Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Lübnan ve Sudan'dan Suriyelileri kabul etmeyi teklif etti

Suriyeliler, Hartum'daki çatışmalardan kaçmaya devam ediyor. (Facebook)
Suriyeliler, Hartum'daki çatışmalardan kaçmaya devam ediyor. (Facebook)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Lübnan ve Sudan'dan Suriyelileri kabul etmeyi teklif etti

Suriyeliler, Hartum'daki çatışmalardan kaçmaya devam ediyor. (Facebook)
Suriyeliler, Hartum'daki çatışmalardan kaçmaya devam ediyor. (Facebook)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Lübnanlı yetkililer tarafından zorla sınır dışı edilmelerine yönelik artan halk çağrılarının ardından Lübnan'daki Suriyeli mültecileri kabul etmeye hazır olduğunu duyurdu. Dün internet sitesi üzerinden açıklamada bulunan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, çok kötü ve zor insani koşullardan muzdarip olan tüm Suriyeli mültecileri karşılamaya hazır olduğunu vurguladı.
Ordusu ve güvenlik güçleri, ülkenin kuzeydoğusundaki dört Suriye ilinde coğrafi bölgelerin kontrolünü daha kapsamlı hale getirirken Özerk Yönetim ise Sudan'da şiddetli çatışmalar neticesinde mahsur kalan Suriyelilerin tahliyesi için çalışacak bir kriz hücresi kuruyor.
Özerk Yönetim, Suriye'ye dönmek isteyen mültecilerin dönüşünü kolaylaştırmak için Lübnan ile kendi nüfuzundaki alanlar arasında bir insani geçişin açılması için gerekli yardımı ve garantileri sağlaması için Birleşmiş Milletler'e (BM) çağrıda bulundu. İnsani bir sorun teşkil eden bu sorunu çözmek için iş birliği yapılması gerektiğini vurgulayan Özerk Yönetim, tüm mültecileri kabul etmeye, sınırlı imkanları dahilinde hizmet ve yardım sağlamaya hazır olduğunu bildirdi.
Dış İlişkiler Kurulu Eş Başkanı Bedran Çiya Kurd, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Lübnan'daki Suriyelilerin kendi istekleri dışında sınır dışı edilmesi yasa dışıdır. Mülteci koruma değerleri, standartları ve yasalarıyla tutarsızdır. Bu nedenle, bu durum mümkün olan en kısa sürede ele alınmalıdır. Bu dosyayla ilgilenmeye tam olarak hazır olduğumuzu beyan ederiz.”
Özerk Yönetim’in kapılarını yurt dışından Suriyelilere ayrım gözetmeksizin açmasının daha iyi ortamlar sağlama arzusuna dayanan ahlaki bir görevi yerine getirme isteği çerçevesinde açtığına dikkat çeken Kurd, . Lübnan'ın iç krizler ve siyasi, toplumsal, ekonomik yansımalarından muzdarip olduğuna işaretle “Umuyoruz ki Lübnan ve halkı bu açmazı bir an önce aşacaktır” dedi. Aynı zamanda BM’yi bu konuda yardım eli uzatmaya, tüm güvenceleri sunmaya, bu mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için Lübnan ile Özerk Yönetim bölgeleri arasında bir insani koridor açmaya çağırdı.
Sudan'ın başkenti Hartum'da bulunan 150 Suriyeli Kürt aile, silahlı çatışma üçüncü haftasına girerken Özerk Yönetim’e kendilerini tahliye etmeleri çağrısında bulundu. Kötüleşen insani durumlarını ifade etmek için sosyal medyada aktivistleri aracılığıyla imdat çağrılarında bulunan Suriyeli Kürtler, Sudan’da savaş patlak verdiğinden bu yana orada sıkışıp kaldıklarını teyit ettiler. Açıklamada “Çatışma bölgelerinden Çad ve Mısır dahil olmak üzere komşu ülkelere doğru kaçan Suriyeliler, ciddi acılar çekiyor” vurgusunda bulundular.
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında geçtiğimiz ayın ortalarından bu yana süren şiddetli çatışmalarda 15 Suriyelinin yaşamını yitirdiği bildirilmişti. Özerk Yönetim yetkilisi Başkanı Bedran Çiya Kurd, kardeş Sudan'da olup bitenlerden duyduğu derin ve şiddetli endişeyi dile getirdi. Özerk Yönetim’in bu insanların taleplerine cevap verdiğini, Özerk Yönetim bölgelerinden gelen ve Sudan'da mahsur kalan Suriye uyrukluların güvenli bir şekilde geri gönderilmesi için çalışmak amacıyla bir komite oluşturduğunu duyurdu. Özerk Yönetim bölgelerinde yaşayanların güvenliğini takip etmekle görevli kriz hücresinin, orada mahsur kalan Suriyelilere geri dönüş için gerekli tavsiyeleri ve yol haritasını sağlamakla görevli olduğunu belirten Kurd konuya dair şunları söyledi:
“Bu ahlaki ve insani çalışmada bizimle iş birliği yapmak isteyen herhangi bir tarafın elindeki veriler ve yetenekler dahilinde bu idari görevler için destekleyici ve kolaylaştırıcı çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz.”
Ortadoğu ülkelerini etkileyen krizlerin, Sudan’daki dahil olmak üzere yeni çatışma biçimleri yaratacak saha gerçekleri ürettiğine dikkat çeken Kurd, bu ülkenin yeni gelişmelerin yaşandığı sıcak arenalardan biri haline geldiğine işaretle şu değerlendirmede bulundu:
“Hepimiz akıl dilinin istikrara yönelik bir çözümde hakim yaklaşım sağlayacağını umuyoruz. Umuyoruz ki Sudan halkı bizim Suriye'de yaşadığımız felaketleri ve trajedileri yaşamaz. Zirâ savaşın sonuçları kaosa, yıkıma ve göçe, istikrar ve ilerleme yolunun net bir şekilde aksamasına neden oluyor.”



