Liyakat nişanı alan Merkel eleştirilerin odağında

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier 18 Nisan akşamı nişan teslim töreninde (EPA)
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier 18 Nisan akşamı nişan teslim töreninde (EPA)
TT

Liyakat nişanı alan Merkel eleştirilerin odağında

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier 18 Nisan akşamı nişan teslim töreninde (EPA)
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier 18 Nisan akşamı nişan teslim töreninde (EPA)

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, Alman devletinin en yüksek liyakat nişanını aldığı için basın mensupları ve siyasetçiler tarafından eleştirilerin odağında. Daha önce yalnızca iki başbakan Konrad Adenauer ile Helmut Kohl bu nişana layık görülmüştü.
Merkel’in kendisine Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından takdim edilen Federal Liyakat Nişanı Büyük Haç ile onurlandırılmaya layık olup olmadığını kamuoyunda sorgulanıyor.
Bazı Alman gazeteleri, bu hususta Merkel'in 16 yıllık dört hükümetinden birinde dışişleri bakanı olarak görev yapan Steinmeier'ı suçladı. Sağ, sol ve liberal gibi çeşitli yönelimlerdeki Alman gazeteleri, eski Şansölye’ye liyakat nişanının verilmesini Rusya ve mülteciler konusundaki politikası, nükleer enerjiyi aşamalı olarak kaldırma kararı dolayısıyla eleştirdi.
Steinmeier’ın nişan verildiği sırada bu tartışmalı noktalara değinmemesini eleştiren Bild gazetesi, “Merkel'in nişanın verilme sebebi olan tarihi başarılarından bahsedilmedi” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmaların, aslında kendi şahsına yönelik üstü kapalı övgüler içerdiğine de değinildi.
Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığı habere göre Berlin’deki Bellevue Sarayı’nda gerçekleşen nişan takdiminde söz alan Steinmeier, Merkel'in Avrupa'da ekonomik kriz ve koronavirüs krizinin kaydedildiği bir dönemdeki kontrolünden bahsetti. Ayrıca ilk kadın başbakan olmasından dolayı övgüde bulundu.
Merkel'in denetlediği ve Ukrayna'yı imzalamaya zorladığı Minsk Protokolü’ne değinen Steinmeier, o sırada savaşı önlemek için bunun gerekli olduğunu söyledi. Anlaşmanın Merkel'i birçok eleştiri ile karşı karşıya bırakan mirasını eleştirmeyen Steinmeier, Ukrayna'daki savaşın ardından bugün durumun değiştiğini, farklı düşünmek gerektiğini vurguladı.
Minsk Protokolü, Donbass'ta Ukrayna ile Rusya destekli ayrılıkçı güçler arasındaki çatışmayı durdurmak amacıyla 2014 yılında imzalanmıştı. Bugün Ukrayna, savaşı sona erdirmeyi başaramayan anlaşmayı imzalamaya zorlanmasından kişisel olarak Merkel'i sorumlu tutuyor.
Bild’in söz konusu haberinde, “Steinmeier şu gerçeğe değinmedi: Merkel bizzat, Rusya ile izlediği politika konusunda ABD, Doğu Avrupa ülkeleri ve uzmanların son yıllardaki tavsiyelerini görmezden geldi” ifadelerine yer verildi. Ukrayna'nın bugün Almanya'dan aldığı desteğin farklı bir hikaye olduğunu, Merkel ve Steinmeier'in mirasıyla değil, Merkel'in halefi ile ilgisi olduğunu öne süren gazete, Merkel'in bu nişanı hak etmediği sonucuna vardı.
Der Spiegel dergisi ise bu nişanı Steinmeier'ın Merkel'den çok kendisine saygı göstermesi olarak nitelendirdi. Habere göre, Merkel'e yakın olan eski Bundestag Başkanı Wolfgang Schauble geçtiğimiz günlerde Handsblatt gazetesine verdiği bir röportajda Adenauer ve Kohl ile birlikte Merkel’in ‘önde gelen şansölyeler’ arasında olup olmadığı sorusuna “Şuan karar vermek için henüz çok erken olabilir” cevabını vermişti.
Liberal Tagesspiegel gazetesi, Cumhurbaşkanı Steinmeier'ı Merkel'in görev süresi boyunca Rusya'yı yatıştırma politikası izlemekle suçladı. Steinmeier, Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) olmasına rağmen Merkel'e çok yakındı. Steinmeier, Merkel’in üzerinde ciddi bir etkiye sahipti. Dolayısıyla Tagesspiegel gazetesi, Steinmeier’ın Merkel'i onurlandırmak için doğru kişi olmadığın, nitekim kendi şahsını onurlandırıyor gibi göründüğünü vurguladı.
Merkel'in partisinden ve liberal partiden politikacılar da eski Şansölye’nin onurlandırılmasını eleştirdi. Merkel'in mensubu olduğu Hristiyan Demokrat Parti Başkan Yardımcısı Carsten Linnemann, Merkel’in bilhassa uluslararası düzeyde birçok başarısı olduğuna, ancak şüphesiz bazı büyük hatalar yaptığına değindi. Fukushima Daiichi Nükleer Santral Kazası’na nükleer reaktörleri kapatarak tepki vermesini bir hata olarak değerlendiren Linnemann, zirâ bu kararın yerli alternatif enerji arama kararı olmadan alındığını hatırlattı. 2015'te bir milyondan fazla Suriyeli mültecinin Almanya'ya giriş yaptığı mülteci krizinden ve Merkel'in Avrupa Birliği dahilinde bu yönde tek taraflı karar almasından bahseden Linnemann, “Sınırlarımızı iyi koruyamadık ve bunu açıkça konuşmalıyız” vurgusunda bulundu.
Liberal Parti Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai de Merkel’e liyakat nişanı verilmesini eleştirerek “Merkel'in görev süresinin sonunda ülkemiz iyi durumda değildi. İktidarda 16 yıl geçirilmesi önemlidir, saygıyı hak eder. Ancak deneyim bize öğretti ki, siyasette tarihi büyüklük ancak zaman geçtikten sonra takdir edilebilir” ifadelerini kullandı.
Henüz bir buçuk yıl önce iktidardan ayrılan Merkel'in bir de kendi iktidarındaki Cumhurbaşkanı tarafından onurlandırılması için gerçekten de çok erken.



