekilde tanık oldum. Bizzat Darfur'dan Hartum'a giden ve Sudan dışındaki ülkelerden de Darfur üzerinden savaşçı taşıyan 67 kamyon saydım.

FOTO: Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (ortada) ve HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (ortada sol), askeri darbeden kaynaklanan krizin sona erdirilmesine yönelik Hartum’da sivil liderlerle birlikte bir ön anlaşmanın imzalandığı törene katıldılar, 5 Aralık 2022 (AFP)
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (ortada) ve HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (ortada sol), askeri darbeden kaynaklanan krizin sona erdirilmesine yönelik Hartum’da sivil liderlerle birlikte bir ön anlaşmanın imzalandığı törene katıldılar, 5 Aralık 2022 (AFP)

*Bir ay önce mi?

Evet, savaşın başlamasından tam bir ay önceydi. Ayrıca (Kuzey) Darfur'un yönetim şehri el Faşir'e giderken şehrin girişinde Hartum'a nakledilmeyi bekleyen HDK üyeleri olduğunu gördüm. Sayıları çok fazlaydı. Yedi binden fazla HDK mensubu kendilerini Hartum'a taşıyacal kamyonları ve nakliye araçlarını bekliyordu.

*O sıra Hartum'a nasıl bir atmosfer hakimdi?

Tüm huzursuzluklara, özellikle ordu ile HDK arasında yaşanan sorunlara ve bu sorunların daha sonra savaşın çerçevesi haline gelen, Çerçeve Anlaşmasının imzalanması sonrasında geliştiğine tanık oldum. Eğer ordu ile HDK savaşmasaydı, o anlaşmayı imzalamayı reddeden siyasi hareketlerle ve güçlerle savaşacaklardı. Böyle bir durumda, ordu ile HDK güçlerini birleştirebilirlerdi. Ancak bu savaşın arkasında, bazıları arkadaşım olan ÖDG-Merkez Konseyi’nden isimler vardı.

Eğer HDK ile ordu savaşmasaydı, anlaşmayı imzalamayı reddeden siyasi hareketlerle ve güçlerle savaşacaklardı.

*Yani bu, savaşın ayak seslerini duyduğunuz ve aslında iki general arasındaki savaşın kaçınılmaz olduğunu düşündüğünüz anlamına mı geliyor?

Savaş öncesindeki tüm işaretler savaşın yaklaştığını ve kanlı ya da kansız bir darbenin olabileceğini gösteriyordu. Hartum'da bir yılı aşkın bir süre yaptığımız gözlemler ve Hartum'da bulunduğumuz dönemde tespit ettiğimiz göstergeler, böyle bir durumun yaklaştığını işaret ediyordu. Bu işin planlayıcılarının ve sorumlularının tamamı, açıkça ve tüm delilleriyle ÖDG-Merkez Konseyi'ndeki kardeşlerimizdi. Ordu ile HDK’nın arasını açtılar. HDK Komutanı’nı askeri adım atmaya ikna eden de onlardı. Çok basit bir hesap yaptılar. Birkaç saat içinde darbe olacak, ardından her şey sona erecekti. Sonra ÖDG-Merkez Konseyi'ndeki kardeşlerimiz, rakiplerini tasfiye edecek ve diplomatik bir kucaklaşma olarak gördükleri bazı ülkelerin koruması altında sınırsız gücün tadını çıkaracaklardı.” 

*Tüm bunların arkasında ÖDG’nin olduğuna mı inanıyorsunuz?

ÖDG, tasfiye listelerinin hazırlanmasına kadar tüm süreçlerde yer aldı.14 Nisan’ı 15 Nisan’a bağlayan son dakikalarda Hartum'da, cumhurbaşkanlığı konutundaydım. Onlar da Burhan'la birlikteydiler. Saat biri çeyrek geçe Burhan’ın yanından ayrılarak Hamideti’nin yanına gittiler. Darbeci rollerini ve iktidarı ele geçirme yönündeki kötü niyetlerini örtbas etmenin zamanı gelmişti. Biz de buna şahidiyiz. Yalnız değildim, hatta bazılarımız durumu sakinleştirmeye ve onların 'sıfır saatine' ulaşmak için yaptıkları düzenlemeleri engellemeye çalışıyorlardı.

*O güne dönecek olursak, Hamideti ile Burhan arasında ÖDG üyelerinin katıldığı bir toplantı yapıldığı biliniyor. Siz de o toplantıda mıydınız?

Ben o toplantıya katılmadım ama toplantıya ÖDG'nin tamamı değil, ÖDG - Merkez Konseyi kanadı katıldı. Burhan ile Hemedti arasında ÖDG - Merkez Konseyi’nin katıldığı çok sayıda görüşme oldu. Bu görüşmeler, darbe düşünülmeden önce yapılmıştı. Sessiz kalmış olabilirler, ama geçiş sürecine gerçek dokunuşlar yapmak isteyen ÖDG - Demokratik Blok kanadı ve Sudanlı diğer siyasi güçleri tasfiye etmeye yönelik komploların konuşulduğu toplantılar olduğu da bir gerçek.

