Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'

Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen "Aramco Nükleer"

Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'
TT

Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'

Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'

İsa Nehari

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki kadim ilişkilere ve ABD'nin dünyadaki ilk nükleer üreticisi olarak işgal ettiği konuma rağmen, iki ülke arasındaki nükleer iş birliği, Arap (Basra) Körfezi'ndeki benzersiz güvenlik ve askerî iş birliğine kıyasla hep mütevazı kalmıştır. 

Dört yıl önce Suudi Arabistan ile ABD arasındaki nükleer enerji görüşmeleri, eski ABD Enerji Bakanı Rick Perry ile Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki görüşmelerin ardından doruğa ulaştı.

O dönemde Reuters haberleri, Riyad'ın iki nükleer enerji istasyonu inşa etmeye başlayıp bunu sonraki on yıllarda yaklaşık 80 milyar dolar değerindeki 16 reaktör inşasına kadar vardırma planlarını doğruladı.

Mart 2019'da Perry, ABD şirketlerinin Suudi Arabistan'a nükleer enerji teknolojisi satmalarına izin veren yedi gizli lisansa onay verdiğini açıkladı. 

Ancak bu çabaların akıbeti, Suudi Arabistan'ın 2008'de "Barış İçin Atom" programı çerçevesinde sivil bir nükleer programı inşa etmek için Washington'la imzaladığı anlaşma bildirisi kadar belirgin olmadı ve bu dosyada kayda değer bir ilerleme kaydedilmedi. 

Aramco Nükleer

Bununla birlikte nükleer enerji alanında ABD ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliği, son zamanlarda yeniden ön plana çıktı.

Amerikalı internet sitesi Semaphore, Suudi Arabistan'ın Washington'a "Aramco Nükleer" adı altında sivil bir nükleer program inşa etmek için iki ülke arasında ortak bir proje yürütmeyi teklif ettiğini belirtti.

Buna göre Riyad, atom enerjisi üretme ve ihraç etme konusundaki ekonomik arzularına erişmeyi ve aynı zamanda ABD ile uluslararası toplumun nükleer silahların yayılmasına ilişkin endişelerini ele almayı hedefliyor. 

Habere göre "Biden yönetimi, savunma ve ekonomi düzeyinde iş birliğini güçlendirmenin yanı sıra Suudi Arabistan ile İsrail arasında bir barış anlaşmasına varmak için son aylarda Riyad'la görüşmeler gerçekleştirdi."

Suudi Arabistan, Washington'dan ülkede barışçıl nükleer enerji sanayisinin geliştirilmesi, güvenliğe riayetin artırılması ve yeni silah anlaşmalarının geçirilmesi konusunda kendisini desteklemesini istedi. 

Yine habere göre Riyad, Amerikan özel sektörle ortaklaşa kurulan Aramco şirketini, iki ülke arasındaki nükleer iş birliğinin gelişebileceği ve on yıllar önce iki ülkeye petrol zenginliklerinden faydalanma imkânı vermesinde olduğu gibi bu iş birliğinin de ekonomik getirilerinden iki ülkenin faydalanabileceği bir model olarak sundu. 

Suudi taraf, Suudi Arabistan Krallığı'nın kendi topraklarındaki uranyumu zenginleştirebilmesi şartıyla Amerikan şirketlerine ve kuruluşlarına Suudi Arabistan'daki nükleer enerji projelerinin geliştirilmesi ve denetlemesinde bir rol verecek olan Arap-Amerikan Nükleer Enerji Şirketi kurma ihtimalinden bahsetti. 

Riyad, Semaphore sitesinde yer alan haberi resmî olarak teyit etmedi. 

Suudi Arabistan'ın hedefleri

Suudi Arabistan dünyanın en büyük ikinci petrol rezervine sahip ülke olmakla birlikte uzun bir süredir nükleer enerjiye ilgi gösteriyor ve ülkenin elektrik ve tuzdan arındırılmış su üretmek ve tükenen hidrokarbon kaynaklarına bağımlılığı azaltmak için artan enerji ihtiyaçlarını karşılamada nükleer enerjinin gerekli olduğunu düşünüyor. 