Rubio: Venezuela, İran ve Hizbullah ile iş birliği yapıyor

Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)
Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)
TT

Rubio: Venezuela, İran ve Hizbullah ile iş birliği yapıyor

Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)
Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)

ABD, Venezuela'ya karşı gerilimi artırmaya devam ediyor; Başkan Donald Trump tekrar savaş tehdidinde bulunurken, Dışişleri Bakanı Marco Rubio da ülkeyi İran ve Hizbullah ile iş birliği yapmakla suçladı.

Dün NBC News’te yayınlanan röportajında ​​Trump, Venezuela ile savaş olasılığını masada tuttuğunu söyledi. Telefon görüşmesinde, "Bunu dışlamıyorum, hayır" ifadesini kullandı.

Rubio ise Venezuela'daki "gayrimeşru rejimi" "ulusal güvenliğimizi tehdit eden suçlularla iş birliği yapmakla" suçladı. Rubio, Başkan Nicolás Maduro rejiminin "İran, Hizbullah ve uyuşturucu kaçakçılığı çeteleriyle iş birliği yaptığını" belirtti.

Bu gerginliğin tırmanması üzerine hem Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva hem de Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, Washington ve Karakas arasında krize arabuluculuk yapılmasını önerdi.


ABD Hazine Bakanlığı Maduro'ya yakın 7 kişiye yaptırım uyguladı

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
TT

ABD Hazine Bakanlığı Maduro'ya yakın 7 kişiye yaptırım uyguladı

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)

ABD Hazine Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Washington'un Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskısını artırma çabalarının bir parçası olarak, Maduro'nun aile üyeleri ve eşiyle yakın ilişkisi olan kişiler de dahil olmak üzere 7 kişiye Venezuela ile ilgili yeni yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Hazine Bakanı Scott Bessent,, bu kişileri "Nicolás Maduro liderliğindeki haydut bir uyuşturucu devletini desteklemekle" suçladı.

