Cezayirli iki enerji şirketinin talep ettiği ödemeler Tunus'ta tartışmaya neden oldu

Cezayir’den Tunus’a uzanan doğalgaz boru hattı. (Şarku’l Avsat)
Cezayir’den Tunus’a uzanan doğalgaz boru hattı. (Şarku’l Avsat)
TT

Cezayirli iki enerji şirketinin talep ettiği ödemeler Tunus'ta tartışmaya neden oldu

Cezayir’den Tunus’a uzanan doğalgaz boru hattı. (Şarku’l Avsat)
Cezayir’den Tunus’a uzanan doğalgaz boru hattı. (Şarku’l Avsat)

Cezayir ulusal petrol ve doğal gaz şirketi Sonatrach ve Cezayir'de elektrik ve doğal gaz dağıtımından sorumlu kuruluş Sonelgaz tarafından ödenmemiş faturaların ödenmesinin resmi olarak talep edildiği bldirildi. Tunus basınında yer alan haberlere göre Tunus Elektrik ve Gaz Şirketi’nin bu ödemeleri yapmak amacıyla hızlı çözümler bulmak üzere müdahale etmesi için hükümete çağrıda bulunuldu. Bu gelişme Tunus’ta tartışmaya yol açtı.
Tunus Elektrik ve Gaz Şirketi’nin İletişim Müdürü Munir el-Garbi, Tunus resmi haber ajansı TAP'a yaptığı açıklamada şirketin, Cezayirli ortaklarıyla yaptığı anlaşmalar çerçevesinde taahhütlerini daima yerine getirdiğini söyledi.
Cezayirli iki şirketle olan ortaklıkta herhangi bir yeni gelişme olmadığını belirten Garbi, Tunus Elektrik ve Gaz Şirketi'nin Sonatrach'a olan ödemelerini, iki taraf arasında imzalanan anlaşmaya göre son ödeme tarihleri ​​içinde yaptığını vurguladı. Garbi, Cezayirli şirketlerle ilişkilerin ‘oldukça güçlü olduğunun ve yıllar öncesine dayandığının’ altını çizdi.
Elektrik enerjisiyle ilgili açıklamalarda bulunan Garbi şu ifadeleri kullandı:
“Tunus Elektrik ve Gaz Şirketi, Sonelgaz ile yaptığı anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmeye kararlı. 15 milyon euroluk (yaklaşık 50 milyon Tunus dinarı) ilk faturayı ödedi. İki taraf arasında yapılan anlaşma çerçevesindeki tüm faturaları da ödemeyi planlıyor.”
Cezayirli ve İtalyan şirketler için Tunus'un önemi, özellikle 1983 yılından bu yana faaliyet gösteren ve Rusya’dan tedarik edilen doğalgazın kesilmesi sonrası Cezayir'deki doğalgaz kaynaklarını Tunus, Sicilya ve Slovenya uzantısı üzerinden İtalya anakarasına taşıyan TransMed Boru Hattı anlaşmasının ardından arttı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İtalya'nın 2023 ve 2024 yıllarında yılda yaklaşık 9 milyar metreküp ek doğal gaz satın alması bekleniyor. Tunus, kendi toprakları üzerinden doğal gazın taşınması için taşınan hacmin yüzde 5,25’i ile yüzde 6,75'i arasında değişen bir oranda ücret alıyor.
Tunuslu enerji uzmanları, Tunus’un Cezayir ile İtalya arasındaki yeni anlaşmadan faydalanacağı ve payının 500 milyon Tunus dinarını aşacağı tahmininde bulunuyor. Bu rakam, geçtiğimiz yıl içinde kaydedilen ekonomik büyümenin yaklaşık yarım puanına eşit.
Tunus Enerji Bakanlığı’ndan Enerji Dönüşümü Müdürü Bilhasan Şeybub, Reuters’a yaptığı açıklamada, Tunus'un Sonatrach şirketinden satın aldığı doğal gazın maliyetinin bu yıl yaklaşık 1 milyar dolar olarak tahmin edildiğini ancak dünya piyasalarındaki fiyatlarda yaşanan sert yükseliş çerçevesinde bu rakamın 1,5 milyar dolara ulaşabileceğini söyledi. Şeybub’a göre geçtiğimiz yıl 1,5 milyar dolar olan Tunus’un yerli ve yabancı kaynaklardan doğal gaz alımının faturasının yaklaşık 2,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Tunus'un Cezayir ile farklı fiyat anlaşması olduğunu belirten Şeybub, buna karşın Cezayir’in küresel piyasalardaki fiyatları uygulaması halinde faturanın 3 milyar Tunus dinarından 4,5 milyar dinara (1,5 milyar dolara) yükselteceğini de sözlerine ekledi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.