Suudi Arabistan: Hacı sayısı pandemi öncesindeki sayıya ulaşacak

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Yardımcısı: Hacı sayısı pandemi öncesindeki döneme ulaşacak

Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
TT

Suudi Arabistan: Hacı sayısı pandemi öncesindeki sayıya ulaşacak

Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Yardımcısı Abdulfettah Meşat, Bakanlığın her ülkeden gelecek Hacı sayısını koronavirüs pandemisi öncesi kaydedilen seviyeye döndürmek amacıyla salgın öncesi yürürlükte olan mekanizmayı takip edeceğini belirterek, Hac mevsiminin eşsiz olduğunu ve kutsal mekanlarda tüm hizmetlerin hazır olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Meşat, ilgili makamların Hac mevsiminde ortaya çıkabilecek herhangi bir sağlık veya organizasyonel acil durumla başa çıkmak için ihtiyati planları olduğunu ve bunun Suudilerin kalabalıkları yönetme ve tüm verilerle ilgilenme yetenekleri dahilinde gerçekleştiğine değinerek, ülkedeki ilgili makamların “Mekke Yolu” girişimine katılmak için çok sayıda talep aldıklarını ve bu taleplerin İçişleri Bakanlığı tarafından incelendiğini açıkladı.

Abdulfettah Meşat ile röportaj (Şarku’lA vsat)
Abdulfettah Meşat ile röportaj (Şarku’lA vsat)

Meşat şirketlerin sınıflandırılmasıyla ilgili olarak, bu yıl hizmet veren şirketlerin, ilgili değerlendirme formlarına göre müşterinin (hacı) memnuniyetine göre sınıflandırılacağını söyledi. Bir dizi önde gelen konaklama şirketine rekabetçi hizmetlerin sunulması için fırsat verildiğini söyleyen Meşat, temerrüde düşen şirketlerin sorumlu tutulacağını ve hacıların maruz kaldıkları eksiklikleri telafi edecek mekanizmaların bulunduğunu vurguladı.

Hazırlıklar

Açıklamasında bu yıl hac mevsimini farklı olduğuna işaret eden Meşat, Hac’a gelecek tüm taraflar için hizmet, entegrasyon, koordinasyon ve tüm planlar arasındaki uyum için erken hazırlık yapıldığını ve bunun için Hac ve Umre Bakanlığı ile tüm yetkili makamlar arasında büyük bir ortak çalışma olduğunu aktardı. Ayrıca, operasyonel düzeyde gerçekleşen tüm işlerin sürekli takibi için İş Takip Ofisi (BIMOA) ve Merkezi Hac Komitesi aracılığıyla yürütülen  koordineli bir operasyonel planın oluşturulmasında işbirliği yapıldığını söyledi.

Suudi yetkili, hacılara sunulan tüm hizmetler için erken hazırlıkla ilgili olarak Hac ve Umre Bakanlığı'nın genel stratejisi ile uyumlu olan organizasyon sürecinin önemli bir yönüne değinerek, tüm paketlerin Hac Platformu aracılığıyla yerel platform üzerinden internetle  Avrupa, ABD, Avustralya ve Kanada'dan hacıların  erken hazırlık yapabildiğini söyledi.

Bireysellik

2023 hac mevsiminin önceki yıllardan ayıran özelliklere de dikkati çeken Meşat, bu yılın en önemli özelliğinin tamamen salgın öncesi rakamlara dönüş olduğunu ve bu nedenle sayıların, bakanlığın her ülkeden gelecek hacı sayısını belirlemek için izlediği mekanizma ile pandemi öncesi onaylanan sayıların aynısı olacağını vurguladı.

Meşat doğrudan rakam açıklamazken, Genel İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan veriler 2,4 milyonu aşkın hacı olacağını öngörüyor. Bunlardan 634 binini ise Suudi Arabistan vatandaşı ve ülkede ikamet edenler oluşturuyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Yardımcısı, bu yıl da uzun bir süredir  hacılara elektrik ve su hizmeti sağlayan Kidana Şirketi ile işbirliği yaptıklarını ifade ederek, bu Hac mevsiminde bir çok firmaya hizmet verme imkanı sağlandığını,  çalışmaların sadece geçmiş yıllarda var olan eski firmalar ile sınırlı kalmayarak konaklama ve hizmet sektöründe öncü firmalarla çalıştıklarını bildirdi. Meşat, bunun hacılara en iyi hizmeti sağlamak için şirketler arasındaki rekabetçi pazara yansıdığını aktardı.

Yeni uygulamalar

Mekke Yolu girişimi ve önemi ile ilgili de konuşan Meşat, “Girişime katılmak için birçok ülkeden  talep aldık. İçişleri Bakanlığı liderliğindeki ihtisas komitesi, komite ve bu taleplerle yaptığı çalışma arasındaki koordinasyon yoluyla tüm bu talepler hakkında profesyonel bir şekilde kapsamlı bir çalışma yürütüyor” dedi.

Mekke Yolu’nun tüm hacı adayları üzerinde büyük olumlu izlenim bırakan çok başarılı bir milli fikir olduğunu ve bu yıl hizmetin ilk kez Türkiye'ye verildiğine değinen Meşat, Mekke Yolu üzerinden verilen hizmetlerin pozitifliği çok büyük olduğunu, bunlardan en önemlisinin ise Suudi Arabistan’a giriş mekanizmalarının hızlandırılması ve Rahman’ın misafirlerinin gelmeden önce tüm işlemlerinin tamamlanması olduğuna atıfta bulundu.

Bağlı şirketler

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, bir gözetim çalışma modeline göre, gözetim ve takip için yetenekli bir ekip tahsis etti. Bu yılki tüm hizmetlerin izlenmesi için uzman bir elektronik platform kullanıldığına vurgu yapan Meşat, tüm hacılar için hizmet standartlarını ölçmek üzere 65'ten fazla anket uygulamaya konulduğunu ve bunların stratejik, operasyonel ve denetleyici seviyeler olmak üzere 3 seviyede takip edildiğin bildirdi. Ayrıca, üç seviyedeki izlemenin günlük ve haftalık olduğunu, bu hizmetlerin değerlendirilme ve düzeltilmesi için ihtisas komiteleri sunulduğunu aktardı. Yetkili, Mekke, Medine ve kutsal mekanlarında her birinde izleme ekibinin olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz yıl Mina (Fotoğraf: Adnan Mehdili)
Geçtiğimiz yıl Mina (Fotoğraf: Adnan Mehdili)

Grupları izleme

Grupların özel hizmetleriyle ilgili olarak Meşat, grupları takip etmek ve hacıların resmi, tarihe göre ayrılmalarını sağlamak için modern teknolojilerinin en üst seviyesini kullanan uzman ekiplerin olduğunu söyleyerek, bu yıl bakanlığın  Türkiye, Malezya ve Afrika ülkelerinde yaşayan farklı ülkeler dengelen hacılarla gözlemci ve rehberlere eğitim vermek için yeni bir adım atarak birçok dilde çeşitli kurslar açtığını aktardı. Yetkili ayrıca, Hac ve Umre Bakanlığı ile Spor Bakanlığı arasında, ihlallerin izlenmesi ve kontrol edilmesi sürecinde yardımcı olacak izciler ve korucular sağlamak için bir işbirliği olduğunu dile getirerek, ayrıca İçişleri Bakanlığı’ndaki güvenlik makamlarıyla çalıştıklarını vurguladı.

Teknoloji ve Hac

Meşat, Hac ve Umre Bakanlığı tarafından birkaç ay önce başlatılan yeni teknolojili “Nusuk Hac” Avrupa, ABD ve Avustralya'dan gelen hacılara yönelik en önemli programlar arasında yer aldığını söyleyerek, bu platform tarafından verilen vize sayısının 20 bini aştığını bildirdi.

Suudi yetkili, yakın zamanda hayata geçirilen yeni platformlar arasında, bakanlığa net bir vizyon ve verilen tüm hizmetlerin doğru bir şekilde takip edilmesini sağlayan hizmetlerin izleme ve takip platformu olduğuna dikkat çekti.

Caydırıcılık ve sınıflandırma

Meşat, Hac ve Umre Bakanlığı'nın takip ekipleri aracılığıyla, herhangi bir hizmet vermeyen şirketler konusunda çok sert davranacağını ve hesap vermenin açık olduğunu vurgulayarak, hizmet tahsis etmeyen şirketlerin para cezasına mahkum edileceğini, Rahman’ın misafirlerinin maruz kaldıkları eksiklerin telafi edileceği mekanizmalar geliştirildiğini aktardı.

