11 Eylül saldırıları nasıl Pentagon'dan yaşanan sızıntıların nedeni oldu?

ABD kurumlarında çok sayıda kişinin erişim yetkisine sahip olması güvenlik zaafiyetinin temel nedeni olarak gösteriliyor

Pentagon Sözcüsü, kaç istihbarat belgesinin sızdırıldığını henüz tespit edemediklerini açıkladı (Reuters)
Pentagon Sözcüsü, kaç istihbarat belgesinin sızdırıldığını henüz tespit edemediklerini açıkladı (Reuters)
TT

11 Eylül saldırıları nasıl Pentagon'dan yaşanan sızıntıların nedeni oldu?

Pentagon Sözcüsü, kaç istihbarat belgesinin sızdırıldığını henüz tespit edemediklerini açıkladı (Reuters)
Pentagon Sözcüsü, kaç istihbarat belgesinin sızdırıldığını henüz tespit edemediklerini açıkladı (Reuters)

ABD Savunma Bakanlığı'ndan sızan gizli ve çok gizli ibareli istihbarat belgelerinin ardından, 21 yaşında bir askerin içinde ayrıntılı savaş sahası analizlerinin de olduğu belgelere neden erişim yetkisi olduğu sorgulanıyor.
Bu sorunun kısa yanıtı ise, 11 Eylül saldırıları.
Vice'ın derlediği habere göre, 11 Eylül saldırıları Pentagon ve Washington için büyük bir istihbarat yenilgisiydi. Saldırıların ardından ABD istihbarat servislerinin çok dağınık ve bölünmüş olduğu fikri hakimdi.
ABD yönetimi bu sorunla başa çıkmak için İç Güvenlik Bakanlığı'nı kurdu. Bakanlığın kurulmasının ardında yatan fikir, daha çok kişi elde edilen bilgilerden haberdar olması durumunda Amerika'nın terör tehdidine daha iyi yanıt verebileceği yönündeydi.
ABD'nin ilk İç Güvenlik Bakanı Tom Ridge, 2003'te yaptığı konuşmada, "Bilgi paylaşmak ülke olarak yaptığımız şeyin merkezinde yer alıyor" ifadelerini kullanmıştı.
O günlerden bu yana ABD istihbaratı ve güvenlik kurumları içindeki kişi sayısı hızla arttı. Devasa boyuttaki yerel ve yabancı istihbaratın kurumlara dağıtılması çok sayıda çalışan ihtiyacı doğurdu.
"Gözetleme devleti" bilgi işlem çalışanlarına, sadece diğer şubelere gönderilmek üzere rapor yazacak kişilere ve Pentagon belgelerini sızdıran 21 yaşındaki Jack Teixeria gibi çalışanlara ihtiyaç duydu.
Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'nün verilerine göre, bunun bir sonucu olarak ABD genelinde yaklaşık 3 milyon kişiye güvenlik yetkisi verildi, 1 milyondan fazla kişiyse "çok gizli" damgalı erişim yetkisine sahip oldu.
Otis Ulusal Hava Savunma Muhafız Üssü'nde siber savunma üzerine görevli olan 21 yaşındaki Jack Teixeira, sahip olduğu erişim yetkisi sayesinde gizli belgelerin çıktısını alarak fotoğraflamış ve mesajlaşma platformu Discord'da bir grup arkadaşıyla paylaşmıştı.

Washington Post: Mısır, Rusya'ya füze üretme planından vazgeçti
Pentagon belgelerinin sızmasıyla ilgili güvenlik zaafiyeti tartışmaları sürerken, yeni belgeler de ortaya çıkmaya devam ediyor.
Washington Post geçen hafta ortaya çıkan bir belgede yer alan, Mısır yönetiminin Rusya'ya vermek için gizlice 40 bin füze üretilmesi talimatı verdiği bilgisini paylaşmıştı.
Ancak gazete yeni ortaya çıkan bir belgeye dayanarak, bu haberini düzeltti. Mart tarihli yeni belgeye göre, Mısır Devlet Başkanı Sisi, Rusya'ya füze satma düşüncesinden vazgeçerek, onun yerine Washington'a 155mm top mermisi satmaya karar verdi. 
Mısır yönetiminin karar değişikliğinin, ABD Savunma Bakanı Austin ve ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin şubat sonu ve mart başında Kahire'ye düzenlediği ziyaretler sonrasında geldiği belirtildi.
Belgede, Austin'in Kahire ziyaretinden bir gün sonra Mısır yönetimi ABD'ye silah satışını resmi olarak onayladığı bilgisi yer aldı.

