Denis Villeneuve açıkladı: Dune'un ikinci filminin ilkinden farkı ne?

Dune: Çöl Gezegeni dünya çapında 400 milyon dolar hasılatı geçmişti (Warner Bros)
Dune: Çöl Gezegeni dünya çapında 400 milyon dolar hasılatı geçmişti (Warner Bros)
TT

Denis Villeneuve açıkladı: Dune'un ikinci filminin ilkinden farkı ne?

Dune: Çöl Gezegeni dünya çapında 400 milyon dolar hasılatı geçmişti (Warner Bros)
Dune: Çöl Gezegeni dünya çapında 400 milyon dolar hasılatı geçmişti (Warner Bros)

Denis Villeneuve, Dune serisinin merakla beklenen ikinci filminin ilk yapımdan farkıyla ilgili açıklama yaptı. Villeneuve, ABD'nin Las Vegas kentinde düzenlenen, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getiren ve vizyona girecek filmlerin tanıtımının yapıldığı CinemaCon'da salı düzenlenen bir panele katıldı.
"Birinci film daha çok düşünsel tonda" diyen ünlü yönetmen, şöyle konuştu:
"Part Two aksiyon dolu, destansı bir savaş filmi. Çok daha yoğun."
55 yaşındaki sinemacı yeni set ve tasarım gibi görsel açıdan da büyük değişiklikler yapıldığını ifade etti:
"Tekrar hissi istemiyordum… Her şey yeni."
Ayrıca Dune: Part Two'nun tamamının IMAX'le çekildiği kaydedildi. Dune: Çöl Gezegeni'nin (Dune) ise yüzde 40'ında IMAX teknolojisinden yararlanılmıştı.
Filmin başrolünde yer alan Timothée Chalamet ise karakteri hakkında şu ifadeleri kullandı:
"İlk filmde Paul bir öğrenciydi. Paul Atrides'in bir lider haline geldiğini görüyoruz."

İkinci filmin odağında ne olacak?
İlk yapımda oynayan Timothée Chalamet, Zendaya, Rebecca Ferguson, Javier Bardem, Stellan Skarsgård, Dave Bautista gibi isimlerin yanı sıra Léa Seydoux ve Christopher Walken gibi oyuncular Dune: Part Two'da yer alıyor.
İlk film, Paul'ün Fremenlere katılması ve Arrakis'e barış getirmeyi planlamasıyla sona ermişti. Paul ve annesi Leydi Jessica, Fremenlerle birlikte hareket ederken film sona ermişti. İkinci filmse büyük oranda Paul'un Fremenler arasında yükselişini ve bunun sonucunda İmparator Shaddam IV'e karşı çıkaracağı isyanı konu alacak.
Dune: Part Two'nun 3 Kasım'da vizyona girmesi planlanıyor. 
Independent Türkçe, Screen Rant, Hollywood Reporter



Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)

Araştırmacılar, mesajlaşırken ifadeleri kısaltan kişilerin "samimiyetsiz" göründüğünü tespit etti. Yeni çalışmaya göre bu kişilerin mesajlarına cevap almama ihtimali de artıyor.  

Pek çok kişi mesajlaşırken kelimeleri veya uzun ifadeleri birkaç harfle yazarak kısaltıyor. İnternetin ilk yıllarından miras kalan bu alışkanlık yazışmayı kolaylaştırırken kendine has bir çevrimiçi dil de ortaya çıkarıyor. 

Fakat ABD'deki Stanford Üniversitesi'nin yeni çalışmasına göre mesajlarda kısaltma kullanmak özellikle yeni bir ilişkinin başlangıcında olumsuz bir etki yaratabilir. 

Araştırmacılar, 37 ülkeden 5 bin 300'den fazla katılımcının mesajlarını inceledi ve onlarla anketler yaptı. Flört uygulamaları ve sohbet odalarını kullanan kişilerin kısaltma içeren ve içermeyen konuşmalardaki davranışları da incelendi.

Katılımcılar kendilerine gösterilen mesajları, samimiyet, çaba ve cevap verme isteği üzerinden değerlendirdi. 

Bilim insanları daha güvenilir bir sonuç almak adına farklı bağlamlardaki sohbetleri çalışmaya dahil etti.

Bulgularını Journal of Experimental Psychology: General adlı hakemli dergide yayımlayan araştırmacılar, kısaltma kullanmanın genellikle karşı tarafa samimiyetsiz geldiğini kaydetti. Ekip, kişilerin yakınlığı veya mesaj uzunluğu değiştiğinde bile kısaltmaların olumsuz etkisinin sürdüğünü gözlemledi.

Ayrıca bu davranışı sergileyen kişilerin yanıt alma olasılığının daha düşük olduğu saptandı. 

Diğer yandan çalışmanın başında yapılan anketlerde katılımcıların yüzde 99'u kısaltma kullandığını ve yüzde 84'ü bu davranışın rahatsızlık vermeyeceğini düşündüğünü bildirdi.

Yüzde 4'lük bir kısım da kısaltmaların karşı tarafın hoşuna gitmesini bekliyodu. 

Makalenin başyazarı David Fang "Mesajlaşan kişilerin kısaltmalardan hoşlanabileceğini düşündük çünkü gayriresmi bir yakınlık hissi uyandırıyordu" diyerek ekliyor: 

Bu nedenle kısaltmaların bunları kullanan kişiler hakkında olumsuz algılara yol açması bizi şaşırttı.

Araştırmacılar, kısaltmaların çaba göstermemek gibi algılandığı için böyle bir etki yarattığını düşünüyor. 

Fang, "Bulgularımız, örneğin bir ilişkinin başlangıcı ya da iyi bir izlenim bırakmamız gerektiği durumlar gibi, özellikle daha samimi görünmek ve sosyal bağları güçlendirmek istediğimizde önem kazanıyor" diye açıklıyor. 

Diğer yandan kısaltmalar her durumda kötü olmak zorunda değil. Fang, "Örneğin kuryeyle hızlıca mesajlaşırken, daha samimiyetsiz görünmeyi kabul etmek mantıklı olabilir" diyor.

Daha önceki bir araştırmada emoji kullanımının yanlış anlaşılmaya yol açabileceği bulunmuştu. Farklı ülkelerden katılımcılarla yürütülen çalışmada, emojilerin anlamının cinsiyet, kültür ve yaşa göre değiştiği görülmüştü.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Study Finds, Journal of Experimental Psychology: General