Selik animasyonu Suudi Film Festivali’nin açılışını yapacak

Selik, Suudi Film Festivali’nde gösterilecek. Filmin yönetmeni Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda filmde yeni teknolojinin kullanıldığını vurguladı

Selik, ötekiyle iletişim kurma krizini kurgusal bir biçimde ele alıyor
Selik, ötekiyle iletişim kurma krizini kurgusal bir biçimde ele alıyor
TT

Selik animasyonu Suudi Film Festivali’nin açılışını yapacak

Selik, ötekiyle iletişim kurma krizini kurgusal bir biçimde ele alıyor
Selik, ötekiyle iletişim kurma krizini kurgusal bir biçimde ele alıyor

“Selik” aslında pirinç ve sütten yapılan lezzetli bir Suudi yemeği, ancak yeni bir sanatsal yön ile sinematik bir yemeğe dönüştü. Bir Arap film festivalinin açılışında gösterilen ilk “stop motion animasyon” olacak olan “Selik”, Suudi Film Festivali’nin Dahran’daki dokuzuncu oturumunda açılış töreninde gösterilecek. Animasyon filmlerin açılış şovları arenasına girdiğini gösterdiğinden bu, dikkat çekici bir olay.
Suudi Arabistanlı Yönetmen Afnan Bavyan, Cidde kentindeki El-Beled bölgesini bir çalıştaya katılmak için ziyaret ettiği sırada fikri netleşen filmin öyküsünü Şarku’l Avsat’a anlattı. Bu yaşananlar, babasının ölümünden kısa bir süre sonraydı. Bavyan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Annemin yaşlanması ve güçlerinin zayıflaması, beni o aşamada yaşlılara ne olduğunu düşünmeye sevk etti. Büyüyünce değişiyorlar mı ve dolayısıyla kişilikleri de değişiyor mu? Yoksa yeni gelişmelere açık hale mi geliyorlar? Yoksa etraflarında değişen zaman mı?"

Filmin soruları
Bavyan, Cidde'deki El-Beled bölgesini gezerken bu soruların kendisine eşlik ettiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Üzerime düşen sorumluluktan kaçıyormuş gibi hissettim, bu yüzden oturdum bu soruları düşündüm ve yaşlıların zaman içinde otomatik olarak değişmesine neden olan durumu araştırdım. Bu yüzden Selik filmini düşündüm. Filmde yaşlı bir kadın olan ana karakter annemin (Hacer Hanım) adını taşısın istedim.”


Suudi yönetmen Afnan Bavyan (Şarku’l Avsat)

Bavyan, torunları için haşlanmış pirinç pişiren, onları bekleyen ve torunları gelmeyen bir kadının hikayesini anlatıyor. Bir gün aniden kuşlar mutfağa girer ve selik tenceresine pirinç düşürür. O sırada selik yavaş yavaş iki katına çıkmaya, genişleyip yemek kabından taşmaya başlar ki bu da Hacer Hanım'ın dilini bilmeyen komşuların dikkatini çeker. İşte filmdeki ironi, onlarla ve tüm durumla nasıl başa çıktığı.

Ötekine açık olmak
Yönetmen konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Film sanki diğerine nasıl açılacağı ve yeni gelişmelerle kolayca ve sorunsuz bir şekilde nasıl başa çıkılacağı konusunda sorular soruyor. İnsanlarla iletişim kurmak için aynı dili bile konuşmamız şart değil. Filmdeki yiyecek (selik), ilk kez bu yabancılarla başa çıkmanın yolunu açmanın bir yöntemi olarak ortaya çıktı."
Bavyan, filminin "drama" türünde olduğunu söyleyerek, dört yılı aşan film yapımcılığı deneyimine rağmen yazıp yönettiği ilk film olduğunu belirtiyor. Selik filminin hazırlıkları sorulduğunda Bavyan, ön çekim hazırlıklarının yaklaşık 4 ay sürdüğünü, çekimlerin 3 ay (65 gün) sürdüğünü, post prodüksiyon aşamasının ise 3 ay sürdüğünü belirtti.

Animasyon filmleri
Afnan, filmin tamamlanmasının uzun sürmesini animasyon filmi olmasına bağladı. Zira bu tür filmler yapım aşamalarının uzun olmasıyla biliniyor. Yönetmen, açıklamalarına şöyle devam ediyor: “Bu bir stop motion animasyon filmi. Yani elle veya bilgisayarla çizilmiş değil. Gerçek ama minyatür çekim yerleri oluşturuyoruz. Bir de normal bir kamerayla çekilen, hızlı hareket eden gerçek bebekler var.”
Bavyan’ın açıklamalarına göre bu teknoloji Suudi stüdyolarında bulunmadığı için film Amsterdam'da çekildi. Bavyan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bir programımız, bütçemiz ve gerekli kalitemiz vardı. Bu yüzden Avrupa'da profesyonel bir stüdyo aradık.” Bavyan, çalışmalarını diğerlerinden ayıran farkın "bu şekilde ve bu hassasiyetle yapılmış ilk Suudi filmi" olduğunu söyledi. Yönetmen ayrıca, bu filmde harcanan teknik çaba düzeyi çok büyük olduğundan, bunun birçok kişiyi filmi izlemeye hevesli hale getireceğine dikkat çekti.

