Libya’nın geleceğini tehdit eden dosya: Devlet kontrolü dışındaki silahlar

Kurşun, halk pazarlarında çok düşük fiyata açık bir şekilde satılıyor.

Libya’nın Humus kentindeki bir evde silah ve mühimmat ele geçirildi. (Humus Emniyet Müdürlüğü)
Libya’nın Humus kentindeki bir evde silah ve mühimmat ele geçirildi. (Humus Emniyet Müdürlüğü)
TT

Libya’nın geleceğini tehdit eden dosya: Devlet kontrolü dışındaki silahlar

Libya’nın Humus kentindeki bir evde silah ve mühimmat ele geçirildi. (Humus Emniyet Müdürlüğü)
Libya’nın Humus kentindeki bir evde silah ve mühimmat ele geçirildi. (Humus Emniyet Müdürlüğü)

Onlarca masum insanın hayatına mal olan bu olguya nihai bir çözüm bulmak için tekrarlanan siyasi çağrıların ortasında, başkent Trablus'un 135 kilometre doğusunda bulunan Humus kentinde bir Libya vatandaşının komşusunun evine RPG ile saldırması, ülkedeki ‘devlet kontrolü dışındaki silahlar’ dosyasını yeniden gündeme getirdi.
Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Ali et-Tekbali, silah bulundurmanın ‘çok dar sınırlar dışında, Libyalılar arasında yaygın bir davranış olmadığına’ inanıyor. Bu olgunun gerçek tarihinin, NATO askeri operasyonlarının Kaddafi rejiminin silah depolarına odaklanmasıyla başladığını ve kapılarını ardına kadar açtığını ifade eden et-Tekbali, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi:
“O sırada bu depolarda bulunanlar, devrime katılan silahlı tugaylar tarafından ele geçirildi. Bol olması ve ihtiyaç olmaması nedeniyle vatandaşlar arasında dağıtıldı. Vatandaşların eline geçen bu büyük miktardaki silahın miktarı ve akıbeti o dönemde elbette kimsenin umurunda değildi. Bununla birlikte, devrimin ilk yıllarında güvenlik kaosunun artması ve çok sayıda para, araba ve ev hırsızlığı vakası nedeniyle Libyalıların büyük bir bölümü evlerinde ve arabalarında silah bulundurmaya başladılar.”
Et-Tekbali, “O sırada yaşanan silah arama telaşı elinde silah bulunduran biri tarafından ideal bir fırsattı. Ayrıca ülke çapındaki silahlı oluşumların unsurları ve askeri oluşumların üyeleri tarafından da iyi yatırım yapılmıştı. Zira komşularının ve akrabalarının silah ve mühimmat elde etmek için ilk varış noktası onlardı” dedi. Et-Tekbali, Birleşmiş Milletler (BM) ambargosuna rağmen Libya'ya kaçırılan silahların büyük bir kısmının Trablus'taki savunma veya içişleri bakanlıklarına değil, Türkiye ve diğer bölge ülkelerine bağlı bazı oluşumlara yönelik olduğunu vurguladı.
Serbest silah dosyasıyla başa çıkmada şu anda herhangi bir başarı elde etme ihtimalini dışlayan et-Tekbali, “Önce istikrar sağlanır ve devlet yeniden kurulur. Böylece istisnasız herkese kanunlar uygulanır ve gerekirse ağır cezalar verilir” dedi.
Libya Siyasi Diyalog Forumu üyesi Ahmed eş-Şerkesi ise, en çok silahlananların büyük şehirlerde yaşayanlar olduğuna inanıyor ve bunu, bu şehirlerin birçok kesimden farklı insan tipini bir araya getirmesine bağlıyor. Eş-Şerkesi, “Bu nedenle şehirlerde suç oranı yüksek ve dolayısıyla şehir sakinlerinin çoğu hırsızlık veya kasten öldürülme korkusuyla silah taşımaya başvuruyor. Evlerde veya bazı şahısların elinde bulunan silahlar ikilemine asıl çözüm, önce ruhsatlandırma çağrısı yaparak, denetim kampanyalarını etkinleştirerek ve ruhsatsız silah bulunduranları cezalandırarak başlar. Bu adımla birlikte, ülkede siyasi istikrar sağlandığında kademeli olarak devletin silah tekelini kurma planları oluşur” ifadelerini kullandı.
Bingazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Profesörü Caziye Şeiytir, silah, mühimmat ve patlayıcı yasağına ilişkin yasaların birçok ceza içerdiğini vurguladı. “Ancak, ülkenin tanık olduğu çatışmalar ve hükümet bölünmesi nedeniyle uygulama yolunu bulamadı” diyen Şeiytir, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘sadece Libya'nın değil, tüm toplumların bildiği bir olgu olmasına rağmen, vatandaşlar arasında saldırı olaylarının artması’ konusunda uyarıda bulundu.
Şeiytir, ‘bazı vatandaşların devrim sonrası yıllardaki güvenlik kaosu nedeniyle kendini savunma için hafif silahlar bulundurma arzusu ile başka bir grubun depolarda orta gelişmişlikte silahlar bulundurması arasında’ ayrım yapmanın gerekliliğinden bahsetti. RPG'lere veya havan toplarına sahip ailelerin bunu, aile üyelerinden birinin silahlı çatışmalara dahil olmasından dolayı almış olabileceğine inanan Şeiytir, bunların yüzdelerine ilişkin resmi bir istatistik bulunmadığını söyledi. Şeiytir, “Bu nedenle, onları ölçmek, genel yargılarda bulunmak ve artık her evde büyük bir silah cephaneliği olduğunu söylemek mümkün değil” dedi.



Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, dün NEOM Sarayı'nda düzenlenen görüşmede, ikili ilişkileri ve uluslararası gelişmeleri ele aldı. İki lider, başta Filistin'deki gelişmeler olmak üzere bölgedeki son gelişmeleri görüştü.

Toplantıya Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Devlet Bakanı, Kabine Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Suudi Arabistan Genel İstihbarat Servisi Direktörü Halid el-Humeydan ve ilgili yetkililer katıldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Muhammed el-Şenavi yaptığı açıklamada, toplantıda bir dizi ikili iş birliği konusunun yanı sıra bölgesel ve uluslararası alanda karşılıklı ilgi duyulan konulardaki gelişmelerin derinlemesine ele alındığını belirtti. Toplantıda ayrıca, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde çeşitli taraflarla koordinasyon halinde ateşkes sağlama çabaları da ele alındı.

El-Şenavi, Sisi'nin, son olarak Riyad ve Paris'in ortak liderliğinde New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde düzenlenen "İki Devletli Çözüm" konferansının sonuçları olmak üzere, Suudi Arabistan'ın Filistin sorununa ilişkin girişimlerine Mısır'ın verdiği desteği teyit ettiğini belirtti.


Yeni Suriye Süveyda sınavıyla karşı karşıya

19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)
19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)
TT

Yeni Suriye Süveyda sınavıyla karşı karşıya

19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)
19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)

Suriye'nin yeni yönetimi, güneydeki Süveyda vilayetinde, artan özyönetim girişimleri ve bağımsızlık taleplerinin yükselişiyle gerçek bir sınavla karşı karşıya. Temmuz ortasında patlak veren durum, Dürzi grupları ile hükümet kurumları arasındaki çizgiyi yeniden çizerken, İsrail, vilayetteki çalkantılı durumdan faydalanma girişimlerinde bulundu.

Dürzi liderler, eyaletin güvenlik ve hukuk işlerini yönetmek üzere yeni kurulan komitelerin "geçici devlet boşluğunu doldurduğunu" vurgulasa da Dürzi toplumu arasında Suriye'den ayrılma çağrıları nedeniyle bu hamleye dair şüpheler devam ediyor.

Süveyda'daki Yüksek Hukuk Komitesi sözcüsü Safa Cudya, "Komite, bu birliği güvence altına alan kapsamlı bir anayasa aracılığıyla ülkenin birliğini korumayı amaçlıyor" dedi.

Ancak araştırmacı Mustafa Naimi'ye göre Suriye hükümeti, “gerginlik odaklarını kontrol altına almaya ve ortadan kaldırmaya çalışıyor”. Naimi, “iç bölünmeyi pekiştiren hareketlerin sadece Süveyda ile sınırlı kalmayacağını, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve ABD'nin etkisi altındaki diğer illere de sıçrayacağı” uyarısında bulundu. El-Naimi, “silahlı grupların siyasi ve askeri kararları kontrol etmeye devam etmesine rağmen, hükümetin Süveyda'yı devlete entegre etme konusunda ciddi olduğunu” vurguladı.


Libyalı yetkililer, BM misyon karargahına füze saldırısı düzenlenmesi girişimini engellediklerini doğruladı

Silahlı güçler Başkent Trablus'ta (Reuters)
Silahlı güçler Başkent Trablus'ta (Reuters)
TT

Libyalı yetkililer, BM misyon karargahına füze saldırısı düzenlenmesi girişimini engellediklerini doğruladı

Silahlı güçler Başkent Trablus'ta (Reuters)
Silahlı güçler Başkent Trablus'ta (Reuters)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti, başkent Trablus'taki BM misyonunun karargahına yönelik saldırı girişimini engellediğini duyurdu.

Ulusal Birlik Hükümeti tarafından resmi "Hükümetimiz" platformunda yayınlanan açıklamaya göre hükümet, Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu'nun (UNSMIL) karargahına yönelik başarısız saldırı girişimini en sert şekilde kınadı. Açıklamada bunun, güvenlik ve istikrarı baltalamayı ve Libya'nın uluslararası toplumla ilişkilerini zedelemeyi amaçlayan tehlikeli bir eylem olduğu belirtildi. İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının çabaları takdir edildi.

Libya yetkilileri, güvenlik güçlerinin girişimi hızla tespit edip müdahale ettiğini, ilave füzeler ve fırlatma rampası ile donatılmış aracı ele geçirdiğini, böylece planın gerçekleşmesinin engellendiğini açıkladı.

Yetkililer, faillerin ve onların arkasında duranların peşini bırakmayacaklarını, onları takip edip adalete teslim edeceklerini vurgulayarak, profesyonel ve birleşik güvenlik kurumları oluşturma ve devletin istikrarını ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için yasadışı silahlı grupların ortadan kaldırılmasına yönelik planlarına bağlılıklarını yinelediler.