Britanya'da hırsız kedi: Eşyaların sahibi Facebook'ta aranıyor

Donna Hibbert, Harry'nin (solda) çaldıklarının değerinin toplamda yaklaşık 300 sterlini (yaklaşık 7,5 bin TL) bulduğunu söyledi (Donna Hibbert)
Donna Hibbert, Harry'nin (solda) çaldıklarının değerinin toplamda yaklaşık 300 sterlini (yaklaşık 7,5 bin TL) bulduğunu söyledi (Donna Hibbert)
TT

Britanya'da hırsız kedi: Eşyaların sahibi Facebook'ta aranıyor

Donna Hibbert, Harry'nin (solda) çaldıklarının değerinin toplamda yaklaşık 300 sterlini (yaklaşık 7,5 bin TL) bulduğunu söyledi (Donna Hibbert)
Donna Hibbert, Harry'nin (solda) çaldıklarının değerinin toplamda yaklaşık 300 sterlini (yaklaşık 7,5 bin TL) bulduğunu söyledi (Donna Hibbert)

Birleşik Krallık'ta bir kedi, komşularının kıyafetlerini ve yemeklerini çalıp evine getiriyor. Harry adlı kedinin sahibi Donna Hibbert, eşyaların sahiplerine ulaşabilmek için Facebook'u kullanıyor.
Hibbert, Harry'nin çevredeki evlerden 4 yılda sosis, ayakkabı ve iç çamaşırı gibi birbirinden farklı pek çok mal yürüttüğünü söyledi.
Derby'ye bağlı Darley Abbey'de yaşayan kadın, kedinin sadece geçen hafta 6 eşya çaldığını belirtti.
Harry'nin bunları hediye olarak düşündüğünü söyleyen Hibbert şöyle konuştu:
"Bence kediler, sahiplerine ödül getirmeyi seviyor. Bu davranışın arkasındaki psikoloji de bu…  Harry gördüğü fırsatı değerlendiriyor."
Hibbert, Harry'nin çaldıklarının değerinin toplamda yaklaşık 300 sterlini bulduğunu ifade etti.
Harry'nin kardeşi Luna'nın da eve eşya getirdiğini söyleyen kadın, bunların genellikle cips ya da sigara paketi gibi çöpler olduğunu açıkladı.
Facebook grubundaki paylaşımın ardından bazı eşyalar sahiplerine teslim edildi. Gönderide özür dileyen Hibbert, "Hemen yanımızdaki komşumuz Facebook'taki paylaşımı gördü ve 'Onlar benim. Delirdiğimi sanmıştım' dedi" diye konuştu.
Independent Türkçe, BBC, Telegraph



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe