Chris Evans ilk buluşma için en iyi yeri açıkladı

Evans'ın oyuncu Alba Baptista'yla çıktığı söyleniyor

AP
AP
TT

Chris Evans ilk buluşma için en iyi yeri açıkladı

AP
AP

Chris Evans flört hayatı hakkında konuştu ve ona göre ilk buluşma için en iyi yerin neresi olduğunu açıkladı.
41 yaşındaki aktör, yeni filmi Ghosted'ın galası için bulunduğu New York'taki AMC Lincoln Square Theater'da salı günü Entertainment Tonight'a verdiği röportajda konuyla ilgili düşüncelerini paylaştı.
Aktör, kendisinin ideal ilk buluşma noktasına ilişkin, "Sadece sohbet edebileceğiniz herhangi bir yer. İyi bir sohbet edebileceğiniz herhangi bir yer" dedi.
Kaptan Amerika'nın yıldızı olumsuz flört deneyimleri hakkında açık konuştu. Yakın zamanda People'a verdiği bir röportajda Evans, ghosting hakkında düşüncelerini paylaştı. Ghosting, duygusal ilgi duyduğunuz birinin sizinle iletişimi bir anda kesmesidir.
Evans ise bir kişinin "sizi öylece bir kenara ittiğini" bilmenin, ghosting'den çok daha üzücü olduğuna inanıyor.
The Independent'ın haberine göre, aktör, "[Ghosting'den] çok daha kötü bir şey yaşadığımı düşünüyorum" dedi.

"Sanırım ghost'lanmayı tercih ederdim çünkü dilediğiniz senaryoyu uydurabilirsiniz. Mesajlarıma yavaş yavaş daha az cevap almaya başladım ve o kişinin sizi öylece bir kenara ittiğini anlayorsunuz."

Evans daha sonra bu durumla nasıl başa çıktığını açıklayarak şöyle ekledi:
"Kendinize bir hikaye anlatırsınız, ayakta kalmak için ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsınız."
Flört dünyasında daha önce yaşadığı bazı zorluklara rağmen Evans'ın aktris Alba Baptista'la bir ilişki içinde olduğu bildiriliyor. Ocakta Evans, Instagram hikayesinde ikilinin bir dizi videosunu paylaşarak birlikte olduklarını görünüşte doğrulamıştı. Görüntülerin 2022 boyunca çekildiği anlaşılıyordu.
Sevgililer Günü'nde ise Evans, birlikte doğa yürüyüşü yaptıkları fotoğrafların yer aldığı Instagram Hikayesi'nde, sevgilisi olduğu anlaşılan Baptista'ya tatlı bir övgü paylaştı. Evans, Alba'nın bir Nintendo video oyunu oynarkenki bir videosunu da paylaştı:
"Onu Mario Bros. 3'le tanıştırdım.O bu videodan nefret ediyor ama ben SEVİYORUM."
Chris Evans
Chris Evans, Sevgililer Günü'nde Alba Baptista'yla fotoğrafını paylaştı (Chris Evans / Instagram)
İkilinin "bir yılı aşkın süredir" flört ettiği ve ilişkilerinin "ciddi" olduğuna dair ilk haberler Kasım 2022'de çıkmıştı.
O dönem People dergisine konuşan bir kaynak "Birbirlerine aşıklar ve Chris hiç bu kadar mutlu olmamıştı. Chris'in ailesi ve arkadaşlarının hepsi Alba'ya bayılıyor" demişti.
O yıl The Gray Man'in yıldızı, People dergisine verdiği röportajda zamanla "çok daha iyi" bir ilişki partneri olduğundan bahsetmişti.
Evans, "Neyin yararlı olup olmadığını öğrenmek için çok zaman harcıyorsunuz" demişti.

"Hepimizin tekrar eden ve yankılanan davranış kalıpları, takıntıları veya yükleri var, bu yüzden gerçekten nerede gelişmeye ihtiyacım olduğunu ve neyin işe yaradığını belirleyebildim."



İnsanoğlunun karbonhidrat sevgisi 800 bin yıl öncesine dayanıyormuş

Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)
Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)
TT

İnsanoğlunun karbonhidrat sevgisi 800 bin yıl öncesine dayanıyormuş

Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)
Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)

İnsanların karbonhidrat sevgisinin 800 bin yıl önceye dayandığı keşfedildi. Türk bilim insanı, evrimsel antropolog Dr. Ömer Gökçümen'in liderliğindeki araştırma, insanların nişastayı sindirmesini sağlayan genlerin tarihini masaya yatırdı.

