İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, canlı yayında soruları yanıtladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, canlı yayında soruları yanıtladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "7'li masa" eleştirilerine ilişkin, "Ne bakanlık ne bir başka şey ne de bir başka konu konusunda, o masada HDP dolaylı, dolaysız, altında, üstünde, kenarında yok, olamaz." dedi.
Akşener, TV100 canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
DEVA Partili eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, CHP tarafından Ankara 1. bölge 4. sıradan milletvekili adayı gösterilmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Akşener, "Altılı masadaki ittifak sistemi üzerinden konuşma hakkını kendimde bulmuyorum. CHP ile DEVA partisinin masaya oturup ortak liste üzerinde çalıştıkları herkes tarafından biliniyor. DEVA partisinin verdiği aday isimlerini de CHP böyle değerlendirdi. 'Niye böyle değerlendirdiniz.' deme gibi bir hakkım yok. Amma velakin seçmenin iştiyakını anlamak mecburiyetimiz var." diye konuştu.
Akşener, oylarını alabilmek için seçmenlerin sesine kulak vermenin ve onları ikna etmenin şart olduğunun altını çizerek, "Bunu yapmadığımız zaman, 'Niye oy vermediniz?' deme hakkımız yok." dedi.
İYİ Partinin, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i Ordu 1'inci sıradan aday gösterdiği hatırlatılan Akşener, "İdris Naim Şahin, Sayın Erdoğan'ın yakınında bulunan bir şahıs belediye başkanlığı döneminden itibaren. Bakanlığı döneminde PKK ile mücadele etmiş bir kişi. İlginç bir biçimde o günlerde açılım, çözüm sürecine karşı çıkmış bir kişi." ifadelerini kullandı.
Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, o dönemde İdris Naim Şahin'in arkasında durduğunu ve görevden alınmasına tepki gösterdiğini hatırlatarak, "FETÖ'cülük iddiasıyla ilgili eğer Sayın Bakan'ın, bir şaibesi, bir iltisakı, irtibatı vardıysa AK Parti'nin yargı elinde, her şey elinde ve FETÖ ile mücadele yapıldığı iddia edilen süreçte bu kişi hakkında herhangi bir takibat açılmamışsa buna güvenmek durumundasınız." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti'nin Elazığ 1. sıra milletvekili adayı İrfan Sönmez'in, geçmişte FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i öven sözlerinin basında yer aldığının hatırlatılması üzerine de Akşener, "Bu arkadaşımızın asla bir iltisak, irtibatı yoktur. Bu arkadaşımız 10,5 yıl hapis yatmış bir ülkücüdür. Çok ağır işkencelerden geçmiş bir ülkücüdür." diye konuştu.

- "O masada HDP yok"
Akşener, "7'li masa" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "O masada HDP yok." dedi.
Meral Akşener, "Ne bakanlık ne bir başka şey ne de bir başka konu konusunda, o masada HDP dolaylı, dolaysız, altında, üstünde, kenarında yok, olamaz." ifadelerini kullandı.
Kendisinin bulunduğu yerde PKK'nın ve PKK'ya terör örgütü demeyenlerin olamayacağını vurgulayan Akşener, Kürtleri ise incitmek istemediğini söyledi.
Akşener, her televizyona çıkışından önce, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın beyanat verdiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Fox'a çıkacağım bir zaman bizim evde eşiyle beraber kahvaltı etmek istediğini söyledi. Kalbimi açarak konuşuyorum. İsmail Küçükkaya da bunu bana söyledi, orada öğrendim. Yani önceden hazırlandığım bir durum da yok. Birkaç saniyelik bir tereddüdüm oldu. Ben bunu bilmeyecek adam mıyım? Şehit Anaları Vakfı yönetmişim hem de nasıl yönetmişim. Diyebilirim ki 'Benimle kahvaltı etmeden evvel marş marş şehit ailelerinden gitsin özür dilesin, onlardan helallik alsın gelsin'. Ben bunu diyemedim mesele Selahattin Demirtaş değildi, Kürtler üzerine alınır, çok itilip kakılıyor son dönemde, 'Kürt eşittir PKK'lı' gibi bir kanaat oluştu ve bunun üzerine kıyamadım, Kürtlere kıyamadım, siyaset de yapmadım."
Meral Akşener, seçimlere yönelik, "Bu ucube sistem gitmeli, Türk için de Kürt için de gitmeli. Asıl mevzu bu. Bir haftada 36 bin imza atmak zorunda olan bir insan kafayı yer. Yargının bağımsız, tarafsız, korkusuz olmadığı, bir AK Partili ile sıradan vatandaş alacak verecek üzerinden mahkemeye düştüğünde AK Partilinin kesinlikle kazanacağına inanıldığı bir ülkede hukuk guguktur, bağımsız yargı yoktur, buna bağlı olarak demokrasi yoktur. Kayırmanın önde olduğu, liyakatin, niteliğin ortadan kalktığı bir noktada ekonomi yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

