Yemen’e sığınan Afrikalı mültecilerin sayısı gün geçtikçe artıyor

Yemen’e sığınan Afrikalı mültecilerin sayısı, salgın döneminden önceki sayılarına ulaşıyor

Aden’deki mülteciler insani yardım alırken (Kızılhaç)
Aden’deki mülteciler insani yardım alırken (Kızılhaç)
TT

Yemen’e sığınan Afrikalı mültecilerin sayısı gün geçtikçe artıyor

Aden’deki mülteciler insani yardım alırken (Kızılhaç)
Aden’deki mülteciler insani yardım alırken (Kızılhaç)

Yemen’in geçici başkenti Aden’in doğusundaki el-Besetin bölgesindeki mütevazi bir evde Biza adlı Etiyopyalı genç bir kadın ve annesi yaşıyor. İki kadın, Etiyopya kahvesi servis etmek için evin bir bölümünü dükkana çevirmiş durumdalar. Ancak yerli halkı çaya düşkün olması ve bu kahve türünü pek tercih etmemesi nedeniyle ürünlerine talebin düşük olmasından şikayet ediyorlar. Gelgelim, bu iki kadın ve Yemen'de 10 yıldan fazla zaman geçiren başka Etiyopyalılar, hala bir Avrupa ülkesine sığınmayı düşlüyor.
Genç kadın, Husiler tarafından ele geçirilmeden önce Sana'da geçirdiği yılları yad ediyor. O günlerin, Yemenli birçok erkek ve kadınla arkadaş olabildiği güzel günler olduğundan bahsediyor. Büyük bir Etiyopya topluluğu veya Etiyopyalı annelerden doğan Yemenlilerin olduğunu ve Etiyopya kahvesi ve yemeği sunan dükkanlara büyük bir rağbet olduğunu söylüyor. Sana'ya dönebilmek için barışın geri gelmesini temenni ediyor.
Annesiyle birlikte Yemen'e gelişlerinin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Etiyopyalı genç kadın, savaş yıllarının en zor zamanları olduğunu söylüyor. Sana’yı terk etmek zorunda kaldığını, bir gözaltı merkezinin yakılıp içeride onlarca Etiyopyalının can verdiğini ve Husilerin Etiyopyalı mültecilerin çoğunu sınır dışı ettiğini söylüyor. Annesiyle hayatlarına baştan başlamak zorunda kaldıklarını belirten genç kadın, Khor Makser bölgesindeki uluslararası kuruluşların ofislerinin yakınında teneke ve kumaştan yapılmış bir kampa yerleştiklerini ardından Aden şehrinin kenar semtlerine taşınmaya zorlandıklarını ifade ediyor.
Aslında genelde gençlerden oluşan Etiyopyalı mültecilerin büyük bir kısmı Avrupa'ya sığınma arzusunu paylaşmıyor. Bunun yerine, Şarku'l Avsat’a verdikleri röportajlarda Körfez ülkelerinden birine gidip orada çalışmak istediklerini söylüyorlar. Bu mültecilerin çoğu, Cibuti'den Kızıldeniz kıyılarına varana kadar tehlikeli yolculuklar yaparak ülkelerindeki çatışmalardan kaçtı. Uluslararası kuruluşların başka bir ülkede bellerini doğrultmasına yardımcı olacaklarına güvenmiyorlar. Bu kuruluşların sadece Etiyopya'ya gönüllü geri dönüş uçuşları düzenleyebileceklerini söylüyorlar.
Başka bir ülkeye taşınma umutlarının olmamasına karşın, Karma Göç Merkezi (MMC) bu yılın ilk çeyreğine ilişkin raporunda, Afrika Boynuzu'ndaki altıncı kurak mevsimin yerinden edilme sürecini şiddetlendirdiğini ortaya koydu. Etiyopya'da 3,5 milyondan fazla insan kuraklık nedeniyle ülke içinde yerinden oldu. Somali'de kuraklık ve çatışmalardan etkilenen yaklaşık 1,5 milyon yerinden olan insan var. Yaklaşık 100 bin Somalili, mülteci kamplarına sığınmak için Kenya sınırını geçti.
MMC’ye göre bu dönemde, Yemen'e 41 bin 453 mülteci ve göçmen geldi. Geçen yıl bu sayı 19 bin 652’ydi. MMC, bu artışın, doğu rotası boyunca hareket eden mülteciler ve göçmenlere ilişkin salgın öncesindeki sayılara geri dönüşün habercisi olduğuna dair uyarıda bulundu.
Buna karşılık MMC, gönüllü olarak ülkeye geri dönen Yemenlilerin sayısında yüzde 41'lik bir düşüş gözlemledi. Geri dönenlerin sayısı geçen yılın son çeyreğinde 15 bin 922'ye ulaşırken bu sayı şu anda 9 bin 438'i geçmiyor. MMC, Yemen'de gittikçe kötüleşen insani krizin ve Körfez ülkelerine giriş ve ulaşımın zorluklarının, özellikle Etiyopyalı göçmenlerin Afrika Boynuzu'na dönüşündeki artışın nedeni olduğuna dikkat çekti.
Buna karşılık, Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Cibuti'deki Obuk’tan Somali'deki Bari'ye doğru en çok kullanılan kıyı biniş noktalarındaki hareketlerde önemli bir değişim gözlemledi. Buna Yemen kıyılarındaki ulaşım noktalarında bir değişiklik eşlik etti. Şabva ili kıyılarına gelenlerin sayısında bir artış kaydedilirken Lahic ili kıyılarına gelenlerin sayısında bir miktar azalma oldu. IOM, değişikliğin değişen hava koşulları ve deniz gelgitinin yanı sıra Cibuti Sahil Güvenlik tarafından artırılan devriyelerden kaynaklanabileceğini belirtti.
MMC’nin verilerine göre, Yemen’e bu yılın ilk çeyreğinde gelen mülteci ve göçmen sayısı 41 bin 453’e ulaşırken bu sayı geçen yıl aynı dönem 19 bin 652’ydi. Öte yandan, ülkesine dönen Yemenlilerin sayısında yüzde 41'lik bir düşüş yaşandı. Bu yıl 9 bin 438 kişi dönüş sağlarken geçen yılın son çeyreğinde bu sayı 15 bin 922’di.
MMC, kadın ve kız çocuklarının devamlı istismara uğradığına ve bunun toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakalarına yol açtığına dair uyarıda bulundu. Şebva ilinde Somali kıyılarından gelen mültecilerin karaya indirilmesindeki artışın ardından, göçmenlere yönelik düşmanlığın artmasıyla Şebva'dan Marib'e yeni gelenlerin olduğunu bildirdi. Zira göçmenler Marib'e vardıklarında, kaçakçılık ağları tarafından sıkı denetime maruz bırakılıyor ve yardım kuruluşlarının kendilerine ulaşması zor oluyor.



