Woody Harrelson, "Babamız aynı olabilir" diyen Matthew McConaughey'in DNA testi yaptırmasını istiyor

"Farklı bir baba ve kardeş kazanırsın"

True Detective'in ilk sezonunda rol alan Woody Harrelson ve Matthew McConaughey, yakın dost olmalarıyla biliniyor (HBO)
True Detective'in ilk sezonunda rol alan Woody Harrelson ve Matthew McConaughey, yakın dost olmalarıyla biliniyor (HBO)
TT

Woody Harrelson, "Babamız aynı olabilir" diyen Matthew McConaughey'in DNA testi yaptırmasını istiyor

True Detective'in ilk sezonunda rol alan Woody Harrelson ve Matthew McConaughey, yakın dost olmalarıyla biliniyor (HBO)
True Detective'in ilk sezonunda rol alan Woody Harrelson ve Matthew McConaughey, yakın dost olmalarıyla biliniyor (HBO)

Woody Harrelson, Matthew McConaughey'in "Babamız aynı olabilir" demesiyle ilgili konuştu. The Late Show with Stephen Colbert'ın salı yayımlanan bölümüne konuk olan ünlü aktör, "Bu doğru olabilir" dedi.
Harrelson, yakın arkadaşı McConaughey ve ailesiyle Yunanistan'da yaptıkları tatilde bir ara pişmanlıklardan konuştuklarını söyledi:
"Ben de 'Babamın hiç pişmanlık duymaması tuhaf' demiştim. McConaughey'in annesini uzun zamandır tanıyorum. O da 'Babanı… tanırdım' diye konuştu. "
Kay McConaughey'in duraksamasını "imalarla dolu" olarak niteleyen 61 yaşındaki yıldız, ikilinin görüştüğü zamanla McConaughey'in hamile kaldığı zamanın birbirine çok yakın olduğunu ifade etti.
Bununla birlikte Harrelson, dostunun DNA testi yaptırmak istemediğinin altını çizdi:
"Test yapmak istiyoruz ama onun için bu çok daha büyük bir mesele. Yani babasını kaybediyormuş gibi hissediyor. Ama ben 'Hayır, farklı bir baba ve kardeş kazanırsın' diyorum."
53 yaşındaki McConaughey, geçen hafta konuk olduğu podcast'te Harrelson'ın üvey kardeşi olabileceğini söylemişti:
"Ne kadar yakın olduğumuz ve ailelerimiz hakkında oturmuş konuşuyorduk. Annem de oradaydı ve 'Woody, babanı tanırdım' dedi. Annemin 'Tanırdım' dedikten sonrasını hiçbir şey söylemese de herkes anladı."
Başarılı aktör bunun ardından Harrelson'la aile geçmişlerini araştırdıklarını açıklamıştı:
"Annem ve babamın ikinci boşanmaları sırasında Harrelson'ın babasının izinli olduğunu öğrendik. Teksas'ın batısında bir toplanmanın, görüşmenin ya da ‘tanırdım'ın anının yaşanmış olabileceğini gösteren muhtemel makbuz ve yerler var."
Harrelson'ın babası Charles Harrelson, ilk kez 1960'ta silahlı soygundan hüküm giyse de kolluk kuvvetleriyle yaptığı anlaşma neticesinde parmaklıklar ardına konmaktan kurtulmuştu. Charles Harrelson 1973'te cinayetten hapse atılırken 5 yıl sonra iyi halden serbest bırakılmıştı. Bir yargıcı öldürmekten 1981'de iki kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Charles Harrelson, 2007'de cezaevinde ölmüştü.
1997'de tanışan iki yakın dost, True Detective'den sonra komedi dizisinde buluşuyor. İkilinin Teksas'ta birlikte yaşadıkları bir hikayeyi anlatan Brother From Another Mother adlı dizinin hazırlıkları sürüyor.
 
Independent Türkçe, NME, Insider



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS