Elon Musk, bazı Twitter kullanıcılarına onaylarını almadan mavi tık verdi

Teknoloji milyarderi #BlockTheBlue destekçilerinin hesaplarına mavi tik yerleştirmesinin ardından "hukuken açıkta"

Reuters
Reuters
TT

Elon Musk, bazı Twitter kullanıcılarına onaylarını almadan mavi tık verdi

Reuters
Reuters

Twitter'ın CEO'su Elon Musk, sosyal medya platformunun ücretli doğrulama rozetlerine karşı çıkan kullanıcılarına istemedikleri mavi tikleri verdi. 
Platformdaki mavi doğrulama işareti için ödeme yapan hesapları engellemeyi amaçlayan #BlockTheBlue (#MaviyiEngelle) kampanyasının önde gelen destekçilerine istekleri dışında rozet verildi ve Musk, yanıt olarak ağlayarak gülme emojisini tweet'ledi.
"Trol mü, ben mi???" yazan Musk, konumunu "Trøllheim" olarak değiştirdi.
Bu hamle, platformu geçen yıl devralan teknoloji milyarderini, dolandırıcılığı önleme amaçlı kuralları muhtemelen ihlal ettiği için uzmanlara göre "hukuken açıkta" bıraktı.
Mavi tik, bir kullanıcı buna bilfiil karşı çıksa bile, Twitter Blue premium planı için gönüllü olarak ödeme yaptığını gösteriyor.
Medya hakları grubu Free Press'in strateji ve iletişimden sorumlu kıdemli direktörü Timothy Kerr, "Yanlış doğrulamalar Federal Ticaret Komisyonu (FTC) kurallarını ihlal ederek Musk'ı yasal olarak açıkta bırakıyor" diyor.
Musk ayrıca ünlülerin Twitter hesaplarına ve diğer fenomenlere önceden rızalarını almaksızın bu mavi doğrulama işaretlerini verdi. Diğer eleştirmenlere göre bu da FTC kurallarının ihlali anlamına geliyor.
Harvard Hukuk Fakültesi Siber Hukuk Kliniği'nde klinik eğitmen olan Alejandra Caraballo, "büyük hesaplara yanlış bir şekilde [Twitter doğrulama rozeti] eklenmesi aldatıcı ticaret uygulamasını teşkil edebilir" dedi.
Carabello onayları olmadan mavi onay işareti verilen herkesin, aldatıcı ticaret uygulamalarıyla ilgili herhangi bir FTC soruşturmasından ayrı, yanlış bir onay verme davası için haklı gerekçelere sahip olabileceğini de sözlerine ekledi.
"Belki de kullanıcılara aptalca trol hamleleri yapmadan önce tüm yetkin hukuk danışmanlarınızı kovmayın" diye tweet attı.
Twitter'da tik alan ünlüler arasındaki yazar Stephen King de, "Twitter hesabım Twitter Blue'ya abone olduğumu söylüyor. Abone olmadım. Twitter hesabım bir telefon numarası verdiğimi söylüyor. Vermedim" tweet'ini attı.
Musk, "Rica ederim, namaste" yanıtını verdi.
The Independent, Twitter'la temasa geçtiğinde şirket, alışıldığı üzere bir dışkı emojisiyle yanıt verdi.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research