WhatsApp'tan yeni güncelleme

Kullanıcıların mesajlarının kaybolmamasına izin vermesi gerekiyor ve uygulama bunun "göndericiye ait bir süper güç" olduğunu söylüyor

AA
AA
TT

WhatsApp'tan yeni güncelleme

AA
AA

WhatsApp artık kullanıcıların kaybolan mesajların gerçekten kaybolmasını engellemesine olanak tanıyacak.
Uygulama, kullanıcıların mesajlarını bir süreden sonra otomatik olarak silinecek şekilde ayarlamasına imkan veriyor. Mesajlaşma uygulaması bu özellikle, kullanıcılar söyledikleri şeylerin sonsuza kadar saklanması endişesi duymadan WhatsApp sohbetlerinin daha konuşur gibi olmasının amaçlandığını belirtiyor.
Fakat bu özellik, bazı önemli mesajların kaydedilmeden önce kaybolabileceği anlamına da geliyor. Başka bir kullanıcı, örneğin alıcının daha uzun süre saklamak istediği önemli bir link veya bilgi gönderebilir.
Şimdi WhatsApp, tam olarak bu amaç için "Sohbette Tut" olarak bilinen bir özellik sunacağını söylüyor. WhatsApp buna "gönderici süper gücü" diyor çünkü bu araç, mesajların kalmasına yalnızca gönderici kabul ederse izin veriyor.
Bir kişinin saklamak istediği bir mesaj gönderildiğinde, o kişi mesajın üzerine tıklayabilir ve mesajı saklama seçeneğini seçebilir. Bunun ardından göndericiye bir bildirim gönderilerek kararı veto etme seçeneği sunulur.
The Independent'ın haberine göre, gönderici mesajın kaydedilmesini engellerse, bu karar nihai olur ve normal sürenin sonunda mesaj herkesin cihazından silinir. WhatsApp'ın söylediğine göre bu araç, kullanıcıların gönderdikleri mesajların akıbetine ilişkin "son sözü" söyleyebilmelerini sağlamayı amaçlıyor.
Kişi mesajın kaydedilebilmesini kabul ederse, mesaja küçük bir yer imi simgesi gelir. Mesaj, sohbet içinde kalmanın yanı sıra, hangi sohbetten geldiklerine göre düzenlenmiş olarak bir arada görülebilecekleri bir "Saklanan Mesajlar" klasörüne eklenir.
WhatsApp, bu özelliğin "gelecek birkaç hafta içinde dünya çapında kullanıma sunulacağını" söyledi.
WhatsApp'ın süreli mesajlar özelliği, kullanıcıların mesajların 24 saat, 7 gün veya 90 gün sonra silinip silinmemesini seçmelerine olanak tanıyor. Bu özellik tüm sohbetler için açılabileceği gibi sadece belirli konuşmalar için de açılabilir ve her iki seçenek de WhatsApp'ın ayarlarından seçilebilir.
Bu, WhatsApp'ın mesajların yanlış ellere geçmemesini sağlamayı amaçladığını söylediği bir dizi gizlilik ve güvenlik özelliğinden biri. Uçtan uca şifreleme gibi bu özelliklerin bazıları, Birleşik Krallık hükümetinin kullanımlarını sınırlamak istemesiyle tartışmalara yol açıyor.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research