Hayal gücü özgürlüğü
Kendisini bu tür filmlere yönelten sebepler konusunda da yönetmen, “Animasyon filmlerinde sıradan fotoğraf filmlerinde bulamadığım geniş bir hayal gücü alanı buluyorum” dedi. Film yapımcılığı dünyasına olan ilgisi hakkında da şunları söyledi: "Hayatın anlamı için sürekli arayışım beni bu dünyaya çekti." Bavyan, filmlerin iletmek istediği anlamları aktarması için kendisine geniş bir alan sağladığını ve bunları sinema aracılığıyla ifade etmenin birden fazla yolu olacağını belirtti.
“Selik” filminin yarın “Sinema Topluluğu” tarafından, Kral Abdülaziz Dünya Kültür Merkezi (İthra) ortaklığında ve Kültür Bakanlığına bağlı Film Kurumu’nun desteğiyle düzenlenen Suudi Film Festivalinin dokuzuncu oturumunda düzenlenen açılış törenine katılan geniş bir sinema seyircisi önünde gösterilecek olması dikkat çekici. Festivalin 11 Mayıs'a kadar devam etmesi bekleniyor. Bu yılki oturum, “komedi” temasıyla gerçekleştiriliyor ve izleyiciler, 48 gösterim grubu ve çocuklar için dört grup halinde 78 film gösterimini dört gözle bekliyor. Festivalde ilk kez farklı bir sinema deneyimi yaratmak için tasarlanan sanal gerçeklik cihazlarıyla 8 film izlenebilecek. Sekiz günlük festival ayrıca bir dizi kültürel seminer ve eğitim atölyesi de sunuyor. Bu bağlamda, kapanış törenine kadar yazarları tarafından kitaplarının imzalanması ve dokuzuncu oturum ödüllerini kazananların isimlerinin açıklanması da eşlik ediyor.



"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)
TT

"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)

Greg Evans 

Tüm zamanların en beğenilen yönetmenlerinden Martin Scorsese, başkalarının davranışları yüzünden artık sinemada film izleyemediğini açıkladı ve hayranları da ona hak verdi.

Taksi Şoförü (Taxi Driver/1976), Sıkı Dostlar (Goodfellas/1990) ve Para Avcısı (The Wolf of Wall Street/2013) gibi klasiklerin arkasındaki 82 yaşındaki yönetmen, diğer izleyicilerin çıkardığı gürültüye ve telefon ekranlarının dikkat dağıtıcı parlaklığına artık tahammül edemediği için sinemaya gitmeyi bırakmış.

Film eleştirmeni Pete Travers'ın blogu The Travers Take'de Scorsese'ye sinema salonlarından neden hoşlanmadığı soruldu.

Travers, "Usta yönetmene neden artık sinemada film izlemediğini sordum ve o da film sırasında telefonda gevezelik eden, atıştırmalık ve şişe şişe gazlı içecek sipariş etmek için salondan çıkan ve oyuncuların sesini bastıracak kadar gürültü yapan izleyicilere verip veriştirdi" diye yazdı.

Ancak Scorsese'ye bu konuda itiraz eden Travers, insanların sinemada hep konuştuğunu ve kendisinin de gençken muhtemelen aynı şeyi yaptığını öne sürdü.

Travers "'Yapma be Marty' dedim, 'Çocukken çenemizi kapatmazdık'" diye ekledi.

Onun [Scorsese'nin] gözleri karardı. 'Evet, belki de' diye kabul etti. 'Ama biz hep film hakkında konuşurduk ve detaylarını tartışarak eğlenirdik' dedi.

Scorsese'nin yorumları o günden sonra viral oldu ve birçok hayranı onun şikayetine katılıyor.

Bir hayran "Haklı. Sinemada bir yerlerden bir telefon ışığı yanmadan 5 dakika bile geçirmek mümkün değil, çok sinir bozucu" dedi.

Başka biriyse şöyle ekledi:

Ne yazık ki yüzde 100 doğru, insanların 15 sterlin (yaklaşık 800 TL) ödeyip sonra da Snapchat/Instagram'da sessiz reels izlemeleri beni hep şaşırtmıştır. Tuhaf, sinir bozucu ve filmi resmen mahvediyor.

Üçüncü bir kişi de "Marty haklı. Sinema adabı tüm zamanların en düşük seviyesinde" dedi.

4. bir hayran espri yaptı:

Ne yaptığınıza bakın hayvanlar, filmlerin papasının film deneyimini mahvettiniz. Hepiniz kendinizden utanmalısınız.

Diğer yandan Scorsese, hayatını kaybeden Papa Francis ve kendisi arasındaki bir dizi sohbetin yanı sıra papanın kamera karşısındaki son röportajını içeren bir belgesel çekmeye hazırlanıyor.

Aldeas – A New Story (Aldeas: Yeni Bir Hikaye) adlı belgeselin yapımcılığını, Papa Francis'in 2013'te kurduğu kâr amacı gütmeyen uluslararası kuruluş Scholas Occurrentes'in film yapım şirketi üstleniyor.

Belgeselin konusu, papanın sinemayı, eğitimi ve topluluk oluşturmayı "sadece bir ifade aracı değil, umut ve dönüşümün yolu" olarak görmesine odaklanan Aldeas adlı sinema programı. Belgeselde, Endonezya, Gambiya ve İtalya'dan programa katılan gençlerin ve kısa film yapma yolculuklarının gösterileceği bildiriliyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment