Şeyh Abdullah bin Zayed: BAE, BRICS’te aktif olmaya çalışıyor

Zayed, ülkesinin grubun üyelik tabanını genişletme yönündeki yaklaşımını desteklediğini vurguladı.

Şeyh Abdullah bin Zayed, Güney Afrika’daki BRICS toplantısına katıldı. (WAM)
Şeyh Abdullah bin Zayed, Güney Afrika’daki BRICS toplantısına katıldı. (WAM)
TT

Şeyh Abdullah bin Zayed: BAE, BRICS’te aktif olmaya çalışıyor

Şeyh Abdullah bin Zayed, Güney Afrika’daki BRICS toplantısına katıldı. (WAM)
Şeyh Abdullah bin Zayed, Güney Afrika’daki BRICS toplantısına katıldı. (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, ülkesinin BRICS grubunun barış, güvenlik ve kalkınmayı teşvik etmek için uluslararası arenada üstlendiği olağanüstü önemi bildiğini ve desteklediğini vurguladı.

Şeyh Abdullah bin Zayed açıklamasında “BAE BRICS, üye devletleri ve kalkınma ve refah ortaklarından dostlarıyla iş birliğini genişletmek ve derinleştirmek için grubun ciddi dostlarından biri olmaktan memnuniyet duyuyor” ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz yılların BRICS grubunun oynadığı rolde artan bir büyümeye tanık olduğuna dikkat çeken Bakan, BRICS ekonomik bloğunun 2001’den bu yana küresel ekonomik büyümenin yüzde 30’unu oluşturduğunu ve bugün BRICS ekonomilerinin küresel ekonomik çıktının yüzde 25’ini oluşturduğunu kaydetti. Bakan “BRICS grubunun en seçkin özelliklerinden biri, uluslararası ekonomik kurumlarla ortaklığı güçlendirmeye yönelik açık yaklaşımı ve dünya genelinde gelişmekte olan ekonomileri temsil etmek için daha geniş bir platform sağlamasıdır” dedi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şeyh Abdullah sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günümüz dünyasının tek taraflı yaklaşım, düşünce ve ideolojiden uzak çoğulculuk arayan bir bölümünde, BRICS grubu kurumsal sistemini geliştirmeye ve gelişmekte olan ekonomileri destekleyen küresel etkisini güçlendirmeye devam etmelidir. Bu doğrultuda, BAE’de bizler BRICS grubunun üyelik tabanını genişletme yaklaşımını destekliyoruz ve grubun aktif ve yapıcı bir parçası olma isteğimizi açıkça ifade ediyoruz.”

Bakan, BAE’nin BRICS grubunun ve üye devletlerinin ortağı olarak bir dizi önemli katkısı olduğuna dikkat çekti. Bu bağlamda BAE’nin sorumlu ve güvenilir bir enerji kaynağı olmasının ve gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelerin sorunlarını temsil eden en önemli seslerden biri olma rolünün yanı sıra, çok taraflı düzeydeki ortak eylemde öncü adımlarını sürdürdüğüne işaret etti. BAE’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da katılan BRICS tarafından oluşturulan Yeni Kalkınma Bankası’na ilk ülke olmasının bunun bir göstergesi olduğunu kaydetti. Aynı zamanda devletin altyapı, gıda güvenliği, temiz enerji, ulaşım ve sanayi alanlarındaki kapsamlı yatırımlarının da bir başka gösterge olduğunu vurguladı.

Bakan açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“BAE, en öne çıkan küresel sıkıntılarla mücadele etmek, iklim ile ilgili çalışmaları teşvik etmek için dengeli ve sürdürülebilir bir yaklaşımı desteklemek ve enerji sektöründe istenen dönüşümü sağlamak için sizlerle birlikte çalışmaya devam ediyor (...) Yapıcı iş birliğine ve ortak hedeflere ulaşmaya dayalı bir geleceği dört gözle bekliyoruz. BAE, şu eksenlere odaklanarak BRICS grubuna desteğini bildiriyor: Birincisi, katılımcılık ve açıklık temellerine dayalı finansal ve ekonomik kalkınmayı desteklemek. İkincisi, diğer ülkelerin iç işlerine karışmama taahhüdünün yanı sıra çatışmalara ve krizlere her zaman barışçıl çözümler bulmaya çalışmak. Üçüncüsü, küresel yönetişim sisteminde adaleti ve temsiliyeti her zaman teşvik etmeye çalışmak.”

