Somali Başbakanı Şarku’l Avsat’a konuştu: İstikrarı yeniden tesis etmek için çabalıyoruz

Somali Başbakanı Hamza Berri, Şarku’l Avsat’a ülkesini kıtlık ve kuraklıktan kurtarmak için borç krizinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti

Başbakanı Hamza Berri, bir grup özel kuvvetin askeri üsteki mezuniyet törenine katıldı (Şarku’l Avsat)
Başbakanı Hamza Berri, bir grup özel kuvvetin askeri üsteki mezuniyet törenine katıldı (Şarku’l Avsat)
TT

Somali Başbakanı Şarku’l Avsat’a konuştu: İstikrarı yeniden tesis etmek için çabalıyoruz

Başbakanı Hamza Berri, bir grup özel kuvvetin askeri üsteki mezuniyet törenine katıldı (Şarku’l Avsat)
Başbakanı Hamza Berri, bir grup özel kuvvetin askeri üsteki mezuniyet törenine katıldı (Şarku’l Avsat)

Acımasız ‘terörizm’, kısır bir kuraklık ve birikmiş borçlar ile mücadele etme çerçevesinde Somali Başbakanı Hamza Berri, hükümetinin vatandaşlarını kıtlık ve kuraklık tehlikelerinden kurtarmak için Arap dünyasının ve uluslararası toplumun desteğe dayanarak, borç ve terör krizlerini bu yılın sonuna kadar bitirmeye çalıştığını açıkladı.
Şarku’l Avsat, umre yaptıktan sonra Kutsal Topraklar’dan dönüş yolunda Kahire'de üst düzey Somalili yetkili ile bir araya gelerek, Somali’nin şu anda karşı karşıya olduğu zorlukları ve geleceğe yönelik büyük umutları görüştü.
İşte röportajın tamamı;

-Eş Şebab Hareketi ile çatışmanız hususunda sahada durum nedir?
Bu terör grubuna karşı yürüttüğümüz mücadelede bugüne kadar büyük başarılar elde ettik. Hükümet üç eksen üzerinde çalıştı: Birincisi askeri çatışma. Ve Somali topraklarının yüzde 80’i kurtarıldı. Ordu, 2023’ün sonuna kadar tüm Somali topraklarını özgüdrleştirme çabasının bir parçası olarak kalan küçük yüzdeyi özgürleştirme hareketine karşı halkın desteğiyle operasyonlarını yoğunlaştırmaya devam ediyor. Ekonomik çatışmaya ilişkin ikinci eksen ise hükümetin, yaklaşık 300 banka hesabını ve 250 telefon hattını kapatarak ve harekete ait bir dizi mali bakiyeyi dondurarak terörist grubu kontrol etme kararlarını içeriyordu. Hükümet ayrıca, Somalili iş insanlarıyla iletişim kurarak onların bu terör hareketine desteğini kesmeyi başardı ve onlar da hükümetle iş birliği yapmaya başladı. Böylece harekete ağır bir ekonomik darbe indirildi.
Üçüncü eksen ise fikri mücadeleyi içeriyor. Hükümet, dini söylemi yenilemek ve bu terörist grup hakkındaki gerçeği ve onların İslam’la hiçbir ilgisi olmadığını açıklamak için Somalili alimlerden yardım istedi.

-Ancak paranın ülkenizdeki teröristlere geri akmamasını nasıl sağlayacaksınız?
Somali'nin ‘terörizm’ ile mücadele ve ülkeye güvenlik ve istikrarı geri getirme taahhüdünü kesinlikle yineliyoruz. Paranın hareketini ve eş-Şebab’ın yararına kaçırılma şeklini ortaya çıkarmak için mali akışı takip eden devlet kurumlarının kurulması da dahil olmak üzere, mali politikaları gözden geçirerek terörizmin finansman kaynaklarını kurutmak için çalışıyoruz. Ayrıca kara para kaçakçılığına karışanların kontrol edilmesine katkıda bulunan yasalar hazırlamaya çalışıyoruz.

