Christie's Müzayede Evi, İslam ve Hint sanatlarına ait eserleri sergiliyor

Müzayedede 9’uncu ve 19’uncu yüzyıllar arasındaki döneme ait olan ve ‘muhteşem’ olarak nitelendirilen halı örnekleri bulunuyor.

‘Süleyman’ın kıyafetiyle Baysungur ve Sebe Kraliçesi’ tablosu. Halılar önde gelen bir Avrupalı ​​koleksiyonere ait ve yaklaşık 30 ila 40 yıldır gözlerden uzak tutuluyor. (Christie's Müzayede Evi)
‘Süleyman’ın kıyafetiyle Baysungur ve Sebe Kraliçesi’ tablosu. Halılar önde gelen bir Avrupalı ​​koleksiyonere ait ve yaklaşık 30 ila 40 yıldır gözlerden uzak tutuluyor. (Christie's Müzayede Evi)
TT

Christie's Müzayede Evi, İslam ve Hint sanatlarına ait eserleri sergiliyor

‘Süleyman’ın kıyafetiyle Baysungur ve Sebe Kraliçesi’ tablosu. Halılar önde gelen bir Avrupalı ​​koleksiyonere ait ve yaklaşık 30 ila 40 yıldır gözlerden uzak tutuluyor. (Christie's Müzayede Evi)
‘Süleyman’ın kıyafetiyle Baysungur ve Sebe Kraliçesi’ tablosu. Halılar önde gelen bir Avrupalı ​​koleksiyonere ait ve yaklaşık 30 ila 40 yıldır gözlerden uzak tutuluyor. (Christie's Müzayede Evi)