Abdullahiyan ile görüşme

Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, ülkesinin bölge ülkeleri ile olumlu iletişim ve verimli iş birliği köprüleri kurmanın ve iyi komşuluk kavramlarını barış ve istikrarın tesis edilmesinin yanı sıra halkları için kalkınma ve refahın sağlanmasına katkıda bulunacak şekilde güçlendirmenin önemine inandığını vurguladı.

Şeyh Abdullah bin Zayed’in açıklamaları, Güney Afrika’nın Cape Town kentinde düzenlenen ‘BRICS Dostları’ toplantısının oturum aralarında İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile yaptığı görüşme sırasında geldi. Görüşmede, iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ilerletmenin ve iş birliğini ortak çıkarları tesis edip bölgenin güvenlik, refah ve istikrarını artıracak şekilde geliştirmenin yolları ele alındı. BAE Dışişleri Bakanı ve İranlı mevkidaşı, bölgedeki gelişmelere ek olarak ortak endişe konuları ve bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulundu.

Fotoğraf Altı: Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bir araya geldi. (WAM)
Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bir araya geldi. (WAM)

Diğer yandan toplantının oturum aralarında Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile de bir araya gelerek iki ülke arasındaki dostluk ve stratejik ortaklık ilişkilerini ve bunları her alanda derinleştirmenin yollarını görüştü. İki taraf ayrıca toplantı gündemine ilişkin çok sayıda mevzuyu gözden geçirerek bölgesel ve uluslararası sahadaki gelişmeleri ele aldı ve görüş alışverişinde bulundu.

Görüşmede Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, BAE-Rusya ilişkilerinin sağlam bir uzlaşı, karşılıklı saygı ve verimli ve yapıcı iş birliği temellerine dayandığını ve ilişkilerin özellikle 2018 yılında iki ülke arasında stratejik ortaklık imzalarının atılmasından sonra hızlı bir büyümeye tanık olduğunu vurguladı. Her iki ülkenin de bu ilişkileri geliştirmeye ve tüm alanlarda ortak iş birliği perspektiflerini her iki halkın yararına olacak ve karşılıklı çıkarlara ulaşılmasını sağlayacak şekilde ilerletmeye istekli olduğuna işaret etti.

Bakan, BAE’nin BRICS ülkeleriyle iş birliğini güçlendirme, tüm toplumlarda kalkınmayı sağlamayı amaçlayan çok taraflı eylemi destekleme, uluslararası barış ve güvenliği koruma ve gelecek nesiller için müreffeh bir gelecek inşa etme arzusunu dile getirdi.

Fotoğraf Altı: Şeyh Abdullah bin Zayed, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştü. (WAM)
Şeyh Abdullah bin Zayed, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştü. (WAM)

Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, toplantının oturum aralarında Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ile de bir araya geldi. Görüşmede iki ülke arasındaki stratejik ilişkiler, iş birliği ve kapsamlı ekonomik ortaklık ve bu ortaklığın başlatılmasından yaklaşık bir yıl sonra elde eden kazanımlar ve bunların iki ülke için sürdürülebilir ekonomik refah sağlamadaki rolü ele alındı. İki taraf ayrıca BRICS Dostları toplantısının gündemiyle ilgili bir dizi ortak öneme sahip meseleyi ve BRICS grubu ile BAE arasındaki iş birliğini geliştirmenin yollarını tartıştı.

Görüşmelerde bölgesel ve uluslararası gelişmeler de gündeme geldi, görüş alışverişinde bulunuldu. BAE Dışişleri Bakanı, ülkesinin ve Hindistan’ın, çeşitli alanlarda ortak çalışma ve verimli ikili iş birliği açısından çok sayıda başarılı döneme tanık olan köklü tarihi ve stratejik ilişkilere sahip olduğunu vurguladı. 2017’de iki ülke arasında kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının ve 2022’de kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının, BAE-Hindistan iş birliği ilişkilerinin seyrinde güçlü bir ivme ve niteliksel bir değişim oluşturduğuna dikkat çekti. İlişkilerin birçok alanda istikrarlı bir büyümeye tanık olduğunu vurgulayan Bakan, örneğin iki ülke arasındaki petrol dışı ticaret hacminin geçen yıl yaklaşık 189 milyar dirheme (51,4 milyar dolar) yükseldiğini kaydetti.

BAE Dışişleri Bakanı toplantı kapsamında ayrıca Güney Afrika Dışişleri Bakanı Naledi Pandor ve Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira ile de bir araya geldi.



Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)

Suudi Arabistan, gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcılara yönelik yeni bir döneme hazırlanıyor. Ülke, ocak ayında yürürlüğe girecek güncellenmiş yabancı mülkiyet yasası ile yabancı birey ve kuruluşların ülke genelinde gayrimenkul edinimini düzenleyecek. Bu sistem, gayrimenkul sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısını artırmayı ve gelir kaynaklarını petrolden bağımsız olarak çeşitlendirmeyi hedefleyen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Söz konusu hedefler, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programıyla uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.

Uygulamadan sorumlu olan Gayrimenkul Genel Otoritesi, yürütme yönetmeliğini hazırlıyor ve yabancıların mülkiyet ve yatırım yapabileceği bölgeleri belirlemeye çalışıyor. Belirlenen detaylar, sistemin yürürlüğe girmesinden önce kamuoyuna açıklanacak.

Yeni yasa ayrıca, uluslararası profesyonellerin ülkede kalmasını desteklemeyi, şehirleşme ve kentsel yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Mülkiyet kapsamı

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil, geçtiğimiz hafta yaptığı bir televizyon röportajında, gelecek ay yabancıların konut amaçlı gayrimenkul edinme sisteminin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan, uygulamanın Suudi Arabistan’daki tüm şehirlerde geçerli olacağını, ancak Mekke, Medine, Cidde ve Riyad olmak üzere dört şehirde yalnızca belirlenen bölgelerde mülkiyetin mümkün olacağını belirtti. Ülkede ikamet eden yabancılar ise birer konut sahibi olabilecek.

Öte yandan, sistemin ekonomik sektörler açısından daha esnek olacağı ve ticari, sanayi ve tarım alanlarında yabancıların tüm şehirlerde mülkiyet ediniminin sınırlama olmadan mümkün olacağı kaydedildi.

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)

Suudi Arabistan Gayrimenkul Genel Otoritesi’nde yabancılar için mülkiyetten sorumlu icra direktörü Fahd bin Süleyman, kasım ayında yaptığı açıklamada, Riyad, Cidde ve kutsal şehirler (Mekke ve Medine) için yabancılara ayrılan bölgelerin hâlâ gözden geçirildiğini ve ‘yakın zamanda’ yeni mülkiyet kurallarını belirleyen yönetmeliklerle birlikte ilan edileceğini duyurdu. Bin Süleyman, söz konusu bölgelerin ‘çok geniş’ olacağını ve büyük ölçekli projeleri kapsayacağını belirterek, bu alanlarda yabancı mülkiyet oranının yüzde 70 ile yüzde 90 arasında olması beklendiğini aktardı. Kutsal şehirlerde satın alma yapacak kişilerin Müslüman olması gerektiğini vurgulayan Bin Süleyman, bunun dışında büyük bir kısıtlama bulunmayacağını ifade etti. Bin Süleyman, “Büyük şartlar yok ve sınırlamalar getirmek istemiyoruz; mevcut yasa ile güncellenmiş yasa karşılaştırıldığında belirgin bir fark görülecek” dedi.

Piyasa tahmini

Uzmanlar ve gayrimenkul sektörü profesyonelleri, güncellenmiş yabancı mülkiyet yasasının yürürlüğe girmesine kısa süre kala, söz konusu sistemin hazır konutlara yönelik ek bir talep yaratacağını ve gayrimenkul piyasasındaki likiditeyi artıracağını belirtti. Uzmanlar, uluslararası şirketlerin Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurmasını teşvik edecek bu sistemin ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme dönemini başlatacağını öngörüyor. Etkinin özellikle Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine ve turistik bölgelere yakın şehirlerde hissedileceği, yasanın etkilerinin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2027 yılı boyunca netleşmeye başlayacağı tahmin ediliyor.

Gayrimenkul uzmanı ve pazarlamacı Sakr ez-Zehrani, konuyla ilgili açıklamasında, yasanın uygulanmaya başlamasının Suudi Arabistan gayrimenkul piyasasında dönüm noktası oluşturacağını belirtti. Zehrani, sistemin, geniş bir kesimin kiralamadan mülkiyete geçmesine yol açarak işlem yapan kullanıcı tabanını genişleteceğini vurguladı.

Zehrani, bu dönüşümün hazır konutlar ve planlı konut projelerine yönelik ek talep yaratacağını, satış ve alım hareketliliğini artıracağını ve piyasadaki likiditeyi güçlendireceğini kaydetti.

Gayrimenkul kalitesinin iyileştirilmesi

Zehrani, yabancıların ticari, sanayi ve tarım sektörlerinde tüm şehirlerde mülkiyet edinmesine izin verilmesinin, uluslararası şirketler için Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurma motivasyonunu artıracağı ve bunun ekonomik faaliyetleri canlandırarak gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı bir büyüme dönemini başlatacağı öngörüsünde bulundu.

