Tunus'ta Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi gözaltına alındı

Tunus'ta Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi' (Reuters)
Tunus'ta Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi' (Reuters)
TT

Tunus'ta Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi gözaltına alındı

Tunus'ta Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi' (Reuters)
Tunus'ta Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi' (Reuters)

Tunus'ta Nahda Hareketi Lideri ve eski Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin güvenlik güçleri tarafından evine baskın düzenlenmesinin ardından gözaltına alındığı belirtildi.
Nahda Hareketi yönetici kadrolarından ve eski Dışişleri Bakanı Refik Abdusselam, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, Gannuşi'nin evine yapılan baskının ardından gözaltına alındığını duyurdu.
Nahda Hareketi'nden yapılan yazılı açıklamada ise ülkedeki muhalefete "muhalif siyasilerin hakları ve özgürlüklerine karşı yapılan ihlaller ve baskıcı uygulamalara karşı tek bir saf halinde durulması" çağrısı yapıldı.
Gannuşi'nin gözaltına alınmasının "oldukça tehlikeli bir gelişme" nitelemesiyle kınandığı açıklamada, Nahda liderinin derhal serbest bırakılması istendi.
Öte yandan Mosaiqu FM radyosu, Gannuşi'nin gözaltına alınmasına dair verdiği haberde "Ulusal Kurtuluş Cephesi liderleriyle yaptığı bir konuşmanın video kaydının sızdırılması arka planında sorgulanmak üzere alındığı" bildirildi.
Gannuşi'nin gözaltına alınmasına ilişkin resmi makamlardan henüz bir açıklama yapılmadı.

Tunus’taki Nahda Hareketi merkezinde arama yapan güvenlik güçleri binayı boşalttı
Tunus’taki Nahda Hareketi Genel Merkez binasının güvenlik güçleri tarafından arama yapılmak üzere boşaltıldığı bildirildi.
Nahda Hareketi Siyasi Danışmanı Riyad eş-Şuaybi, başkent Tunus’ta yer alan genel merkezlerindeki aramaya ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.
Şuaybi, açıklamasında “Nahda Hareketi Genel Merkez binamıza yönelik güvenlik güçlerinin arama yapması, parti çalışmalarının ve örgütlenme özgürlüğünün açık bir ihlalidir. Merkez binamız birkaç günlüğüne arama yapılması için güvenlik güçleri tarafından boşaltıldı.” ifadelerini kullandı.
Nahda Hareketi Lideri ve eski Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin güvenlik güçleri tarafından evine baskın düzenlenmesinin ardından dün iftar saatinde gözaltına alınmıştı.
Gannuşi’nin gözaltına alınmasının ardından Nahda Hareketi'nden yapılan yazılı açıklamada ülkedeki muhalefete "muhalif siyasilerin hakları ve özgürlüklerine karşı yapılan ihlaller ve baskıcı uygulamalara karşı tek bir saf halinde durulması" çağrısı yapılmıştı.
Gannuşi'nin gözaltına alınmasının "oldukça tehlikeli bir gelişme" nitelemesiyle kınandığı açıklamada, Nahda liderinin derhal serbest bırakılması istenmişti.
Öte yandan ülkedeki yerel medyada Gannuşi'nin gözaltına alınmasına dair verilen haberlerde "Ulusal Kurtuluş Cephesi liderleriyle yaptığı bir konuşmanın video kaydının sızdırılması üzerine Gannuşi’nin gözaltına alındığı iddia edildi.
Gannuşi'nin gözaltına alınmasına ilişkin resmi makamlardan henüz bir açıklama yapılmadı.



Irak’taki Koordinasyon Çerçevesi geçici bir dağılmanın mı yoksa kalıcı bir çöküşün mü eşiğinde?

Koordinasyon Çerçevesi liderlerinin bir araya geldiği daha önceki bir toplantıdan bir kare (Sosyal medya)
Koordinasyon Çerçevesi liderlerinin bir araya geldiği daha önceki bir toplantıdan bir kare (Sosyal medya)
TT

Irak’taki Koordinasyon Çerçevesi geçici bir dağılmanın mı yoksa kalıcı bir çöküşün mü eşiğinde?