Christie's Müzayede Evi, doğuya ait kilim ve halıların sergilendiği ‘İslam ve Hint Dünyaları Sanatları’ müzayedesini 27 Nisan'da Londra'da, King Street’teki genel merkezinde gerçekleştireceğini duyurdu. Müzayedede, 9’uncu ve 19’uncu yüzyıllar arasındaki döneme ait el yazmaları, tablolar, seramikler, madeni eşyalar ve halıların muhteşem örnekleri sunulacak.
Müzayededeki parçaların başlıcaları arasında, Hindistan sarayının ihtişamını vurgulayan, mücevherlerle süslenmiş Babür hazinelerinden oluşan etkileyici bir koleksiyon bulunuyor. Bunun yanı sıra biri kraliyet sarayının lüksünü somutlaştıran ve Timurlu sanatsal üretiminin zirvesini temsil eden canlı çizimlere sahip bir tablo ve diğeri ünlü ressam Muhammed Bakır’ın bir Kaçar yağlı boya tablosu olmak üzere iki farklı şaheser daha müzayedede yer alıyor. Müzayede ayrıca özel bir koleksiyondan alınan, İran ve Hint resimlerinden ve el yazmalarından oluşan etkileyici bir koleksiyonu da mevcut. İznik çanak çömleğinin bazı istisnai örnekleri de yine bu müzayedede sergileniyor.
Şarku’L Avsat’In edindiği bilgilere göre müzayede, Rönesans döneminde Batı’da yapılan tablolar ve ‘Avrupa Sanatının Ustaları’ tarafından tasvir edilen ilk şark halısı eserlerinin önemine ışık tutuyor. Ayrıca 16’ıncı ve 17’inci yüzyıllardan kalma seçkin kilim örneklerinden oluşan bir koleksiyon sunuyor. Söz konusu parçaların en önemlileri arasında özel bir koleksiyonda yer alan, çok ender görülen bir Anadolu halısı yer alıyor. Bu halı, Batı dünyasından günümüze ulaşan sayılı örneklerden biri olarak nitelendiriliyor.
İslam ve Hint dünyası sanatı
Müzayedede, birçok kişisel özel koleksiyona ait benzersiz Farsça el yazması ve resim koleksiyonu da yer alıyor. Bunların en göze çarpanları arasında 15’inc yüzyılın ilk yarısından kalma ‘Süleyman’ın kıyafetiyle Baysungur ve Sebe Kraliçesi’ adlı harika bir Timurlu, Timur-Herat, tablosu var. Resim, bir kraliyet mahkemesi sahnesiyle kraliyet ihtişamını temsil ediyor. Bu, daha sonraki dönemlerde İran resminde ortak bir tema haline gelen en eski çizimlerden biri olarak kabul ediliyor.
Müzayede ayrıca 1740-1800 yılları arasında çalışmalar yapan ünlü ressam Muhammed Bakır’ın en iyi eserlerinden biri olarak gösterilen özgün bir tablo da sunuyor. 1759-178 tarihli ‘Yatan Kadın’ adlı tablo, ressam Muhammed Bakır’ın imzasını taşıyor. Müzayede ayrıca Safevi albümünün iki sayfasını da sergiliyor. Bunlardan biri, 15’inci yüzyılın sonlarına tarihlenen, Sultan Ali Meşhadi, Timur Herat tarafından imzalanmış Arap hat sanatı. Üzerinde kağıda yazılmış Farsça şiirler de yer alıyor.
Müzayede, Osmanlı seramiğinin yanı sıra İznik seramiğinin önemli örneklerini ve Kütahya'ya ait küçük bir seramik grubu da sunuyor. Kütahya, bir çömlek fırınının bulunduğu ve İznik çömlekçiliğinin gerilemesinden sonra popülerlik kazanan bir yer olarak biliniyor. Bu bölümde öne çıkan eser ise lavanta zeminli İznik çömlek testisi. Eerin 1570’lerde yapıldığı tahin ediliyor.
Müzayede evinin İslami ve Hint sanatı departmanı başkanı olan Sara Plumbly müzayedeye ilişkin şu açıklamada bulundu:
“Christie's’in ev sahipliğini yapacağı müzayede, İslam ve Hint dünyasının her yerinden benzersiz ve geniş bir sanat eserini, özellikle de çeşitli alanları kapsayan birçok özel koleksiyonu içeriyor. Burada, Fars ve Hint el yazmaları ve resimlerinden Osmanlı seramiğine kadar çeşitli eserler yer alıyor. 15’inci ve 19’uncu yüzyıllar arasındaki döneme ait birçok İran tablosunu sunmaktan özellikle heyecan duyuyoruz. Bunun yanı sıra Babür takılarından oluşan çok önemli bir koleksiyon da müzayedede yer alıyor.”
Doğunun halıları ve kilimleri
Yaklaşan müzayede, İpek Yolu üzerindeki kasabalarda, köylerde veya Bedevi kamplarında dokunan 96 adet girift desenli, antik doğu halı ve kilimlerini içerecek. Bu parçaların en önemlileri arasında 15’nci yüzyılın sonlarında ve 16’ıncı yüzyılın başlarında Orta veya Doğu Anadolu'da dokunan çok nadir bir Anadolu kilimi de var. Bu kilim, Selçuklu ve erken Osmanlı dönemlerinde ‘hayvan kilimleri’ grubundan günümüze ulaşan 18 örnekten biri. Bu, yer aldığı koleksiyondan geriye kalan tek kilim olması bakımından benzersiz olarak nitelendiriliyor ve üzerinde efsanevi anka kuşu çizimi yer alıyor.
Rönesans döneminin başından itibaren resimlerde oymaya başlandı. Jacopo Bellini'ye ait Brescia'daki müjde tablolarından biri bunlara bir örnek.
15’inci yüzyıldan 17’nci yüzyıla kadar Batı resimlerinde dokuma sanatı
Halılar ve lüks dokumalar binlerce yıldır gücün, statünün ve zenginliğin simgesi oldu. Ancak bunların çoğu, sık kullanımları ve görece kırılgan olmaları sebebiyle yıpranmış halde. Bu nedenle, söz konusu halıları tasvir eden klasik tablolara olan büyük hayranlığımız, onlardan önceki halılar hakkındaki bilgimiz göz önüne alındığında abartılı olarak nitelendirilemiyor. Önceki halılar, bu dokumalar için bir bağlam sağlıyorlar ve onların zengin sahipleri tarafından nasıl işlendiğini, kullanıldığını ve onlara nasıl değer verildiğini görme fırsatı veriyorlar. 15’inci ve 17’inci yüzyılların büyük Avrupalı ​​sanatçıları, bu değerli nesneleri kralların, soyluların saraylarında veya dini meclislerde resmettiler.
Bu halılar 15’inci yüzyıldan kalma fresklerde ‘Madonna ve Çocuk’ tablosunun ayakları altında veya masa ve yataklarda ya da balkonlarda portre şeklinde görülüyor. Bu şekilde 16’ıncı ve 17’inci yüzyıllarda kraliyet veya asil Avrupalılar tasavvur ediliyor. Müzayedede ayrıca Lotto, Ridolfo Ghirlandaio tasarımlarıyla ve Hans Holbein’in küçük desenleri ve çeşitli tarzlarıyla kilim örnekleri de yer alıyor.



