Arjantin'de atık lastiklerden ayakkabı

Xinca, ayda 1000-1500 çift ayakkabı üretiyor (Xinca)
Xinca, ayda 1000-1500 çift ayakkabı üretiyor (Xinca)
TT

Arjantin'de atık lastiklerden ayakkabı

Xinca, ayda 1000-1500 çift ayakkabı üretiyor (Xinca)
Xinca, ayda 1000-1500 çift ayakkabı üretiyor (Xinca)

Arjantin'de bir şirket, atık lastiklerden ayakkabı üretiyor. 10 yıl önce kurulan Xinca'nın reklamında "Ayakkabılarımız çöp" ifadesi kullanılıyor.
2021 itibarıyla 15 milyon motorlu aracın bulunduğu Güney Amerika ülkesinde, resmi verilere göre yılda 130 bin-150 bin atık lastik ortaya çıkıyor. Ancak lastik üreticileri, ayrışması 600 yıldan fazla sürebilen bu malzemeyi geri dönüştürmede zorunlu tutulmuyor. 
Atık lastikler genellikle sivil toplum kuruluşları ve şirketler tarafından geri dönüştürülüyor. 
Bu şirketlerden biri olan Xinca, Alejandro Margor, Nazareno El Hom ve Ezequiel Gatti tarafından Mendoza eyaletinde kuruldu. Şirket, atık lastikleri toplayan bir geri dönüşüm tesisiyle birlikte çalışıyor.
Margor, ülkede atık lastiklerinin çok bir kısmınnı geri dönüştürüldüğünü vurguladı. Afrika'da atık lastiklerden genellikle sandalet yapıldığını belirten işinsanı, bunların görüntüsünün pek beğenilmediğinin altını çizdi:
“Çöpten kaliteli bir ürünün de yapılabileceğini göstererek bu anlayışı yıkmak istedik.”
Margor sözlerini "Lastiklerin sadece yüzde 5 ila yüzde 7'si geri dönüştürülüyor. Ama ayakkabı yapmanın işin sadece bir parçası olduğunu biliyoruz. Eğer satamıyorsanız, geri dönüşüm işe yaramıyor. Bu yüzden basit, zamansız, uniseks ayakkabılar tasarlıyoruz" ifadeleriyle sürdürdü.
Xinca ayrıca sürdürülebilir ürünlerin pahalı olduğu algısını da yıkmak istiyor. Arjantin'de uluslararası markaların ayakkabıları 20 bin pesoya (yaklaşık 1750 TL) satılıyor. Xinca'nın en ucuz ayakkabısı ise 6 bin peso (yaklaşık 550 TL).
Şirket bölgede toplumsal bir etkiye de sahip. Zira üretimin yüzde 90'ı, San Felipe Mendoza Hapishanesi'ndeki atölyelerde gerçekleştiriliyor. 
Margor bunu "Bizim erişebildiğimiz şans veya fırsatlara sahip olmayan kişilerle çalışmak istedik" ifadeleriyle anlattı.
Xinca çalışanı Ana Maria Alfaro, 14 yıl hapiste kaldıktan sonra 2019'da özgürlüğüne kavuştuğunu söyledi. Alfaro, cezaevindeki atölyelerde öğrendikleriyle Xinca'da işe girdiğini belirtti.
Öte yandan Xinca'nın çabasına rağmen Arjantin'de atık lastik sorunu çevreyi tehdit etmeyi sürdürüyor. Zira şirketin çabaları ve diğer girişimler yetersiz kalıyor. Fundación Ambiente y Medio adlı çevre örgütü, lastiklerin çöpü boyladığını ve genellikle yakıldığını bildirdi. Lastikler yakılınca insan sağlığına ve çevreye zarar veren kükürt ve karbondioksit gibi maddeler ortaya çıkıyor.
 
Independent Türkçe, El Pais



"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
TT

"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın yaklaşık 100 kilometre doğusundaki Kisiljevo, turistlerin köye gelmesi için sıradışı bir yol seçti. 

300 yıl önce gömülmüş bir kişinin mezarı, turistik cazibe unsuru oldu. Zira köylülerin iddiasına göre bu mezar, kayıtlı ilk vampire ait. 

"Vampirlerin babası" diye de bilinen Petar Blagojevic'in cesedi, gece uyanıp köylüleri öldürdüğü iddiasıyla 1725 yazında mezardan çıkarılmış. 

Ailesi 11 kuşaktır köyde yaşayan eski muhtar Mirko Bogicevic, "Ceset hiç bozulmamıştı. Ona kazık sapladıklarında kulakları ve ağzından taze kan akmıştı" diyor. 

Petar Blagojevic'in hikayesi üzerine uzmanlaşan Bogicevic sözlerine şöyle devam ediyor:

Muhtemelen vampir olma şansına ya da şanssızlığına sahip sıradan bir adamdı. Kisiljevolu olduğunu ve 1700'deki kayıtlarda adının geçtiğini biliyoruz.

Mezardan çıkarıldıktan sonra yakılan cesedin külleri yakındaki bir dereye atılsa da köylüler, Blagojevic'in hikayesinin turistleri çekmesini bekliyor. 

Görsel kaldırıldı.
Viyana merkezli Wienerisches Diarium gazetesinin 21 Temmuz 1725'e ait sayısında Blagojevic'in hikayesi anlatılıyor (AFP)

Diğer yandan Trinity College Dublin'in Avrupa Çalışmaları Merkezi Direktörü Clemens Ruthner, Avusturyalı doktorlar ve askerlere dayandırılan haberin bir yanlış anlaşılma ürünü olduğunu savunuyor:

Bulgarca'daki eski kelimelerden "upior", "kötü kişi" anlamına geliyor. Bence köylüler bu kelimeyi gevelerken doktorlar yanlış anlayıp "vampir" yazdı. Cesedin ağzından kan geldiğini duyunca da kan içtiğini sandılar ama bu yanlış, köylüler böyle dememişti.

Ruthner, şarbon hastalığının bölgedeki gizemli ölümleri açıklayabileceğini söyleyip ekliyor:

Cadılık gibi vampirlik de insanların anlamadığı şeyleri, özellikle salgın gibi toplumsal olayları açıklamak için yaygın olarak kullanılmış.

Independent Türkçe, France24, AFP