İran’da işçi grevleri yayılıyor

İran’da işçi grevleri: Tahran, doğal gaz şirketlerinden 4 bin işçiyi kovmakla tehdit ediyor

İran rejim lideri Rehber Hamaney ile yaptıkları bir görüşmede sloganlar atan işçiler (Hamaney’in web sitesi)
İran rejim lideri Rehber Hamaney ile yaptıkları bir görüşmede sloganlar atan işçiler (Hamaney’in web sitesi)
TT

İran’da işçi grevleri yayılıyor

İran rejim lideri Rehber Hamaney ile yaptıkları bir görüşmede sloganlar atan işçiler (Hamaney’in web sitesi)
İran rejim lideri Rehber Hamaney ile yaptıkları bir görüşmede sloganlar atan işçiler (Hamaney’in web sitesi)

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’ndan iki gün önce, İranlı bir yetkili, ülkenin güneyindeki önemli bir enerji üretim bölgesinde aldıkları düşük ücretleri ve çalışma koşullarını protesto etmek için greve giden petrol ve doğal gaz sektöründen 4 bin işçiyi işten çıkarmakla tehdit etti.
İran'ın Pars Özel Ekonomik Enerji Bölgesi CEO'su Sehavat Esedi, bu bölgedeki petrokimya endüstrisinde ‘bir dizi mevsimlik işçinin sorunlu (çalışma) koşullarını gerekçe göstererek greve gittiğini’ duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İran resmi haber ajansı IRNA’dan aktardığına göre, ‘yasal sürenin sona ermesinin ardından 4 bin işçinin yerine yeni işçiler alınacağını’ da sözlerine ekledi.
İran'ın birçok şehrinde petrol ve doğal gaz sektöründe faaliyet gösteren şirketlerde, kötüleşen yaşam koşulları ve düşük ücretler nedeniyle işçi grevleri yeniden başladı. İşçiler ayrıca barınma ve ulaşım şartlarının iyileştirilmesi talebinde bulundular. İran’ın İtimad gazetesi dünkü haberinde, son günlerde grevlere katılan işçi sayısının 10 bine ulaştığını belirtti.
Pars Özel Ekonomik Enerji Bölgesi, güney Buşehr eyaletinin güneydoğusunda yer alıyor ve Körfez sularındaki devasa Güney Pars sahasından petrol ve doğal gaz kaynakları çıkarmayı hedefliyor. İran'ın Katar ile paylaştığı dünyanın bilinen en büyük doğal gaz rezervi olan bu sahada yaklaşık 40 bin kişi çalışıyor.
Geçtiğimiz ekim ayında yetkililer, Güney Pars petrol ve doğal gaz sahasının bulunduğu Körfez'e bakan Buşehr eyaletinin Aseluye kentinde (güneydoğu) ücretlerinin ödenmemesini protesto eden işçileri gözaltına almışlardı.
İran rejimi lideri Rehber Ali Hamaney yaptığı bir konuşmasında, bazı işçi protestolarının ‘hükümete yardım etme’ ve ‘rejimi bilgilendirme’ açısından ‘yararlı’ olduğunu söyledi. Hamaney, işçi protestolarını ‘ücretlerin ödenmesindeki gecikmeye’, fabrikalardaki yatırımların yanlış yönetimine ve ‘işçilerin yolsuzluğa yakından şahit olmalarına’ bağladı.
İran'ın 2017'nin sonundan bu yana tanık olduğu benzeri görülmemiş halk protestolarının yanı sıra, düşük maaşları ve hayat pahalılığını kınayan öğretmenler, otobüs şoförleri ve petrol, çelik ve şeker kamışı şirketlerindeki işçiler tarafından başlatılan çeşitli grev dalgaları ülkeyi sarstı.
İşçilerle yaptığı bir görüşmede ülkedeki son grevlere değinen Hamaney, “Bu protestoların bir kısmı rejime ve hükümete yardım etmek ve rejimi bilgilendirmek içindi. Bazı durumlarda yargı organı gibi sorumlu kurumlar işin içine girince işçilerin haklı olduğunu gördüler” dedi.
Hamaney, işçileri rejime karşı çıkmaya kışkırtmakla suçladığı ‘düşmanların çabalarını’ bir kez daha gündeme getirdi. Fransız haber ajansı AFP’ye göre Hamaney “Neyse ki işçiler, kötü niyetli kişilerin protestoları ve mitingleri suistimal etmesine izin vermediler” dedi. Resmî medyanın aktardığına göre Hamaney ‘işçilerin kendileriyle düşman arasına bir sınır çizdiğini ve onların durumdan faydalanmalarına izin vermediğini’ kaydetti. Hamaney işçilerin ağzından konuşurken daha da ileri giderek “Düşmandan nefret ediyoruz ve rejimle dostuz” dedi.
Washington'un Tahran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesiyle 2018'den bu yana İran ekonomisi ABD yaptırımlarından, yüksek enflasyondan ve ulusal para biriminin (riyal) dolar karşısında erimesinden etkilendi.
Öte yandan Öğretmenler Sendikası Sözcüsü Muhammed Habibi'nin ailesini ziyaret eden bir grup sendika aktivistine güvenlik güçleri saldırdı. Öğretmen Sendikaları Koordinasyon Kurulu Telegram kanalından yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin ziyarette bulunanları darp ettiğini ve bunun sonucunda kuruldan kadın bir üyenin kalp krizi geçirmesi üzerine hastaneye kaldırıldığını bildirdi.



