Dünya'yı da vuran Güneş patlamaları erken zirve yapacak: "6 ila 12 ay kaldı"

Ekip, Güneş'in beklenenden daha hareketli olacağını doğru tahmin etmişti

Uzmanlara göre Dünya'nın son derece güçlü Güneş fırtınalarına hazırlanması gerekiyor (NASA)
Uzmanlara göre Dünya'nın son derece güçlü Güneş fırtınalarına hazırlanması gerekiyor (NASA)
TT

Dünya'yı da vuran Güneş patlamaları erken zirve yapacak: "6 ila 12 ay kaldı"

Uzmanlara göre Dünya'nın son derece güçlü Güneş fırtınalarına hazırlanması gerekiyor (NASA)
Uzmanlara göre Dünya'nın son derece güçlü Güneş fırtınalarına hazırlanması gerekiyor (NASA)

Bilim insanları 2025'te zirve yapması beklenen Güneş patlamalarının aslında bir yıl erken gelebileceği sonucuna vardı.
ABD'deki Ulusal Atmosfer Araştırmaları Merkezi'nden araştırmacılar, yıldızdaki faaliyetlerin "solar maksimum" adı verilen tepe noktasına 6 ila 12 ay içinde ulaşacağını düşünüyor.

Solar maksimum nedir?
Son dönemde Güneş'teki patlamalar giderek yoğunlaşıyor. Bu da Dünya'nın plazma akışlarına daha sık maruz kalması anlamına geliyor.
Bilim insanları, yıldızdaki patlamaların gelecek dönemde daha da artacağını ve zirve noktasına ulaşacağını belirtiyor. Çünkü Güneş, şu anda hareketli bir evrede.
Yıldız her 11 yılda bir, sakin veya fırtınalı geçen bir döngüsünü tamamlıyor ve yenisini başlatıyor. Güneş'in 2019'da 25. döngüsüne girdiği biliniyor. Bu döngülerden sakin olanına, yani yıldızdaki patlamaların ve lekelerin minimum seviyeye indiği dönemlere "solar minimum" adı veriliyor.
Güneş lekelerinin arttığı ve patlamaların da sıklaştığı evrelerse "solar maksimum" diye adlandırılıyor.
Şimdiye dek Güneş'in yeni solar maksimum evresine 2025'te ulaşacağı düşünülüyordu. Gökbilimciler 2025 civarında yıldızda şiddetli patlamaların meydana gelebileceğine dair uyarıyordu.
Zira bu patlamalar sonucu uzaya savrulan radyoaktif parçacıklar Dünya'ya ulaşıp gezegeni bir kalkan gibi saran manyetik alanla etkileşime girdiğinde "Güneş fırtınası" adını alıyor.
Şiddetli Güneş fırtınaları navigasyon, GPS ve radyo iletişim sistemlerine zarar vererek çalışmalarını engelleyebildiği gibi, yörüngedeki uyduları bozabiliyor ve astronotların hayatlarını tehlikeye atabiliyor.

Solar maksimum, bir yıl erken gelebilir
Frontiers in Astronomy and Space Sciences adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan yeni araştırma ise solar maksimumun beklenenden bir yıl erken gelebileceğini ortaya koydu.
Bu da Güneş patlamalarının ve dolayısıyla fırtınalarının 6 ila 12 ay içinde zirve yapabileceği anlamına geliyor.
Araştırmacıların tahmini, Güneş'teki "hale döngüsü sonlandırıcı" adı verilen bir manyetik aktiviteye dayanıyor. Güneş'in aslında 22 yıl süren bir manyetik aktivite döngüsü var. Buna da hale döngüsü deniyor.
Yıldızın her iki yarım küresinde 55 derece enlemde manyetik halkaların oluşumu hale döngüsü için büyük önem taşıyor. Zira Güneş kendi döngülerinden geçerken bu halkalar da yer değiştiriyor ve ekvatora ulaştıklarında birbirlerini yok ediyor.
Araştırmanın başyazarı Dr. Scott McIntosh, "Özetle, bu 'sonlandırıcı' olay, manyetik halkaların ölüm sancıları" ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar, 2020 tarihli bir makalede, sonlandırıcı olayların Güneş döngülerine dair daha iyi bir tahmin yapabilmek için önemli olduğunu vurgulamıştı.
Güneş'teki bu türden son olaysa Aralık 2021'de meydana geldi.
Yeni araştırmada ekip, buradan hareketle solar maksimum noktasının ne zaman meydana geleceğini hesaplamaya çalıştı.
Bulgular 6 ila 12 ay içinde Güneş aktivitesinin bu noktaya ulaşacağını gösterdi.
McIntosh, "Maksimum noktanın geliş zamanına 12-18 ay olarak bakıyorduk, şimdi muhtemelen 12 ayın altında olduğunu söylüyoruz" diye konuştu.

