Çin, Ukrayna’ya barış getirebilecek mi?

Batılı güçler, Şi’nin Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesine temkinli bir iyimserlikle yaklaşırken, Brüksel bunu ‘çoktan atılması gereken önemli bir ilk adım’ olarak nitelendiriyor.

Zelenskiy: Ukrayna ve Çin, devletlerin egemenliğinin gücü ve toprak bütünlüğüyle eşit derecede ilgileniyor (AFP)
Zelenskiy: Ukrayna ve Çin, devletlerin egemenliğinin gücü ve toprak bütünlüğüyle eşit derecede ilgileniyor (AFP)
TT

Çin, Ukrayna’ya barış getirebilecek mi?

Zelenskiy: Ukrayna ve Çin, devletlerin egemenliğinin gücü ve toprak bütünlüğüyle eşit derecede ilgileniyor (AFP)
Zelenskiy: Ukrayna ve Çin, devletlerin egemenliğinin gücü ve toprak bütünlüğüyle eşit derecede ilgileniyor (AFP)

Pekin, Ukrayna'dan Ortadoğu'ya, dünya krizlerinin çözümünde öncü role sahip bir arabulucu olarak kendini öne çırakıyor. Şi Cinping'in çarşamba günü Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesi, Pekin'in stratejik müttefiki Rusya'nın 2022'nin başlarında Ukrayna'ya saldırmasından bu yana Çin ve Ukrayna devlet başkanları arasındaki ilk temas oldu.
İşte Çin'in Ukrayna ile ilgili diplomatik beklentileri ve planları hakkında bazı önemli soruların yanıtları:

- Çin ne öneriyor?
Şi, Zelenskiy’e Çin’in ‘esas tutumunun barış görüşmelerini desteklemek olduğunu’ söyledi ve ‘siyasi bir çözüm’ bulunmasına yardımcı olmak üzere Ukrayna’ya bir heyet gönderme sözü verdi. Heyete, 2009-2019 yılları arasında Çin'in Moskova Büyükelçiliği’ni üstlenen Li Hui başkanlık edecek. Ancak bu göreve Li’nin seçilmesi birtakım soruları gündeme getirdi. Zira Li’ye zamanında Moskova'dan ayrılmadan önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından ‘Dostluk Nişanı’ takdim edilmişti.
Çin devlet medyası o dönem nişanın ‘şahsına yönelik bir onurlandırma nişanesi olmakla kalmayıp, aynı zamanda Rus ve Çin halkları arasındaki dostluğun da bir temsili olduğunu’ ifade etmişti.
Söz konusu görüşmeden önce geçtiğimiz şubat ayında Pekin, Ukrayna ile ilgili diyalog başlatma ve tüm ülkelerin toprak egemenliğine saygı duyma çağrısında bulunan 12 maddelik bir bildiri yayınlamıştı.
Batı, Zelenskiy'i Şi ile görüşmelere açık olacağını söylemeye teşvik etse de, bu öneriyi belirsiz bir içeriğe sahip olduğu gerekçesiyle eleştirmişti.
Dün Singapur Ulusal Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Ja Ian Chong, telefon görüşmesinin ‘en üst düzey seviyelerde yeniden temas kurulmasını sağladığı için ileriye doğru olumlu bir adım olduğunu, ancak hala başlangıç adımı sayıldığını’ söyledi. Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı habere göre Ja Ian Chong,  “Herhangi bir somut ilerleme için (Çin'in) Rusya'yı kendini dizginlemeye ikna etmesi gerek” dedi.

