Analiz: Iraklı Sünniler siyaset sahnesinde toparlanmaya çalışıyor

Halbusi, koordinasyon çerçevesi oluşturmak için çabalıyor. Cuburi ise Baasçı bir alternatif imasında bulunuyor

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi (INA)
Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi (INA)
TT

Analiz: Iraklı Sünniler siyaset sahnesinde toparlanmaya çalışıyor

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi (INA)
Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi (INA)

Irak İslam Partisi dışında, Kürt ve Şii muhalefette olduğu gibi devrik Saddam Hüseyin rejimine karşı etkili bir Sünni muhalefet gücü yoktu. 9 Nisan 2003 sabahı Bağdat düştüğünde Kürt ve Şii muhalifler, kota sisteminin üçüncü ayağını oluşturacak bir Sünni yardımcıya ihtiyaç duydular. Çünkü tencerenin üç ayağı olmadan etnik ve mezhepsel kotalar pişmeyecekti. Davet Partisi, Ulusal Kongre, İslam Devrim Konseyi gibi tanınmış partiler tarafından temsil edilen Şiileri ve iki ana partisi Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Celal Talabani (2013 yılında vefat etti) liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) vasıtasıyla Kürtleri temsilen muhalefetin iki ana müttefikinin en çok karşılaştığı şey, 2005’te oylanan Irak anayasasının 2004 yılında yazıldığı sıradaki Sünni temsil kriziydi.
Öyle ki 2022 yılındaki ölümüne kadar hiçbir düzeyde başarı elde edemeyen anayasal monarşinin koruyucusu Şerif Ali bin el-Hüseyin, Tarık el-Haşimi (şu anda kovuşturuluyor), İslami Parti lideri Muhsin Abdülhamid ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) ölen Adnan Paçacı gibi önde gelen Sünni isimler de mevcuttu.
Saddam Hüseyin döneminde güçlü bir Sünni muhalefet olmadığı için, 2003 sonrası değişim sürecinin bağlamına kendilerini koyanlar bile, tüm Iraklıların eşit temsil edildiği demokratik bir sistem inşa etme arzusuyla harekete geçtiler. Aynı şekilde Saddam Hüseyin rejimine karşı siyasi alternatif inşa etme yöntemine damgasını vuran iki tarihi müttefik olan Kürtler ve Şiiler, güçlü galipler topluluğuyla karşı karşıya geldi. Bu da daha sonra her türlü anlaşmazlığın başlamasının ardından siyasi ittifakların mantığında bir değişikliğe yol açtı.
Sünni Araplar, 2003’ten bu yana ABD’lilere karşı direnişe ilk katılanlar oldu. Ancak sonraki yıllarda ve ABD’liler ile müttefikleri Iraklı Şii ve Kürt siyasi güçler arasında anlaşmazlıkların başlamasından sonra direnişin kapsamı genişledi ve özelikle de 2005’ten itibaren El-Kaide örgütünün devreye girmesiyle kısa süre sonra terörle karıştı. Ardından da 2006- 2008 arasında mezhep savaşı patlak verdi.
