Lübnan Merkez Bankası Genel Müdürü’nün kardeşi Selame’nin yargı süreci sürüyor

Lübnan yargısı, Mervan Hayreddin ile ilgili Fransız soruşturmasının tutanaklarını teslim aldı

Lübnan Demokrat Partisi Genel Başkanı Talal Arslan (sağda), Beyrut Havalimanı’nda Mervan Hayreddin ile (Twitter)
Lübnan Demokrat Partisi Genel Başkanı Talal Arslan (sağda), Beyrut Havalimanı’nda Mervan Hayreddin ile (Twitter)
TT

Lübnan Merkez Bankası Genel Müdürü’nün kardeşi Selame’nin yargı süreci sürüyor

Lübnan Demokrat Partisi Genel Başkanı Talal Arslan (sağda), Beyrut Havalimanı’nda Mervan Hayreddin ile (Twitter)
Lübnan Demokrat Partisi Genel Başkanı Talal Arslan (sağda), Beyrut Havalimanı’nda Mervan Hayreddin ile (Twitter)

Avrupa adli heyetlerinin, Forry şirketine ait mali dosya ve Lübnan bankalarındaki hesapları ile yurtdışı mali transferleri konusunda Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame’nin kardeşi Raja Selame’yi ve Merkez Bankası Organizasyon ve Geliştirme Direktörü Raja Ebu Asali’yi sorgulaması bekleniyor. Soruşturma hakkında bilgi sahibi olan bir kaynak, Selame’ye yapılan çağrıya henüz bir yanıt gelmediğini, kendisine duruşma tarihinin bildirilip bildirilmediğinden haberdar olmadıklarını söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, “Raja Selame’nin ifadesi, başta Beyrut’taki  Başsavcı Şarbel Ebu Samra’nın denetiminde soruşturmayı yürüten Fransız Yargıç Aude Borezi olmak üzere Avrupalılar için çok önemli ve gerekli olmaya devam ediyor” dedi. Kaynak, “Raja Selame yoktu. Eğer olsaydı, 25 Nisan Salı günü yasal temsilcisi tarafından sunulan sağlık raporunda belirtilen iyileşme süresini ihlal ettiği için ifadesi geçerli olmayacaktı. Raporda bağırsak ağrısı çektiği ve 8 günlük istirahate ihtiyacı olduğu belirtiliyor” açıklamasında bulundu. “Bugün oturumda bulunmaması, Avrupalı ​​müfettişlerle iş birliği yapmaktan kaçındığı anlamına gelir. Geçen haftaki yokluğunun hastalıktan değil, soruşturmadan ve kendisine sorulacak sorularla yüzleşmekten kaçmak anlamına geldiğini gösterir” diyerek, “Raja Selame’yi yeniden sorgulama veya ifadesini dikkate almama konusundaki nihai karar, Lübnan yargısı tarafından değil, Fransız yargıç tarafından verilir” şeklinde konuştu.
Şarku’l Avsat da Savcı Yargıç Gassan Uveydat’ın Fransız tarafından, Borezi’nin Al-Mawarid Bank Yönetim Kurulu Başkanı eski Bakan Mervan Hayreddin ile Paris’te yürüttüğü soruşturma tutanaklarının bir nüshasına ulaştı. Edinilen bilgilere göre Uveydat, bu tutanakları Lübnan dosyasına dahil edilmesi ve 18 Mayıs’ta başlayacak soruşturma oturumlarında onlardan faydalanması için Beyrut’taki ilk soruşturma yargıcı Şarbel Ebu Samra’ya iletti. Lübnan’ın Hayreddin’in tekrar Fransa’ya çağrıldığından haberdar olup olmadığı konusunda ise mevcut bilgiler, ‘Hayreddin’in Lübnan’a dönmesine izin verilmesinin, her ay, bir kez ve periyodik olarak Fransız yargısı önüne çıkarılması şartına bağlı olduğunu’ ortaya koydu. Bu durum da Paris’te yeniden sorgulamanın normal olduğu anlamına geliyor. Ayrıca Hayreddin’in ‘Lübnan’da hala gözetim altında olduğu, başta Riyad Selame, oğlu, erkek kardeşi, Marianne Howayek ve diğerleri olmak üzere Avrupa soruşturmalarına tabi olan herhangi biriyle görüşmesinin veya onlara bilgi vermesinin yasak olduğu belirtildi. Dosya hakkında bilgi sahibi olan kaynaklara göre soruşturmalardaki gelişmeler, yeni bir tur gerektirebilir ve yeni celplerin gerekli olup olmadığı konusunda bir tarih belirlemek, Avrupalı ​​müfettişlere kalmış.
Avrupalı heyetler, 2 Mayıs’ta ‘Ernst & Young’ şirketinin denetçisi Velid Nakfur ve Ghulam Mali Soruşturma Şirketi’nin sahibi Semaan Ghulam’ın ifadelerini dinledi. Oturum hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Ghulam’ın ‘son derece kafası karışmış göründüğünü ve sorgusunun Merkez Bankası’ndan Forry şirketinin hesaplarına gelen paraya odaklandığını’ belirtti. Kaynaklar, “Kendisine yöneltilen sorular, 2021 Kasım ayı ortalarında hazırladığı ve Forry şirketinin özel faaliyetleri yoluyla Merkez Bankası’na para akışı olmadığı belirtilen rapora odaklandı. Raporda ayrıca, Riyad Selame’nin, banka hesaplarından kişisel olarak yararlanmadığı ve özel hesaplarının Merkez Bankası hesaplarından tamamen ayrı olduğu belirtiliyor” dedi. Kaynak, “Ghulam’ın cevaplarının çoğu, ‘bilmiyorum’, ‘hatırlamıyorum’, ‘bilmiyorum’ ile sınırlıydı. Kendisine Riyad Selame ile kişisel ilişkisi sorulduğunda, bunun sadece bir iş ilişkisi olduğunu belirtti. Ancak Ghulam’ın cevapları, Borezi’nin ifadelerinin raporun içeriğiyle çeliştiği konusunda onu uyarmasına neden oldu. Ondan, tüm sorularını yanıtlayan açık bilgiler içeren yazılı bir raporu, cuma günü gelmeden kendisine teslim etmesini istedi” açıklamasında bulundu.
Yargıç Borezi’nin Paris’teki sorgusunun yapılacağı 16 Mayıs gününün yaklaşıyor olmasına rağmen Riyad Selame’ye Fransız sorgusunun içeriğiyle ilgili henüz bilgi verilmedi. Şarbel Ebu Samra’ya yakın kaynaklara göre Selame’nin Paris’te Fransız yargısı huzuruna çıkması, Fransa’daki oturumdan iki gün sonra 18 Mayıs’ta Beyrut’ta yapılması planlanan soruşturmayı iptal etmiyor.