Bessent açıklamasında, "Venezuela'nın ülkemizi ölümcül uyuşturucularla doldurmaya devam etmesine izin vermeyeceğiz" diyerek, "Maduro ve suç ortakları Batı Yarımküre'deki barış ve istikrarı tehdit ediyor. Trump yönetimi, onun gayrimeşru diktatörlüğünü destekleyen ağları hedef almaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Venezuela Enformasyon Bakanlığı, yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Maduro ve hükümeti, suçla herhangi bir ilgilerinin olduğunu şiddetle reddediyor ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Venezuela'nın geniş petrol rezervlerini ele geçirmek için rejim değişikliği aradığını söylüyor.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)

Bu hamle, Trump'ın Maduro üzerindeki baskıyı artırması, iktidardan uzaklaştırılmasını istemesi ve güney Karayipler'e büyük bir askeri güç konuşlandırmasıyla eş zamanlı olarak geliyor.

Trump yönetimi ayrıca bölgede uyuşturucu kaçakçılığından şüphelenilen gemilere karşı saldırılar düzenledi, Venezuela kıyılarında yaptırım uygulanan bir petrol tankerine el koydu ve Venezuela'ya giren veya çıkan tüm yaptırım uygulanan petrol tankerlerine abluka ilan etti.

Trump, Venezuela toprakları içindeki hedeflere yönelik saldırıların yakında gerçekleştirileceğini defalarca belirtti.

Dün açıklanan yaptırımlar, ABD'nin devlet petrol şirketinde yolsuzluk planına karıştığını söylediği Maduro'nun eşinin yeğeni Carlos Eric Malpica Flores'in akrabalarını hedef aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Washington geçen hafta Flores'e de yaptırımlar uygulamıştı.

Yaptırımlar ayrıca annesini, babasını, kız kardeşini, eşini ve kızını da hedef aldı.


Brezilyalı bir hakim, eski Cumhurbaşkanı Bolsonaro'nun ameliyat için cezaevinden çıkmasına izin verdi

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
TT

Brezilyalı bir hakim, eski Cumhurbaşkanı Bolsonaro'nun ameliyat için cezaevinden çıkmasına izin verdi

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)

Kasım ayından beri darbe girişiminden dolayı 27 yıl hapis cezasını çekmeye başiayan eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'ya fıtık ameliyatı için cezaevinden çıkma izni verildi. Ameliyat tarihi henüz açıklanmadı.

Brezilya Yüksek Mahkemesi Yargıcı Alexandre de Moraes, federal polis doktorlarının ameliyatın gerekli olduğunu doğrulamasının ardından aşırı sağcı lidere onay verdi.

Doktorlar, Bolsonaro'nun fıtığının karnının her iki tarafını da etkilediğini ve ona ağrı verdiğini belirtti.

2019-2022 yılları arasında görev yapan Brezilya eski Devlet Başkanı, 2018'de bir seçim mitingi sırasında karnından bıçaklanmasından beri birkaç ameliyat daha geçirdi.

Bolsonaro'nun darbe suçlamasıyla yargılanmasına ve hapse mahkum edilmesine başkanlık eden De Moraes, eski cumhurbaşkanının hastaneden taburcu edildikten sonra ev hapsine alınması talebini reddetti.

Yetkililere göre, Bolsonaro'nun başkent Brasília'daki Federal Polis karargahında tutulan diğer birkaç mahkumla hiçbir teması yok. Bolsonaro, içinde yatak, özel banyo, klima, televizyon ve masa bulunan 12 metrekarelik bir odada tutuluyor.

Yüksek Mahkeme yargıçlarından oluşan heyet, Bolsonaro ve müttefiklerinden birkaçını, 2022 seçimlerindeki yenilgisinin ardından Brezilya demokrasisini devirmeye teşebbüs etmekten suçlu buldu.