- Neden şimdi?
Çarşamba günkü telefon görüşmesi, Çin'in 3 yıllık yeni tip koronavirüs (Kovid-19) izolasyonunun ardından Avrupa ile gergin ilişkilerini yeniden düzenlemeyi amaçlayan diplomatik çabalarının akabinde gerçekleşti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen bu ayın başlarında Çin'i ziyaret etmişti.
Macron, gezisinin bitiminden önce gazetecilere, Batı tarafından desteklenen demokratik Tayvan için Pekin ile Washington arasında devam eden savaşa Avrupa'nın karışmaması gerektiğini söyleyerek tartışmalara yol açmıştı.
Analist Bill Bishop, Çin odaklı Sinocism haber bülteninde, Pekin'in ‘Avrupa Birliği’nde (AB) Çin'e karşı olan bazı sert sesleri yumuşatmak’ için Ukrayna ile yakınlaşmaya istekli olduğunun sinyallerini veriyor olabileceğini yazdı. Ayrıca, ‘AB ile ABD arasına biraz mesafe koymaya’ çalışıyor olabileceğini de belirtti.
Öte yandan Çin hükümeti, diğer uluslararası krizlerde de kendisini arabulucu olarak takdim etmiş ve geçen ay şaşırtıcı bir şekilde Ortadoğu'da birbirine düşman olan Suudi Arabistan ve İran'ı yakınlaştırmayı başarmıştı.
Başka bir iddialı teklifte daha bulunan Pekin, İsrail ile Filistinliler arasındaki müzakereleri kolaylaştırmaya yardım etme arzusunu dile getirdi.

- Çin'in Rusya ile ne gibi bağları var?
Çin, Ukrayna savaşında kendisini tarafsız olarak konumlandırıyor.
Ancak Çin ve Rusya, son yıllarda ekonomik iş birliklerini ve diplomatik temaslarını hızlandırdı ve ortaklıkları Ukrayna savaşından bu yana daha da yakınlaştı.
Pekin, Moskova'yı Ukrayna’ya yaptığı işgal girişimi nedeniyle kınamayı reddetmiş ve çatışmayı bir ‘kriz’ olarak nitelendirmişti. Buna ek olarak Şi ve Putin, mart ayında Moskova'da yaptıkları bir toplantıda ikili ilişkilerin ‘yeni bir döneme’ girdiğini duyurmuşlardı.
Analistler, Çin'in Rusya ile ilişkilerde baskın taraf olduğunu ve Moskova'nın uluslararası yalnızlığı derinleştikçe Çin’in Rusya üzerindeki nüfuzunun arttığını söylüyorlar.

- Dünya nasıl tepki veriyor?
Zelenskiy, bu telefon görüşmesinin ve Ukrayna'nın Çin'e büyükelçi atamasının iki ülke arasındaki ilişkilerin ‘gelişmesine güçlü bir ivme’ kazandırdığını söyledi.
Zelenskiy, Rusya ile içinde bulunulan savaşta Çin'in nüfuzunu kullanabileceğine dair iyimserliğini dile getirdi. Çarşamba gecesi görüşmeden sonra yayınlanan günlük videolu açıklamasında Zelenskiy, “Barışın üzerine inşa edilmesi gereken ilke ve kuralların gücünü yeniden sağlamak için Çin'in siyasi nüfuzunu kullanma fırsatı var” dedi.
Zelenskiy açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ukrayna ve Çin'in yanı sıra dünyanın büyük çoğunluğu, devletlerin egemenliğinin gücü ve toprak bütünlüğüyle eşit derecede ilgileniyor (...) Tabii ki, konuşmamızın önemli bir kısmı, adil bir barışı yeniden tesis etmenin yollarına ilişkin görüşlerimizden oluşuyordu. Ukrayna’nın barış formülünü ve spesifik noktalarını sundum. İletişimimizi sürdürme konusunda anlaştık.”
Görüşme sırasında Şi, ihtilafın siyasi çözümüne ilişkin tüm taraflarla görüş alışverişinde bulunmak üzere Ukrayna ve diğer ülkelere özel bir elçi göndermeyi planladığını açıkladı.
Çin devlet medyası, Şi’nin Ukrayna savaşındaki nükleer tırmanışa karşı güçlü bir uyarıda bulunduğunu ve ilgili tüm tarafları itidalli olmaya çağırdığını bildirdi. Şi, “Nükleer savaşın kazananı olmaz” dedi.
Batılı güçler görüşmeye temkinli bir iyimserlikle yaklaştı. AB ise Çin'i Rusya üzerinde nüfuzunu kullanmaya çağırırken bunu ‘çoktan atılması gereken önemli bir ilk adım’ olarak nitelendirdi.
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, telefon görüşmesini memnuniyetle karşılamakla birlikte “Ancak görüşme, Çin'in Rusya'nın Ukrayna'yı yasa dışı işgalini kınama konusundaki isteksizliğinde hiçbir şeyi değiştirmedi” yorumunu yaptı. Buna ek olarak ‘barış müzakerelerinin şartlarına ve hangi şekilde olabileceğine karar vermenin Ukrayna'ya kaldığını’ söyledi.
Stoltenberg konuşmasını sonlandırırken “Ukrayna'nın kendisini egemen ve bağımsız bir devlet olarak göstermesine izin veren barışçıl, müzakere edilmiş bir çözüm istiyorsak, bunu başarmanın en iyi yolu, tıpkı NATO ülkelerinin yaptığı gibi, Ukrayna'ya askeri destek sağlamaktır” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Fransız Cumhurbaşkanlığı’ndan bir yetkili, Paris'in ‘çatışmanın çözümüne katkıda bulunabilecek’ ve ‘Kiev'in temel çıkarlarından’ ve uluslararası hukuk ilkelerinden ayrılmayacak ‘tüm diyalogları teşvik ettiğini’ söyledi.
ABD de telefon görüşmesini memnuniyetle karşıladı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby bunu ‘iyi bir şey’ olarak nitelendirdi.
Ancak John Kirby, “Bence, bunun barışa doğru anlamlı bir hareket ya da bir plan veya öneri ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağını henüz bilmiyoruz” dedi.
Kirby “Uzun zamandır bu savaşın bitmesini istediğimizi söylüyoruz. Putin giderse savaş hemen bitebilir. Ancak ufukta böyle bir şey gözükmüyor” dedi.
Kirby “Müzakere edilmiş bir barış olacaksa, bu, Başkan Zelenskiy buna hazır olduğunda olmalı” ifadelerini kullanarak ABD'nin ‘sürdürülebilir ve güvenilir olduğu sürece adil bir barışa ulaşmak için her türlü çabayı’ memnuniyetle karşılayacağına işaret etti. ABD'nin telefon görüşmesi hakkında önceden bilgisi olmadığını ve bunu beklemediğini söyledi ve “Onlar iki egemen devletin liderleri. Konuşmalarından memnunuz” diye ekledi.
Moskova’ya gelince, Kremlin de Ukrayna'daki çatışmaya son vermeye yönelik her türlü girişimi memnuniyetle karşıladığını bildirdi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov gazetecilere verdiği demeçte, “Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirecek ve Rusya'nın hedeflerine ulaşmayı sağlayacak her şeyi memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

- Çin bir barış aracısı olabilir mi?
Şi’nin Putin ile ‘sınırsız dostluğu’, Çin liderinin tarafsızlığı konusunda soru işaretleri uyandırıyor. Nitekim Beyaz Saray, Çin'in müdahalesinin ‘anlamlı bir barış hareketi veya bir plan ya da öneri’ ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağının hala belirsiz olduğunu söyledi.
Sidney’de yaşayan Çinli eski diplomat Han Yang, çarşamba günü Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda “Şi ‘nükleer savaşta kazanan yoktur’ ifadesiyle aslında Zelenskiy'e Putin'in toprak taleplerini kabul etmesi için baskı yapıyordu: Müzakereye başlamazsanız Rusya'nın bomba atma ihtimali var ve bu sizin üzerinize düşecek” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Chong, Çin'in çabaları bir anlaşmaya varılmasına yardımcı olursa, ‘bu, Pekin'in yapıcı bir küresel rol oynama becerisini gösterecek ve belki de Şi'nin küresel bir lider olarak rolünü önce çıkarmış olacak” dedi.



Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
TT

Berlin, Afgan mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Taliban ile görüşmeye hazır

Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)
Taliban askerleri Kabil'in düşüşünün ikinci yıldönümünü Afganistan'daki ABD büyükelçiliğine yakın bir caddede kutluyor 15 Ağustos 2023 (Reuters)

İçişleri Bakanı dün verdiği bir röportajda, Almanya'nın, suç işlemekten hüküm giymiş Afgan mültecilerin sınır dışı edilmesini kolaylaştırmak için Afganistan'da iktidardaki Taliban yetkilileriyle doğrudan müzakere etmeyi düşündüğünü söyledi.

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Berlin'de bir barınaktaki Afgan göçmen (Arşiv- Getty)

Alexander Dobrindt Alman “Focus” dergisine verdiği mülakatta şunları söyledi: “Mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Afganistan ile doğrudan anlaşmalar yapmaya çalışıyoruz.”

Muhafazakar bakan, Taliban ile iletişimin şu anda sadece aracı ülkeler üzerinden sağlandığını belirterek, “bu durumun kalıcı bir çözüm olamayacağını” vurguladı.

Sosyal Demokrat Olaf Scholz başkanlığındaki bir önceki hükümet, göç konusundaki sertliğini göstermek amacıyla, 30 Ağustos 2024 tarihinde, Taliban'ın Ağustos 2021'de iktidara dönmesinden bu yana benzeri görülmemiş bir şekilde, suç işlemekten hüküm giymiş 28 Afgan'dan oluşan bir grubu sınır dışı etti.

Berlin Taliban hükümetini tanımadığı için o dönemde Alman makamları Katar üzerinden dolaylı müzakereler yürütmüştü.

Ancak, farklı siyasi partilerden Alman yetkililerin, hükümetin Almanya'da suç işlemekten hüküm giymiş Afgan sığınmacıların sınır dışı edilmesini yoğunlaştırma niyetinde olduğunu teyit etmelerine rağmen bu süreç tekrarlanmadı.

Daha önce Suriye'yi sınır dışı edilebilecek güvenli olmayan ülkeler kategorisine alan ve eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimiyle diplomatik ilişkilerini kesen Almanya, Suriyeli mültecilere yönelik politikasını gözden geçirmeye çalışıyor.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz bu hafta yaptığı açıklamada, “Suriye'ye sınır dışı edilmenin artık mümkün olduğunu” söyledi.

Avusturya hükümeti dün, son yıllarda Avrupa Birliği içinde ilk olarak, bir suçtan hüküm giymiş bir Suriye vatandaşının ülkesine sınır dışı edildiğini duyurdu.

Bu arada Alman haber dergisi Focus, İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt'in dün Almanya'nın hüküm giymiş Afgan suçluların ülkelerine geri gönderilmesini kolaylaştırmak için Taliban ile doğrudan görüşmeler yapmak istediğini söylediğini aktardı. Dobrindt ayrıca, Suriye'ye sınır dışı edilmeleri de kolaylaştırmaya çalıştıklarını söyledi. Avusturya İçişleri Bakanlığı, 15 yıl sonra ilk kez Suriyeli bir göçmeni dün İstanbul üzerinden Şam'a giden ticari bir uçakla ülkesine sınır dışı ettiğini açıkladı.

Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner, nisan ayında o zamanki Alman mevkidaşı Nancy Wieser ile birlikte Şam'ı ziyaret ettiğini söyledi. Ziyaretin odak noktası tehlikeli suçluların ve İslamcı tehdit oluşturan kişilerin sınır dışı edilmesiydi.

Şarku’l Avsat’ın Focus dergisinden aktardığına göre Dobrindt, “Suriyeli suçluların ülkelerine geri gönderilmesine ilişkin bir anlaşma için Suriye ile temaslar var ama henüz bir sonuç alınamadı” ifadelerini kullandı.

Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP) Berlin, Taliban ile iletişimin şu anda aracı ülkeler aracılığıyla gerçekleştiğini doğruladı (AFP)

Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, Beşşar Esed rejiminin aralık ayında devrilmesinin ardından yaşanan kaos sırasında, Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili kararları askıya almıştı. Suriyeli sığınmacıların başvuruları mayıs ayında yeniden değerlendirmeye alındı.