Gazze ateşkesi: Arabulucular garanti krizini nasıl aşacak?

Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucular garanti krizini nasıl aşacak?

Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da bir araya gelerek Gazze Şeridi'nde olası bir ateşkesle ilgili gelişmeleri ele alması bekleniyor.

Ancak Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanların tahminlerine göre, Netanyahu'nun siyasi geleceğinin parçalanmasından korkarak Gazze'deki savaşı kalıcı olarak durdurmayı reddetmesi ışığında, Hamas'ın ısrar ettiği savaşı durdurma garantisi krizi bir ‘ikilem’ olmaya devam ediyor. Arabulucuların savaşı sona erdirecek tüm fikir ve önerilerin tartışıldığı kısmi bir ateşkese gitmekten başka çareleri olmadığına dikkat çeken uzmanlar, Trump'ın İsrail Başbakanı’yla görüşmesi sırasında bu konuyu çözmek için yapacağı baskıya güveniyor.

Hamas dün bu garantilerin önemini vurguladı.

Hamas Siyasi Büro Başkanı’nın Medya Danışmanı Tahir en-Nunu CNN'e verdiği demeçte, “Ciddiyiz ve bir anlaşmaya varmaya hazırız; savaşı sona erdirmek için gerekli şartlar açık olduğu takdirde her türlü teklifi kabul etmeye hazırız” dedi.

dsfrg
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardıman sırasında yükselen dumanlar (AFP)

Hamas liderlerinden Mahmud Merdavi dün yaptığı açıklamada, herhangi bir anlaşmanın ‘saldırganlığın tamamen durdurulması, işgal güçlerinin geri çekilmesi, insani protokole uyulması ve varılacak herhangi bir anlaşmanın fiilen uygulanmasını sağlayacak açık garantilere’ bağlı olması gerektiğini söyledi.

Garanti ikilemi

Geçtiğimiz ay İsrail ile İran arasındaki çatışmaların durmasının ardından yeniden gündeme gelen garanti talebi, müzakerelerin ivme kazandığı bir dönemde güçlü bir şekilde ortaya çıktı.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati pazar akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajda şunları söyledi: “Şu anda masada olan ve üzerinde çalıştığımız şey, bir dizi esirin serbest bırakılması ve ateşkesin sürdürülmesi için gereken ivmeyi yaratacağı umuduyla insani ve tıbbi yardımın mümkün olan en kısa sürede girmesi karşılığında İsrail saldırganlığının 60 günlük bir ateşkesle durdurulmasıdır.”

Abdulati, “İsrail ve İran arasında ateşkes sağlandıktan sonra Gazze Şeridi'ne odaklanmak isteyen bir Amerikan vizyonu var. Gelecekteki herhangi bir anlaşmanın ateşkesin sürdürülebilirliğini sağlamak ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığının yeniden başlamasını önlemek için yeterli miktarda garanti içermesi gerektiğine dair bir Amerikan anlayışı var” ifadelerini kullandı.

xscdfgt
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinliler (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, son ateşkes çabaları hakkında bilgi sahibi olan Filistinli ve Mısırlı kaynaklar, arabulucu rolü oynayan Katar ve Mısır'ın savaşın her iki tarafıyla temaslarını yoğunlaştırdığını, ancak yeni bir görüşme turu için henüz bir tarih belirlenmediğini belirtti.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile dün bir telefon görüşmesi yapan Mısır Dışişleri Bakanı, Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeleri ve iki ülkenin ‘ateşkesi yeniden başlatmak, Filistin halkını bu zulümden kurtarmak, esir ve mahkûmları serbest bırakmak ve Gazze Şeridi'ne acil ve engelsiz insani yardım akışını sağlamak’ için ABD ile ortak çabalarını ele aldı.