Zehrani’ye göre piyasadaki ilk değişiklikler, gayrimenkul ürünlerinin kalitesinin yükselmesi, geliştiricilerin daha yüksek standartlı ve iyi planlanmış projeler üretmesiyle daha geniş bir alıcı kitlesinin taleplerini karşılamaya yönelik olacak. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle organize arz hacminde de artış yaşanacak.

Yeni sistemin fiyat istikrarını da destekleyeceğini belirten Zehrani, çünkü hem yerleşiklerin hem de yabancıların mülkiyeti genellikle uzun vadeli olup kısa vadeli spekülasyonları sınırlayacağını ifade etti. Yasa ile birlikte uygulanacak yasal ve denetim mekanizmalarının şeffaflığı artıracağını ve finans sektörüne, hem yerleşikler hem de yabancılar için özel finansal ürünler sunma fırsatı sağlayacağını söyledi. Bu durumun kredi hacmi ve piyasa likiditesi üzerinde olumlu etkisi olacağı kaydedildi.

Zehrani, yasanın yürürlüğe girmesinin ilgiyi ve sorgulamaları doğrudan artıracağını, ancak piyasadaki işlemler üzerindeki gerçek etkinin kademeli olarak hissedileceğini belirtti. İlk sinyallerin 2026’nın ikinci çeyreğinde, yabancılar ve yerleşikler için ilk işlemlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

Açık göstergelerin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde netleşeceğini belirten Zehrani, uygulamanın ilk yılının geçiş dönemi olacağını, en somut etkilerin ise 2026’nın ikinci yarısı ve sonrasında gözlemleneceğini vurguladı.

Coğrafi konuma bağlı olarak değişen etki

Gayrimenkul ve değerleme uzmanı Mühendis Ahmed el-Fekih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni mülkiyet yasasının etkisinin coğrafi konuma göre farklılık göstereceğini belirterek, en olumlu etkilerin Mekke ve çevresindeki şehirler (Cidde ve Taif) ile Medine’de hissedileceği öngörüsünde bulundu. Riyad’daki gayrimenkul piyasasının ise gayrimenkul mülkiyeti ve yatırımı için yabancı sermayeyi çekmede önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

El-Fekih, turizm sektörüne yatırım yapmayı hedefleyen sermayenin, Mekke’ye yakınlığı nedeniyle Taif gibi turistik bölgelere, ayrıca Abha ve Cizan ile Neom projesine yakınlığı sebebiyle Tebük’e yönelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Uzman, yeni sistemin uygulanmasının ilk yılının piyasanın test edilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi açısından bir geçiş dönemi olacağını, gerçek etkinin ise 2027’de, yani ikinci yıl itibarıyla hissedilmeye başlanacağını vurguladı. Ayrıca, yasanın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ulusal ekonomide gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ve petrol bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayacağını, bu yatırımların Suudi vatandaşlar için yüzbinlerce yeni istihdam fırsatı yaratacağını kaydetti.

Sistem teşvikleri

Suudi Arabistan, Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girecek olan yeni yabancı mülkiyet yasasıyla gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir açılım gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yasayla, Suudi Arabistan’da yabancıların belirlenen coğrafi alanlarda taşınmaz mülkiyeti edinmeleri yasal olarak düzenlenecek. Bu adım, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımları çekmeyi, gayrimenkul sektörünün GSYİH’ye katkısını artırmayı ve ulusal ekonomide petrol dışı gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Yasa ayrıca uluslararası yeteneklerin ülkede istikrarlı şekilde kalmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini hedefliyor.

Yasa kapsamında, yabancılar yalnızca Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği coğrafi alanlarda mülk edinme yetkisine sahip olacak. Bu alanlar, Gayrimenkul Genel Otoritesi’nin önerisi ve Suudi Arabistan Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi onayıyla belirlenecek.

Buna göre, Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar, belirlenen coğrafi alan dışında sadece bir adet konut satın alabilecek. Mekke ve Medine’de mülk edinmek isteyenlerin ise Müslüman olması zorunlu.

Şirketler açısından ise Suudi şirketler yasasına göre kurulan ve hisselerinde yabancı ortak bulunan şirketlere, belirlenen coğrafi alanlarda mülk edinme hakkı tanınıyor; alan dışında ise faaliyet veya çalışan konutları için mülk edinilebilecek.

Yasa, borsaya kayıtlı şirketler, yatırım fonları ve özel amaçlı kuruluşlar için ise Suudi Arabistan genelinde mülk edinme imkânı sağlıyor. Bu haklar, Sermaye Piyasası Kurumu (CMA) tarafından Gayrimenkul Genel Otoritesi ve ilgili kurumlarla koordineli olarak belirlenen düzenlemelerle uygulanacak.