Sünniler El-Kaide terör örgütüne yardım ve yataklık etmekle suçlanırken, El-Kaide ile savaşan ve onu tasfiye etmeyi başaran Sünni çoğunluğun bulunduğu batı vilayetleri, DEAŞ’ın Musul’dan başlayarak 2014’te bu vilayetleri işgal etmesiyle en yüksek bedeli ödedi. Değişim döneminin başında ortaya çıkan bir takım Sünni liderlerin görevlerini yapmaktan vazgeçmeleri veya Tarık el-Haşimi, Rafi el-İsavi, Ali el-Hatim ve diğerleri gibi bir kısmının terör suçlamasıyla kovuşturulmaları nedeniyle birçok sorun ve karmaşa çerçevesinde Sünni temsiliyeti tartışma konusu olmaya devam etti.
Yeni Sünni güçler ve liderler ortaya çıkmasına rağmen 2014 yılından sonra en öne çıkanları, 2018’de Meclis Başkanı olan ve 2021’de görevi yenilenen Takaddum Partisi lideri Muhammed el-Halbusi ve daha sonra önde gelen Sünni Usame en-Nuceyfi’nin rolünün azalmasıyla 2014’ten 2018’e kadar Meclis Başkanı olan Selim el-Cuburi oldu. Nuceyfi, Kuzey Irak’ın Sünni bölgelerinde, özellikle de Ninova vilayetinde hâlâ varlık gösteriyor olsa da Şii siyasi güçlerin güçlü bir muhalifi olduktan sonra son yıllarda ortaya çıkan diğer tartışmalı Sünni siyasetçi ise Hamis el-Hancar idi. 2021 seçimlerinde Takaddum ve Azm partilerinden oluşan Egemenlik İttifakı olarak alınan Sünni Evi, gerek liderlik gerekse bölgesel temsil açısından eski rejimin düşmesinin üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen hala sersemlemiş durumda.
Öte yandan Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Sünni siyasetçi ve Irak parlamentosunun eski üyesi olan Mişhan el-Cuburi, meclis başkanı Muhammed el-Halbusi’nin Şii koordinasyon çerçevesine benzer bir Sünni koordinasyon çerçevesi oluşturmaya çalıştığını dile getirdi. Cuburi, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Usame en-Nuceyfi, Şeyh Hamis el-Hancar, Seyyid Musenna es-Samarrai, Doktor Rafi el-İsavi ve onlarla birlikte olanların, Muhammed el-Halbusi’nin oluşturmaya çalıştığı koordinasyon çerçevesinin bir parçası olmayacağını söyleyebilirim. Söylentilere göre Mahmud el-Maşhadani, Selim el-Cuburi ve Salih el-Mutlak ona katılacak” dedi.
Cuburi’nin açıklamasında yer alan bilgilerin doğruluğundan bağımsız olarak, Halbusi’nin eğilimlerine karşı çıkmasıyla tanınan Cuburi’nin dile getirdikleri, diğer Sünni partilerin hiçbir tarafından yalanlanmadı veya onaylanmadı. Ancak eski meclis başkanı Dr. Selim el-Cuburi’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalara göre önümüzdeki dönem, siyasi süreçte mevcut Sünnilere karşı Baasçı bir alternatife tanık olabilir. Irak İslam Partisi’ne mensup ve liderlerinden biri olan Cuburi, bu alternatifin ayrıntılarını ve neye dayandığını açıklamadı. Ancak durum, Ragad Saddam Hüseyin’in Irak’a dönme niyetiyle gündeme getirdiği koşullarla ve son dönemde Sünnilerin siyasi mutabakat belgesinde taleplerinden biri olarak gördükleri Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’nun lağvedilmesi ve böylece hesap verebilirlik dosyasının siyasiden yargıya dönüşmesi tartışmasıyla örtüşüyor.