Beklenenden şiddetli olacağını öngörmüşlerdi
Güneş aktivitesini tahmin etmek kolay bir iş değil.
Bilim insanları Güneş fırtınalarına karşı önlem alabilmek için bunların gelişini öngörme amacıyla yıllardır çalışma yürütüyor.
Ancak tahminler yalnızca kısmi Güneş gözlemlerine dayanan modellerden ibaret. 
Halihazırda yıldızdaki faaliyet, gökbilimcilerin fikir birliğine vardığı seviyeden çok daha yüksek. Bu da bilim insanlarının büyük kısmının Güneş'in son döngüsüne yönelik tahminlerinde yanıldığı anlamına geliyor.
Öte yandan McIntosh ve ekibi, döngünün çok daha hareketli geçeceğini doğru tahmin etmeyi başarmıştı.
 
Independent Türkçe, IFL Science, Science Alert



Harvard’ın DNA araştırması: Dünya nüfusunun yarısının kökenleri ortaya çıktı

Yamnaya halkının bir üyesine ait olan yaklaşık 5 bin 500 yıllık diş örneği (Nature)
Yamnaya halkının bir üyesine ait olan yaklaşık 5 bin 500 yıllık diş örneği (Nature)
TT

Harvard’ın DNA araştırması: Dünya nüfusunun yarısının kökenleri ortaya çıktı

Yamnaya halkının bir üyesine ait olan yaklaşık 5 bin 500 yıllık diş örneği (Nature)
Yamnaya halkının bir üyesine ait olan yaklaşık 5 bin 500 yıllık diş örneği (Nature)

Hint-Avrupa halklarının soyunun 5 bin yıl önce Ukrayna'da yaşayan Yamnayalardan geldiği DNA analizleriyle belirlendi.

Harvard Tıp Fakültesi’nde görev yapan genetikçi David Reich’ın yürüttüğü çalışmada, Avrupa ve Batı Asya halklarıyla onların soyundan gelenlerin kökenlerinin, 5 bin yıl önce bugünkü Ukrayna topraklarında yaşamış küçük bir çoban topluluğu olan Yamnaya'ya kadar sürülebileceği ortaya kondu.

Araştırmada, Avrupa’nın 100 farklı bölgesinden alınan tarihöncesi dönemde yaşamış yaklaşık 450 kişiye ait DNA örnekleri incelendi. Daha önceden elde edilen 1000 genetik örnek de çalışmaya dahil edildi.

Hakemli bilimsel dergi Nature’da geçen ay yayımlanan iki makalede, genetik verilerle arkeolojik ve dilbilimsel bulgular karşılaştırıldı. Araştırmacılar, daha önce bilinmeyen bir halkın MÖ 3000'den önce Volga Nehri'nden Karadeniz'in kuzeyindeki Ukrayna bozkırına göç ettiğini ve buradaki bir halkla karışarak Yamnaya'yı oluşturduğunu belirtiyor.

Yamnayaların ilk ortaya çıktığı Ukrayna’daki Mihaylivka mezrası, şu anda Rus işgali altında. Bilim insanları, Yamnayaların buradan Avrasya’ya yayıldığını, genlerini ve yaşam biçimlerini Portekiz’den Moğolistan’a kadar yaydığını söylüyor.

Arkeologlar ve genetikçiler, bu yayılmanın bugüne kadar dünyanın genetik ve kültürel mirasının çoğunu tanımladığını söylüyor. Reich, Yamnayaların göçleri için "Avrupa'nın ve nihayetinde dünyanın nüfusunu değiştirdiler" diyor. Dünyada hayatta olan yaklaşık 4 milyon kişinin bu soydan geldiğine dikkat çekiliyor.

İsveç’teki Göteborg Üniversitesi’nden araştırmaya katılmayan Yamnaya uzmanı Kristian Kristiansen, şu ifadeleri kullanıyor:

Bu inanılmaz yayılma, modern dönem öncesi küreselleşmenin temelini oluşturuyor.

Araştırmada, genellikle düşman olarak görülen Romalılar ve Keltlerle Persler ve Makedonlar gibi eski uygarlıkların bu genetik ve kültürel mirası paylaştığı belirtiliyor.  

Ayrıca Yamnayaların dillerinin Latince, Yunanca, İngilizce, Rusça, Urduca ve Almanca dahil yaklaşık 400 dilin atası olduğuna dikkat çekiliyor. Diğer yandan Estonya’daki Tartu Üniversitesi’nden DNA araştırmacısı Lehti Saag, “Bir dilin kökeninin tespit edilmesinde genetik bulgular asla tek başına yeterli olmaz” diyor.
Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times