Yeraltında kritik toplantı: İsrail, Hasan Nasrallah'ı nasıl öldürdü?

Analistlere göre Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi İran’ı gerilimi azaltmaya zorlayarak bölgede önemli bir dönüm noktası olabilir (AFP)
Analistlere göre Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi İran’ı gerilimi azaltmaya zorlayarak bölgede önemli bir dönüm noktası olabilir (AFP)
TT

Yeraltında kritik toplantı: İsrail, Hasan Nasrallah'ı nasıl öldürdü?

Analistlere göre Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi İran’ı gerilimi azaltmaya zorlayarak bölgede önemli bir dönüm noktası olabilir (AFP)
Analistlere göre Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi İran’ı gerilimi azaltmaya zorlayarak bölgede önemli bir dönüm noktası olabilir (AFP)

Tony Bouloss

İsrail ordusunun Hizbullah'ın komuta merkezi olarak tanımladığı yeri hedef almasının ardından Hizbullah'ın kalesi olan Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güney banliyölerinde çalkantılı bir gece yaşandı. Bunu İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee tarafından stratejik füze depoları olarak tanımlanan Hizbullah hedeflerine yönelik büyük bir hava saldırısı izledi. Birkaç saat sonra, milyonların beklediği haber bizzat Adraee'den geldi ve Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın saldırıda öldürüldüğü açıklandı.

Ancak herkesin cevabını aradığı şu önemli sorular belirdi: Nasrallah ve Hizbullah liderlerini bu kritik dönemde bir araya getiren toplantı neden yapıldı? Saldırı nasıl ve hangi silahlarla gerçekleşti? Yeraltında neler oluyordu? İsrail tarafından Hizbullah'ın komuta merkezine bağlanan bir tünele düzenlenen şiddetli saldırıdan sonra Hizbullah'ı ne bekliyor?

Tüm bu gizem ve katı sessizlik devam ederken İsrail basınında yer alan haberlerde İsrail ordusunun Hasan Nasrallah'ın tam yerini ve Hizbullah'ın ed-Dahiye bölgesinin merkezindeki ve yerin birkaç kat altındaki komuta merkezine girdiği anı tespit etmesini sağlayan ‘altın an’ diye tanımladığı zamanlamaya değinildi.

sxcdf
İsrail uçakları Nasrallah'a suikast düzenlemek için bir tonluk 85 adet nüfuz edici bomba attı (Alma Research and Education Center)

İsrail ve Batı basınında yer alan haberlere göre söz konusu toplantıda Lübnan'ın güney sınırındaki son gelişmeler ve sahadaki durum değerlendirildi ve İsrail'in tırmandırdığı gerilime karşı nasıl mücadele edileceğinin yolları ve İsrail'in daha geniş çaplı askeri operasyonlar düzenleyebileceği endişesiyle Hizbullah'ın taktiksel hareketlerini ve askeri hazırlıklarını arttırma olasılığı tartışıldı. Tüm bunlar toplantının mevcut gerilime karşı bir plan geliştirmeye yönelik olduğu varsayımını güçlendirdi.