-Son zamanlarda Somali hükümetini, eş-Şebab’a karşı bu şekilde savaş ilan etmek için daha fazla çaba sarf etmeye iten değişkenler nelerdir?
Eş-Şebab terör hareketinin savunmasız vatandaşları topluca katletmesinin yanı sıra insani yardımın yoksullara ve yerinden edilmiş Somali halkına ulaşmasını engellemesi de dahil olmak üzere çeşitli nedenler var. Hareket, faaliyetlerini Somali’nin komşu ülkelerini tehdit edecek şekilde genişletmenin yanı sıra, Somali’nin kalkınma planlarını ve yeniden inşa operasyonlarını da engelledi ve kategorik olarak reddetti. Dolayısıyla Somali’nin güvenlik ve istikrarına yönelik büyük tehdit oluşturması ve Doğu Afrika’da El Kaide’ye bağlı en güçlü grup olması nedeniyle bu harekete karşı topyekûn bir savaş başlatmak gerekiyordu.
-Tahmininize göre eş-Şebab yurt dışından finansal veya askeri destek alıyor mu?
El Kaide ve DEAŞ terör örgütlerinin başını çektiği, herkes için açık olan bir ‘uluslararası terör hareketi’ var ortada. Hareket, bu sistemin ayrılmaz bir parçasıdır. Herkes biliyor ki bu hareketi Somali’nin güvenlik ve istikrarını bozma ve zenginliklerine el koyma amaçlarına ulaşmak için destekleyen gizli taraflar var. Ancak şu an Somali devletinin yeniden inşasına ve tüm topraklarının terörden kurtarılmasına olanak tanıyan bu vahşi teröre karşı tek elden çabalıyoruz.

-Terörizme karşı savaşı ışığında, uluslararası düzeyde dayatılan, Somali ordusuna yönelik silahlanma yasağının devam etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Garip bir durum olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bu menfur terörizmle mücadele etmek için ambargonun kaldırılmasını talep ettik ve etmeye devam ediyoruz. Somali Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletler’e (BM) yönelik terörün kökünü kazıma ve Somali’ye yönelik silah ambargosunu kaldırma çabalarımızı destekleme çağrısını destekliyoruz. Aynı şekilde Somali hükümeti, Afrika Birliği’ne de Somali’nin istikrarını yeniden tesis edebilmesi için ulusal güçlerin güvenlik sorumluluğunu üstlenmesinin önünde bir engel olan ambargonun kaldırılmasına yardım etmesi çağrısında bulundu.

-Eş-Şebab ile karşı karşıya gelmeniz çerçevesinde bazı taraflar, kabilelerin savaşa katılımını mı eleştiriyor?
‘Teröre karşı savaş’, terörist hareketin kontrolü altındaki bölgeleri eski haline getirmek ve özgürleştirmek amacıyla Somali halkının tüm kesimlerine yönelik bir savaştır. Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud’un eş-Şebab’a karşı koymada önemli bir faktör oluşturan Somalili kabile liderleriyle iletişim de dahil olmak üzere, farklı temellere dayanan net bir mücadele planı var. Son dönemde, hükümet ve kabileler arasındaki ilişkiler büyük bir gelişmeye tanık oldu.

-Eş-Şebab’a karşı savaşta katılımcıların rolünün geleceğine ilişkin vizyonunuz nedir?
Somali’nin tamamı, hükümetin çabalarını destekliyor ve kabilelerin rolü, hükümetin çabalarını desteklemek ve bağımsız siyasi partiler açmakla son bulacak. Hükümet ayrıca, programı kapsamında, kurtarılmış tüm bölgelerde tüm temel hizmetleri sağlamanın yanı sıra, terörist hareket tarafından aldatılan gençleri rehabilite edecek, onları Somali silahlı kuvvetlerine entegre edecek ve onlara uygun olanaklar sağlayacaktır.

-Terörist grupları ortadan kaldırmak ve devleti yeniden inşa etmek için şu an Somali’nin neye ihtiyacı var?
2023 yılında önemli meseleleri tamamlamayı hedefliyoruz. Bu meseleler, Somali’nin Doğu Afrika Grubu ticaret pazarına katılımına ek olarak ülkeyi teröristlerden kurtarmak, geçici anayasayı tamamlamak, ulusal uzlaşmayı sağlamak, sosyal hizmetler sağlamak ve borç affı sürecini tamamlamaktır. Aynı şekilde hükümet, çalışmalarını üç ana başlık üzerinde yoğunlaştırıyor.
Birincisi terörle mücadele yoluyla toprağı özgürleştirmek.
İkincisi, önümüzdeki Eylül ayında Somali’nin birikmiş borçlarına son vermek. Üçüncüsü, Somali anayasasının bu yıl sonuna kadar tamamlanması. Geçiş anayasasının yeniden yazılması ve nihai hale getirilmesi konusunda önemli ilerleme kaydedildi.

-Somali'nin borç sorunu nereden çıktı?
Onu ortadan kaldırmak için uzun bir yol kat ettik. Kardeş ve dost ülkelerin teröre karşı savaşında ve devletin yeniden inşasında Somali’ye sağladığı büyük Arap desteğini takdir ediyoruz. Arap ülkelerini, ‘istikrarı, kalkınmayı ve devleti yeniden inşa etmeyi amaçlayan Somali çabalarını desteklemek için ortak Arap sorumluluğuna dayalı olarak’, Arap devletlerine ve fonlarına borçlu olunan Somali dış borçlarının affedilmesine katkıda bulunmaya çağırıyoruz. 2023 yılı sonuna kadar Somali’nin birikmiş borç sorununun biteceğini söyleyebilirim.

