Sudan'da bayram: Barut tadında acılar, yaslar ve aşağılanmalar

Sudanlılar Ramazan Bayramı’ndan sonra yaşam koşullarının daha da kötüleşmesinden korkuyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Sudan'da bayram: Barut tadında acılar, yaslar ve aşağılanmalar

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Osman el-Esbat
Ramazan Bayramı'na ulaşan Sudanlıların kalpleri acı, hüzün ve yasla dolarken ülke bayram tebriği yerine Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yaşanan kanlı çatışmalar sonucu halen çok sayıda ölü ve yaralı haberi alıyor.
Başkent Hartum, cuma sabahı silah ve topçu sesleriyle uyandı. Şehirde bu sefer her zamanki bayram sevinci yoktu. Şehir acıyı yenmeye çalışsa da sokaklar üzgün görünüyordu.
Bu durum ışığında bayram namazı, vatandaşların büyük çoğunluğu tarafından evlere yakın alanlarda kılındı.
İnsanlar bayram sabahı Hartum'daki Mevlid meydanları ve büyük camiler gibi meşhur alanlarda ibadet etmek için toplandılar.

Acı anılar
Sudanlılar bu yıl Ramazan Bayramı'nı acı hatıralarla karşıladılar.
Askeri üniformalı silahlı kişiler, Ramazan Ayı'nın son gününe denk gelen 3 Haziran 2019 tarihinde, ordu karargâhı çevresindeki protestocuları gerçek mermi kullanarak dağıtmıştı.
Söz konusu silahlı kişiler, sivil bir hükümet talep eden göstericilere karşı aşırı şiddet uygulayarak trajedinin geride çok sayıda ölü ve yaralı bırakmasına neden oldu.
Arife günü yaşanan bu acı olaydan ötürü o yılki Ramazan Bayramı'nda insanlar yaşanan trajedinin etkisinden kurtulamadılar.
Bu yılki bayram hüzün, korku, bekleyiş ve panik havasında gelirken, ne bayram namazının coşkusu, ne bayramın güzellikleri, ne de yurdun dört bir yanına yayılan çocukların sevinci Sudanlı vatandaşlara nasip olmadı.
Şiddetli gıda kıtlığının yanında çoğu eczane kapandı ve onlarca hastane hizmet dışı kaldı.
Hartum'un eş-Şecera ilçesinde yaşayan Hasan Cemal şu ifadeleri kullandı:
"Ülkenin her tarafını hüzün sardı. Savaş, uzlaşma ve af için bir fırsat olarak bu mutlu gündeki otantik gelenekleri zorla geçersiz kıldı. Birçok insan başlarına bir şey gelmesi korkusuyla ailelerinin yanına gidemedi. Ömer el-Beşir'in 1989 yılında gerçekleştirdiği darbenin birinci yılında yani 1990'da Ramazan Bayramı'nda 28 subayın idam edilmesinden bu yana bayramlar Sudanlılar için kasvetli hale geldi."

Neşe dağıldı
Alışılmadık bir şekilde bu yıl Sudanlılar Ramazan Bayramı'nı evlerinde kutluyorlar. Böyle olunca maalesef bayram sevinci ve çocukların gözündeki mutluluk kayboluyor.
Bu durum, çocukların her yıl sabırsızlıkla beklediği ve gün saydığı bayramlıkların yanı sıra oyuncakların ve hediyelik eşyaların da alınmamasına sebep oldu.
Ailelerin büyük çoğunluğunun hediye, oyuncak, bayramlık vs. alamaması çocuklar için Ramazan Bayramı'nı yarım kalan bir sevince dönüştürdü.
Zorunlu kuşatma ve bombardıman dayatması çocukları aileleriyle birlikte evin içinde kalmaya zorladı.
Hatta çocuklar halka açık parklara oyun oynamak ve eğlenmek için dahi gidemediler.
Sudanlı bir ev hanımı olan Fatıma Abdulkadir, ailesinin çatışmaların gerçekleştiği bölgede bulunması nedeniyle çocuklarının bayram ihtiyaçlarını karşılayamadığını, bu nedenle çocukları için yeni kıyafet bile alamadığını söylüyor.
Abdulkadir, "Pek çok kişi Ramazan Bayramı'nı savaş koşulları nedeniyle diğer günlerden hiçbir farkı olmayan sıradan bir gün olarak geçiriyor" ifadelerini kullandı.
Çocuklarını mutlu edemediği için büyük bir hayal kırıklığı yaşadığına dikkat çeken beş çocuk babası el-Bahi es-Sadık ise şöyle diyor:
"Ramazan Ayı'nın son gününe kadar çocuklarıma onlar da diğerleri gibi sevinsinler diye bayramlık kıyafet alamadım. Çünkü hem fiyatlar yüksek hem de elimdeki para gerekli kıyafet ve ayakkabı fiyatına yetmiyor."
Ancak Omdurman'daki el-Mevrade bölgesinde yaşayan Halid Babekr bayram ihtiyaçlarını sağlamayı başardı.
Bununla ilgili olarak "Böylesine zor koşullarda ve fahiş maliyette önceliğimiz çocuklar. Çünkü onlar ailelerden büyük ilgi görüyorlar. Bu nedenle, onların tüm ihtiyaçlarını karşılamaya özen gösterip bana ve eşime beyaz entari, sarık, şal, elbise ve ayakkabı almaktan vazgeçtim" dedi.