Hamas, savaşı sona erdirecek bir anlaşmanın parçası olması halinde kalan tüm esirleri serbest bırakmaya hazır olduğunu ifade ederken, İsrail esirlerin serbest bırakılması gerektiğini ve savaşın sona ermesinin Hamas'ın silahsızlanmasına ve Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaşmasına bağlı olduğunu savunuyor.

‘Dikenli konular’

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Tümgeneral Muhammed İbrahim ed-Duveyri, Hamas'ın talep ettiği garanti krizinin çözümünün kolay olmadığını düşünüyor. Ed-Duveyri, “İsrail'in reddetme ısrarı var. Zira savaşın sona ermesi şu anda Netanyahu hükümetinin yıkılması anlamına geliyor (...) Bu, Filistin hareketinin silahsızlandırılması ve liderlerinin sürgüne gönderilmesi konusundaki ısrarına ek olarak gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.

Ed-Duveyri, arabulucuların, fikirlerin ortaya atılacağı, garantiler hakkında tartışmaların yapılacağı ve şartlarının anlaşmada açıkça belirtileceği geçici bir ateşkese gitmekten başka çaresi olmadığına inanıyor. Ed-Duveyri, “Garantiye ihtiyaç duyan tek şey savaşın durması değil; İsrail'in nihai çekilmesi de bir kriz ve Hamas'ın silahları gibi çetrefilli bir konu. Bu ve benzeri konular nihai statü müzakerelerine ertelenmeli” dedi.

fgthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden Filistinlilerin cenaze töreninde gözyaşı döken bir çocuk (Reuters)

Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, mevcut krizin garantiler ve Washington'un gelecekte savaşı durdurma garantisi konusundaki tutumuna karar vermemiş olmasıyla ilgili olduğuna inanıyor. Er-Rakab, Gazze Şeridi'ndeki zor koşullar ışığında Hamas'ın kabul edeceği geçici bir ateşkesin sonuçlanmasının ardından garantiler krizinin arabulucular tarafından yapılacak sonraki görüşmelerin bir parçası olmasını bekliyor.

Hamas'ın garantiler konusundaki ısrarı, Trump'ın dün yaptığı açıklamada pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile yapacağı görüşmede Gazze ve İran'daki durumu ele alacağını duyurmasıyla birlikte geldi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Trump, “Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını ve esirlerin geri dönmesini umuyoruz ve bunun önümüzdeki hafta içinde gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.

dfgth
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail tarafından bombalanan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)

Netanyahu dün yaptığı açıklamada, geçen ay İran ile 12 gün süren savaşta elde ettiğini söylediği ‘büyük zaferin’ ardından Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki hafta ABD'ye gideceğini söyledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in Gazze savaşının sona erdirilmesi konusunu görüşmek üzere Beyaz Saray yetkilileriyle bir araya gelmek üzere bu hafta Washington'da olacağını belirtti.

Bilgi sahibi Mısırlı kaynaklar dün yerel medyaya, ‘İsrail ve Hamas'ın sadece geçici bir ateşkes değil, kapsamlı bir takas anlaşması yapmaları için son saatlerde Mısır'ın artan baskısı’ hakkında konuştu.

Kaynaklar, çeşitli taraflardan heyetlerin önümüzdeki 72 saat içinde Kahire'ye gelmesinin beklendiğini, her iki tarafı temsil eden şahsiyetlerin ise anlaşmazlık noktalarını çözmek üzere halihazırda Kahire'de bulunduğunu söyledi.

sdfrgty
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)

Kaynaklara göre Netanyahu, ‘kapsamlı bir anlaşmaya varma ihtimali olan müzakereleri engellerken, Amerikalı arabulucu tam bir ateşkesi içeren anlaşmayı onaylaması karşılığında Netanyahu'nun siyasi kariyerini hapishanede sonlandırmayacak şekilde İsrail içinde tam bir beraat üzerinde çalışmayı teklif ediyor.’

Trump ile Netanyahu arasında Gazze konusunda yeni bir geçici anlaşmaya varılması için daha fazla görüşme yapılmasını bekleyen ed-Duveyri, ‘Washington'un bu krizi sona erdirmek için oynayacağı büyük bir rol olduğunu, önyargılı olmaması ve krizi mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için Mısır ve Katar ile birlikte çalışması gerektiğini’ belirtti.

Netanyahu'nun Washington ziyaretinin Gazze Şeridi için yeni bir anlaşmaya varılmasında ‘belirleyici’ olacağına inanan er-Rakab, Trump'ın Netanyahu’ya baskı yaparak Washington'dan ateşkes ilan edebileceğini ve bunun gerçekleşmesi halinde Hamas'ın ateşkesi kabul edeceğini ve ABD’nin anlaşmanın uygulanması sırasında garantilerin görüşüleceği sözünü vereceğini düşünüyor.