- "O masadan kalktığımda kendim için bir şey istemedim"
Altılı masadan kalktığı hatırlatılan Meral Akşener, "O masadan kalktığımda kendim için bir şey istemedim. Kazanacak aday üzerinden gitmişiz ve kazanma sistemini sonuçta oluşturmuşuz. Bu iki belediye başkanının, ben dahil herkesten daha popüler olduğunu CHP'liler kabul ediyor, gençler ikisinden birini istiyor. Ben seçmene kulak verdim. 1,5 yıl evvel 'ben aday değilim' dedim. O masadan kalkıp tekrar masaya otururken kendime ve partime dair bir tek toz zerresi kadar bir şey istemedim." ifadelerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal belediyecilik ve somut işler yaptıklarını anlatan Akşener, şöyle devam etti:
"Sayın Kılıçdaroğlu ve iki belediye başkanı ile uzlaştık. Yetkili ve etkili bir cumhurbaşkanı yardımcılığı konuştuk. Altılı masanın içinde Sayın Babacan, bu iki arkadaşın başkan yardımcılığına itiraz etti. Ben, kendisini ikna etmeye çalıştım. Sonra gitti tam bir saat arkadaşlarıyla konuştu, geldi ve dedi ki 'bu arkadaşlara, şehircilik bakanlığı ile afet bakanlığı verelim.' Ben de bu arkadaşların birinin 15 milyar dolarlık bir bütçe yönettiğini, bu arkadaşların böyle bir talebinin bulunmadığını, buradaki meselenin kazanmak olduğunu söyledim. Sayın Davutoğlu, bu fikrin doğru olduğunu söyledi. Sonra o maddeyi Sayın Davutoğlu yazdı, ben de kabul ettim ve imzaladık. Yani burada özne ben değilim, partim de değil, özne Türkiye'dir."

- "İnce'nin lince tabi tutulmasını doğru bulmuyorum"
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, cumhurbaşkanı adayı ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'ye ilişkin soru üzerine, "Millet İttifakı'nın içinde yer almasını isterdim ama CHP'den kopmuş bir arkadaşımız olduğu için CHP'nin getirmesi gereken bir durumdu. Aday olmadan evvelden, Memleket Partisi kurulduktan sonraki fasıldan bahsediyorum. Dolayısıyla ben çok memnuniyet duyardım." şeklinde konuştu.
İnce ve Ata İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'ın adaylığına saygı duyduğunu söyleyen Akşener, "İnce'nin lince tabi tutulmasını doğru bulmuyorum." şeklinde konuştu.
Meral Akşener, İYİ Parti İstanbul milletvekili adayı Seyithan İzsiz ile ilgili iddialar konusunda, "Bu iftiraları atanlarla ilgili mahkemeye başvurdum." dedi.



Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) cesaretini İsrail'den aldığını belirterek, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimine karşı muhalefetle hiçbir zaman birlikte hareket etmediklerini kaydetti.

Suriye'nin güneyinde yaşananlar hakkında Fidan şu ifadeleri kullandı: “Özellikle Güney meselesi fevkalade önemli. Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o. Güney'deki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil. O da yönetilebilir bir konu. İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var. Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir. "

PKK'nın silahsızlanma sürecinin "Türkiye tarafından çok şeffaf ve çok iyi bir şekilde" yönetildiğini  vurgulayan Fidan “Ancak örgütün ne yapmayı planladığı konusunda henüz bir kelime bile duymadık” dedi.

Türkiye Savunma Bakanlığı sözcüsü Zeki Aktürk cuma günü yaptığı açıklamada, bazı ülkelerin SDG'yi silahsızlanmayı reddetmeye ve Suriye ordusuna entegre olmamaya teşvik ettiğini belirterek, ülkesinin Suriye'de askeri bir operasyon başlatma niyetinde olmadığını söyledi.

Ankara'da düzenlenen basın toplantısında konuşan sözcü, "SDG'nin zaman kazanma girişimleri boşuna ve Suriye ordusuna entegre olmaktan başka seçenekleri yok" diyerek, SDG’nin faaliyetlerinin Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabalara zarar verdiğinin altını çizdi.

Sözcü, Türk ordusunun Suriye'de askeri bir operasyona hazırlandığı iddialarını yalanlayarak, Türk ordusunun son hareketlerinin "rutin birlik rotasyonlarının" parçası olduğunu belirtti.

Sözcü, Türkiye'nin daha önce SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu istediğini ifade ettiğini ve SDG'nin hareketlerinin ve Suriye ordusunun faaliyetlerinin izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 10 Mart'ta SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumları entegre etme konusunda bir anlaşma imzaladı, ancak bu anlaşma henüz uygulanmadı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.