Kapalı pazarlar
Sokağa çıkma yasağı ve güvenlik durumunun ciddiyeti çoğu pazarın kapanmasına neden oldu ve bu da esnafın vatandaşların ihtiyaçlarına cevap vermesini zorlaştırdı.
İnsanların çoğunluğunun satılan ürünleri alamamaları ve fiyatlara ayak uyduramamaları nedeniyle malların çoğu ya bulunmuyor ya da fahiş fiyatlara satılıyor.
Tüccarlar, başkent Hartum'daki pazarların büyük bir kısmının yakılmasının ardından şimdi de dükkanların bombalanmasından endişe duyuyor.
Buna ek olarak, 45 yaşındaki ev hanımı Tahani Ahmed Abdulkadir, "Sudanlı ailelerin bayram ve ayrıntılarıyla değil, ülkede yaşanan koşullar ve mevcut çatışmanın nasıl durdurulacağıyla meşgul olduğunu" söyledi. 
Abdulkadir sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun yıllardır Ramazan Bayramı'nı unlu mamullerle karşılıyoruz. Ancak unun piyasada bulunamaması ve geri kalan malzemelerin fiyatlarının yüksek olması evde unlu mamul yapmamızı engelliyor. Hazır tatlı ve unlu mamuller satın almaya gelince bu, özellikle Ramazan Ayı'nın getirdiği zorunluluklar zaten kıt olan tüm kaynakları tükettiği için, içinde bulunduğumuz şartlar ışığında imkânsız görünüyor."
Sudanlı ev hanımı, Ramazan Bayramı'ndan sonra yaşam koşullarının daha da kötüleşmesinden korkuyor.
Çünkü aileler ellerinde olanı harcadılar ve bayramdan sonra ev kirası, yiyecek ve ilaç faturaları döngüsüne girecekler.

Diğer kentlere göç
Hartum kenti, kötüleşen koşullar, yiyecek, su ve elektrik hizmetlerinin eksikliği nedeniyle güvenlik ve yiyecek arayan vatandaşlar tarafından terkediliyor. Bu büyük göç hareketi sırasında evler ve dükkanlar kapatılıyor.
Omdurman'ın Hamad en-Nil bölgesinde yaşayan Şafii Muhammed er-Rıza adlı vatandaş, "Ramazan Bayramı'nı mermi ve top sesleri altında karşıladık. Ordu ile HDK arasında ateşkes olmasına rağmen camilerde namaz kılamadık. Ramazan Bayramı'nın geleneksel kutlama şekli olan ‘Bayramınız mübarek olsun' ibaresinin yerine ilk kez birbirimize esenlik ve Sudan'ın istikrara kavuşmasını dilediğimiz başka ifadeler ekledik" ifadelerini kullandı.
Başka bir vatandaş el-Hüseyin Muhammed Ali ise, şunları söyledi:
"Bu bayram, önceki bayramlarda alışık olmadığımız bir şekilde gülümsemeden ve ziyaretlerden yoksun, hüzünlerin anlatıldığı bir bayram oluyor. Çünkü sokaklar şu anda çapraz ateş altında güvenli değil."
El-Hüseyin de bayram tatilini diğer şehirlerde aileleriyle geçirmek yerine yaşadıkları şehirde mahsur kalan vatandaşlar arasında bulunuyor.
El-Hüseyin bu bayramı "hapis" olarak nitelendiriyor. Çünkü mevcut çatışma, başkenti diğer şehirlerden ayırdı ve onun ailesinin yanına gitmesini engelledi.

Independent Arabia



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.