-Somali’deki hükümet sistemine yönelik iç meydan okumalardan bahsedersek, önceki yıllarda yaşanan bir gerginlik döneminden sonra başbakan ile cumhurbaşkanı arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirirsiniz?
Somali’de anlaşmazlıklar dönemi sona erdi. Şimdi terörizmi ortadan kaldırmak, devlet kurumlarını yeniden inşa etmek ve savaşın yok ettiği şeyleri yeniden inşa etmek için tüm devlet kurumları arasında dayanışma ve uyumun sağlandığı yeni bir döneme başlıyoruz.

-‘Ulusal uzlaşı’ çabalarınız hangi noktaya ulaştı?
Tüm hızıyla devam ediyor. Cumhurbaşkanı ve hükümet, savaş bölgelerinde Somali halkının acı çekmesini önlemek, terörün pençesinden kurtarılan bölgelere sosyal hizmetler ulaştırmak amacıyla güvenlik ve istikrarın sağlanması çerçevesinde savaş bölgelerindeki sivillerin istikrara kavuşturulması ve korunması için özel bir başkanlık elçisi atanması da dahil olmak üzere uzlaşma sağlama konusunda çok istekli.

-Yerel yönetimlerle ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
Somali’de hüküm süren federal sistem çerçevesinde iyi bir ilişki mevcut. Terörizmi ortadan kaldırmak ve Somali'nin her yerinde kapsamlı bir kalkınma sağlamak olan tek bir amaç üzerinde koordinasyon vardır. Federal hükümet ile Somali eyaletlerinin yöneticileri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin, terörle mücadele sürecini ve Mogadişu ile Somali eyaletleri arasında güvenlik ve istihbarat alışverişinde iş birliğini artıracağına inanıyorum. Bu da terörle mücadele için Somali Cumhurbaşkanının planının desteklenmesine yansıyacaktır.

-Şu anda Somali’nin acil sorunları nelerdir?
Terörle mücadelenin yanı sıra, kırk yılın en kötüsü olan kuraklığın ülkede şiddetlenmesi nedeniyle halen Somali’de ağır bir insani krizle karşı karşıyayız. Arap ülkelerindeki kardeşlerimize, besi hayvanlarının telef olması ve tarımsal mahsullerin yok edilmesinin ardından yaklaşık 7,8 milyon Somaliliyi kıtlık hayaletinden kurtarmak için acil insani yardım sağlamaları için çağrıda bulunuyoruz. Ayrıca 1 milyon kişi, geçim kaynaklarını ve günlük gıda ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini kaybettikten sonra insani ihtiyaçlarını karşılamak için kırsal alanlardan mülteci kamplarına ve büyük şehirlere göç etti. Durum böyle devam ederse maliyet, felaket olabilir. Çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere Somali nüfusunun yaklaşık yarısı, kuraklığın ülkenin her yerini vurmasının ardından kötüleşen insani durum nedeniyle risk altında. Etkilenenleri desteklemek ve Somali’nin daha önce tanık olduğu krizin tekrarını önlemek için acil önlemler ve insani yardım alınmadığı takdirde, ciddi gıda güvensizliği ile karşı karşıya kalan insan sayısının artması bekleniyor.



ABD yaptırımları, Kolombiyalıları Hızlı Destek Kuvvetleri'ne kazandıran bir şebekeyi hedef alıyor

El Faşir'den yerinden edilmiş insanlar Batı Darfur'daki Tavila kasabasının eteklerinde toplandı (AFP)
El Faşir'den yerinden edilmiş insanlar Batı Darfur'daki Tavila kasabasının eteklerinde toplandı (AFP)
TT

ABD yaptırımları, Kolombiyalıları Hızlı Destek Kuvvetleri'ne kazandıran bir şebekeyi hedef alıyor

El Faşir'den yerinden edilmiş insanlar Batı Darfur'daki Tavila kasabasının eteklerinde toplandı (AFP)
El Faşir'den yerinden edilmiş insanlar Batı Darfur'daki Tavila kasabasının eteklerinde toplandı (AFP)

Amerika Birleşik Devletleri dün, Sudan'daki savaşı körüklemek, eski Kolombiyalı askerleri askere almak ve aralarında çocukların da bulunduğu askerleri Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) için savaşmaya eğitmekle suçlanan dört kişi ve dört kuruluştan oluşan uluslararası bir ağa yaptırım uyguladı. ABD Hazine Bakanlığı yaptığı açıklamada, çoğunluğu Kolombiyalı uyruklu kişilerden ve Kolombiyalı şirketlerden oluşan bu ağa yaptırım uygulandığını belirtti.

ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı John K. Hurley, “Hızlı Destek Kuvvetleri, bebekler ve çocuklar da dahil olmak üzere sivilleri hedef alma istekliliğini defalarca göstermiştir. Vahşetleri çatışmayı derinleştirmiş ve bölgeyi istikrarsızlaştırarak terörist grupların büyümesine elverişli koşullar yaratmıştır” ifadelerini kullandı. Hurley, Kolombiyalı paralı askerlerin yardımıyla HDK’nin 18 aylık bir kuşatmanın ardından 26 Ekim 2025'te el Fasir'in kontrolünü ele geçirdiğini belirtti.


Sudan ordusuna ait bir uçak iniş yapmaya çalışırken düştü ve tüm mürettebat hayatını kaybetti

Sudan askerleri, başkent Hartum'da tahrip edilmiş askeri araçların yanından geçiyor (Arşiv-Reuters)
Sudan askerleri, başkent Hartum'da tahrip edilmiş askeri araçların yanından geçiyor (Arşiv-Reuters)
TT

Sudan ordusuna ait bir uçak iniş yapmaya çalışırken düştü ve tüm mürettebat hayatını kaybetti

Sudan askerleri, başkent Hartum'da tahrip edilmiş askeri araçların yanından geçiyor (Arşiv-Reuters)
Sudan askerleri, başkent Hartum'da tahrip edilmiş askeri araçların yanından geçiyor (Arşiv-Reuters)

İki askeri kaynağa göre, Sudan ordusuna ait bir nakliye uçağı dün ülkenin doğusundaki bir hava üssüne iniş yapmaya çalışırken düştü ve bütün mürettebat hayatını kaybetti.

AFP, askeri bir kaynağa dayanarak, Ilyushin askeri nakliye uçağının Digna Hava Üssü'ne iniş yapmaya çalışırken teknik bir arıza nedeniyle düştüğünü bildirdi.

Başka bir askeri kaynak ise Ilyushin Il-76 uçağının bütün mürettebatının öldüğünü belirtti.

Sudan ordusu, askeri uçaktaki personel sayısını açıklamadı ve resmi bir kayıp rakamı da yayınlanmadı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Sovyet tasarımı Ilyushin-76 kargo uçağı, uzun zamandır Sudan ordusunun bel kemiğini oluşturuyor ve cephe hatları arasında malzeme ve personel taşımak için kullanılıyor.

Bu olay, Sudan'ın dünyanın en kötü insani krizlerinden birini yaşadığı bir dönemde meydana geldi.

Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Muhammed Hamdan Dagalo liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Nisan 2023'ten beri devam eden savaş, on binlerce insanın ölümüne, yaklaşık 12 milyon insanın ülke içinde yer değiştirmesine veya yurt dışına sığınmasına ve altyapının tahrip olmasına yol açtı.


Hızlı Destek Kuvvetleri, Sudan'ın en büyük petrol sahasının kontrolünü ele geçirdi

Sudan ve Güney Sudan'ın paylaştığı stratejik Heglig petrol sahası, (Arşiv -Reuters)
Sudan ve Güney Sudan'ın paylaştığı stratejik Heglig petrol sahası, (Arşiv -Reuters)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri, Sudan'ın en büyük petrol sahasının kontrolünü ele geçirdi

Sudan ve Güney Sudan'ın paylaştığı stratejik Heglig petrol sahası, (Arşiv -Reuters)
Sudan ve Güney Sudan'ın paylaştığı stratejik Heglig petrol sahası, (Arşiv -Reuters)

Sudan ordusuna karşı mücadele eden Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Güney Sudan sınırındaki Kordofan bölgesinde bulunan ülkenin en büyük petrol sahasını ele geçirdi.

HDK dün yaptığı açıklamada, eyaletteki son ordu kampı olan "90. Tugay"ı ele geçirdikten sonra Batı Kordofan eyaleti, petrol kuşağı ve petrol kasabası Heglig'in kontrolünü ele geçirdiklerini duyurdu. Bu sırada hükümet güçleri ve petrol işçileri Güney Sudan'a çekildi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Heglig petrol sahası, Sudan'ın en büyüğü ve Güney Sudan'dan ihraç edilen ve hükümet gelirinin büyük kısmını oluşturan petrolün ana işleme tesisidir. Saha, altın madenlerinin yanı sıra diğer önemli petrol tesislerinin de bulunduğu Kordofan bölgesinin en güneyinde yer almaktadır.