İran asıllı ABD'liler Trump'ın saldırılarını destekliyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

İran asıllı ABD'liler Trump'ın saldırılarını destekliyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Donald Trump, ABD'nin İran'a yönelik son askeri saldırılarının ardından İranlı Amerikalılardan büyük destek topladı. Birçok kişi, bu saldırıların Ayetullah Ali Hamaney'in iktidarını devirmeye katkıda bulunabileceğini umut ediyor.

Salı sabahı ABD Başkanı'nın arabuluculuğunda Tahran ve Tel Aviv arasında ateşkes anlaşması imzalanmadan önce, ABD'deki İranlı topluluklar hafta sonu önemli nükleer tesislere düzenlenen saldırı konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik sergilemeye başladı.

İslam Devrimi'nin ardından 1980'lerde İran'da büyüyen Simone Derayeh, Los Angeles'ta yaşayan yaklaşık 141 bin İran asıllı kişiden biri.

Derayeh, İran halkının ülkenin Yüce Lideri ve onun teokratik rejimi tarafından "rehin tutulduğunu" söyledi.

NBC Las Vegas'a, Sovyet lideri Joseph Stalin ve Nazi Almanyası'nın lideri Adolf Hitler'in totaliter yönetimlerine atıfta bulunarak, "Süregelen baskı, Stalin ve Hitler'inkine benziyor" diye konuştu.

Bu, hikaye kitaplarında anlatılan türden bir şey.

SDFRGTH
Simone Derayeh, Los Angeles'taki İran diasporasının Trump'ın askeri eylemlerini desteklediğini NBC Las Vegas'a söyledi (NBC Las Vegas)

Trump, İran'ı "Yeniden Harika Yapmak"tan bahsederken Derayeh, Hamaney'in otoriter yönetimini zayıflatma çabalarını destekleyen birçok ses arasında sadece bir ses olduğunu iddia ediyor.

Aslında birçok İranlı, İslam Cumhuriyeti'nin zayıflamasından memnun. Maalesef, 1980'lerin başında, en zor zamanlardan bazılarını yaşayarak baskıları ilk elden deneyimledim. Toplu katliamlar, toplu infazlar. Özellikle kadınlara ve azınlıklara karşı çok, çok baskıcı yasalar.

Washington D.C.'de yaşayan İranlı Amerikalı Alireza, Baltimore Sun gazetesine, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yaptığı saldırının kendisine umut verdiğini söyledi.

Diğer liderlerin İran halkı acı çekerken seyirci kaldığını, Trump'ın saldırılarınınsa İran'ın "hiçbir şey yapamayacağı ve zayıf olduğu" mesajını açıkça verdiğini savundu.

Maryland'da yaşayan 72 yaşındaki emlakçı Reza Rofougaran, 1979'da Pehlevi hanedanlığı devrildikten kısa süre sonra Tahran'dan göç etmiş.

Gazeteye "İran'daki İslam rejimine yüzde 100 karşıyım ve rejim değişikliği umuduyla yaşıyorum" diye konuştu.

Ancak Rofougaran, kendi ülkesine yapılan saldırıları kınıyor. Diğer İranlı Amerikalıların saldırıları daha çok desteklediğini söyledi.

Sivillere saldırmıyorlar. Onlar mollalara, üst düzey [İslam Devrim Muhafızları] komutanlarına ve yetkililere saldırıyor.

Rofougaran, diğerlerinin saldırılardan "üzüntü duyduğunu" söyledi.

UIO9
ABD'nin İran'ın İsfahan nükleer teknoloji merkezine düzenlediği saldırıların ardından oluşan hasarın uydu görüntüsü (Maxar Technologies)

Neredeyse 30 yıl önce İran'dan kaçan aktivist öğrenci Elham Yaghoubian, saldırıları destekliyor ve CNN'e bunların İran, Ortadoğu ve dünya için "yararlı" olduğunu söylüyor.

Bu altyapılar, yollar, fabrikalar, binalar yeniden inşa edilebilir ancak asla geri kazanamayacağımız şey, temel hakları için ayağa kalktıklarında her seferinde acımasız rejim tarafından öldürülen tüm genç erkek ve kadınların hayatları.

Yaghoubian, çoğu İranlının savaş istemediğini kabul etmekle birlikte bunun olumlu bir sonuç getirebileceğini savundu: İran rejiminin düşüşü.

"Bu savaşı hiçbir müzakere ya da uzlaşma sona erdiremez" diye ekledi.

Barış ve refah ancak bu rejimin İran'dan uzaklaştırılmasıyla mümkün olabilir

Independent Türkçe