Nüfuz edici bombalar

Basında yer alan bilgilere göre saldırı F-35 uçakları tarafından, her biri 2 bin kilo ağırlığında olan ve yerin 50 ila 70 metre altındaki tahkimatlara nüfuz edebilen yaklaşık 10 adet MK84 nüfuz edici bomba kullanılarak gerçekleştirildi. İsrail televizyonu Kanal 13, bu bombaların yeraltındaki hedef noktadaki yaşam ortamını yok edebilecek sarsıntılara da neden olduğunu aktardı. Hizbullah'ın genel merkezi yerin altındaki 14’üncü katta yer alıyor. Nasrallah'ın saldırı sırasında hangi katta bulunduğu ise teyit edilmedi.

Görüntüler yeraltında birkaç katın varlığını teyit ederken, bazılarında yeraltında büyük bir yıkım ve bombalanan binaların altından yükselen alevler görülüyor.

Öte yandan İsrail basını, ed-Dahiye'ye yönelik hava saldırılarının İsrail Hava Kuvvetleri'nin 119’uncu birimi tarafından gerçekleştirildiğini bildirdi.

Gözlemciler İsrail'in bu saldırıyla sadece Hizbullah'a değil aynı zamanda İran'a da birçok mesaj verdiğini düşünüyorlar. Gözlemcilere göre Nasrallah'ın hedef alınması ve öldürülmesi, Nasrallah'ın 32 yıl boyunca liderliğini yaptığı Hizbullah’a vurulan en güçlü darbe değilse bile, en güçlü darbelerden biri ve bu, Ortadoğu'da önemli bir dönüm noktası. Dolayısıyla onlarca yıldır geçerli olan angajman kurallarında büyük bir değişiklik olabilir.

İran'ın geri çekilmesi

Washington Enstitüsü'nden analist Hanin Ghaddar, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Bölgedeki gerilimi azaltma ya da tırmandırma yolları İsrail saldırısından sonra Nasrallah'ın akıbetine bağlıydı. Şimdi (Nasrallah’ın) ölümü doğrulandığına göre Hizbullah liderliğini kaybetti ve İran'ın ABD-Fransa ateşkes şartlarını kabul etmekten başka seçeneği kalmadı. Nasrallah ateşkes girişimini reddeden tek kişiydi ve onun yokluğunda İran uzlaşmaya zorlanacaktır.”

ABD'nin mevcut gelişmelerle ilgili endişelerine değinen Ghaddar, ABD'nin önünde ‘iki senaryo’ olduğunu, bunlardan ilkinin ‘tehlikeli’, ikincisinin ise ‘daha az riskli’ olduğunu söyledi. Washington’ın Tahran'ın gerilimi azaltma seçeneğini tercih edeceğini umduğunu söyleyen Ghaddar, “Çünkü gerilimin tırmanması ABD ve İsrail'i topyekun bir savaşa sürükleyecektir” dedi. Tahran'ın tutumunda ısrar etmesi halinde gerilimin tırmanması olasılığıyla ilgili olarak ise Ghaddar, bunun Husiler ve Iraklı milislerin eylemlerini yoğunlaştırması ve Hizbullah'ın Golan Tepeleri’nde silahlı çatışmalara başlaması gibi İsrail'e karşı birkaç yeni cephenin açılmasına yol açacağını söyledi.

Misilleme operasyonu

Bu gelişmelerin ortasında, Hizbullah'ın İsrail'e karşı büyük bir misilleme operasyonu düzenlemesi olasılığına ilişkin birçok soru gündeme geldi.

Iraklı ulusal güvenlik ve İran araştırmaları uzmanı Firas İlyas’a göre son saatlerde ortaya çıkan tüm veriler, İsrail'in savaş kararı aldığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor. İlyas, İran'ın İsrail'le savaştan ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınma seçeneğine bağlı kalmasının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Tahran'ın lojistik destek ve kınamadan başka bir şey yapmayacağına ikna ettiğini vurguladı.

sdvcsdv
Son saatlerdeki tüm veriler, İsrail'in savaşa girme kararı aldığına işaret ediyor (AFP)

Washington merkezli Middle East Institute (Ortadoğu Enstitüsü) Suriye Terörle Mücadele Programları Direktörü Charles Lister, Hizbullah'ın misilleme yapma kabiliyetini büyük ölçüde kaybettiğini düşünüyor. Lister, Lübnan'daki çatışma tırmanırken tüm gözlerin Suriye'ye çevrildiğini söyledi.

