Lübnan: Deniz mülkiyet ücretlerinin ‘dolarlaştırılması’ Basil ile Hizbullah arasındaki ilişkiyi yeniden kötüleştirdi

Beyrut’taki Korniş isimli gezi yolunun 27 Mart’ta çekilen bir fotoğrafı (Reuters)
Beyrut’taki Korniş isimli gezi yolunun 27 Mart’ta çekilen bir fotoğrafı (Reuters)
TT

Lübnan: Deniz mülkiyet ücretlerinin ‘dolarlaştırılması’ Basil ile Hizbullah arasındaki ilişkiyi yeniden kötüleştirdi

Beyrut’taki Korniş isimli gezi yolunun 27 Mart’ta çekilen bir fotoğrafı (Reuters)
Beyrut’taki Korniş isimli gezi yolunun 27 Mart’ta çekilen bir fotoğrafı (Reuters)

Hizbullah ile Özgür Yurtsever Hareketi (ÖYH) arasındaki ilişkiye hâkim olan soğukluk, iki müttefikin aralarında el-Marada lideri Selim el-Hoss'un cumhurbaşkanı adaylığını destekleme kararı nedeniyle çıkan krizi çözememesi sonrasında gerilemeksizin devam ediyor. Bu durum, ÖYH Lideri Cibran Basil'in bu karara karşı çıkması nedeniyle daha da şiddetlenebilir. Bu anlaşmazlık, en önemlisi hükümet çalışmaları olan diğer dosyaların tümüne de yayıldı. Özgür Yurtsever Hareketi, cumhurbaşkanlığı koltuğunun boş olmasının gölgesinde bakanlar kurulunun toplanmasını reddederken, Hizbullah'ı hükümet toplantılarına katılmaları için iki bakanla temsil etmekle suçluyor. Toplantılara katılan Hıristiyan bakanların ülkedeki temel Hıristiyan bileşenleri temsil etmediğini ileri sürdüğü için bunu ‘ulusal ortaklığa darbe vurma’ olarak niteliyor.
Son zamanlarda, Basil, geçici hükümetteki Ulaştırma Bakanı Ali Hamiye'nin sunduğu ve Hizbullah ile ilişkilendirilen yıllık geçici kamu mülkü işletme ücretlerinin ‘dolarlaşmasına’ neden olan kararnameyi sert bir şekilde eleştirdi. Hamiye, bu kararnameyi ‘uzun süredir beklenen bir reform hareketi’ olarak nitelendirdi ve kamu hazinesinin ana döviz kaynağı olacağını belirtti.
Ancak Basil, birçok verginin artırılması gerektiğini kabul etmesine rağmen, bu alanda alınan kararların ‘seçiciliğini’ eleştirdi. Bu artışların kademeli olarak gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayan Basil, deniz mülkiyetindeki ücretlerin, Hristiyanları işaret ederek ‘yalnızca belirli bir bölgeyi ve belirli insanları hedefledikleri için’ bir anda 60 kat artmaması gerektiğinin altını çizdi. Basil, itaatsizlik çağrısı yapma, ücret ödememe ve hatta kararnameye itiraz etme olasılığına işaret etti.
Hamiye dün, isim vermeden, Basil'e cevap vererek "Kıyıda bulunan kamu mülklerinin işletilmesinden sadece 500 bin dolar yıllık gelir elde edilmesine mi izin vermek gerekir, yoksa şimdiki dönemin özelliği haksız kazançların ortadan kaldırılması ve devletin finansal haklarından bir kısmının tahsil edilmesi mi olmalı?" ifadelerini kullandı. Kabul edilen kararın sadece başlangıç olduğuna ve kronik sorunların düzeltilmesi için diğer adımların da izleneceğine işaret etti.
Konu hakkında bilgi sahibi bir kaynağın ifadesine göre, Lübnan'daki deniz mülklerinin işletilmesi, Lübnan kıyı şeridi boyunca dağılmış olsa da, çoğunlukla Beyrut'un güneyinde yer alan Damur'dan Lübnan'ın kuzeyindeki Batrun'a kadar uzanan bölgede yoğunlaşıyor ve çoğunlukla Hristiyanlar tarafından işletilen bir bölge.
ÖYH liderlerinden Naci Hayek, deniz mülklerinin işletilmesine yönelik ücretleri artırmanın, çoğu Hristiyan bölgesinde bulunan işletme alanlarına uzun yıllardır uygulanan politikaya dahil olduğunu düşünüyor. Hayek, tüm söylemlerinin sadece Hizbullah'ı hedeflemediğini, aynı zamanda Başbakan Necib Mikati'yi de kapsadığını belirtiyor.
Öte yandan, Uluslararası Bilgi Merkezi Araştırmacısı Muhammed Şemseddin ise deniz mülkiyeti ücretlerinin dolar cinsinden dayatılmasının özellikle Hıristiyanları hedef aldığını kabul etmiyor. Şemseddin, “Lübnan'da deniz kamu kullanım alanı 4 milyon 897 bin 302 metrekare olup, bunun 2 milyon 365 bin 938 metrekaresi lisanslı ve 73 kuruluş tarafından işletilirken, 2 milyon 531 bin 364 metrekaresi lisanssız ve 987 kuruluş tarafından işletilmektedir” dedi.
Yıllık deniz arazisi işletme gelirleri, 18 milyon dolara yani 27 milyar liraya tekabül ediyor. Şemseddin, yeni vergilerin yükseltilmesine rağmen, fiyatların olması gerektiği gibi yine de düşük olduğunu belirtiyor.
Deniz işletmeleri ve tatil köyü sahiplerinin yeni hükümet kararından memnun olmamaları beklenen bir durumdu. Şarku'l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre bu kapsamda bir gerilime hazırlık yapılıyor. Tatil köyü sahiplerinden biri, “Bu kararın sonunda, işletmeler ve tatil köylerinde daha büyük miktarlarda ödeme yapmak zorunda kalacak olan vatandaşları etkileyeceğini düşünüyoruz çünkü gelirlerimiz bu kurumların işletilmesi yoluyla sağlanıyor ve devam etmek için tüm fiyatlarımızı artırmak zorunda kalacağız” dedi.
Yeni hükümet kararnamesi, bir kuruluş sahibinin yıllık ücret olarak 1 milyon dolar veya bin 500 liralık döviz kuru üzerinden 15 bin ABD doları eşdeğeri ödemesi halinde mülkü serbestçe işletebileceği anlamına geliyor. Yeni karara göre, ulusal paranın değerinin düşmesinin ardından paralel piyasada halihazırda onaylanan dolar için 100 bin liralık döviz kuruna göre 1 milyon doları nakit veya 100 milyar Lübnan lirası karşılığı olarak ödemekle yükümlü hale geldi.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.