Quentin Tarantino, filmografisindeki en sevdiği gerilimli sahneyi açıkladı

Sinemacı, ekranda gerilim yaratma "yeteneği" olduğunu söyledi

Quentin Tarantino (Gregorio Borgia/AP)
Quentin Tarantino (Gregorio Borgia/AP)
TT

Quentin Tarantino, filmografisindeki en sevdiği gerilimli sahneyi açıkladı

Quentin Tarantino (Gregorio Borgia/AP)
Quentin Tarantino (Gregorio Borgia/AP)

Quentin Tarantino tüm filmografisi içinde en sevdiği "gerilimli" sahneyi seçti.
Yönetmen, Bir Zamanlar... Hollywood'da (Once Upon a Time... in Hollywood) filminden Nefret Dolu'ya (The Hateful 8) ve Rezervuar Köpekleri'ne (Reservoir Dogs) kadar birçok filmde diken üstünde hissettiren gerilim sahnelerini ustalıkla yarattı.
İspanya merkezli yayın kuruluşu El País'e konuşan Tarantino'ya, gerilimli sahneleri yaratma süreci soruldu ve yönetmenden eserleri arasından en sevdiği örneğini seçmesi istendi.
Sözkonusu sahne 2010 yapımı savaş filmi Soysuzlar Çetesi'nin (Inglourious Basterds) başında yer alıyor. Bu sahnede Christoph Waltz'ın canlandırdığı acımasız Nazi Hans Landa, Yahudilerin saklandığına inandığı bir çiftlik evini ziyaret ediyor.
"En sevdiği gergin an" sorulduğunda Tarantino şu yanıtı verdi:
“Filmlerimde mi? Soysuzlar Çetesi'nin başındaki çiftlik sahnesi. Nazi albayı Hans Landa'nın, mahzeninde Yahudileri saklayan çiftlik sahibiyle konuştuğu sahne.”
Bu tür sahnelerde gerilim yaratma sürecinden de bahseden senarist ve sinemacı şöyle dedi: 
“Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Bu konuda bir yeteneğim var. Karakterlerin konuşmaya başladığı, her şeyin yerli yerine oturduğu ve bir doruk noktasının olduğu bu durumları yaratmak benim için kolay. Oyunculara bir top atarsınız ve onlar da topu yakalar.“
Röportajın başka bir yerinde Tarantino bireysel silahlanmayla ilgili tartışmalara da değinerek kendisinin de bir ateşli silahı olduğunu açıkladı.
Geçen ay Tarantino'nun son filmini duyurmak üzere olduğu yönünde haberler çıkmıştı. The Movie Critic (Sinema Eleştirmeni) adını taşıyacağı iddia edilen filmin 1970'lerde geçeceği ve başrolünde bir kadının yer alacağı aktarılıyor.
Yönetmen defalarca 10 film yayımladıktan sonra, aşağı yukarı 60 yaşındayken emekli olmayı planladığını söylemişti. Halihazırda 60 yaşındaki Tarantino'nun, 1960'larda geçen bir dram olan 9. filmi Bir Zamanlar... Hollywood'da 2019'da vizyona girmişti. 



Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
TT

Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)

Beyindeki yıldız şeklindeki hücrelerin anıların işlenip depolanmasında önemli bir rol oynadığı öne sürüldü.

Bilim insanları uzun zamandır anıların sadece nöronlarda saklandığını düşünüyordu. Nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin destekleyici rollere sahip olduğu varsayılırken, son yıllarda bu düşünce değişiyor.

Hakemli dergi Nature'da dün (6 Kasım) yayımlanan makalede astrosit denen yıldız şeklindeki hücrelerin hafıza açısından nasıl bir görev üstlendiği araştırıldı.

Nöronlara destek sağlamaktan kan-beyin bariyerini oluşturmaya kadar çok sayıda kritik işi yerine getiren astrositler "beynin İsveç çakısı" diye de biliniyor.

Yeni araştırmayı yürüten ekip fareler üzerinde yaptıkları deneylerde öğrenmeyle ilişkili astrosit hücrelerini inceledi. 

LLA denen bu hücrelerin bir kısmının öğrenme deneyimi sırasında aktive olduğu gözlemlendi. Araştırmacılar ayrıca farklı bir ortamda yeniden aktive edilen bu hücrelerin anıların hatırlanmasını teşvik ettiğini kaydetti.

Bunun yanı sıra öğrenme deneyimiyle aktive olan LAA'ların, NFIA adlı gen tarafından ifade edilen bir proteini yüksek seviyede tuttuğu bulundu. Bu proteinin üretiminin engellenmesi, sözkonusu öğrenme deneyimine ilişkin anıların da hatırlanmasını engelledi.

Bu durum, astrositlerin anıların hem depolanması hem de hatırlanmasında rol oynadığına işaret ediyor.

Ancak araştırmacılar anıların depolanmasındaki rolünün net olmadığını ifade ediyor. Makalenin başyazarı Benjamin Deneen, "Astrositlerin hafızanın geri çağrılmasında rol oynadığı artık açık" diyerek ekliyor: 

Anıları gerçekten depoluyorlar mı yoksa geri çağırmada bir kanal görevi mi görüyorlar, bu henüz bilinmiyor. Belki de hücresel düzeyde astrositler ve nöronlar arasında bir 'indeksleme' vardır; bir nöron hafıza 'bilgisini' yakınındaki bir dizi LAA'ya dağıtıyor olabilir.

Yine de yeni çalışma hem nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin önemini vurguluyor hem de hafızanın nasıl çalıştığını anlamaya katkı sağlıyor.

Bulguların insanlar için geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ancak bunun doğrulanması durumunda Alzheimer gibi hafızayla ilgili hastalıklar da daha iyi anlaşılabilir. 

Independent Türkçe, Popular Science, Science Blog, Nature