Kanada Sudan'daki diplomatik faaliyetlerini geçici olarak askıya aldı

Sudan'dan yabancı uyrukluların tahliyesi sürüyor. (AFP)
Sudan'dan yabancı uyrukluların tahliyesi sürüyor. (AFP)
TT

Kanada Sudan'daki diplomatik faaliyetlerini geçici olarak askıya aldı

Sudan'dan yabancı uyrukluların tahliyesi sürüyor. (AFP)
Sudan'dan yabancı uyrukluların tahliyesi sürüyor. (AFP)

Kanada pazar günü yaptığı açıklamada, Sudan'daki diplomatik faaliyetlerini geçici olarak askıya aldığını açıklayarak, ordu ile Hızlı Destek Güçleri arasındaki şiddetli çatışmalar sebebiyle diplomatik heyetinin ‘ülke dışında güvenli bir yerden faaliyet göstereceği’ bilgisini paylaştı.
Dışişleri Bakanı Melanie Joly ve Savunma Bakanı Anita Anand tarafından yapılan ortak açıklamada “Sudan'daki durum hızla kötüleşti ve Hartum'daki personelimizin güvenliğini sağlamayı imkânsız hale getirdi” denildi. Joly, Twitter’dan paylaştığı mesajında “Diplomatlarımız güvende ve ülke dışından çalışıyorlar” ifadesini kullandı.
Ayrıca Kanadalı yetkililerin doğruladığına göre, büyükelçiliğin Sudan’lı çalışanları Hartum’da kaldı ve hızlı gelişen durum karşısında onları desteklemek için mümkün olan tüm seçenekleri inceledikleri vurgulandı. Dışişleri Bakanlığı, Sudan'daki vatandaşlarına konsolosluk hizmeti vermeye devam edeceğini ancak koşullar nedeniyle bunun ‘sınırlı’ olacağını bildirdi.
Ortak açıklamada, Kanadalı bir hızlı intikal ekibinin olası tahliyelere hazırlanmak üzere Cibuti'ye hareket ettiği belirtilirken, Savunma Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler’in ‘Kanada Hükümeti'nin müttefikleriyle birlikte beklenmedik durumlar için planlar hazırlandığı’ ifade edildi. Bakan sözlerinin devamında  "Bölgeye konuşlandırılmış olan Kanada ordusu, müttefiklerimizle yakın iletişim ve planlama halindedir” dedi.
Başta Hartum olmak üzere Sudan’daki şehirler 15 Nisan'dan bu yana Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamşdeti) liderliğindeki Hızlı Destek Güçleri arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor. Çatışmalarda 420'den fazla kişi öldü ve 3 bin 700 kişi ise yaralandı.
Çatışmalar devam ederken, ABD'nin Hartum'daki büyükelçiliğini tahliye ettiğini duyurmasının ardından Fransa, İngiltere ve diğer ülkeler de vatandaşlarını tahliye etmeye başladı.



Dürzi'lerden Suriye'ye “uluslararası koruma güçleri” çağrısı

Güvenlik güçleri dün Şam yakınlarındaki Eşrefiye Sahnaya'daki kontrol noktasında (AFP)
Güvenlik güçleri dün Şam yakınlarındaki Eşrefiye Sahnaya'daki kontrol noktasında (AFP)
TT

Dürzi'lerden Suriye'ye “uluslararası koruma güçleri” çağrısı

Güvenlik güçleri dün Şam yakınlarındaki Eşrefiye Sahnaya'daki kontrol noktasında (AFP)
Güvenlik güçleri dün Şam yakınlarındaki Eşrefiye Sahnaya'daki kontrol noktasında (AFP)

Suriye Dürzi toplumunun en önde gelen ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri, dün yaptığı açıklamada, Dürzilerin yoğun olarak yaşadığı iki bölgede yaşanan çatışmalar sırasında toplumuna yönelik "haksız bir soykırım saldırısı" olduğunu belirterek, uluslararası koruma güçlerinin Suriye'ye müdahale etmesi çağrısında bulundu.

El-Hicri, yaptığı açıklamada, "Sistematik toplu katliamlar, barışı korumak ve bu suçların devam etmesini önlemek için uluslararası güçlerin derhal müdahalesini gerektiriyor." dedi.

El-Hicri'nin açıklaması, Şam kırsalındaki Ceramana bölgesinde çıkan ve ardından Dürzilerin çoğunlukta olduğu Eşrefiye Sahnaya mahallesine yayılan çatışmaların ardından güney Şam'daki askeri operasyonların durdurulmasından saatler sonra geldi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre çatışmalar, Dürzi bir şeyhe atfedilen ve İslam'a hakaret içeren bir ses kaydının dolaşıma girmesinin ardından yaşandı.

Yeni yönetim, Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani aracılığıyla mezhepçilik, fitne ve ayrılıkçılık çağrılarının tehlikesine karşı uyarıda bulundu. Eş-Şeybani, dış müdahale çağrılarının sonuçlarının “on yıllarca süren parçalanma, zayıflık ve bölünme” ile sonuçlandığını ve “dış müdahaleyi savunanların Suriyeliler nezdinde tarihi, ahlaki ve siyasi sorumluluk taşıdığını” belirtti. Şeybani, istikrara giden yolun “dayatmalardan uzak, diyalog yoluyla” gerçekleşeceğini vurguladı.