Güney Lübnan'a hava saldırısı… İsrail bir Hizbullah üyesinin ‘ortadan kaldırıldığını’ duyurdu

Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
TT

Güney Lübnan'a hava saldırısı… İsrail bir Hizbullah üyesinin ‘ortadan kaldırıldığını’ duyurdu

Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)

Lübnan Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kenti yakınlarında bulunan el-Gaziye kasabasının girişinde bir aracı hedef alan hava saldırısında bir kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, İsrail ordusu da bir Hizbullah üyesinin ‘etkisiz hale getirildiğini’ duyurdu.

Halk Sağlığı Acil Durum Operasyon Merkezi'nden yapılan açıklamada, “Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca İsrail tarafından yapılan saldırı bir kişinin ölümüyle sonuçlandı” denildi.

Bölge, Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunuyor. El-Gaziye kasabası, İsrail ile Hizbullah arasında bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar sırasında birçok kez vuruldu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre, 27 Kasım'dan bu yana iki taraf arasında yürürlükte olan ateşkese rağmen İsrail, Hizbullah unsurlarını hedef almaya devam ederken, İsrail'in Güney Lübnan'da üst üste dördüncü kez ölümcül saldırılar gerçekleştirdiği kaydedildi.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, hava kuvvetlerinin ‘Sayda bölgesinde hassas bir saldırı gerçekleştirdiğini ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah'ı öldürdüğünü’ bildirdi. Abdullah'ın ‘Hizbullah'ın iletişim sistemlerinin Lübnan genelinde, özellikle de İsrail sınırına yakın güney bölgelerinde konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğu belirtildi.

AFP muhabiri, saldırının el-Gaziye ile Sayda arasındaki otoyolda dört çeker bir aracı hedef aldığını, aracın yanarak kül olduğunu ve araçtan siyah dumanlar yükseldiğini söyledi.

Olay yerinde onlarca kişi toplanırken, Lübnan askerleri aracın etrafında güvenlik kordonu oluşturdu. İtfaiyeciler yangını söndürerek bir vinçle aracı olay yerinden kaldırdı.

İsrail ordusu bu hafta başında, Lübnan'da Hizbullah üyelerini hedef alan operasyonlar başlattığını duyurdu.

Bir yılı aşkın süredir devam eden ve Eylül 2024'ten itibaren açık savaşa dönüşen çatışmaların ardından Hizbullah ile İsrail arasında ABD arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail, özellikle güney ve doğuda olmak üzere Lübnan'ın çeşitli bölgelerine saldırılar düzenlemeye devam ediyor.

Sayda yakınlarındaki el-Gaziye'de İsrail hava saldırısında hedef alınan aracın önünde toplanan insanlar (AFP)Sayda yakınlarındaki el-Gaziye'de İsrail hava saldırısında hedef alınan aracın önünde toplanan insanlar (AFP)

İsrail, askeri yapı açısından ağır darbeler vurduğu ve başta eski genel sekreteri Hasan Nasrallah olmak üzere çok sayıda liderinin öldürüldüğü savaşın ardından Hizbullah’ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguluyor.

Anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinden  çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının sökülmesini öngörüyordu.

Lübnan, uluslararası topluma, İsrail'e saldırılarını durdurması ve 18 Şubat'ta sona eren çekilme süresinin ardından kuvvetlerini tuttuğu beş tepeden çekmesi için baskı yapması çağrısında bulunuyor.