Yetkili, yurt içi hacı firmaları dışında yurtdışındaki hacılara hizmet için toplamda 16 firmaya ruhsat verildiğini aktardı.

Kalabalık Yönetimi

Salgın hastalıklar ve bunlarla nasıl başa çıkılacağından söz eden Bakan yardımcısı koronavirüs salgınının sona ermesiyle, bu dönemde ortaya çıkabilecek herhangi bir sağlık veya organizasyonel acil durumla başa çıkmak için proaktif ve önleyici ihtiyati planlar olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan'ın geçmiş yıllarda edindiği deneyimle kalabalıkları yönetmek için onurlu modeller geliştirdiğini ve her durumla başa çıkabileceğini vurgulayan Meşat, beş gün boyunca çeşitli limanlardan Suudi Arabistan'a akın eden çok sayıda insanın zaman ve mekan koşulları nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde tekrarlanamayacak bir model olduğunu bildirdi.



Veliaht Prens, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Veliaht Prens, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan bir telefon aldı.

Görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile bu gelişmelerin güvenlik ve istikrarı güçlendirecek şekilde ele alınmasına yönelik çabalar ele alındı.

İki lider ayrıca, Suudi-Fransız ilişkilerini ve birçok alanda iki taraf arasındaki iş birliği alanlarını gözden geçirdi ve karşılıklı ilgi duyulan bir dizi konuyu görüştü.


Muhammed bin Selman, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)
TT

Muhammed bin Selman, Macron ile bölgesel gelişmeleri ve ikili iş birliğini görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. 

Macron’dan gelen telefonla gelen görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile bu gelişmelerin güvenlik ve istikrarı güçlendirecek şekilde ele alınmasına yönelik çabalar ele alındı.

Görüşmede, Suudi Arabistan-Fransa ilişkilerinin seyri ve iki taraf arasında çeşitli alanlarda ortak iş birliği dosyaları ele alınırken, ortak ilgi duyulan bir dizi konu da görüşüldü.


Microsoft yetkilisi: Suudi Arabistan petrol ihracatından yapay zekâ ihracatına geçiş yapıyor

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)
Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)
TT

Microsoft yetkilisi: Suudi Arabistan petrol ihracatından yapay zekâ ihracatına geçiş yapıyor

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)
Suudi Arabistan, Vizyon 2030 ve net siyasi irade sayesinde bölgeyi yapay zekâ çağına taşıyan tarihi bir dönüşüm yaşıyor. (Shutterstock)

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 çatısı altında ulusal dönüşümünü hızlandırırken, bölgesel teknoloji sahnesi de önemli bir kırılma noktasına tanıklık ediyor. Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika Başkanı Naim Yazbeck, Şarku’l Avsat ile yaptığı özel röportajda, “Bölge artık sadece küresel dönüşüme katılmakla kalmıyor, aynı zamanda onu açık bir şekilde yönlendiriyor” dedi.

Yazbeck, Suudi Arabistan’ın bugün teknoloji sahnesinde öncü bir konumda olduğunu belirterek, bunun ‘son yüz yılda benzeri görülmemiş tarihi bir dönüşüm anı’ olduğunu ifade etti. Bu an, ulusal bulut altyapıları, yapay zekâ ve yerli inovasyon kapasiteleriyle şekilleniyor.

Suudi Arabistan Ulusal Dönüşüm Programı

Yazbeck, Suudi Arabistan’daki bu hızlı ilerlemenin arkasında net bir siyasi iradenin yattığını vurguladı. Ülke, altyapısını modernize etmekle yetinmiyor; yapay zekayı tarihsel olarak petrolün oynadığı role eşdeğer stratejik bir sütun olarak görüyor. Petrol on yıllar boyunca ekonominin temelini oluşturmuşken, yapay zekâ artık Suudi Arabistan’ın ekonomik geleceğine dair en önemli yeni kaynak olarak öne çıkıyor.

sdfg
Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika Başkanı Naim Yazbeck (Microsoft)

Yazbeck, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın yakın zamanda ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretin önemli bir mesaj taşıdığını belirtti. Bu ziyaret sırasında yapay zekâ ve ileri teknolojiler gündemin en ön sırasındaydı; bu da Suudi Arabistan’ın küresel etkisi olan bilgi temelli bir ekonomi kurma konusundaki kararlılığını yansıtıyor.

Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın sadece dışarıdan yapay zekâ teknolojisi tüketmesiyle yetinmediği, aynı zamanda yerli kapasitesini geliştirdiği ve bilgi üretim ekosistemi kurarak bunu ihraç edebileceği yeni bir dönemin kapılarını açıyor. Bu adımlar, teknik bağımsızlık ilkesini güçlendirirken, inovasyona dayalı bir ekonominin temelini atıyor.

Suudi teknoloji pazarının özellikleri

Yazbeck, bölgesel teknoloji sahnesinin tamamen benzersiz bir dönüşüm yaşadığını vurguladı. Artık Körfez ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan, yalnızca yapay zekayı benimsemekle kalmıyor; bu teknolojiyi geliştirme ve küresel piyasalara yeniden ihraç etme aşamasına geçmiş durumdalar. Krallık, büyük modelleri çalıştırabilecek ve yüksek düzeyde hesaplama kapasitesi sağlayabilecek ileri altyapılar inşa ediyor; bu da Suudi Arabistan’ı modern tarihinde ilk kez yalnızca teknoloji ithal eden değil, küresel inovasyon denklemine doğrudan dahil bir aktör hâline getiriyor.

Yazbeck, Riyad’da son dönemde gerçekleştirdiği çok sayıda görüşmede, bakanlıklar, düzenleyici kurumlar, ulusal kuruluşlar ve uluslararası şirketlerle yaptığı toplantılarda ortak bir izlenim edindiğini aktardı: “Herkes yapay zekanın ön saflarında olmak istiyor, gerisinde değil.” Ona göre bu hedefler artık sadece slogan olmaktan çıktı; bütçelerin yeniden düzenlenmesi, beklentilerin yükseltilmesi ve proje takvimlerinin hızlandırılması gibi somut icraatlarla desteklenen net kararlar haline geldi.

xascdfg
Suudi Arabistan, gelişmiş bulut ve egemen altyapı kuran ilk ülkelerden biri ve bu sayede yeni teknolojileri sadece tüketmekle kalmayıp, geliştirebilmekte ve yenilikler yapabilmekte. (Getty Images)

Ayrıca Yazbeck, Suudi kurumlarının teknoloji şirketlerinden özellikle veri egemenliği konusunda en yüksek güvenlik standartlarını sağlamalarını talep ettiğini belirtiyor; bu talep finans, sağlık ve eğitim gibi hassas sektörlerde daha da önemli. Aynı zamanda yasal çerçeve hızla bu dönüşümü destekleyecek şekilde gelişiyor. Suudi Arabistan, siber güvenlik, veri yönetimi, bulut bilişim ve yapay zekâ sistemlerini birçok ülkeye kıyasla daha hızlı güncelleyerek, mevzuatı esnek şekilde adapte edebilme kapasitesini önemli bir rekabet avantajı haline getirdi. Yazbeck’e göre, kurumların başarısı yalnızca yürüttükleri yapay zekâ projelerinin sayısıyla ölçülmüyor; bu projelerin ulusal önceliklerle ne kadar bağlantılı olduğu kritik. Yapay zekanın üretkenlik, sağlık hizmetleri, eğitim ve siber güvenlik gibi temel alanların merkezinde yer alması gerekiyor; sadece medya görünürlüğü hedefleyen küçük girişimlerle değil.

Yatırım getirisi denklemi

Yazbeck, yapay zekaya dayalı bir ekonomi inşa etmenin yalnızca ileri veri merkezleri kurmakla sınırlı olmadığını vurguladı. Bu sürecin, önümüzdeki on yıllar için enerji üretimi planlaması ve iletişim ağlarının genişletilmesiyle başladığını belirtti. Büyük yapay zekâ modellerinin fiilen çalıştırılabilmesi, yüksek elektrik kapasitesi ve uzun vadeli istikrar gerektiriyor; Suudi Arabistan da bunu, yenilenebilir enerji ve iletişim altyapısına yaptığı stratejik yatırımlarla sağlıyor. Bu adımlar, Suudi Arabistan’ı önümüzdeki yıllarda küresel çapta ileri düzey hesaplama faaliyetlerine ev sahipliği yapabilecek bir ülke konumuna getiriyor.

xdfg
Microsoft, 2026 yılında Dammam'da yeni bir bulut bölgesi başlatarak sağlık, finans ve kamu sektörlerinde önemli bir dönüşüm gerçekleştirecek. (Microsoft)

