Otomotiv pazarındaki durgunluk ve yolsuzluk İran Sanayi Bakanı Emin’i koltuğundan etti

Reisi’nin ‘mafya ve nüfuzun kötüye kullanımıyla’ mücadele edeceğine dair söz vermesine rağmen milletvekillerinin çoğu İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Rıza Fatımi Emin’in görevden alınmasından yana oy kullandılar.

Reisi, İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Rıza Fatımi Emin’in gensoru oturumunda konuştu. (AP)
Reisi, İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Rıza Fatımi Emin’in gensoru oturumunda konuştu. (AP)
TT

Otomotiv pazarındaki durgunluk ve yolsuzluk İran Sanayi Bakanı Emin’i koltuğundan etti

Reisi, İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Rıza Fatımi Emin’in gensoru oturumunda konuştu. (AP)
Reisi, İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Rıza Fatımi Emin’in gensoru oturumunda konuştu. (AP)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Rıza Fatımi Emin’in otomotiv pazarının kötüleşen koşulları karşısında performansını savunamaması ve özellikle daha önce hakkında verilen gensoru önergesinin oylandığı bir oturumu İranlı milletvekillerine onlarca otomobil vererek etkilemeye çalışmakla suçlanması sonucunda bakanı koruma mücadelesinde bir kez daha yenildi.
Fatımi Emin’in gensoru oturumuna katılan Reisi, hükümetinin ekonomi politikasını savunarak milletvekillerinin önünde ‘yolsuzluk, rantçılık, ekonomi mafyası ve (yetkililer arasında) nüfuzun kötüye kullanılmasıyla’ mücadele etme sözü verdi. ‘Otomotiv mafyasıyla’ mücadele edilmesi gerektiğini de vurgulayan Reisi, hükümetinin ‘yolsuzluk dosyalarını hasıraltı etmediğini’ belirttiği konuşmasında şunları söyledi:
“Yolsuzluk, sağlıksız ilişkiler ve yönetimde yetersizlik gördüğümüz her yerde, daha bizden istenmeden kendimiz duruma müdahale edeceğiz. İktidardaki izlenimimiz, meclisteki arkadaşlarımızın kendi seçim bölgeleri ve insanlar için meseleleri gündeme getirdikleri yönündedir. Yetkililerin cevap vermesi gerekir. Karar milletvekillerinin ve milletindir.”
Meclis mensupları, Fatımi Emin’i ‘otomobil fiyatlarındaki keskin artışı ve endüstriyel üretim maliyetlerindeki artışı’ kontrol edememekle suçlayarak iyi bir performans sergileyemediği gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdiler.
Bakan için yapılan gensoru oylamasına 290 milletvekilinden 272'si katıldı. 162 milletvekili bakandan güvenoyunun çekilmesi yönünde oy kullanırken, 102 milletvekili buna karşı çıktı. İki milletvekili çekimser kaldı. Meclis Başkanlığı altı oyun geçersiz olduğunu açıkladı.
Böylece İran Meclisi geçtiğimiz kasımdan sonra ikinci kez bakan hakkında gensoru oylaması yapmış oldu. İlk gensoru oylamasında Fatımi Emin güvenoyunun çekilmesine karşı çıkan 182 milletvekilinin desteğini alırken, 84 milletvekili görevden alınmasını desteklemiş ve altı milletvekili ise çekimser kalmıştı.
Geçtiğimiz günlerde Fatımi Emin’in görevden alınmasını destekleyen bazı milletvekilleri, bir önceki oylamada bakanın milletvekillerine onlarca otomobil verip oylama sürecini etkileyerek milletvekillerinin oyunu aldığını belirtmişti. Milletvekili Ahmed Ali Rıza Beygi, Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ofisine bağlı Doleta Bahar internet sitesi aracılığıyla 70 adet dört çeker otomobil alan 70-75 milletvekilinin yer aldığı bir liste yayınlamıştı.
Milletvekili Beygi oylamanın öncesinde, meclisteki milletvekillerinin oylamanın gidişatını değiştirmek üzere yeni otomobiller aldıkları iddiası nedeniyle hakkında yapılan bir şikayet üzerine mahkemeye çağrıldığını duyurmuştu. Milletvekili, otomobilleri alan meslektaşlarının bir taslak listesini yayınlamadan önce, İranlı İşçiler Haber Ajansı (ILNA) ile yaptığı bir röportajda suçlamalarını dile getirmişti. Fatımi Emin’in aleyhindeki gensoru oylamasının öncesinde Meclis Milletvekillerinin Davranışlarını Denetleme Komisyonu Sözcüsü Milletvekili Musa Gazanfer Abadi, komisyonun ‘Beygi’nin açıklamalarının asılsız olduğuna karar verdiğini’ söylemişti. Komisyonun inceleme toplantısında Beygi’nin arabaların alınmasının azil talebinden milletvekillerinin imzasını çekmesi karşılığında olduğunu söylemediğini aktarmıştı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Fatımi Emin, gensoru oylamasından önceki son savunmasında adını aklamakta ısrarcıydı.
