Silikon Vadisi'nden Dr. Desai tarih verip uyardı: "Sevdiklerinize tekrar kavuşmak için videolarını kaydedin"

"Tekrar sizinle yaşama ihtimalleri yüzde 100"

Yapay zeka alanında sohbet programı ChatGPT de son dönemde gündemden düşmüyor (Reuters)
Yapay zeka alanında sohbet programı ChatGPT de son dönemde gündemden düşmüyor (Reuters)
TT

Silikon Vadisi'nden Dr. Desai tarih verip uyardı: "Sevdiklerinize tekrar kavuşmak için videolarını kaydedin"

Yapay zeka alanında sohbet programı ChatGPT de son dönemde gündemden düşmüyor (Reuters)
Yapay zeka alanında sohbet programı ChatGPT de son dönemde gündemden düşmüyor (Reuters)

ABD'deki Silikon Vadisi'nden bilgisayar bilimci Dr. Pratik Desai, kullanıcıların kaybettikleri kişileri yakında sanal ortamda avatara dönüştürebileceğini iddia etti. 
Yapay zeka üzerine çalışan Hintli yazılımcı, cuma günü Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, takipçilerini sevdikleri kişilerin ses ve görüntülerini kaydetmeye davet etti. 
Desai, gönderisinde şu ifadeleri kullandı: 
"Bu kişilerin bedenlerini terk ettikten sonra, yeterli transkript verisi varsa, yeni ses sentezi yazılımları ve video modelleri sayesinde, sonsuza dek sizinle yaşama ihtimalleri yüzde 100. Hatta bu yıl sonuna kadar mümkün olabilir."
İnsan bilincinin bilgisayara aktarılabileceğini savunan yazılımcının paylaşımı 10 milyona yakın kez görüntülendi.  
Desai, bir başka gönderisindeyse şunları söyledi: 
"Aslında bunu yapmak bugün bile mümkün ama çok pahalı olabilir. Kitleler için böyle bir şey oluşturmaya odaklandım, bu yüzden yıl sonuna kadar herkes için erişilebilir olmalı. Bunu mümkün kılabilecek bir orta yol projesi üzerinde çalışıyorum."
Programcı, projesinin detaylarını paylaşmazken, nihai hedefinin bu verilerle bir avatar oluşturmak olduğunu ifade etti.
Metaverse şirketi Somnium Space de benzer bir program üzerinde çalışıyor. 
Şirketin CEO'su Artur Siçov, babasına kanser teşhisi konmasıyla bu projeye başladığını belirterek, şunları söyledi: 
"Öldüğümde, bu verileri topladıysam, diğer kişiler ve çocuklarım gelip benim hareketlerime ve sesime sahip avatarımla sohbet edebilir."

Independent Türkçe, New York Post, VICE 



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research