Libya İstihbarat Teşkilatı ülkedeki siyasi kutuplaşmadan sıyrılabilecek mi?

Libya Temsilciler Meclisi’nin Bingazi'deki bir önceki oturumundan bir kare (TM)
Libya Temsilciler Meclisi’nin Bingazi'deki bir önceki oturumundan bir kare (TM)
TT

Libya İstihbarat Teşkilatı ülkedeki siyasi kutuplaşmadan sıyrılabilecek mi?

Libya Temsilciler Meclisi’nin Bingazi'deki bir önceki oturumundan bir kare (TM)
Libya Temsilciler Meclisi’nin Bingazi'deki bir önceki oturumundan bir kare (TM)

Libya Temsilciler Meclisi’nin (TM), İstihbarat Teşkilatı’nın yeniden yapılanmasına ilişkin yeni bir yasayı onaylaması, yeni yasanın İstihbarat Teşkilatı’nın performansını gerçekten iyileştirmeyi amaçladığına inanan çevreler arasında çeşitli soru işaretlerine yol açtı. Meselenin krizin tarafları arasında ‘egemen bir güvenlik kurumunu’ kendi yanlarına çekmek için mevcut nüfuz mücadelesinin bir parçasına dönüşmesine karşı bir çekince söz konusu.
TM’ye yakın bazı kaynaklar, İstihbarat Teşkilatı’nın ‘tüzel kişiliğe sahip, devlet başkanına bağlı normal bir kamu hizmeti’ olduğunu ön gören 2023 tarihli ve 8 sayılı yasanın çıkarılmasının TM ile Libya İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hüseyin el-Aib arasında anlaşmaya varıldığını belirtti.
TM üyesi Ali et-Tekbali, yasanın özellikle İstihbarat Teşkilatı’nın yetkilerinin genişletilmesini öngördüğünden önceki öneriyi reddetmedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Tekbali, “İstihbarat Teşkilatı’nın yetkilerinin genişletilmesi, bazı insanların merhum Albay Muammer Kaddafi dönemindeki istihbarat servisine ilişkin anılarını canlandırabilir” dedi. Tekbali, İstihbarat Teşkilatı’nın dış istihbarat servislerinin faaliyetlerini sınırlamayacağının da altını çizdi.
Yasa tasarısının TM Başkanlığı'na hangi milletvekilleri tarafından sunulduğunu ve ardından hangilerinin onayladığı hakkında bilgi bulunmadığına dikkati çeken Tekbali, “Ülkenin iç istihbarat servisine hitap edilmesi için öncelikle siyasi durumu istikrara kavuşturmaya ve devleti ve egemenliğini yeniden tesis edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yasanın ‘İstihbarat Teşkilatı’nın Libya krizinın tarafları arasındaki iktidar mücadelesine karışmasına’ yol açabileceğini düşünen Tekbali, “Libya Başkanlık Konseyi, 2021 yılının mayıs ayında Tümgeneral Hüseyin el-Aib'i İstihbarat Teşkilatı’nın başına atadı. Aib, Kaddafi döneminden bu yana İstihbarat Teşkilatı’nın önde gelen isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu yüzden eski rejimden ayrılmasına ve 2011 yılında devrime katılmasına rağmen Aib’in İstihbarat Teşkilatı Başkanlığına atanması kararına bazı çevreler itiraz ettiler” şeklinde konuştu.
Ancak bazı gözlemciler, özellikle siyasal İslamcılar cephesinden yapılan itirazları, Aib’in geçmişine yönelik değil, daha ziyade eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) döneminde, özellikle, UMH Başbakanı Fayiz es-Serrac ile dönemin İçişleri Bakanı Fethi Başağa arasında gerginlik yaşandığı sıralarda İstihbarat Teşkilatı’nı kontrolü altında tutan silahlı grupların pençesinden kurtarma çabası olarak değerlendirdiler.
Libya İstihbarat Teşkilatı, eski istihbarat üyesi Ebu Acile Mesud’u ‘Lockerbie Faciası’ olarak bilinen bombalı saldırıya karıştığı suçlamasıyla ABD'ye teslim edilmesinin ardından geçtiğimiz günlerde odak noktası haline geldi.
Libyalı siyasi analist Ahmed el Mehdevi, TM’nin son dönemde epeyce kanun çıkarmak istediğini söyledi. Yasama rolünün devamını vurgulama arzusuna geri dönüyor.
Mehdevi, Şarku’l Avsat için yaptığı değerlendirmede, “Çatışan taraflar, seçimlerin yapılması için üzerlerinde uluslararası baskı hissediyorlar. Bu yüzden sahip oldukları yetkileri yitirmeden siyaset sahnesini kendilerine göre düzenlemek için hesaplarını yeniden gözden geçirmenin ve kararlarını hızla almanın yanı sıra seçim sonrası şu ya da bu şekilde yeniden sahnede olabilmelerini sağlayacak bir cephe oluşturma konusunda acele ettiler” yorumunda bulundu.
Özellikle Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışa katılması halinde, bazılarının seçim yarışında İstihbarat Teşkilatı’nın ve Başkanı Aib’in yetkilerini sınırlandırmaya çalışabileceğini öne süren Mehdevi, Dibeybe’nin muhaliflerinin büyük çoğunluğu arasında, kendisine bağlı silahlı oluşumların ve UBH ile koordineli çalışan güvenlik servislerinin, Dibeybe’nin seçimleri kazanma şansını artıracağına dair bazı çekinceler olduğuna dikkati çekti.
Mehdevi’ye göre Libya İstihbarat Teşkilatı’nın rolünün zayıflamasının nedeni, teşkilatın bulunan birçok yetkisinin alınmasının yanı sıra teşkilatı silahlı grupların kontrol etmesi ve hem teşkilatına hem de diğer güvenlik servislerine sızması.
Libyalı siyasi analist, 17 Şubat devriminden sonra aralarında eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Abdullah Senussi’nin de olduğu Kaddafi'ye yakınlıklarıyla bilinen teşkilatın önde gelen isimlerinin hapse atıldığına, bazılarının da sınır dışı edildiğine dikkati çekti. Kaddafi’ye yakın olmayan ancak belli bir yetkinlik ve eğitime sahip kadrolar olduğunu belirten Mehdevi, bunların bir kısmının uzaklaştırıldığını, bazılarının da suikasta uğrama korkusuyla Libya dışına kaçtığını da sözlerine ekledi.
Mehdevi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ardından ikinci aşama geldi ve silahlı gruplar İstihbarat Teşkilatı’nı kontrolleri altına aldılar. Bu yüzden teşkilatın çalışmaları iktidar mücadelesinden etkilendi. Teşkilat içinde herhangi bir hiyerarşi ve kurumsallaşmadan da bahsedilmedi.”
İstihbarat Teşkilatı Yasası'nda yapılan yeni değişiklik, Libya'nın sırlarının korunması, gerçek ya da tüzel dış istihbarat teşkilatlarının gözetlenmesi ve ülkenin güvenliğine aykırı şüpheli faaliyetlerin takip edilmesiyle güvenliğin sağlanmasının yanı sıra teşkilatın Libya’nın yurtdışındaki çıkarlarını güvence altına almak için çalışmasını ve yurtdışındaki resmi misyonlara ve uluslararası konferanslara eşlik etmesini öngörüyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.