Bilim insanları, hapse girme riskini artıran 8 faktörü belirledi

Araştırmada 2 bin 731 kişinin verileri incelendi

Gençlerin suç işleme veya suça karışma ihtimalinin ardında şiddete ve istismara maruz kalmaları gibi faktörler var (Pixabay)
Gençlerin suç işleme veya suça karışma ihtimalinin ardında şiddete ve istismara maruz kalmaları gibi faktörler var (Pixabay)
TT

Bilim insanları, hapse girme riskini artıran 8 faktörü belirledi

Gençlerin suç işleme veya suça karışma ihtimalinin ardında şiddete ve istismara maruz kalmaları gibi faktörler var (Pixabay)
Gençlerin suç işleme veya suça karışma ihtimalinin ardında şiddete ve istismara maruz kalmaları gibi faktörler var (Pixabay)

Avustralyalı akademisyenler, hangi sosyal faktörlerin bir kişinin hapse girme riskini artırdığını ölçmek için bir araştırma yürüttü.
Yeni Güney Galler Üniversitesi'nde yapılan araştırmada bireylerin hapse girmesiyle sonuçlanabilecek 8 toplumsal faktör belirlendi.
Journal for Crime, Justice & Social Democracy adlı akademik dergide yayımlanan makalede bu 8 faktör şöyle sıralandı:
1. Devlet korumasında veya koruyucu ailede olmak
2. Kötü bir eğitim almak
3. Yerli halklara mensup olmak
4. Erken yaşlarda polisle karşı karşıya gelmek
5. Zihinsel sorunlardan mustarip olmak ve destek almamak
6. Alkol ve uyuşturucu kullanmak
7. Evsiz olmak ve barınma sorunu yaşamak
8. Engellilik gibi dezavantajlı bir konumda olmak
Araştırma ekibi, bu faktörlerden daha fazlasının görüldüğü bireylerin en az bir kez hapse girme olasılığının daha yüksek olduğunu da tespit etti.
Ekip, Yeni Güney Galler'de gözaltına alınmış ama çoğu hüküm giymemiş 2 bin 731 kişinin verilerini inceledi ve yaşam tarzlarını analiz etti.
Veriler polis teşkilatı, mahkemeler, cezaevleri, barınma ve çocuk koruma kurumları gibi devlet organlarından alındı.

Nedenlerin nedenleri
Araştırmacılar, elde edilen bulguları ülkelerin politikalarını iyileştirmek ve insanların hapse girmesinin yarattığı toplumsal zararı ve maliyeti azaltmak için kullanmayı amaçlıyor.
Bu yüzden aslında bununla bireylerin hapse girmesinin ardındaki nedenlerin de nedenlerine değinmek istediler.
Bulgulara göre bu nedenler arasında yoksulluk, kaynaklara erişimdeki eşitsizlik, çocuk ve gençlerin maruz kaldığı istismar, şiddet ve travmaya yeterince tepki verilmemesi gibi faktörler yer alıyor.
"Ceza hukuku sisteminin kendisinin suç oluşturacak şekilde işlemesi, gelecekte hapsedilme olasılığını azaltmak yerine artırır" diyen araştırmacılar, yerli halklara yönelik ırkçılığa da dikkat çekiyor:
“Özellikle Aborijin ve Torres Boğazı Adalı halkları ve engellilerin maruz kaldığı ırkçılık ve ayrımcılık da bunda etkili.”
Araştırma ekibinde yer alan Doç. Dr. Ruth McCausland ve Kriminoloji Profesörü Eileen Baldry, The Conversation'da kaleme aldıkları bir yazıda şu ifadeleri kullanıyor:
“17 Nisan'da yayımlanan bulgularımız, adaletten uzak bir suçlu 'adalet' sistemini ortaya koyuyor.”
 
Independent Türkçe, The Conversation, Journal for Crime, Justice & Social Democracy



E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
TT

E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)

Uçakların sadece havadan yakıt alması bilimkurgu gibi gelse de çok da uzak olmayan bir gelecekte bu bilimsel bir gerçeğe dönüşebilir.