Arap ve İslam ülkelerinin ortak bildirisinde, Netanyahu'nun Büyük İsrail’e ilişkin açıklamaları kınandı

Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)
Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)
TT

Arap ve İslam ülkelerinin ortak bildirisinde, Netanyahu'nun Büyük İsrail’e ilişkin açıklamaları kınandı

Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)
Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)

31 Arap ve İslam ülkesinin dışişleri bakanları ile Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) genel sekreterleri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Büyük İsrail ile ilgili açıklamalarını kınayan ortak bir bildiri yayınladı.

Ortak bildiride, Netanyahu'nun açıklamalarının Arap ulusal güvenliği, devletlerin egemenliği, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barış için doğrudan bir tehdit oluşturduğu, uluslararası hukuk kurallarını ve uluslararası ilişkilerin temellerini ciddi şekilde ihlal ettiği belirtildi.

Bildiride, Arap ve İslam devletlerinin uluslararası hukuka saygı göstererek barışı güçlendirecek tüm önlemleri alacağı vurgulandı.

(facebook gönderisi)(facebook gönderisi)

Aşırı sağcı İsrailli bakan Bezalel Smotrich'in ‘E1’ bölgesindeki yerleşim planını onaylamasının en sert ifadelerle kınandığı bildiride, Smotrich'in Filistin devletinin kurulmasını reddeden ‘aşırı ırkçı’ açıklamaları da kınandı.

Bildiride şu ifadeler yer aldı: “İsrail'in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde egemenliği yoktur. Yerleşim planını ve İsrail'in tüm yasadışı uygulamalarını kesin olarak reddediyoruz. Filistin topraklarını ilhak etmeyi amaçlayan İsrail'in niyet ve politikalarının tehlikesine karşı uyarıyoruz.”

Bildiri, İsrail'in ideolojik ve ırkçı hayallere dayanmasının çatışmayı alevlendirdiğini; bölgesel ve uluslararası güvenliği tehdit ettiğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)

Bildirinin devamında, “İsrail'in saldırılarını, soykırımı ve etnik temizliği kınıyor ve Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanmasını talep ediyoruz. Uluslararası topluma, İsrail'e saldırıları durdurması ve Gazze Şeridi'nden çekilmesi için baskı kurmasını ve yeniden inşa sürecinin başlaması için hazırlık yapmasını talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

Bildiride, Filistin devletinin, Arap ve uluslararası destekle, Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze Şeridi'nde de yönetim sorumluluklarını üstlenmesi gerektiği vurgulandı.

Bildiriye imza atan ülkeler şunlar: Suudi Arabistan, Cezayir, Bahreyn, Bangladeş, Çad, Komorlar Birliği, Cibuti, Mısır, Gambiya, Endonezya, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler, Moritanya, Fas, Nijerya, Umman, Pakistan, Filistin, Katar, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen.