Kolombiya'nın "tam barış" projesine Avrupa Birliği'nden destek

AB dış politika şefi Borrell, süreci yapabilecekleri her şekilde destekleyeceklerini söyledi

Kolombiya'da geçen yılın son aylarında gerçekleşen ateşkes müzakereleri öncesinde avantaj sağlamak isteyen silahlı gruplar birçok kentte silahlı eylemlere girişmişti (AFP)
Kolombiya'da geçen yılın son aylarında gerçekleşen ateşkes müzakereleri öncesinde avantaj sağlamak isteyen silahlı gruplar birçok kentte silahlı eylemlere girişmişti (AFP)
TT

Kolombiya'nın "tam barış" projesine Avrupa Birliği'nden destek

Kolombiya'da geçen yılın son aylarında gerçekleşen ateşkes müzakereleri öncesinde avantaj sağlamak isteyen silahlı gruplar birçok kentte silahlı eylemlere girişmişti (AFP)
Kolombiya'da geçen yılın son aylarında gerçekleşen ateşkes müzakereleri öncesinde avantaj sağlamak isteyen silahlı gruplar birçok kentte silahlı eylemlere girişmişti (AFP)

Avrupa Birliği, Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro'nun "tam barış politikası" kapsamında yapılacak barış görüşmelerine destek olacağını açıkladı.
Kolombiya'ya ulaşan Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Başkan Petro'nun 'tam barış' projesiyle yapmak istediğinden etkilendim. Avrupa Birliği, bu süreci siyasi ve ekonomik olarak yapabileceği her şekilde destekleyecek" ifadelerini kullandı.
Borrell, "Beni endişelendiren şey bu sürecin, siyasi enerjiye, Kolombiya halkının bağlılığına ve devasa mali kaynaklara ihtiyaç duyması. Avrupa Birliği'nin, bu barışı inşa etmesi için Kolombiya'nın yanında duracağını garanti edebilirim" diye konuştu.
Kolombiya hükümeti son aylarda ülkedeki birçok silahlı aktörle müzakere yürütme hazırlığı yapıyor. 
Müzakere edilmesi planlanan grupların içinde paramiliter oluşumlar, silahlı çeteler ve 2016'daki barış anlaşmasından sonra Marksist gerilla hareketi FARC'tan ayrılan gruplar da bulunuyor.
Kolombiya'nın ilk solcu devlet başkanı Gustavo Petro'nun "tam barış politikası" kapsamında yapılacak müzakerelerin mayısta FARC'tan ayrılanların oluşturduğu Central General Staff'la başlaması bekleniyor.

ELN ile barış görüşmeleri
Kolombiya lideri Petro'nun "tam barış politikası" kapsamında en büyük hedeflerinden birinin ülkenin en büyük silahlı isyancı örgütü Ulusal Kurtuluş Ordusu'yla (ELN) barışı sağlamak olduğu biliniyor.
Kolombiya hükümetiyle ELN arasındaki görüşmeler geçen yıl kasımda başlamış, şubatta tamamlanan ikinci tur müzakereleri sonucunda ELN'nin siyasi statüsü tanınmıştı. Ancak geçen ay ELN'nin bir askeri birliğe düzenlediği saldırı barış sürecinin sona ereceği endişelerini de beraberinde getirmişti.
Kolombiya, ELN ile birçok kez yarıda kesilen müzakerelere Santos döneminde başlamış ve bu müzakereler, Ekvador'un garantörlük ve ev sahipliğinden çekilmesi üzerine Havana'ya taşınmıştı.
Uzmanlara göre, finansmanını uyuşturucu kaçakçılığı, yasa dışı madencilik ve adam kaçırma gibi yöntemlerle sağladığı tahmin edilen, 2 binden fazla mensubu bulunan ELN ile Kolombiya hükümeti arasındaki önceki müzakere girişimleri, örgütün içindeki dağınık güç ayrılığı ve radikal tavırlar nedeniyle ilerleyememişti.
Uzun yıllardır şiddet olayları ve silahlı çatışmalarla gündeme gelen Kolombiya'da son 60 yılda 450 bin kişi silahlı grupların dahil olduğu çatışmalarda hayatını kaybetti.
52 yıl boyunca Kolombiya devletiyle savaşan FARC, 2016'da imzalanan barış anlaşmasıyla silah bırakmış ancak örgüt içindeki bazı gruplar anlaşmaya dahil olmayı reddetmişti. Kolombiya devletiyle FARC arasındaki çatışmalarda toplam 260 bin kişi hayatını kaybetmiş, 6 milyon kişi de göçe zorlanmıştı.
Öte yandan Kolombiya'nın ilk solcu lideri Petro da 17 yaşındayken, 1970'lerde kurulan "şehir gerillası hareketi" M-19'un bir üyesiydi.
M-19'un 1990'da hükümetle anlaşarak silah bırakmasının ardından 1991'de meclise girmiş, 2012-2016'da da Bogota belediye başkanlığı koltuğunda oturmuştu.
Petro, seçim kampanyasında ülkedeki uyuşturucu çeteleri ve yoksullukla mücadeleye yönelik büyük adımlar atacağını vadetmişti.
Independent Türkçe, AFP, AA