Patatesten makarnaya herhangi bir nişastalı yiyecek ağza atıldığı anda, tükürükteki amilaz enzimiyle parçalanmaya başlıyor. 

İnsanların tarih boyunca değişen besin kaynaklarına adapte olmasını sağlayan bu enzimi üreten genlerin kritik önem taşıdığı uzun zamandır biliniyor.

ABD'deki Buffalo Üniversitesi'nden Dr. Gökçümen, "Ne kadar çok amilaz genine sahipseniz, o kadar çok amilaz üretebilir ve o kadar çok nişastayı etkin bir şekilde sindirebilirsiniz" diye açıklıyor.

Bilim insanları bu genin insanlarda ne zaman çoğalmaya başladığını anlamak için AMY1 adlı bu geni inceledi. 

Aralarında 45 bin yıl önceye dayanan örneklerin de yer aldığı 68 eski insan genomunu analiz eden ekip, şaşırtıcı bulgular edindi. 

Saygın hakemli dergi Science'ta dün (17 Ekim) yayımlanan çalışmada, avcı-toplayıcılarda AMY1 geninin ortalama 5 kopyası olduğu sonucuna varıldı. Yani Avrasya'daki ilk insanlar, tarım yaparak buğday gibi bitkileri yetiştirmeye ve nişasta alımını artırmaya başlamadan çok önce çeşit çeşit AMY1 kopyalarına sahipmiş.

Araştırmacılar ayrıca bu genin Neandertaller ve Denisova insanlarında da kopyalandığını kaydetti.

Jackson Genomik Tıp Laboratuvarı'ndan Kwondo Kim, ortak yazarı olduğu çalışmayı şöyle değerlendiriyor:

Bu, AMY1 geninin ilk olarak 800 bin yıldan daha uzun bir süre önce, insanlar Neandertallerden ayrılmadan çok önce ve sanılandan çok daha eski bir zamanda kopyalanmış olabileceğini gösteriyor.

Yeni araştırma ayrıca 12 bin yıl önce başlayan tarımın AMY1 geninin daha fazla çeşitlenmesine yol açtığını gösteriyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da geçen ay yayımlanan başka bir araştırmada da Avrupa'daki insanların son 12 bin yılda ortalama AMY1 kopya sayısını 4'ten 7'ye çıkardığı saptanmıştı.

İki çalışmada da avcı-toplayıcıların fazladan amilaz genlerine sahip olmasının evrimsel bir avantaj kazandırdığına dair kanıt bulamadı. Ancak bu durumun tarımın ortaya çıkmasıyla değiştiği düşünülüyor.

Bilim insanları hem Avrupa'da hem de Asya'nın bazı bölgelerinde AMY1'in doğal seçilim tarafından tercih edildiğine işaret eden kanıtlar saptadı.

Dr. Gökçümen, "AMY1 kopya sayısı daha yüksek bireyler muhtemelen nişastayı daha verimli bir şekilde sindiriyor ve daha fazla yavruya sahip oluyordu" diyerek ekliyor: 

Nihayetinde soyları, uzun bir evrimsel zaman dilimi boyunca daha düşük kopya sayısına sahip olanlardan daha iyi duruma gelerek AMY1 kopya sayısının çoğalmasına yol açtı.

Bilim insanları bu genin genellikle nişastayı sindirmeye yaradığını düşünüyor. Ancak Dr. Gökçümen, belki de vücuda yiyecek girdiğinin sinyalini veriyor olabileceğini öne sürüyor.

Bu durumda amilaz, daha fazla insülin üretimine ve nişastadaki şekerin daha fazla emilmesine yol açabilir. 

Dr. Gökçümen, bu özelliğin özellikle kıtlık zamanlarında avantaj sağlayacağına değiniyor. "Etrafta çok fazla ekmek varsa, sorun yok" diyen evrimsel antropolog ekliyor: 

Ama eğer zar zor hayatta kalıyorsanız, o zaman bunun bir ölüm kalım meselesi olacağını düşünüyorum.

Diğer yandan Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden genetik antropoloji uzmanı Dr. George Perry, doğal seçilimde amilaz geninin baskın çıkmasının, başka yerlerden bölgeye giden gruplarla da açıklanabileceğini düşünüyor:

Bu iki makale de beni gerçekten heyecanlandırdı ancak kesin bir kanıt sunduklarını söyleyemem.

Independent Türkçe, Popular Science, New York Times, Science, Nature