Koordinasyon Çerçevesi liderlerinin bir araya geldiği daha önceki bir toplantıdan bir kare (Sosyal medya)
Koordinasyon Çerçevesi liderlerinin bir araya geldiği daha önceki bir toplantıdan bir kare (Sosyal medya)

Müeyyed et-Tarfi

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın Iraklı Sünni ve Kürt güçlerle kurduğu siyasi ittifaka tepki olarak başbakanı seçme hakkını elde etmek üzere parlamento çoğunluğunu oluşturmak için bir araya gelen Şii akım ve güçlerin 2021 yılında oluşturduğu Koordinasyon Çerçevesi adlı koalisyon, ortaklarının birden fazla seçim listesinden katılma kararı aldığı kasım ayında yapılması planlanan seçimlerde geçici olarak dağılmış gibi görünüyor.

Koalisyon ortaklarının farklı listelere dağılması, Koordinasyon Çerçevesinin parçalanmasının başlangıcı olarak görülse de Irak'taki bazı siyasi gözlemciler yaklaşan seçimlerden sonra Koordinasyon Çerçevesinin kendini yeniden toparlayacağını düşünüyor.

Koordinasyon Çerçevesi içinde ve başta Gazze, Lübnan ve Suriye'de olmak üzere bölgede meydana gelen değişiklikler, İran’ın nüfuzunun artık eskisi gibi olmadığı, Irak'taki nüfuzunun da özellikle hükümetin yeniden şekillendirilmesi ve Şii siyasi güçlerin bir araya getirilmesi açısından tamamen yok olmasa da azaldığını gösteriyor. Ancak nüfuzu azalsa da İran halen Irak arenasında yer alan bir oyuncu olmaya devam ediyor.

Koordinasyon Çerçevesi dağılmayacak

Irak Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Gazi Faysal, Koordinasyon Çerçevesinin dağılmayacağını, ancak liderlik konusunda anlaşmazlıklar yaşanabileceğini söyledi.

Koordinasyon Çerçevesinin parlamento çoğunluğunu oluşturmak için taktiksel bir ittifaktan çok ideolojik bir ittifakı temsil ettiği için kişisel çıkarlara göre esnek ittifaklara dönüşeceğini belirten Faysal, koalisyondaki liderler arasında liderlik, programlar ve çıkarlar konusunda derin iç anlaşmazlıkların olduğuna işaret etti. Faysal’a göre Koordinasyon Çerçevesi güçleri, yaklaşan parlamento seçimlerinden sonra farklı denklemler, dengeler ve uzlaşılar çerçevesinde en büyük bloğu oluşturmak için yeniden ittifaka geri dönecekler.

İran'ın 2003 yılından bu yana Irak’ta Şii evinin şekillendirilmesinde önemli bir rol oynadığını ifade eden Faysal, İran’ın stratejik çıkarlarını güvence altına almak amacıyla yeni hükümetlerin kurulması konusunda yaşanan anlaşmazlıkların çözümüne ve ittifaklar kurulmasına müdahale ettiğini de sözlerine ekledi. Faysal, İran’ın Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile silahlı gruplar ve Velayet-i Fakih rejimine bağlı partiler arasındaki koordinasyon yoluyla nüfuzunu dayatmaya devam ettiğini belirtti.

Faysal, İran, Irak siyaset sahnesini şekillendirmede önemli bir aktör olmaya devam etse de Irak iç faktörünün İran'ın direktiflerini beklemeden Şii evini düzenlemedeki rolü atarken İran’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin birliğini sağlama kabiliyetinin, özellikle İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı savaştan sonra silahlı grupların farklı taraflara sadakatlerinin da olması nedeniyle azaldığını belirtti.

İran’ın nüfuzu

İran’ın nüfuzunun hızlı bir şekilde ortadan kalkmayacağını söyleyen Faysal, İran’ın hegemonyasının etmesine karşı olan Şii partilerin ve akımların ön plana daha fazla çıkmaya başlamasıyla ve özellikle İran'a ve Velayet-i Fakih sistemine bağlılık fikrini reddeden yeni nesillerin yükselişinin yanı sıra İran’ın nüfuzunu dengelemede Arap ülkelerinin artan rolü ile Körfez ve Türkiye'nin artan desteği nedeniyle bunun yavaş olacağını belirtti.

Koordinasyon Çerçevesi ve Sadr Hareketi

Kulwatha Araştırma ve Anket Merkezi Direktörü Basil Hüseyin, Koordinasyon Çerçevesinin nüfuzunun azalmaya başladığını söyledi. Koordinasyon Çerçevesinin kurulmasının stratejik bir siyasi projeden ziyade geçici bir savunma tepkisi olduğunu söylemenin abartı olmayacağını ifade eden Hüseyin, zira başlangıçta Sadr Hareketi’nin 2003 yılından bu yana Irak'ı yöneten geleneksel kural olan mezhepsel uzlaşı kuralını kırmayı amaçlayan ulusal çoğunluk hükümeti kurma planına karşı koymak için kurulduğunu, başka bir deyişle Koordinasyon Çerçevesi’nin Sadr Hareketi’nin bazı Şii güçleri iktidar çemberinden çıkarma girişimini engellemek için bir cephe görevi gördüğünü sözlerine ekledi.