Son 10 yıl boyunca Suudi Arabistan, aralarında Arjantin, Çin, Fransa, Macaristan, Kazakistan, Rusya, Güney Kore ve ABD'nin bulunduğu ülkelerle çeşitli düzeylerde ve türlerde ikili sivil nükleer anlaşmalar gerçekleştirdi. 

Suudi Arabistan, nükleer programını geliştirmek, hassas atomik ekipman ve malzemelerin taşınmasına izin vermek ve Amerikan şirketlerine hızlı büyüyen Suudi pazarına girme fırsatı tanımak için Washington'la bir sözleşme imzalamaya çalıştı.

Gelgelelim Amerikan tarafının, imzalayan ülkelerin kendi toprakları içindeki reaktörleri için nükleer yakıt üretmesini yasaklayan 123 Barışçıl İş Birliği Anlaşması'nın imzalanması konusundaki ısrarı nedeniyle müzakereler sekteye uğradı.

Washington, askerî amaçlara dönüştürülmesini engellemek amacıyla 123 Anlaşması'nı imzalayan ülkelerin yakıtı yabancı kaynaklardan ithal etmesini istiyor.  

Suudi Arabistan ise nükleer programının ve dünya rezervinin yüzde 7'sini oluşturan devasa uranyum rezervleri tarafından yönlendirilen ekonomik hedeflerinin barışçıl olduğunun altını çiziyor ve nükleer yakıt pazarında bir lider rolü oynamak, hatta ABD'ye ihracatçı olmak istiyor. 

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Selman, bu yılın başlarında "Suudi Arabistan Krallığı'nın, uluslararası yükümlülüklere ve şeffaflık kriterlerine uygun olarak ve isteyen ortaklarla ortak projeler de dahil olmak üzere ulusal uranyum kaynaklarından istifade etmeye kararlı olduğunu" açıkladı.  

Washington'ın rakipleri

Suudi Arabistan'ın nükleer enerjiye yönelmesi, Amerika tarafından tereddütle karşılanırken Wall Street Journal gazetesi, Krallığın nükleer programını Çin'in yardımıyla geliştirdiğini ve ülkenin kuzeybatısındaki el-Ula şehrinde uranyum çıkarmak için bir tesis inşaatı başlattığını belirtti.  

Gazete, 2020 tarihli bir haberinde yeni tesisin kimlikleri belirlenemeyen iki Çinli kuruluşun yardımıyla kurulduğunu, tesise ilişkin ve faaliyete başlayıp başlamadığına dair bundan başka bilginin olmadığını bildirdi. Nükleer silahların yayılmasını önleme uzmanları ise "konumun, Suudi Arabistan'ın taraf sayıldığı uluslararası anlaşmalara aykırı olmadığını" söyledi. 

Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı, coğrafi konuma ilişkin bilgileri kesin bir şekilde reddetti ve yaptığı bir açıklamada detay vermeden, "Krallık, belirli bölgelerde uranyum keşfetmek için Çinlilerle anlaştı. Suudi nükleer programı, nükleer enerji ve onun barışçıl kullanımıyla ilgili tüm uluslararası çerçevelere ve yasalara tamamen uygundur" dedi. 

Geçen yıl Riyad ile Washington arasındaki ilişkilerin gerildiği bir zamanda başta Veliaht Prens Muhammed bin Selman olmak üzere Suudi yetkililer, muhtemelen Washington ile Pekin arasındaki stratejik rekabete işaret ederek, Washington'ın Suudi Arabistan'daki yatırım fırsatlarını kaçırmasının doğuda ABD'nin karşı koymaya çalıştığı taraflar için yalnızca bir mutluluk kaynağı olacağını ima etti. 

Suudi Arabistan-ABD ilişkilerindeki bir durgunluğun ardından sular normale dönmüş görünürken ABD'li yetkililer, iki ülke arasındaki iletişimi güçlendiren ziyaretler için Riyad'a ve Cidde'ye akın ediyor. 