Mervan Bergusi ve 23 yıllık esaret... ‘Filistin'in Mandela'sı’ hakkında bildiklerimiz

Müebbet hapis cezasına çarptırılan önde gelen Filistinli aktivist Mervan Bergusi'yi tasvir eden bir sanat eseri (Reuters)
Müebbet hapis cezasına çarptırılan önde gelen Filistinli aktivist Mervan Bergusi'yi tasvir eden bir sanat eseri (Reuters)
TT

Mervan Bergusi ve 23 yıllık esaret... ‘Filistin'in Mandela'sı’ hakkında bildiklerimiz

Müebbet hapis cezasına çarptırılan önde gelen Filistinli aktivist Mervan Bergusi'yi tasvir eden bir sanat eseri (Reuters)
Müebbet hapis cezasına çarptırılan önde gelen Filistinli aktivist Mervan Bergusi'yi tasvir eden bir sanat eseri (Reuters)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Filistinli mahkûm Mervan Bergusi'nin hücresine girme olayı, sadece siyasi anlamı ve Bergusi'nin hayatı için yarattığı endişe nedeniyle değil, aynı zamanda son yirmi yılda ‘Filistin direnişinin’ en önemli simgelerinden biri olması nedeniyle de geniş yankı uyandırdı.

Sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan bir videoda Ben-Gvir’in Bergusi'nin hücresine girerek tehditler savurduğu ve ona “Zafer kazanamayacaksın. İsrail devletiyle uğraşan, çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldürenleri yok edeceğiz. Bunu tarih boyunca gördün” dediği duyuldu.

Avukat olan eşi Fadva Bergusi, onun yüzünü tanıyamadığını söyledi.

Beş kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan 67 yaşındaki Bergusi, Rimon Hapishanesi’ndeki hücresinde Ben-Gvir'in tehditlerini dinlerken zayıflamış bir halde görünüyordu.

Peki Bergusi hakkında ne biliyoruz?

Mervan Bergusi, 6 Haziran 1958'de Ramallah'ın kuzeybatısındaki Kobar köyünde doğdu ve 15 yaşında El Fetih’e katıldı. 1976'da 18 yaşına geldiğinde İsrail güçleri tarafından tutuklandı ve bir süre hapis yattı. Hapishanede İbranice öğrendi.

Bergusi, ‘Filistin'in Mandela'sı’ olarak anılır. Filistinli mahkûmlar arasında en eski ve en ünlülerden biridir ve Nelson Mandela gibi küresel bir mücadele sembolü olarak görülür.

Bergusi, üniversite yılları boyunca tutuklanma ve takip edilmeyle karşı karşıya kaldı. 1984 yılında birkaç hafta sorguya çekildi, Mayıs 1985'te 50 günden fazla sorguya çekildi ve aynı yıl ev hapsine çarptırıldı.

) Fadva Bergusi, İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in kocası Mervan Bergusi'nin hücresine girmesini gösteren videoyu izliyor. (Reuters)Fadva Bergusi, İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in kocası Mervan Bergusi'nin hücresine girmesini gösteren videoyu izliyor. (Reuters)

Bergusi, Ağustos 1985'te idari tutuklu olarak gözaltına alındı. O yıllarda İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarında ‘demir yumruk’ politikasını uyguladı; idari tutuklama ve sürgün politikası yeniden onaylandı.

İntifada

Bergusi, 1987'deki Birinci İntifada'nın liderlerinden biriydi. İsrail yetkilileri onu tutukladı ve Ürdün'e sınır dışı etti. Bergusi yedi yıl orada kaldı.

1994 yılında İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında imzalanan Oslo Anlaşması uyarınca Batı Şeria'ya geri döndü. 1996 yılında Filistin Yasama Meclisi milletvekili seçildi.

2002'den beri tutuklu

15 Nisan 2002'de İsrail, Bergusi'yi Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah'ın Tira mahallesindeki evinden tutukladı ve mahkemeye çıkardı.

İsrail tarafından Aksa Şehitleri Tugayı’nı kurmakla suçlanan Bergusi bu suçlamayı reddetti.

İkinci İntifada sırasında ortaya çıkan Aksa Şehitleri Tugayı, İsrail ordusu ve yerleşimcilere karşı bir dizi operasyon düzenledi ve İsrail içinde sivilleri hedef alan operasyonlar gerçekleştirdi.

) Fetih Hareketi lideri Mervan Bergusi, 29 Eylül 2003 tarihinde polis arabasına götürülürken (AFP)Fetih Hareketi lideri Mervan Bergusi, 29 Eylül 2003 tarihinde polis arabasına götürülürken (AFP)

20 Mayıs 2004 tarihinde Tel Aviv Merkez Mahkemesi, Bergusi'yi suçlu buldu. Bergusi, FKÖ'nün Batı Şeria'daki genel sekreteri olarak beş suçlamadan suçlu bulundu ve savcılık Bergusi'ye en ağır cezanın verilmesini talep etti. Bergusi, beş kez ağırlaştırılmış müebbet ve kırk yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Aksa Şehitleri Tugayı’nın 2007 yılında Fetih Hareketi’nden ayrıldığını belirtmekte fayda var.

Siyasi ve akademik hayatı

15 yaşında Fetih Hareketi’nde siyasi faaliyetlerine başlayan Mervan Bergusi, siyasi faaliyetleri sırasında Filistin davasına ve iki devletli çözüme destek topladı.