Yazbeck, yatırım getirisinin artık en kritik sorulardan biri hâline geldiğini açıkladı. Ulusal düzeyde bu getiri; doğrudan ekonomik büyüme, GSYİH artışı, yeni iş imkânları yaratılması, inovasyon kapasitesinin güçlenmesi, üretkenliğin artırılması ve Suudi Arabistan’ın küresel konumunun pekiştirilmesiyle ölçülüyor. Kurumsal düzeyde ise sonuçlar şimdiden gözle görülür hâle gelmiş durumda. Microsoft Copilot gibi araçların kullanılmasıyla çalışanlar, rutin işleri azaltıp inovasyon için daha fazla zaman ayırarak görevlerini daha hızlı ve kaliteli şekilde yerine getirebiliyor. Yazbeck, önümüzdeki dönemde elde edilen kazanımların, yeni iş modellerinin geliştirilmesi, müşteri deneyiminin iyileştirilmesi, operasyonel süreçlerin basitleştirilmesi ve çeşitli sektörlerde verimliliğin artırılması gibi alanları da kapsayacak şekilde genişleyeceğini vurguluyor.

2026... Büyük dönüm noktası

Microsoft, 2026 yılının ikinci yarısında Dammam’da yeni bir bulut bölgesi açmaya hazırlanıyor. Bu bölgede Azure, Microsoft 365, Dynamics ve Power Platform, siber güvenlik ve yapay zekâ hizmetleri ile Copilot çözümleri de dahil olmak üzere tüm bulut hizmetleri sunulacak. Yazbeck, projenin bölgedeki en büyük ve en modern veri merkezlerinden biri olduğunu belirtti. İnşaatın tamamlandığını ve şu anda testlerin yapıldığını, hizmetlerin kademeli olarak sunulmaya başlandığını aktardı. Yazbeck, bu buluta olan talebin çok yüksek olduğunu, sadece ulusal kurumlardan değil, aynı zamanda hizmetlerini Suudi Arabistan içinde çalıştırmak isteyen uluslararası şirketlerden de büyük ilgi gördüğünü ifade etti; bu kapasite önceden mümkün değildi.

csdfg
Temiz ve büyük veri, başarılı yapay zekâ projelerinin temel dayanağıdır ve Krallık, gelişmiş ulusal veri sistemleri geliştirmek için çalışmaktadır. (Getty Images)

Bu bulutun, sağlık ve finans gibi düzenlemeye tabi sektörler üzerinde anında etkisi olacak. Bu sektörler, ilk kez Suudi Arabistan mevzuatına uygun yerli bulut ve yapay zekâ hizmetlerini kullanabilecek. Yazbeck, Azure ve Copilot hizmetlerinin küçük işletmelerden büyük ekonomik aktörlere kadar tüm kurumlar için geniş ölçekte erişilebilir olacağını ve insan kaynağı ile teknolojik hazırlığın, bu tür dönüşümden hızlı ve etkili şekilde yararlanmanın belirleyici unsuru olacağını vurguladı.

Altyapının ötesine geçen değer

Yazbeck, ulusal bulutun yalnızca teknik kapasite sağlamadığını, aynı zamanda Microsoft’un küresel ortak ekosisteminin Suudi Arabistan’a girişini mümkün kıldığını vurguladı. Bu durum, iş yazılımlarından güvenlik teknolojilerine ve veri analizine kadar binlerce gelişmiş çözümün Suudi kurumları tarafından doğrudan kullanılabilir hâle gelmesi anlamına geliyor. Yazbeck, bu entegre ekosistemin, altyapının kendisinden daha değerli olduğunu belirterek, inovasyonu hızlandırmada ve yeni hizmetler geliştirmede en etkili faktör olduğunu ifade etti.