Bu yüzden çoğunlukla bir arada olunsa da özellikle son dakikalarda ve son 72 saatte ÖDG üyelerinin çoğu Burhan ve Hamideti arasında mekik dokudular. Dr. Cibril İbrahim, Malik Agar ve Muhammed İsa Aliyu, hatta Abdullah Masar ve Dr. Taceddin Said gibi bazen orada olup bazen olmayan bazı isimlerle birlikte sakinleştirme ve olacakları engelleme girişimimizi sürdürüyorduk. Gayretli bir girişime öncülük ediyorduk. Gerçek anlamda iyi niyetle yapılan bir girişimdi. Girişimi bizi yanına çağıran ve bu girişime dahil eden General (Şemseddin) el-Kabaşi başlattı. Bizden duruma müdahale etmemizi istedi. Biz de onun isteği üzerine müdahale ettik.

*Ancak girişim başarısızlıkla sonuçlandı ve savaş patlak verdi, değil mi?

Girişim sırasında 15 Nisan günü saat dokuzda ilk kurşun sıkıldı. Benim ayarladığım randevuya göre Sayın Hamideti ile konutunda görüşmemiz gerekiyordu. Çatışmalar sırasında Menşiye’deki evimden Hamideti’nin Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’ndaki konutuna giderken onu aradım. Bana çatışmaların yoğunlaştığını ve zarar görebileceğimi öne sürerek konutuna gitmememi istedi. Nitekim evine girmek ısrar ettim ama giremedim, hatta Genel Komutanlığın kapısına kadar ulaştım. Ancak çatışmalar vardı. Her yerden mermi sesleri geliyordu ve ben de geri döndüm. Oysa onunla konutunda görüşmeye kararlıydım. Ancak o sırada konuttan çıktığından haberim yoktu.

FOTO: Hamideti ve Minawi, ülkedeki başlıca beş isyancı grupla barış anlaşması imzaladıktan sonra tokalaşırken, 31 Ağustos 2020 (Reuters)
Hamideti ve Minawi, ülkedeki başlıca beş isyancı grupla barış anlaşması imzaladıktan sonra tokalaşırken, 31 Ağustos 2020 (Reuters)

*Siz onun konutuna giderken Hamideti sizinle telefonda konuşuyordu. Peki, size ne söyledi?

Benimle Menşiye’den onun Genel Komutanlık’taki konutuna gittiğim sırada telefonda konuştu.

*Size ne söyledi?

Benden, Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’nın ve Ordu Komutanı Orgeneral Burhan’ın kaldığı yerin bulunduğu ve yoğun çatışmaların yaşandığı Matar Mahallesi'nde olduğundan ateş hattında olduğu ve yoğun çatışmalar yaşandığı için konutuna gitmememi istedi. Ancak daha sonra o sıra konutunda olmadığını öğrendim.

Çatışmaların başlamasından iki hafta sonra durumun kontrolden çıktığını anladım.

*Bu, Hamideti ile aranızdaki son görüşme miydi?

Hayır. Savaş sırasında da temasa geçtik. Birinci ve ikinci günden itibaren, hatta konutuna giremeyip saat 12 civarında eve geri döndüğümde bile onu aradım. Çalışmalar, çatışmaların başlamasından iki hafta sonrasına kadar devam etti.

*Darfur Bölgesi Valisi ve askeri ve siyasi bir lider olarak Burhan ve Hamideti ile konuşarak savaşın durdurulması için çaba sarf ettiniz. Çatışmaların kontrolden çıktığını ne zaman anladınız?

Çatışmaların başlamasının ikinci haftasında işlerin kontrolden çıktığını anladım. Çatışmalar başlarda sadece askeri bölgelerde yaşanıyordu. Ancak çatışmaların ikinci haftasında HDK üyeleri evlere girip kendilerine esirler aramaya başladılar. Bu da savaşın başlangıcı oldu. Mayıs ayı sonlarında Darfur'un batısındaki el-Cenine ve Murni'de çok büyük bir kaosun yaşandığı çatışmaların, savaştan ziyade etnik ve kabilesel tasfiye girişimleri olduğu anlaşıldı.

FOTO: Hartum’da HDK ile ordu arasındaki çatışmalar sırasında düzenlenen hava saldırısının ardından binaların üzerinden yükselen dumanlar, 1 Mayıs 2023 (Reuters)
Hartum’da HDK ile ordu arasındaki çatışmalar sırasında düzenlenen hava saldırısının ardından binaların üzerinden yükselen dumanlar, 1 Mayıs 2023 (Reuters)

HDK, haziran ayı başlarında Kuzey Darfur'a girdiğinde oradaydım. Çatışmalar başladı. Bölgenin önde gelen kabilelerinin reislerinin, ileri gelenlerinin ve topluluklarının yanı sıra, bireylerini de hedef alan etnik tasfiyeler gerçekleşti. Tüm bunlar, savaşın ordu ile HDK arasında olmaktan ziyade kontrolden çıkmaya başladığının ve Sudanlıların zarar göreceğinin çok açık göstergeleriydi.

*Röportajın “Darfur Bölgesi Valisi Minawi Al-Majalla’ya konuştu (2): Sudan’ın bölünmesini oldubittiye getirmek istiyorlar… HDK'nın operasyon odalarında yabancı subaylar var” başlıklı ikinci bölümü yarın yayında.