Yemen'de barışı sağlama çabalarını desteklemek için yeni bir BM ve ABD girişimi

BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Husi lideri Mehdi el-Maşat ile Sana'da görüştü (Husi medyası)
BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Husi lideri Mehdi el-Maşat ile Sana'da görüştü (Husi medyası)
TT

Yemen'de barışı sağlama çabalarını desteklemek için yeni bir BM ve ABD girişimi

BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Husi lideri Mehdi el-Maşat ile Sana'da görüştü (Husi medyası)
BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Husi lideri Mehdi el-Maşat ile Sana'da görüştü (Husi medyası)

Suudi Arabistan ve Umman'ın Yemen'e barış getirme çabalarına destek olarak, BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ve ABD Yemen Özel Temsilcisi Tim Linderking bölgede yeni bir ziyaret turu başlattı. Grundberg Husilerle görüşmek için pazartesi günü Sana'ya ziyaret gerçekleştirirken, Linderking ise aynı gün Riyad ve Maskat'a gitti.
Yemen sokağı, bölgesel ve uluslararası çabaların, 2015'teki Husi darbesinden beri devam eden Yemen çatışmasında sayfayı çevirecek bir yol haritasıyla taçlandırılmasını umuyor. Husi grubu ise ABD ve İngiltere'nin barış yolunu tıkadığını iddia ederek, daha fazla siyasi ve ekonomik kazanım elde etmek için manevralar yapıyor.
Husi medyası, Husilerin Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat ve gruba sadık diğer liderlerin, barışı tesis etmek için görüşmek üzere BM elçisi Hans Grunberg ve beraberindeki ekiple Sana'da bir araya geldiğini bildirdi.
Husilere ait SABA haber ajansının aktardığına göre Maşat şunları söyledi: “Gerçekler, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e barış getirmeye yönelik tüm girişimlerin önüne engel koyduğunu kanıtladı. Husi grubu ile Suudi Arabistan arasında ne zaman bir yakınlaşma ve uzlaşma olsa, ABD bölgeye ‘talihsiz’ elçisini göndermek için elini çabuk tutuyor ve tüm çabalar başarısız oluyor.”
Gözlemcilere göre Maşat'ın açıklamaları, grubun manevralarını ve bölgesel ve uluslararası arabulucular tarafından önerilen çözümleri benimseme konusundaki ciddiyetsizliğini gösteriyor. Grup politik ve ekonomik kazanımlar ararken, aynı zamanda başta “İran silahlarından vazgeçmek” olmak üzere önemli tavizler vermemeyi amaçlıyor.
Husi medyasına göre Maşat, grubun uyarılarını Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere uluslararası topluma iletmesi için elçiye iletti. Husiler, ABD ve İngiltere'nin gerilimi tırmandırma çabalarına dönmeleri halinde zarar görecekleri tehdidini savurdu. Bu tehdit, grubun bölgedeki ABD ve İngiliz çıkarlarını hedef alacağı anlamına geliyor.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking'in bu ayın başlarında "yeni bir anlaşma sağlamak ve kapsamlı bir barış süreci başlatmak için mevcut çabaları güçlendirmek" üzere Basra Körfezi bölgesine seyahat edeceğini duyurmuştu. ABD'den yapılan açıklamaya göre Özel Temsilci Lenderking, Umman Sultanlığı ve Suudi Arabistan’a yapacağı ziyarette, devam eden müzakereleri ilerletmek ve ortak çabaları görüşmek üzere Yemenli, Ummanlı, Suudi ve uluslararası ortaklarla bir araya gelecek. 
Açıklamada, ABD'nin; Birleşmiş Milletler'in aracılık ettiği ateşkesi ilerletmek için Birleşmiş Milletler, Suudi Arabistan, Umman ve diğer ortaklarla yakın iş birliği içinde çalıştığı belirtildi. Söz konusu ateşkes Yemenlilerin ülkeleri için daha parlak bir gelecek şekillendirmelerine olanak tanıdı ve Yemen'de savaşın başlamasından bu yana en uzun süren sükûnet dönemine izin verdi.
Yemen barışı için yürütülen çabalarda en büyük başarı geçen ay Sana'da Husi grup liderleriyle Suudi Arabistan ve Umman delegasyonu tarafından yapılan görüşmelerde kaydedildi. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre bu görüşmelerde şu konular yer aldı: “Ateşkesi istikrara kavuşturmak, insani yardım hatlarını genişletmek, maaşların iyileştirilmesi, geçişleri açmak, havaalanları ve limanlar üzerindeki kısıtlamaları kaldırmak ve kalıcı bir barış için anlaşma yapmak.”
Husi grup liderlerinin "kaotik" mesajları paralelinde Yemen olaylarını değerlendiren gözlemciler, İran’ın rolü ve bölgesel ve uluslararası baskıların, Husi grubun çağ dışı fikirlerle pekiştirdiği güç iddiasından vazgeçmeye ikna edebileceğini ifade ettiler.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir liderliğindeki Suudi ekibin Sana'da, “insani durum, tüm tutukluların serbest bırakılması ve Yemen'de ateşkes ve kapsamlı bir siyasi çözüm” gibi birçok konuda derinlemesine müzakerelere tanık olunan bir dizi toplantı düzenlediği belirtildi. Bu toplantılar ve tartışmalar “iyimser, olumlu ve şeffaf bir atmosferde” gerçekleşti.
Suudi Arabistan'dan yapılan açıklama durumu netleştirdi, “Daha fazla müzakereye ihtiyaç olması nedeniyle bu toplantılar mümkün olan en kısa sürede tamamlanacaktır. Bu da tüm Yemenli taraflarca kabul edilebilir kapsamlı ve sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşılmasına yol açar.”
BM Güvenlik Konseyi üyeleri, Suudi Arabistan ve Umman heyeti tarafından gerçekleştirilen Sana'a görüşmelerini, “BM Yemen Özel Temsilcisi'nin himayesinde, mutabık kalınan görev tanımına dayalı olarak ve ilgili Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda kapsamlı bir ateşkes ve kapsamlı Yemen-Yemen siyasi görüşmeleri yönünde değerli bir adımı temsil etmektedir." şeklinde değerlendirdiler.
Tüm Yemenli tarafları diyaloğu sürdürmeye, barış sürecine yapıcı bir şekilde katılmaya ve iyi niyetle müzakere etmeye çağıran konsey üyeleri, siyasi bir çözüme ulaşmayı ve nihayetinde Yemen halkının acılarını sona erdirmeyi amaçlayan çabalara güçlü desteklerini sürdürdüklerini vurguladılar.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.