Franciyye’den hükümete istisnai yetkiler verilmesine destek

Cumhurbaşkanı adayı, Fransızlara orduya bir komutan ve Merkez Bankası’na da ‘dış dünyaya meydan okumayacak’ bir başkan atama sözü verdi.

Eski Milletvekili Süleyman Franciyye. (Reuters)
Eski Milletvekili Süleyman Franciyye. (Reuters)
TT

Franciyye’den hükümete istisnai yetkiler verilmesine destek

Eski Milletvekili Süleyman Franciyye. (Reuters)
Eski Milletvekili Süleyman Franciyye. (Reuters)

Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın Paris’in Lübnan’da bir cumhurbaşkanı adayı olmadığı iddiasının, Marada Hareketi lideri eski Milletvekili Süleyman Franciyye’nin adaylığını pazarlama adımlarına engel olmayacağ belirtildi. Siyasi bir kaynak tarafından yapılan açıklamada Fransa’nın cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili tutumunu yakından takip eden tarafların, Macron’un Franciyye’yi tanımadığını ve kendisiyle görüşmediğini ancak yine de cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmek için favori isim olarak görüldüğünü söylediğini aktardı.
Kaynağın Şarku’l Avsat’a verdiği bilgilere göre Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın pozisyonunun açıklanma zamanlaması, ‘Paris’in cumhurbaşkanlığı işlerine karışmadığı ve liderlerini seçme işini Lübnanlılara bıraktığı’ konusunda Lübnan kamuoyunu aldatma bağlamında geliyor. Ancak bu durum, Fransa Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Patrick Durrell’in görüşmeleri sırasında Franciyye’den ‘seçilmesinin krizin bir uzantısı olmaması ve Lübnan’ı çöküşün arka planında daha fazla krize dahil eden eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn döneminin devamı olmayacağına dair içerideki ve dışarıdakilere güvence vermek için bir garanti paketi sunması’ talebiyle tamamen tutarsız.
Fransa’nın tavrına aşina olanlar, Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın, cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmenin en kolay siyasi yolu olduğu gerekçesiyle Paris’in Franciyye’nin adaylığına verdiği desteği pazarlama niyetini ilerletmeyeceğine dikkat çekti. Söz konusu taraflar, Fransa’nın tavrının siyasi etkilerinin sona erdiğini ve Paris’in bakış açısıyla artık bu durumun, cumhurbaşkanlığı seçeneklerini genişletmek lehine kartların yeniden karışmasına yol açacakmış gibi ele alınmasına izin verilmediğini belirtti. Bu durum, Macron’u cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik itirazın boyutunu kontrol altına almak için harekete geçmeye yöneltti.
Bir kaynak, Franciyye’nin Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Patrick Durrell ile görüşmesinin ‘Suriye ve Hizbullah’tan herhangi bir cumhurbaşkanlığı adayından daha fazlasının alındığını söylemesi temelinde’ Franciyye’nin sahip olduğu garantileri tartışmaya odaklandığını söyledi. Diğer kaynaklar da açıklamalarının Durrell tarafından kendisine yöneltilen ve Lübnan güçleri arasında cumhurbaşkanı seçmekle ilgili siyasi bir çatışmanın odak noktası olan iç ve dış meselelerle ilgili bir dizi soruya verdiği yanıt bağlamında geldiğini vurguladı.
Aynı şekilde toplantıda ‘üçüncü liderliğe’ (hükümet başkanlığı) atanabilecek ismin ele alınmadığı iddiaları ortasında, Franciyye’nin seçilmesiyle sağlanan çözümün, eski büyükelçi Navaf Selam’ın başbakanlık görevine atanmasıyla gerçekleşeceğine dair çelişkili bilgiler olduğu söylentileri mevcut. Bir başka ekip ise aralarındaki tartışmanın, Selam’ı başbakan yaparak muhalefeti tatmin etme hususundan başladığını belirtti.
Şarku’l Avsat’ın siyasi kaynaklardan edindiği bilgilere göre Franciyye, Durrell’in açıklamaları doğrultusunda başbakanlık adayının isminin koyulmasının, ‘cumhurbaşkanının, seçilmesinden hemen sonra yürüteceği bağlayıcı parlamento istişarelerine’ bırakılmasını tercih ediyor. Dolayısıyla şu andan itibaren meclis adına hareket etmese de birinci ve üçüncü liderlikler arasında bir denge sağlamak için Sünni toplumun en önde gelen siyasi bileşenlerinin desteğini alması muhtemel.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ise Durrell’in Franciyye ile görüşmesinde Franciyye, bir yazılı garanti paketi sundu. Bu garantilerin başında şunlar var:
-Hükümete istisnai yetkiler verilmesine destek vermek. Çünkü Lübnan’ın tanık olduğu zor koşullar, kurtarma çalıştayı için hızlandırılmış hazırlık ihtiyacı olduğuna işaret ediyor. Bu da parlamentonun onayını gerektiriyor.
-Hükümette, herhangi bir ekibe üçüncü bir garanti sağlanmasını reddetmek. Çünkü önceki deneyimler, bunun devlet işlerinin kesintiye uğramasını sürdürdüğünü ve üretken olma yeteneğini felce uğrattığını kanıtladı.
-Bakanlık pozisyonlarının mezheplere dağıtılmasında rotasyon ilkesinin uygulanması ve herhangi bir pozisyonun belirli bir mezhep ile sınırlandırılmaması.
-Barış ve savaş kararını hükümetin elinde tutmak amacıyla silahların çoğulculuğunun yolunu tıkamak için Hizbullah’ın silahları da dahil olmak üzere Lübnan’ın bir savunma stratejisinin geliştirilmesine yol açan bir diyalog başlatma.
-Ulusal ve mezhepsel dengelerin bozulmaması için Taif Anlaşması’nın uygulanmasının ve yanlış uygulanmasından kaynaklanan kirliliklerden arındırılması gerekliliğinin tamamlanması.
-Yeni bir ordu komutanı ve Riyad Selame’nin yerine Merkez Bankası başkanı atayarak uluslararası topluma açıklığı dikkate alma ihtiyacı.
-Lübnan’a krizlerinden kurtulması için yardım sağlanması amacıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) ile verimli müzakerelere girmek.
-İki ülke arasında kara ve deniz sınırlarının çizilmesine ilişkin anlaşmayı sonuçlandırmak için Suriye’deki rejimle derhal ciddi müzakerelere başlamanın yollarını aramak.
-Kaçakçılığı durdurmak için Lübnan- Suriye sınırını kontrol etmek ve Lübnan’ın 1701 sayılı karara bağlılığı ve topraklarının İsrail işgalinden kurtarılmasını tamamlamak için bunu uygulama gerekliliği.
-Lübnan- Arap ilişkilerindeki sürtüşmeyi sonlandırmak, uyuşturucu kaçakçılığı ve her türlü yasa dışı uyuşturucuyla mücadele etmek ve ‘iç işlerine karışma, istikrarsızlaştırma ve ulusal güvenliğini tehdit etme’ içerikli mesajlar göndermek için Lübnan’ın bir platform olarak kullanılması engellemek amacıyla entegre bir plan geliştirerek Körfez ülkeleri liderliğinde Arap ülkelerine açılmak.
-Yerinden edilmiş Suriyelilerin şehirlerine ve köylerine dönüşünü gündemde tutmak. Bu, Lübnan hükümeti, Suriye rejimi ve Mülteciler Yüksek Komiserliği arasında bir diyalog başlatılmasını gerekli kılıyor. Çünkü Lübnan’da kalmaları bir güvenlik ve mali yük haline geldi ve ülke, artık bu yükü kaldıramıyor.
Tüm bunlar, seçilmesi durumunda Franciyye’nin taahhüt ettiği garantilerin örneği niteliğinde. Peki bu, Baabda’ya ulaşması için yolu açılacak mı? Ya da Cumhuriyet Sarayı’na girmesine engel olan iç ve dış engellerle mi karşılaşacak?



Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail'in yerleşimcilerin idari gözetimini iptal etme kararının onları daha fazla suç işlemeye teşvik ettiği ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, İsrail Savunma Bakanı'nın ‘Filistinli vatandaşlara karşı suç ve ihlal işleyen yerleşimcilerin idari tutukluluk hallerinin kaldırılmasına yönelik kararını, tutuklananların sayısı çok az olmasına rağmen, ciddi bir endişeyle karşıladıklarını’ bildirdi.

Bakanlık, bu kararın aşırılık yanlısı yerleşimcileri ‘Filistinlilere, topraklarına ve mülklerine karşı terör uygulamaya teşvik ettiğini ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, ‘yerleşimci milislerin terörizmini engellemek, devam eden cezasızlıklarına son vermek ve Filistin halkını işgalcilerin tecavüzünden korumak için etkili uluslararası eylem’ çağrısında bulundu.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı uygulamasına son verme kararı aldığını duyurdu.

Katz yaptığı açıklamada, ‘Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistinli terör tehditlerine maruz kaldığı ve yerleşimcilere karşı haksız uluslararası yaptırımların uygulandığı bir gerçeklikte, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı kararlarının kullanımını durdurmaya karar verdiğini’ belirtti.

AFP'nin aktardığına göre Katz, “İsrail devletinin yerleşim sakinlerine karşı bu tür tehlikeli bir adım atması uygun değildir” dedi.