Hüseyin, Sadr Hareketi’nin yarattığı tehdit ortadan kalktıktan sonra, iç çelişkiler başlayana kadar dış baskının olmadığını ve çoğunluğun kasırgası dindikten sonra devletin araçlarının çerçevenin bazı güçlerinin eline geçtiğini belirtti. Hüseyin’e göre bu araçlar, özellikle Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin ikinci bir dönem arayışına girerek kişisel ve kurumsal hırslara dönüşmesiyle, kolektif bir savunma aracından, her biri kendi payına düşeni sağlamlaştırmaya ve nüfuzunu en üst düzeye çıkarmaya çalışan taraflar arasında bir iç çatışma faktörüne dönüşmeye başladı.

İktidar için rekabet

Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre Hüseyin, bugün yüzeysel gibi görünen bu çatışmanın, Sadr Hareketi’nin başını çektiği karşı ittifakı püskürtmek için kurulan ve yeni bir iktidar için mücahaleye hazırlanan bir yapının çöküşüne işaret ettiğini söyledi.

ju7
Başbakan Sudani, Kürdistan İslami Birlik Partisi’nden bir heyeti Bağdat'ta kabul etti, 3 Haziran 2025 (Irak Başbakanlığı Facebook sayfası)

İran'ın nüfuzuna değinen Hüseyin, bu nüfuzun gerçek anlamda azaldığının söylenemeyeceğini, ancak Şiiler arasındaki anlaşmazlıkları kontrol etme kabiliyetinin eskiye göre kesinlikle daha az olduğunu vurguladı. Hüseyin, uzun süre Şii siyasi birliğinin garantörü olan Tahran’ın geleneksel aracılarının prestijinin azalması ve ideolojik disiplin ya da bölgesel direktiflerin ötesine geçen ekonomik ve kişisel çıkarların körüklediği yerel rekabetlerin yoğunlaşması nedeniyle artık kendisini akıl hocasından ziyade gözlemci konumunda bulduğunu ifade etti.

Seçimlerden sonra

Öte yandan yazar Basim eş-Şara, Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin seçimlerden sonra yeniden bir araya geleceğini ve İran'ın nüfuzunun azalacağını söyledi. Koordinasyon Çerçevesinin seçimlerden sonra yeniden bir araya geleceğini, çünkü güçleri arasında bu konuda siyasi bir anlaşma olduğunu ifade eden Şara, aksi takdirde İran'la ittifak halindeki Şii partilerin siyasi süreçteki rollerini ve etkilerinin yanı sıra başbakanlığı kaybedebileceklerini söyledi. Seçim sürecinin Şii partiler arasında bölündüğünü, (eski Başbakan Nuri) el-Maliki'nin mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin listesinde yer aldığını ve Koordinasyon Çerçevesindeki diğer güçlerin liderlerinin farklı listelerde toplandığını, bunun da Şii koalisyon içinde en fazla oyu toplamaya yönelik bir anlaşmaya varıldığına işaret ettiğini açıkladı.

Seçimlerden kaçınma

Şii seçmenin seçimlerde önemli ölçüde çekimser kalmaya karar verdiğini ve bunun da özellikle Sadr Hareketi’nin seçimleri boykot etmesinden dolayı Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderlerinin ve hükümet yetkililerinin endişelerini açıkça dile getirmesiyle açıkça görüldüğünü ifade eden Şara, Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin rahat bir çoğunluk elde edememesi halinde hükümet kurmanın zorlaşacağını, bunun da İran'la ittifak halindeki Şii partilerin nüfuzunun tehdit edilmesi ve ister Sünni ister Tişrin Hareketi'nin eski liderleri olsun yeni simaların ortaya çıkması anlamına geldiğini vurguladı.

Şara, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“İran'ın nüfuzu Aksa Tufanı Operasyonu ve bölgedeki müttefiklerini kaybetmesinden sonra azaldı. Bu durum, Irak'a da yansıdı. İran'ın gerilemesi, yaklaşan parlamento seçimlerinden sonra da devam edecek, ancak Irak’taki nüfuzu tamamen sona ermeyecek.”