Yasa, özel ikamet programları veya Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle yapılan anlaşmalarla tanınan hakları etkilemiyor ve yabancı mülkiyetine ekstra ayrıcalık sağlamıyor.

Ayrıca, yabancılardan yapılacak taşınmaz işlemleri için değerinin yüzde 5’ini aşmayan bir harç alınacak; detaylar yürütme yönetmeliğinde belirlenecek. Kurallara uymayanlar para cezası veya uyarı ile karşı karşıya kalacak; yanlış beyanda bulunanlara 10 milyon riyale kadar ceza uygulanabilecek ve mahkeme kararıyla gayrimenkulün satışı sağlanabilecek.


Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
TT

Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanında kaydettiği nitelikli ilerlemeyi övgüyle değerlendirerek, ülkenin ulaştığı seviyenin uluslararası ölçekte örnek teşkil ettiğini ve yenilikçi, etkili kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik açık bir kararlılığı yansıttığını söyledi.

Guterres, beraberindeki heyetle birlikte Riyad’daki Dijital Hükümet Kurumu (DGA) İnovasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette Kurum Başkanı Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Suudi Arabistan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Abdulaziz el-Vasıl da hazır bulundu.

BM Genel Sekreteri, gelişmiş bir dijital geleceğin inşasına katkı sağlayacak girişimleri desteklemek için ortak iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

cds
Fotoğraf: DGA

Taraflar, görüşmede dijital hükümetlerin geliştirilmesi, inovasyonun desteklenmesi, dijital dönüşüm ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin artırılması gibi ortak konuları ele aldı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek ve kamu sektörünün etkinliğini yükseltmek için yürüttüğü dijital yetkilendirme çabaları da değerlendirildi.

Toplantıda, kurum ile BM kuruluşları arasındaki iş birliği imkânları; özellikle bilgi paylaşımı, dijital standartların geliştirilmesi, ortaya çıkan teknolojiler ve yapay zekânın etkinleştirilmesi, kapasite geliştirme ve hizmet kalitesini uluslararası ölçekte yükseltecek ortaklıkların kurulması konularında incelendi.

dsec
Guterres'e Suudi hükümetinin dijital stratejisi hakkında görsel bir sunum yapıldı (SPA)

Guterres, İnovasyon Merkezi’nin dijital kapsayıcılık, hizmet tasarımı, eğitim deneyimleri, yapay zekâ ve yeni teknolojiler gibi alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlarını gezerek merkezde sunulan imkânlara ilişkin bilgi aldı.

Kurum ekibi, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet stratejisine ve ilgili BM göstergelerinde kaydedilen ilerlemeye dair bir sunum gerçekleştirerek ülkenin dijital altyapısının olgunlaştığını ve ulusal deneyimin gelişmişliğini ortaya koydu.


Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
TT

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)

Suudi Arabistan'dan gelen yeni bir insani yardım sevkiyatı, Gazze Şeridi'ndeki mağdurlara ulaştırılmak üzere dün Refah sınır kapısından geçirildi.

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin (KSRelief) "Gazze'deki Filistin Halkına Yardım Halk Kampanyası" kapsamında sağladığı yardımlar arasında büyük miktarda gıda sepeti ve çadır yer aldı.

Merkez, kampanya kapsamında bugüne kadar 75 uçak ve 8 gemiyle 7 bin 685 tondan fazla gıda, tıbbi malzeme ve barınma malzemesi ulaştırarak, hava ve deniz köprüsü kurdu. Ayrıca Filistin Kızılayı'na 20 ambulans teslim etti.

sdfg
Suudi Arabistan'dan Gazze'deki afetzedelere yeni bir insani yardım sevkiyatı yolda (KSRelief)

KSRelief ayrıca Gazze içinde 90 milyon dolar ve 350 bin avro değerinde yardım projeleri uygulamak üzere uluslararası kuruluşlarla anlaşmalar imzaladı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre sınır geçişlerinin kapatılmasını aşmak ve yardımların ulaşmasını sağlamak için Ürdün ile ortaklaşa havadan yardım operasyonları gerçekleştirdi.

Bu yardım, Suudi Arabistan'ın Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının çektiği acıları hafifletmek amacıyla merkez aracılığıyla sağladığı yardım çalışmalarının bir uzantısı niteliğindedir. Soğuk ve zorlu yaşam koşulları nedeniyle çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere Filistinliler insani tehlike altındadır.