1989 yılında düzenlenen Fetih Hareketi’nin beşinci genel konferansında Bergusi, hareketin devrim konseyinin 50 üyesinden biri olarak seçildi. Bergusi o dönemde Fetih Hareketi’nde bu liderlik pozisyonuna seçilen en genç üyeydi.

Nisan 1994'te Bergusi, işgal altındaki topraklara sürgün edilen ilk grubun başında geri döndü. İki hafta sonra, merhum Faysal el-Huseyni başkanlığında Batı Şeria'da düzenlenen ilk Fetih liderlik toplantısında, oybirliğiyle el-Huseyni'nin yardımcısı ve Batı Şeria'daki hareketin sekreteri seçildi.

1996 Filistin genel seçimlerinin ardından Filistin Yasama Meclisi üyeliğine seçildi; Ramallah ve el-Bireh seçim bölgesinde 12 bin 716 oy alarak Fetih Hareketi'ni temsil etti.

Bergusi, tarih ve siyaset bilimi alanında lisans, uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve tutuklanana kadar Ebu Dis'teki Kudüs Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Ayrıca hapishanedeyken doktora derecesi almıştır. Birçok eseri bulunan Bergusi’nin en meşhur kitapları şunlar: ‘Vaat’, ‘Tutukluluğa Direniş’, ‘Tek Kişilik Hücrede Bin Gün’.

2023 Gazze Savaşı... Tek kişilik hücre ve işkence

Ekim 2023'te, Gazze Savaşı'nın başlamasının ardından Bergusi tek kişilik hücreye konuldu ve en az dört farklı İsrail hapishanesine nakledildi.

Bergusi'nin oğlu Arab, hapishane müdürünün babasına diz çökmesini emrettiğini söyledi. Bergusi bunu reddettiğinde zorla yere indirildi ve bu da omzunun çıkmasına neden oldu.

) İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Mervan Bergusi'yi hücresinde tehdit ederken (Reuters)İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Mervan Bergusi'yi hücresinde tehdit ederken (Reuters)

Bergusi'nin avukatları, Bergusi'nin Ayalon Hapishanesi'nde tutuklu bulunduğu süre boyunca defalarca dövüldüğünü, hatta diğer mahkûmların önünde çıplak olarak yerde sürüklendiğini bildirdi.

Ayrıca Şubat 2024'te Bergusi'nin Remle Hapishanesi’nin tek kişilik koğuşuna götürüldüğü ve hapishaneler arasında sık sık nakledildiği belirtildi. İnsan hakları grupları bu önlemleri Gazze savaşıyla bağlantılı cezai önlemler olarak nitelendirdi.

6 Mart 2024'te Bergusi'nin elleri kelepçeli halde Megiddo'da kameraların olmadığı bir alana götürüldüğü ve şiddetli bir şekilde dövüldüğü, bunun sonucunda da baygınlık geçirdiği ve bilincini kaybettiği bildirildi. Kaynaklara göre Bergusi'nin yüzünde, sırtında, bacaklarında ve sağ ayağında morluklar vardı.

Mayıs 2024'te avukatı, Bergusi'nin fiziksel olarak zayıf olduğunu belirtti. Avukat, “Bariz kilo kaybı, sağ gözünde görme bozukluğu ve genel sağlık durumunda kötüleşme var” dedi.

9 Eylül 2024'te Bergusi, Megiddo'da tek kişilik hücrede tutulurken bir başka şiddetli saldırıya maruz kaldı. Raporlara göre, kaburga kırıkları, uzuvlarında yaralanmalar, sağ kulağında kanama, sırt ağrısı ve tedavi edilmeyen yaralardan kaynaklanan enfeksiyonlar yaşadı.

Esir takası anlaşması

Mervan Bergusi'nin adı, İsrail ile Hamas arasındaki esir değişimi anlaşmasında geçiyordu, ancak şu ana kadar serbest bırakılmadı.

İsrail basınında yer alan bazı haberlerde, İsrail'in Bergusi'yi ‘Filistin topraklarından uzaklaştırılması’ şartıyla serbest bırakabileceği belirtildi.