Irak’ta kayıt dışı 7 milyon silah var

Irak İçişleri Bakanlığı silah ruhsatlandırma mekanizmasını duyurdu

Geçen salı günü Rumeysa’da aşiret lideri Cefar Şaalan’ın cenazesi sırasında açılan ateş anına dair kaydedilmiş videodan bir kesit
Geçen salı günü Rumeysa’da aşiret lideri Cefar Şaalan’ın cenazesi sırasında açılan ateş anına dair kaydedilmiş videodan bir kesit
TT

Irak’ta kayıt dışı 7 milyon silah var

Geçen salı günü Rumeysa’da aşiret lideri Cefar Şaalan’ın cenazesi sırasında açılan ateş anına dair kaydedilmiş videodan bir kesit
Geçen salı günü Rumeysa’da aşiret lideri Cefar Şaalan’ın cenazesi sırasında açılan ateş anına dair kaydedilmiş videodan bir kesit

Irak İçişleri Bakanlığı, sivillerin, çoğunlukla hafif silahlar (tabanca veya hafif makineli tüfek) taşımak için ruhsat alabileceği yeni düzenlemeyi kamuoyu ile paylaştı.
İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı yönetmeliğe göre ilk aşamada silah taşıma ruhsatı alma süreci İçişleri Bakanı’nın onayının alınmasıyla başlıyor. Daha sonra resmi belgelerin ve biyometrik bilgilerin doğrulanması prosedürleri uygulanırken, süreç ‘ruhsat almak isteyen kişinin tıbbi muayenesinin yapılması, ruhsat verilecek silahın adli tıp delillerinin incelenmesi ve başvuranın silahın kullanımına ilişkin olarak Polis Koleji’nde bir eğitim kursuna başvurusunu destekleyici bir kitap’ ile sonuçlandırılıyor.
İkinci aşamada ruhsat alma süreci kapsamlı denetimlerden geçerek İçişleri Bakanlığı bünyesindeki ihtisas komisyonu aracılığıyla sahiplik ruhsatı teslim ediliyor. Ancak Irak’ta silah taşıma ve ruhsatlandırma konusu, hükümetin ülkenin yasal ve anayasal yolunu desteklemek için benimsemek zorunda kaldığı bürokratik prosedürler bağlamına daha yakın görünüyor. Ancak sorun, bundan daha karmaşık. Çünkü Şarku’l Avsat’ın edindiği resmi olmayan istatistiklere göre devletin kontrolü dışında yaklaşık 7 milyon silah bulunuyor. Belirtilen sayı arasında hafif silahların varlığı haklı gösterilebilirse bile çok sayıda orta ve ağır silah bulunması, gözlemciler açısından haklı çıkarılamayacak bir mesele.
Sivillerin elinde bulunan kayıt dışı silah sorununun modern Irak devletinin 1921’de kuruluşundan bu yana yaşandığı doğru. Ancak son yirmi yılda olduğu gibi ürkütücü bir gelişmeye tanık olmadı.
1932 kışında Kral I. Faysal’ın (1883-1933) üst düzey Iraklı siyasetçilere okuması ve yorum yapması için gönderdiği muhtıraya göre, halkın elinde 100 bin silah varken, hükümetin o dönemde sahip olduğu toplam silah sayısı 15 bindi. Bu da ülkenin yaklaşık bir asırdır çektiği kronik sorunun boyutunu gözler önüne seriyor.
Son yirmi yılda sorun daha da karmaşık hale geldi. Devlet tarafından kontrol edilme olasılığını engelleyen mesele ise devlet çerçevesi dışında yüzlerce milis ve silahlı grubun kurulması ve bu grupların bazen devletin güvenlik silahlarından belki de daha üstün silahlara sahip olmaları.
Devletin aşiretler ve siviller arasındaki silahlı çatışmalara son verememesi, Irak’ta neredeyse her gün ve güvenlik servislerinin silahlı gövde gösterilerine kayıtsız kalması veya silah taşıyanlardan hesap sormaması yoluyla izlenebilir. Bu bağlamda blog yazarları, aktivistler ve haber sitelerinde dolaşan fotoğraf ve filmler, yüzlerce kişinin farklı türlerde hafif, orta ve hatta ağır silahlarla silahlandığını gösteriyor. Başkent Bağdat’ın (388 km) güneybatısında bulunan el-Müsenna vilayetindeki Rumeysa şehrinde ez-Zavalim kabilesi şeyhi Cefar Şaalan Ebu el-Joun için düzenlenen cenaze töreninde silahlarının namlularından göğe doğru yoğun ateş açılıyor.
İroni şu ki vilayetteki polis şefi Tümgeneral Muhammed Sebti, cenazede hazır bulunanlardan biriydi ve cenaze sürecine eşlik eden silahlı gösterileri engellemedi. Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre bu durum, 12 Nisan’da İçişleri Bakanı Abdulemir Şammari’yi polis şefini görevden almaya ve Rumeysa Polis Karakolu müdürü hakkında bir soruşturma kurulu oluşturmaya itti.
Uğurlama hikâyesiyle ilişkilendirilen silahlanma tezahürlerine karşı bazı sivil akımların yönelttiği eleştirilere rağmen durum, halkın çoğunluğunun silah taşımaya ve benzer durumlarda silah kullanmaya alışkın olduğu bir ülkede çok büyük şaşkınlık uyandırmayan bir şey.



BM Gazze'nin kuzeyindeki vahim durum konusunda uyardı

İsrail hava saldırılarında yaralananların geçtiğimiz Kasım ayında Gazze'deki bir hastanede tedavi için bekliyor (Reuters)
İsrail hava saldırılarında yaralananların geçtiğimiz Kasım ayında Gazze'deki bir hastanede tedavi için bekliyor (Reuters)
TT

BM Gazze'nin kuzeyindeki vahim durum konusunda uyardı

İsrail hava saldırılarında yaralananların geçtiğimiz Kasım ayında Gazze'deki bir hastanede tedavi için bekliyor (Reuters)
İsrail hava saldırılarında yaralananların geçtiğimiz Kasım ayında Gazze'deki bir hastanede tedavi için bekliyor (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi ( OCHA ) İsrail'in askeri operasyonlarını yoğunlaştırması nedeniyle Gazze'nin kuzeyindeki durumun “ vahim ” olduğunu ve sadece üç hastanenin faaliyet gösterdiği uyarısında bulundu.

BM sözcüsü Stephane Dujarric Salı günü yaptığı açıklamada, kuzeydeki gerilimin insanların hayatta kalma araçlarına erişimini ciddi şekilde baltaladığını söyledi.

BM sağlık birimleri, üç hastanenin “ciddi yakıt, kan, travma malzemeleri ve ilaç sıkıntısı çektiğini” bildirdi.

Dışarıda askeri operasyonlar devam ederken, Kemal Advan, El Avda ve Endonezya hastanelerinde 285 kadar hastanın kaldığını söyledi.

Dujarric, BM Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Kamal Advan hastanesinde aşırı yoğunluktan dolayı günde 50 ila 70 arasında yeni hasta kabul edildiği uyarısında bulundu.

Gıda stokları azalırken,OCHA Gazze'de her gün 110 binden  fazla öğün yemek de dahil olmak üzere mevcut gıda malzemelerinin dağıtılmaya devam ettiğini söyledi.