ABD, yolsuzlukla suçlanan eski Peru Devlet Başkanı Toledo'yu ülkesine iade etti

Eski Peru Devlet Başkanı Alejandro Toledo (Reuters)
Eski Peru Devlet Başkanı Alejandro Toledo (Reuters)
TT

ABD, yolsuzlukla suçlanan eski Peru Devlet Başkanı Toledo'yu ülkesine iade etti

Eski Peru Devlet Başkanı Alejandro Toledo (Reuters)
Eski Peru Devlet Başkanı Alejandro Toledo (Reuters)

ABD, hakkında yolsuzluk suçlamaları bulunan eski Peru Devlet Başkanı Alejandro Toledo'yu ülkesine iade etme kararı aldı.
Toledo, polis gözetiminde Peru'ya varmasının ardından başkent Lima'daki Barbadillo Cezaevine gönderildi.
18 ay önleyici hapis cezasına çarptırılan Toledo'nun, eski Devlet Başkanları Alberto Fujimori ve Petro Castillo'nun da kaldığı aynı hapishaneyi paylaşacağı bildirildi.
Adalet Bakanı Jose Tello, basına yaptığı açıklamada, Toledo için Adalet Bakanlığı tarafından bir prosedür uygulanacağını belirtilerek, gerekli sağlık kontrollerinden geçirilmesinin ardından eski devlet başkanının Barbadillo'da tutulacağını kaydetti.
ABD, 22 Şubat'taki açıklamasında, yolsuzlukla suçlanan eski Peru Devlet Başkanı Toledo'yu iade etme kararı almıştı.
Brezilyalı şirket Odebrecht'ten 30 milyon dolardan fazla rüşvet almakla suçlanan Toledo hakkında Peru'da 20 yıl hapis cezası istemiyle açılmış bir dava bulunuyor.
Toledo ise suçlamaları reddediyor.
Eski Peru Devlet Başkanı Toledo, görevden ayrıldığı 2006'tan bu yana ABD'de yaşıyor.
İadesinin istenmesinin ardından 2019'da ABD makamları tarafından gözaltına alınan Toledo'nun 8 aylık tutukluluğu 2020'deki Kovid-19 salgını nedeniyle ev hapsinde devam etmişti.

Suçlamalar
Brezilya merkezli inşaat firması Odebrecht'in birçok Latin Amerika ülkesinin devlet başkanlarına, üst düzey devlet memurları ve yöneticilerine 2001'den bu yana 800 milyon dolar rüşvet verdiği ortaya çıkmıştı.
Latin Amerika'daki 7 ülke, 28 Nisan 2017'de, inşaat firması Odebrecht tarafından hükümet yetkililerine ödenen rüşvet soruşturmasına ilişkin bilgi paylaşılması için Brezilya'ya talepte bulunmuştu.
Odebrecht kurduğu rüşvet sistemleri nedeniyle ABD, Brezilya ve İsviçre'de 3,5 milyar dolar ceza ödemeyi kabul etmişti.



ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)

Florida eyaleti, 6 Ocak Kongre baskını sonrası Facebook, Twitter ve YouTube'un, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın hesaplarını kapatmasının ardından 2021'de, teknoloji şirketlerinin devlet görevlisini yasaklayamayacaklarına ilişkin kanun çıkardı.

Texas eyaleti de Florida'dan kısa süre sonra sosyal medya platformlarını sitelerindeki "siyasi içeriği" kaldırmaktan men eden kanunları kabul etti.

Bu şirketleri temsilen "NetChoice" ve "The Computer&Communications Industry Association" dernekleri, ABD Anayasası Birinci Değişikliği bağlamında gazeteler nasıl kendi içeriğine karar veriyorsa şirketlerin de platformlarına dair kararları verme hakları bulunduğunu savunarak, yasaları temyize taşıdı.

Dernekler, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin şirketlere istedikleri içeriği platformlarından kaldırma hakkı verdiğini çünkü ürünlerini ve içeriklerini korumaları için editoryal seçimler yapabilme haklarını koruduğunu belirtti.

Davanın dün 4 saatten uzun sözlü duruşmalarında tarafları dinleyen Yüksek Mahkeme yargıçları, Florida ve Texas eyaletlerinin 2021'de geçirdikleri yasaların sakıncalı görülebileceğine, diğer yandan tamamının da bloke edilemeyeceğine dair düşüncelerini ifade etti.

Yargıçlar, söz konusu yasaların, şirketlerin ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerdeki editoryal takdir yetkisini sarsabileceği endişesini dile getirdi.

Eyaletlerin yasalarını eleştirenler, yasalarla sosyal medya platformlarında Neonazi gibi aşırıcı içeriklerin daha fazla yayılabileceğini, yasaları savunanlar ise tartışmalı tüm meselelerin sosyal medya platformlarında kaldırılabileceğini belirtiyor.

Bazı uzmanlar, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin basın özgürlüğünün yanı sıra ifade özgürlüğünü korumayı amaçladığını vurgulayarak, sosyal medya şirketlerine bu madde kapsamında sınırsız güç verilmesinin sonuçlarından da endişeli olduklarını kaydediyor.