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken cuma günü, önümüzdeki hafta Suudi Arabistan'ı ziyaret edeceğini, orada Körfez İşbirliği Konseyi'nin bakanlar düzeyindeki toplantısına katılacağını ve uluslararası koalisyonun IŞİD'i yenilgiye uğratma hedefine matuf olarak bakanlar düzeyinde gerçekleştireceği toplantısına mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan ile birlikte başkanlık edeceğini açıkladı.  

Blinken bu ziyareti, Pekin'in 7 yıl süren bir husumetin ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesiyle sonuçlanan Suudi Arabistan-İran görüşmelerine ev sahipliği yapmasından aylar sonra gündeme geldi.

Eski ABD'li yetkililer, Çin'in rolünü Ortadoğu'da daha büyük bir rol oynamaya yönelik artan arzusunun bir işareti olarak görüyor. 

Semaphore internet sitesine göre Çin'in ve aynı şekilde Rusya'nın rekabeti, Riyad ile Washington arasındaki nükleer iş birliğini daha da karmaşık hale getiriyor.

Zira Riyad, ABD taleplerine karşılık vermediği takdirde Pekin veya Moskova'nın yardımına başvurabileceğini düşünüyor. 

Ayrıca, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü konuyu, "Biz diplomatik görüşmeleri tartışmıyoruz ve bizzat bu konuyla ilgili haberlerin çoğunun yanlış ve abartılı olduğunu görüyoruz" ifadeleriyle yorumladı. 

Biden yönetiminin tutumu

Semaphore'un haberinde Biden yönetiminin Suudi Arabistan'ın önerisini ciddiye alıp almayacağının belirli olmadığına, ancak bir hatırlatma olarak ABD'nin Ortadoğu'da nükleer silahlanma yarışını önlemeye çalıştığı bir zamanda zor bir seçimle karşı karşıya kaldığına işaret edildi. 

Haber, 2015 yılında eski ABD Başkanı Barack Obama'nın İran'la imzaladığı nükleer anlaşmaya dikkat çekerek bu anlaşmanın Tahran'ı, Birleşmiş Milletler'in desteğiyle kapsamlı bir dahili uranyum zenginleştirme altyapısıyla bırakacağı vurgulandıktan sonra üst düzey ABD'li yetkililerin İran'ın nükleer programını etkisiz hale getirmek için güç kullanımını ihtimal dışı görmemekle birlikte bu anlaşmayı canlandırmaya kararlı oldukları belirtildi. 

Amerikalı internet sitesi Suudi Veliaht Prens'in, ülkesini azılı rakibinden daha az yetenekli bırakan herhangi bir seçeneği kabul etmesinin muhtemel olmadığına dikkat çekerek 2018 yılındaki şu açıklamasını hatırlattı:

Suudi Arabistan, nükleer bir bombaya sahip olmak istemiyor. Ancak İran'ın nükleer bir bomba geliştirmesi halinde aynısını yapacaktır.

Nükleer reaktör teknolojisi, ABD'nin tekelinde değil. Nitekim ABD Demokrasileri Savunma Vakfı'nın geçen nisan ayında yayınladığı bir araştırmaya göre Çin ve Rusya gibi ülkeler, ABD'nin 123 Anlaşması ile yaptığı gibi nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülükleri dayatmaksızın, çeşitli sivil nükleer ürünler ve hizmetler sağlayabilir.

Bununla birlikte Rusya, Çin veya başka herhangi bir taraf, Suudi Arabistan'a zenginleştirme ve yeniden işleme teknolojisi sağlarsa ABD bu gelişmelere Nükleer Madde Tedarikçileri Grubu (NSG) aracılığıyla karşı koyabilir.

NSG, ihracatı kontrol etmek için tasarlanmış ve bağlayıcı olmayan bir sistemdir ve üyelere nükleer silahlanmayı önleme standartlarına uymayı şart koşar.