Netanyahu, İran çatışmalarında "ağır bedel" ödemiş: Oğlumun düğününü yine erteledik

Netanyahu, İsrail’in durumunu II. Dünya Savaşı’nda Londra’nın Alman uçakları tarafından bombalanmasına da benzetti; “Blitz” (Yıldırım) diye anılan olayda en az 43 bin sivil öldürülmüştü (Reuters)
Netanyahu, İsrail’in durumunu II. Dünya Savaşı’nda Londra’nın Alman uçakları tarafından bombalanmasına da benzetti; “Blitz” (Yıldırım) diye anılan olayda en az 43 bin sivil öldürülmüştü (Reuters)
TT

Netanyahu, İran çatışmalarında "ağır bedel" ödemiş: Oğlumun düğününü yine erteledik

Netanyahu, İsrail’in durumunu II. Dünya Savaşı’nda Londra’nın Alman uçakları tarafından bombalanmasına da benzetti; “Blitz” (Yıldırım) diye anılan olayda en az 43 bin sivil öldürülmüştü (Reuters)
Netanyahu, İsrail’in durumunu II. Dünya Savaşı’nda Londra’nın Alman uçakları tarafından bombalanmasına da benzetti; “Blitz” (Yıldırım) diye anılan olayda en az 43 bin sivil öldürülmüştü (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, İran’la çatışmaların “kişisel bedeline” dair açıklaması tepki çekti.

Netanyahu, İran’ın vurduğu Soroka Hastanesi önünde dün yaptığı açıklamada, oğlu Avner Netanyahu’nun düğününü çatışmalar nedeniyle ikinci kez ertelemek zorunda kaldıklarını söyledi.

Avner Netanyahu ve nişanlısı, önceden düğün tarihi olarak 16 Haziran’ı almış ancak İsrail’in 13 Haziran’da İran’ı vurmasıyla patlak veren çatışmalar nedeniyle düğün ertelenmişti. 

“Her birimiz kişisel bir bedel ödüyoruz ve ailem de bundan muaf değil” diyen İsrail Başbakanı, düğünü tekrar iptal etmek zorunda kaldıklarını, eşi Sara Netanyahu’nun da çok üzüldüğünü belirtti:

Oğlum Avner, füze tehdidi nedeniyle ikinci kez düğününü iptal etti. Bu, nişanlısı için de kişisel bir bedel. Sevgili eşim bir kahraman ve o da kişisel bir bedel ödüyor.

Netanyahu’nun açıklaması, İsrail kamuoyu ve siyasetçiler tarafından büyük eleştiri aldı. 

Oğlu Matan’ın Hamas tarafından rehin alındığını belirten Anat Angrest, Netanyahu’nun böyle konuşurken, evladının “Gazze’deki cehennemvari zindanlarda ölüm kalım mücadelesi verdiğini” söyledi. 

Muhalefetteki Demokratlar Partisi’nden milletvekili Gilad Kariv de Netanyahu için “sınır tanımayan bir narsisist” dedi. 

Kariv, Netanyahu’nun eşinden “kahraman” diye bahsetmesini de eleştirerek şöyle devam etti: 

Gece vardiyası için evlerinden ayrılan doktorlar asıl kahramanlardır. Çocuklarımızı Zoom ve telefon görüşmeleriyle bir arada tutan öğretmenler asıl kahramanlardır.

İsrail ve İran arasındaki çatışmalar sürerken, ABD’nin savaşa katılıp katılmayacağı da belirsizliğini koruyor. Başkan Donald Trump, dün yaptığı açıklamasında bu konuyla ilgili “iki hafta içinde karar vereceğini” bildirmişti.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Said Hatipzade, BBC’ye yaptığı açıklamada bunun “ABD’nin savaşı olmadığını” söyledi. İranlı diplomat, Trump’ın savaşa girmesinin çatışmaları uzatacağını ve “tüm bölgeyi cehenneme çevireceğini” belirtti. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) aktardığına göre çatışmalar İsrail'e günlük yüzlerce milyon dolara mal oluyor.

İran’ın roketlerini engellemek için ateşlenen savunma füzelerinin günlük 200 milyon dolar maliyeti olduğu aktarılıyor. Tel Aviv yönetimi, İran’ın saldırıları sonucunda oluşan hasarın onarılması için de en az 400 milyon dolar harcamak durumunda kalabilir.

Haberde, İsrail ekonomisinin uzun süreli bir savaşı kaldıramayabileceğine dikkat çekiliyor. Eski İsrail Merkez Bankası Başkanı Karnit Flug, şu değerlendirmeleri paylaşıyor:

Savaşın maliyetini belirleyecek ana unsur savaşın süresi olacak. Bir hafta sürmesi bir şey, iki hafta veya bir ay sürmesiyse bambaşka bir duruma yol açar.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, Wall Street Journal