Independent Türkçe, Vice, The Washington Post



İran ve İsrail birbirlerini daha fazla yıkımla tehdit etti

İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)
TT

İran ve İsrail birbirlerini daha fazla yıkımla tehdit etti

İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in hava saldırısının ardından Tahran'daki devlet televizyonu binasından yükselen dumanlar (AP)

İsrail ve İran dün aralarındaki çatışmaların başlamasının dördüncü gününde de birbirlerine karşı yıkıcı saldırılar gerçekleştirdi ve daha fazlasını yapma tehdidinde bulundu. Tahran, ABD Başkanı Donald Trump'ı ateşkes ilan etmeye çağırırken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in ‘zafer yolunda’ olduğunu söyledi.

İsrail savaş uçakları başkent Tahran ve İran’ın diğer şehirlerine saldırılar düzenleyerek, başkentin batısındaki ve doğusundaki askeri üsleri ve nükleer tesisleri hedef aldı. Tahran'ın kuzeyinde İran Radyo ve Televizyon Kurumu'na ait bir binada yangın çıktı. Buna karşılık İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Tel Aviv sakinlerini bulundukları yerleri ‘mümkün olduğunca terk etmeleri’ uyarısında bulundu. İran resmi haber ajansları, İsrail’in Hayfa şehri yakınlarındaki Ramat David Hava Üssü başta olmak üzere İsrail'in önemli askeri ve istihbarat merkezlerinin İran'ın hedef listesinde yer aldığını bildirdi. Ajanslardan biri, ‘önümüzdeki saatlerde, meşru müdafaa çerçevesinde ezici ve orantılı bir yanıt verileceğini’ aktardı. İran resmi televizyonu, Tahran'da yıkılmış başkanlık binaları, yanmış arabalar ve tahrip olmuş sokakların görüntülerini yayınladı. Görüntülerde çok sayıda Tahranlının kaçmaya çalıştığı görüldü.

DMO Genel Komutanı Ahmed Vahidi, Tahran'ın ‘stratejik füze kapasitesini henüz kullanmadığını’ belirterek, uzun soluklu bir savaşa hazır olduklarını açıkladı.

İran, vatandaşlarını İsrail ile herhangi bir iş birliği yapmaları halinde idam cezası da dahil olmak üzere en ağır cezalarla karşı karşıya kalacakları konusunda uyarırken, casusların tutuklandığını ve insansız hava aracı (İHA) üretim atölyesinin ele geçirildiğini duyurdu.

İran çeşitli şehirlerinde Besic güçlerine ait kontrol noktaları yeniden faaliyete geçirilirken, içeriden sabotaj girişimlerine karşı uyarıda bulunuldu.

İsrail'de ise dün akşam, kısa bir süre için alarm sistemleri devreye girdikten sonra, ordunun İran’dan İsrail’in kuzeyine doğru balistik füzeler atıldığını tespit ettiği açıklandı. Şimdiye kadar herhangi bir can kaybı veya yaralı olduğuna dair bilgi alınamadı.

Askeri sansürün kaldırılmasının ardından yayın yasağının da kalktığı İsrail dün, İran’ın pazar akşamı (kuzeyde bulunan) Hayfa şehrindeki petrol rafinerisini hedef alan saldırısında üç vatandaşının öldüğünü açıkladı. Böylece, cuma gününden bu yana İran saldırılarında ölen İsraillilerin sayısı 27'ye yükseldi.

İsrail ordusunun ‘İsrail'in güvenliğini tehdit eden herkesi’ hedef alacağına dair açıklamasının Başbakan Binyamin Netanyahu'nun açıklamalarıyla örtüşmesi dikkati çekti. Netanyahu, İran rejiminin başını, yani Ali Hamaney'i kastederek, ‘(Hamanay’e yönelik) suikastın çatışmayı sona erdireceğini ve daha da şiddetlendirmeyeceğini’ söyledi.

Netanyahu, Tahran sakinlerini uyararak şehri terk etmeleri çağrısında bulundu. Ayrıca, ‘ABD'nin İran'ın nükleer programını ortadan kaldırma çabalarında İsrail'i desteklemesinin kendi çıkarlarına uygun olduğunu’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre ABD'li iki yetkili, ABD ordusunun Başkan Donald Trump'a seçenekler sunmak için çok sayıda yakıt ikmal uçağını Avrupa'ya naklettiğini açıkladı.

Diğer bir gelişmede ise Kremlin, Moskova'nın İran ve İsrail arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu açıkladı. Kremlin açıklamasında, İran'ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumunu barındırarak sivil yakıta dönüştürme konusundaki önceki girişimini yeniden gündeme getirdi.