“Bırakın 70 arabayı, bir tane araba almış bir kişi gösterin” diyen Fatımi Emin kendisini eleştirenleri hükümet ile meclis arasındaki ilişkileri bozmak ve rejimin haysiyetiyle oynamakla suçlayarak “Yolsuzlukla en çok mücadele eden bu hükümeti böyle bir ithamla suçlamak psikolojik savaş değil de ne?!” ifadelerini kullandı.
Fatımi Emin “Yolsuzlukla lekelenmedim ancak halkın güveni ve meclisin saygınlığı zedelendi” diyerek bazı İranlı yetkililerle yakın bağları olan baskı gruplarına işaret ederek kendisini ‘Amerikan lobisi’ ile ilişkilendiren gazeteleri de eleştirdi.
İran Dini Lideri Ali Hamaney’in son zamanlarda ikincil meselelerle uğraşılmasına ve ülkedeki ikiyüzlülüğe karşı uyarıda bulunmasına ve daha önce yolsuzluğu yedi başlı ejderhaya benzetmesine atıfta bulunan Fatımi Emin “İkincil meselelerin tuzağına düşmemeli, gecikmeleri ve insanların karşı karşıya olduğu yaşamsal sorunları telafi etmeliyiz (...) Hükümet ve meclis sorunları çözmek için birlikte çalışması gerekirken neden ikiyüzlülük yapıyorsunuz? Bunun çabasında olanlar vatan hainidir” demişti.
Dini Lider Ali Hamaney geçen yılın sonunda, yerel olarak üretilen ürünlerin pahalı olup düşük kalitede olmasını eleştirmişti. Bunların arasında otomobiller de vardı.
Fatımi Emin ayrıca ‘İran otomotiv endüstrisinin hasta ve kronik ağrılar çektiğini’ ve ‘yedi başlı yolsuzluk ejderhasıyla’ mücadele ettiğini söylemişti. Ayrıca üstü kapalı bir şekilde, meclis üyelerini ‘otomotiv mafyasıyla’ danışıklı dövüş içerisinde olmakla suçlamıştı. IRNA’nın aktardığına göre ‘bu endüstrinin ameliyatında yolu yarıladıklarını ve iyileşme belirtileri olduğunu’ da sözlerine eklemişti.
Fatımi Emin, İran otomotiv endüstrisinin bugünlerde yaşadığı sorunları, geçtiğimiz eylül ayında başörtüsünü ‘düzgün takmadığı’ gerekçesiyle Ahlak Polisi tarafından gözaltına alınmasının ardından yaşamını yitiren genç bir kızın ölümüyle protestoların patlak vermesiyle, son zamanlarda otomobil üretimi ve ithalatının durmasına ve İran para biriminin değer kaybetmesine bağlamıştı.
Fatımi Emin arz ve talep arasındaki büyük uçurumun, piyasadaki yüksek otomobil fiyatlarının nedenlerinden biri olduğunu savunarak şunları söylemişti:
“Geçen kasım ayında kur savaşının başlaması, otomobil fiyatlarının artmasına neden oldu. Çünkü geçen aralık ayından bu yana otomobillere olan sahte talepte bir artış gördük (...) Döviz kurlarının yükselmesi Sanayi Bakanlığı'nın elinde değil. Zira ekonomik bir savaş veriyoruz ve otomobil fiyatları değişkenlere bağlı.”
İran Sanayi Bakanlığı'nın faaliyetlerinin İran ekonomisinin yüzde 30'unu oluşturduğunu belirten Fatımi, bakanlığın ülkedeki 90 ekonomik faaliyet alanının 27'sinden sorumlu olduğuna işaret etmişti.
Reuters’a göre Fatımi, 2021'de Reisi’nin seçilmesinden bu yana, ülkenin ekonomik koşullarından duyulan hoşnutsuzluğun arttığı bir ortamda muhafazakar hükümetin görevden alınan ilk üyesi oldu.
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’ndan Milletvekili Sara Fellahi, yapılan bir anketin sonuçlarına göre halkın yüzde 86'sının bakan için gensoru verilmesini onayladığını duyurmuştu. Ancak anketi yürüten tarafı ve ne zaman yapıldığını açıklamamıştı.
Bakan’dan güvenoyunun çekilmesini destekleyenlerden milletvekili Ahmed Resuli Necad bakanlığın piyasada üretilen ve satılan araba sayısına ilişkin verdiği istatistikler hakkında ciddi şüpheleri olduğunu dile getirdi. Milletvekili Nasır Musevi Larkani ise bakanı ‘bakanlığı sabote etmekle’ suçlayarak “Uzmanlara danışmadan bakanlığı yeniden yapılandırdı. Kendisine yakın olanları idari görevlere atayıp uzmanları ikinci plana attı” dedi. IRNA’ya göre, ‘yapı malzemelerinin ortalama fiyatının yüzde 100 arttığını’ vurguladı.
Diğer yandan AFP’ye göre milletvekili Lütfullah Siyahkali, azledilen bakanı sektördeki büyüme hakkında cumhurbaşkanına yanlış rakamlar vermekle suçlayarak “Bir büyüme varsa bunu neden insanların hayatında görmüyoruz?!” dedi ve bakanlığa otomotiv endüstrisini özel sektöre bırakması çağrısında bulundu.
Milletvekili Muhammed Rıza Taceddin ise Emin’in altı ay içinde ikinci kez gensoru oylamasına tabi tutulmasını eleştirerek, bunu meclise karşı ‘yeni bir meydan okuma’ olarak nitelendirdi. Ayrıca ‘devrimci’ meclisin ‘devrimci’ hükümete yaklaşımını da eleştirdi.
Diğer taraftan milletvekili Celil Mir Muhammedi de bakanın gensoru önergesinin geri çekilmesi için meclis üyelerinin 75 adet dört çeker araba almakla suçlanmasını eleştirerek “Kime darbe indiriyorsunuz? Rejimin temel direklerinden biri olan meclise. Hükümet hakkında şüphe uyandırıyorsunuz. Herkesi yolsuzlukla suçluyorsunuz” dedi.



Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
TT

Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)

İsrail'de 7 Ekim 2023'te Hamas'ın düzenlediği saldırıya ilişkin komplo teorileri tehlikeli bir boyuta ulaştı. İktidardaki Likud partisinden Knesset üyesi Tali Gottlieb, saldırı sırasında güvenlik güçlerinin (ordu, istihbarat ve polis) başındaki kişileri, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu devirmek için komplo kurmakla suçladı ve tutuklanıp idam edilmelerini istedi.

Netanyahu'nun yakın çevresinden biri olarak bilinen Gottlieb, güvenlik teşkilatlarının başkanlarının Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırı planından haberdar olduğunu ve bu saldırıyı önleyebilecekleri halde önlemediklerini belirtti.

Güvenlik şeflerinin bunu "ülkeyi Netanyahu'ya karşı öfkeyle doldurmak ve bunun sonucunda halkın sokaklara çıkıp onu devirene kadar yürümesini sağlamak" için yaptıkları suçlamasını sürdürdü. Bu nedenle, "vatana ihanet" suçlamasıyla tutuklanmalarını ve idam edilmelerini talep etti.

Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre Gottlieb, Genel İstihbarat Servisi (Şin Bet) başkanı Ronen Bar'ın "kronik ve son derece tehlikeli bir komplocu" ve "Korkutucu yalanlar yaymada usta" olduğunu söyledi.

Savaşın ikinci günü, yukarıda bahsi geçen 8 Ekim'de Netanyahu'ya "bu kurumların tüm liderlerini görevden alması gerektiğini" söylediğini açıkladı; "Herhangi bir başkan: Genelkurmay, Mossad, Şin Bet ve Ulusal Güvenlik. İhanet ettiler” ifadelerini kullandı.

Gazetecinin “Sence hainlerin cezası nedir?” sorusuna, “ölüm cezası” diye cevap verdi.

Milletvekili, suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma komisyonu kurulmasını reddetti, çünkü “bu askeri liderler yargıçlar üzerinde çok büyük bir nüfuza sahip ve kimse onlara suçlama yöneltmeye cesaret edemez” iddiasında bulundu.

Ona göre “tek çözüm”, “hükümet kararıyla onları görevlerinden uzaklaştırmak. Hükümet herkesten üstündür.”

Komplo teorileri İsrail'de, özellikle de iktidardaki sağ kesim arasında yaygın.

Bazı sağcı destekçiler, “İsrail istihbarat ve ordu mensupları Gazze'de karıncaların bile hareketini biliyorlar, (Hamas'ın) neredeyse alenen planladığı saldırıdan haberi olmamaları mantıklı değil” diyorlar.

Bu kişiler, “gözetleme görevlileri uyarıda bulunmuş ve tatbikatlarla ilgili fotoğraf ve bilgiler sunmuş” olduğunu iddia ediyorlar. Bu nedenle, “7 Ekim'deki saldırıya şaşırmış olmaları mantıklı değil. Ancak haberleri gizlediler ve (Hamas'ı) serbest bıraktılar” iddiasını dile getiriyorlar.

Bu teoriyi savunanlar arasında Netanyahu'nun en büyük oğlu Yair ve Netanyahu'nun hizmetinde çalışan internet ordusu da bulunuyor.