Egemenlik ve güvenlik

Yazbeck, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, dijital egemenlik kavramının artık hiçbir ulusal teknolojik altyapıda göz ardı edilemeyecek bir unsur hâline geldiğini vurguladı. Suudi Arabistan, bulut hizmeti sağlayıcılarının ulusal hassas altyapıları barındırırken en yüksek güvenilirlik standartlarına uymasını şart koşuyor ve Microsoft da bunu açılış öncesinde sağlamak için çalışıyor. Dammam’daki bulut merkezlerinin faaliyete geçmesiyle birlikte, bu yapılar fiilen Suudi Arabistan’ın egemen altyapısının bir parçası olacak ve en üst düzeyde koruma gerektirecek. Şirket, siber güvenlik alanına yıllık milyarlarca dolar yatırım yapıyor ve bugüne kadar benzeri görülmemiş siber saldırıları püskürtmeyi başardı; bu da ulusal altyapıların karşı karşıya olduğu tehdit düzeyini ortaya koyuyor. Microsoft ayrıca, veri yönetimi, egemen bulut çözümleri, veri sınıflandırma araçları ve kurumlara operasyonel esneklik ve ölçeklenebilirlik sağlayan hibrit seçenekler içeren geniş bir ekosistem sunuyor. Yazbeck, dijital egemenliğin tek bir kavram olmadığını, veri koruma, yasal denetim ve altyapının ulusal sınırlar içinde bulunması gibi bir dizi gereksinimden oluşan bir yelpaze olduğunu belirtti.

Veri... geleceğin mükemmelliğinin kaynağı

Yazbeck, yapay zekanın başarısında verinin kritik rol oynadığını ifade etti. Bu nedenle ulusal düzeyde stratejik tartışmalar, her zaman ulusal verilerin ne kadar hazır olduğu sorusuyla başlıyor. Suudi Arabistan da bugün, İletişim Bakanlığı ve yerli şirketlerle iş birliği içinde, en yüksek standartlara uygun, büyük ve düzenli bir veri ekosistemi kuruyor. Bu ekosistem, Arapça dil modelleri geliştirmek ve küresel ölçekte rekabet edebilecek kapasiteye ulaşmak için temel bir dayanak oluşturuyor. Yazbeck’e göre en etkili yaklaşım, sıfırdan yeni modeller geliştirmek yerine, küresel modellerin yerel verilerle optimize edilmesi. Bu yöntem, süreci hem daha sürdürülebilir hem de daha doğru kılıyor. Ayrıca Yazbeck, sorumlu yapay zekâ çerçevesinin benimsenmesi gerektiğini belirtti; sadece hızın yeterli olmadığını, teknolojinin güvenli ve güvenilir kullanımının en başından itibaren inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Microsoft, ulusal kurumlarla birlikte, kötüye kullanımı önleyen, veri güvenliğini sağlayan ve adil, şeffaf modeller geliştiren politikalar üzerinde çalışıyor. Yazbeck, bu temellerin vatandaşlarla yeni teknolojiler arasındaki güvenin geleceğini belirleyeceğini ifade etti.

Beceri eğitimi... ulusal bir avantaj

Yazbeck, insan becerilerinin ulusal kapasitenin gerçek motoru olduğunu vurguladı. Suudi Arabistan’ın güçlü bir altyapıya sahip olması tek başına yeterli değil; bu altyapıyı çalıştıracak ve geliştirecek yetenekler de gerekiyor. Yazbeck, Suudi gençliğinin ülkenin en büyük rekabet avantajı olduğunu belirtti; zira yeni nesil dijital bir dünyada doğmuş ve modern teknolojilerle doğal bir esneklik ve akıcılıkla etkileşim kurabiliyor.

Son iki yılda Microsoft, İletişim Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı ile ortak programlar aracılığıyla bir milyondan fazla Suudi’ye eğitim verdi. Ayrıca ortak yapay zekâ akademisi, kırkın üzerinde üniversiteden binlerce öğrenciyi mezun etti ve öğretmenleri eğitimde yapay zekâ araçlarını kullanmaları için kapsamlı programlarla destekledi.

Evlat edinmeden liderliğe

Yazbeck, Microsoft’un ulusal bulutun faaliyet gösterdiği ülkelerde etkisini titizlikle değerlendirdiğini vurguladı. Bu değerlendirmeler; istihdam yaratma, GSYİH’ye katkı, start-up şirketlerin büyümesi, iş ortağı ekosisteminin genişlemesi ve bilgi üretiminin artması gibi alanları kapsıyor. Yönelimler, Suudi start-up’ların hızla yapay zekaya dayalı çözümler geliştirmeye yöneldiğini gösteriyor. Bu şirketler, bulut kredileri ve teknik destekten faydalanarak ürünlerini daha hızlı geliştirebiliyor. Yerel yapay zekâ kapasitesinin mevcut olması sayesinde, bu şirketler pazara daha hızlı girebilecek ve ürünlerini ulusal düzenlemelere tam uyumlu şekilde piyasaya sürebilecek.