Nasıl mı? E-yakıt veya "elektrikten üretilen sıvı" yakıt diye adlandırılan üçüncü nesil sürdürülebilir havacılık yakıtı (sustainable aviation fuel / SAF) sayesinde.

Uzmanlar, bu teknolojinin aslında şaşırtıcı derecede basit olduğunu söylüyor. Havacılık endüstrisinin aşması gereken en büyük engel ise maliyet.

Avrupa Hava Emniyeti Ajansı'na göre e-yakıtların tonu 8 bin 720 dolar, biyolojik bazlı SAF'in tonu 2 bin 365 dolar ve geleneksel jet yakıtının tonu 830 dolar.

Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, e-yakıtın atmosferdeki veya endüstriyel emisyonlardan elde edilen karbondioksitin (CO2) doğrudan elektroliz yoluyla veya hidrojenle birleştirilerek karbonmonoksite (CO) dönüştürülmesiyle üretildiğini açıklıyor.

fghyju
Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, havadan jet yakıtı üretmenin arkasındaki bilimin aslında epey basit olduğunu açıklıyor (Aether Fuels)

Daha sonra karbondioksit ve hidrojen birleştirilerek çeşitli hidrokarbon bileşikleri oluşturulabiliyor ve bunlar rafine edilerek jet yakıtına dönüştürülebiliyor.

Sustainable Aviation CEO'su Duncan McCourt, yakıldığında karbon saldığını belirtiyor. Bu, üretiminde yenilenebilir enerji santrali kullanılırsa tamamen net sıfır olduğu anlamına geliyor. Ayrıca biyolojik kaynaklı SAF'ten farklı olarak hammadde sınırlamaları ve arazi kullanımı sorunları da sözkonusu değil.

The Independent'a konuşan McCourt, "ticari seviyeye ölçeklendirmenin ve bunu makul bir maliyetle yapmanın" engel teşkil ettiğini söylüyor.

Madigan daha ayrıntılı bir şekilde, e-yakıt tesislerinin maliyetinin "yüksek olduğunu ve mevcut politikalar kapsamında gereken türde hidrojenin kıtlığının projeleri daha küçük ölçekli operasyonlarla sınırladığını" açıklıyor.

Bunun "maliyet verimliliğinin düşmesine ve kabul edilebilir sermaye getirisi elde etmek için çok yüksek fiyatlara yol açtığını" ifade ediyor.

Madigan şöyle devam ediyor:

CO2 artı H2 yakıtlarını teşvik eden politikaların olduğu sadece iki pazar var (Birleşik Krallık ve AB) ve bunlar sadece atık hidrojen veya yeşil hidrojenin kullanımına izin veriyor. Birçok şirket sermaye harcamalarını azaltmanın yollarını arıyor ancak çoğu yaklaşım bu süreçte verimlilikten ödün veriyor.

Madigan, atmosferden CO2 yakalamanın "çok fazla enerji gerektirdiğini ve dolayısıyla çok pahalı" olduğunu ancak bu sorunun yakıt fiyatına daha az etki ettiğini söylüyor.

Peki çözüm ne?

Bu kısmen politikacıların elinde.

McCourt "Hidrojen üretmek ve karbonu büyük ölçekte yakalamak için gereken enerjinin maliyeti, başlıca zorluklardan biri" diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için kayda değer yatırımlar ve destekleyici hükümet politikalarına ihtiyaç var.

Peki havacılık endüstrisi "havadan yakıt"ı benimseyecek mi? Birkaç havayolu şirketi uçuşları için alternatif yakıtlar denediğinden, bu olası görünüyor.

Virgin Atlantic 2023'te Heathrow'dan New York'a yemeklik yağla çalışan bir Boeing 787 Dreamliner uçurdu ve United, Emirates ve British Airways gibi havayolu şirketleri de SAF kullandı.

Independent Türkçe