Topyekûn savaş

Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Lübnanlı yazar ve siyasi analist Ali Haydar, direniş ekseninin, İsrail ve ABD’nin Lübnan’a savaş açma kararlılığı karşısında kaçınmaya çalıştığı seçeneklere doğru yöneldiğini belirtti. İsrail'in Lübnan köylerini ve şehirlerini aralıksız şekilde vurarak büyük bir hata yaptığını söyleyen Haydar, “İsrail, Hizbullah'a geri çekilmesi için baskı yaptığını düşünüyor, ama gerçek şu ki Hizbullah’ın şu an kendi kitlesinden Tel Aviv, Hayfa ve diğer şehirlerin roket yağmuruna tutulması için baskıya uğradığını vurguladı. Hizbullah'ın gerilimi tırmandırmamasının Netanyahu tarafından Lübnanlılara karşı daha fazla saldırı düzenlemek için kullanılabileceğini ifade eden Lübnanlı yazar ve siyasi analist, mevcut gelişmeleri ‘askeri ve siyasi anlamlarıyla büyük bir gelişme’ olarak nitelendirdi. Haydar, mevcut gelişmelerin angajman kurallarını değiştirebileceğini ve İsrail'in derinliklerinde dramatik gelişmelere yol açabileceğini sözlerine ekledi.

Öte yandan İsrail ilişkileri uzmanı Mahmud Yazbek, Netanyahu'nun bölgede İran’ı ve ABD'yi de içine çekecek topyekun bir savaş istediğini ve bir yıl önce planladığı büyük savaşa dönüşeceğini söyledi. Şimdiye kadar Hizbullah'ın bir süre önce başlayan angajman düzeyini koruduğunu ve füzelerini askeri anlamda sınırlı ve belirli alanlara yönlendirmeye devam ettiğini vurgulayan Yazbek, bu durumun şimdi yeni bir gerçekliğe dönüşebileceğini ve Netanyahu'nun da bunu istediğini ifade etti. Yazbek, İsrail'deki siyasi ve askeri analistlerin Nasrallah'ın öldürülmesi ve devam eden İsrail saldırılarına karşılık olarak Hizbullah'ın her an Tel Aviv'e roket yağdırmasını beklediklerini aktardı.

Yeni aşama

Şarku’l Avsat’ın Indepedent Arabia’dan aktardığı habere göre Askeri ve strateji uzmanı Tuğgeneral Elias Hanna, İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah'ın komuta merkezine düzenlediği geniş çaplı hava saldırısının ve Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah’ın öldürülmesinin tehlikeli bir hamle ve devam eden çatışmada önemli bir dönüm noktası olduğuna inanıyor. Bomba başına bin 800 kilograma kadar patlayıcı yükü olabilecek sofistike ve ağır silahların kullanıldığına işaret eden Tuğgeneral Hanna, “Bu da İsrail'in ulaşmak istediği hedefin önemini yansıtıyor” dedi.

dscvdf
Saldırı F-35 savaş uçakları tarafından yaklaşık 10 nüfuz edici bomba kullanılarak gerçekleştirildi (AFP)

Bu tırmanışın İsrail’in Hizbullah'ın askeri yeteneklerinin ve lider kadrosunu zayıflatmayı amaçlayan daha geniş çaplı bir stratejisi çerçevesinde gerçekleştiğini belirten Tuğgeneral Hanna, İsrail’in bu saldırıdan önce Hizbullah'ın saha komutanlarını hedef alan saldırılar düzenlendiğini ve Lübnan ile Suriye arasındaki ikmal hatlarını kesmeye çalıştığını hatırlattı. İsrail'in operasyonlarında yeni bir aşamaya geçerek Hizbullah’ın ‘çekirdek lider kadrosu’ olarak adlandırdığı kesimi hedef alıyor olabileceğinin altını çizdi. Nasrallah'ın öldürüldüğünün teyit edilmesinin tüm bölge için ciddi yansımaları olacağı uyarısında bulunan Tuğgeneral Hanna, bu tırmanışın İsrail'in Lübnan sınırında aldığı askeri tedbirlerle aynı zamana denk geldiğin altını çizerek yedek mühimmat depolarının açıldığını ve birliklere teçhizat dağıtıldığını söyledi. Tuğgeneral Hanna, İsrail’in kuzeyinde altı askeri birliğin harekete geçirilmesinin de olası bir kara harekâtı endişelerini arttırdığına işaret etti.