Bu standartlara, bu tür teknoloji transferleri için getirilen ek protokol de dahil. Bilindiği üzere bu protokol, Atom Enerjisi Kurumu'na bilgi edinme ve ülkelerdeki ilgili bölgelere girme için geniş haklar tanıyor ve Ajans'ın ülkelerin nükleer programları, planları, nükleer malzeme stokları ve nükleer ticaretleri hakkında daha yeterli bir şekilde bilgi edinmesine imkân sağlıyor.  

 

Independent Arabia



Suudi Arabistan, G20'nin en hızlı büyüyen fuar ve konferans pazarları arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan, G20'nin en hızlı büyüyen fuar ve konferans pazarları arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan, fuar ve konferans sektöründe benzeri görülmemiş bir büyümenin yaşandığı, kapasitenin sadece bir yıl içinde yüzde 32 artarak 923 lisanslı mekâna ulaştığı bir dönemin ardından, ‘iş etkinliklerinin altın on yılı’ olarak tanımlanan yeni bir aşamaya hazırlanıyor.

Bu sıçrama, Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu’nun (SCEGA) etkinlikleri yalnızca sergi ve toplantı alanları olarak değil; sorun çözme, politika geliştirme ve sektörler arası ittifaklar kurma platformları olarak yeniden tanımlamayı amaçlayan daha geniş vizyonuyla paralel ilerliyor. SCEGA Başkanı Fahd er-Reşid, Suudi Arabistan’ın ‘büyük etkinliklerin altın on yılına hazırlandığını’ belirterek, bu dönemin merkezinde Expo 2030 ve 2034 Dünya Kupası gibi mega etkinliklerin bulunacağını söyledi.

Bu ivme, Riyad’ın dünya çapında 2 binden fazla sektör liderini bir araya getiren Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nin ikinci edisyonuna ev sahipliği yaptığı döneme denk geliyor. Suudi Arabistan, G20 içinde iş etkinlikleri sektörünün en hızlı büyüyen pazarlarından biri olarak konumunu pekiştirmeyi hedefliyor.

Sektörde büyüme ve şirket sayısındaki artış

Fahd er-Reşid, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, sektörün bugün ‘G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyenlerden biri’ olduğunu belirtti. Buna göre sektör, son beş yılda yıllık yaklaşık yüzde 10 büyüdü ve doğrudan ekonomik katkısı 10 milyar riyale (yaklaşık 2,7 milyar dolar) ulaştı.

Dünya genelinde etkinlik endüstrisinin değerinin 1 trilyon doları aştığını belirten er-Reşid, bu rakamın önümüzdeki on yılda iki katına çıkmasının beklendiğini ve sektörün küresel ekonomik büyümenin en önemli itici güçlerinden biri haline geleceğini ifade etti.

Suudi Arabistan’da sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı da 2018’deki 400’den bugün 17 bine yükselerek yüzde 330 oranında artış kaydetti. Er-Reşid, bu sıçramayı ‘muazzam’ bir dönüşüm olarak nitelendirdi ve ülkenin bu alanda ne kadar hızlı geliştiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Ayrıca zirvede, Suudi Arabistan’da merkez açacak 5 yeni küresel fuar ve konferans organizasyon şirketinin duyurulacağını açıklayan er-Reşid, böylece ülkede faaliyet gösteren büyük uluslararası firma sayısının 12’den 13’e yükseleceğini belirtti. Bu sayı, dünyadaki en büyük 20 şirketin yüzde 70’ine karşılık geliyor.

Kapasite genişliyor

Bu büyümeye, etkinlik sektörünün altyapısındaki dikkat çekici genişleme eşlik ediyor. Krallık genelindeki 923 lisanslı noktadan oluşan ağ sayesinde, kapasite sadece bir yıl içinde yüzde 32 artış gösterdi. Ayrıca, 2018’den bu yana fuarlara ayrılan toplam alan yüzde 320 oranında büyüyerek bugün 300 bin 520 metrekareye ulaştı.

Etkinliklerin rolünün yeniden tanımlanması

Sektörde yaşanan hareketlilik yalnızca niceliksel büyümeyle sınırlı kalmıyor; etkinliklerin ekonomik ve bilgi üretimindeki rolü de yeniden tanımlanıyor. SCEGA’nın ortaya koyduğu vizyona göre, etkinlikler artık sadece sergi ve buluşma alanları değil; politika üretiminin, sorun çözümünün ve sektörler arası ittifakların kurulduğu platformlar haline geliyor.

scdfrgt
Her türlü sergi, uluslararası konferans ve daha fazlasının yanı sıra büyük eğlence, kültür ve spor etkinliklerine ev sahipliği yapan bir alan (Cidde Superdome)

Er-Reşid, Suudi Arabistan’ın ‘karar alıcıların sanayi liderleriyle kesiştiği küresel bir merkez’ olma yolunda ilerlediğini vurguluyor. Ona göre hedef, ‘daha fazla etkinlik düzenlemek değil; küresel sektörlere fayda sağlayacak çözümler üretmek ve inisiyatifler başlatmak.’

Uluslararası zirve

Bu hızlı büyüme, Riyad’ın 26-27 Kasım 2025 tarihlerinde, dünya genelinden 2 binden fazla sektör liderinin katılımıyla Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi’ne ev sahipliği yapmasıyla paralel ilerliyor.

sd
Zirveye katılan misafirler (Şarku’l Avsat)

Er-Reşid, zirvenin yerel karar alıcıları küresel liderlerle buluşturmak ve kamu ile özel sektör arasındaki iş birliğini güçlendirmek için altın bir fırsat sunduğunu belirtti. Zirve, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda turizm ve etkinlik sektöründe 2030 yılına kadar 150 milyon ziyaretçiyi ağırlama planıyla uyumlu bir platform oluşturuyor. Sektör, 2025’in ilk yarısında 60,9 milyon ziyaretçi sayısını aşmış ve toplam 161,4 milyar riyal (43 milyar dolar) turistik harcama kaydetmişti.

Bu büyüme ve benzersiz genişleme, Suudi Arabistan’ı etkinlik ve iş dünyasında küresel bir merkez haline getiriyor. Etkinlikler artık yalnızca sergi ve buluşma alanları değil; ekonomik büyümenin itici güçleri, inovasyon hızlandırıcıları ve stratejik ittifakların kurulmasını sağlayan araçlar olarak öne çıkıyor.

Büyük etkinliklerin düzenlenmeye devam etmesi, altyapı yatırımlarının artması ve ulusal iş gücünün eğitilmesiyle Suudi Arabistan, küresel yatırımcılar ve şirketler için temel bir destinasyon olarak konumunu güçlendiriyor ve dünya genelinde etkinlik sektörünün geleceğini şekillendirecek yeni fırsatlar sunuyor.


Suudi Arabistan, Filistinlilerin hedeflerine ulaşmak için ortaklarıyla iş birliği yapma taahhüdünü yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, Filistinlilerin hedeflerine ulaşmak için ortaklarıyla iş birliği yapma taahhüdünü yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Krallığın 1967 sınırları üzerinde başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik Filistin halkının beklentilerini gerçekleştirmek için tüm ortaklarla çalışmayı sürdüreceğini vurguladı. Ayrıca İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesinin, yeniden imar ve istikrar sürecinin başlaması için zorunlu olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamalar dün Riyad’da Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısında yapıldı. Toplantının başında Veliaht Prens, ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretin sonuçları hakkında bilgi verdi. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmelerde, Riyad ile Washington arasında doksan yılı aşkın süredir devam eden tarihi dostluk bağlarının ve stratejik ortaklığın teyit edildiğini, iki ülkenin ortak çıkarlarını güçlendirmeye yönelik iş birliğini ele aldıklarını aktardı. Ayrıca Temsilciler Meclisi Başkanı ve Senato ile Temsilciler Meclisi’nden çeşitli liderlerle yaptığı temasların ayrıntılarını paylaştı.

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan ile ABD arasındaki zirve görüşmelerini takdirle değerlendirerek, tarafların ilişkileri güçlendirme ve çeşitli alanlarda ileriye taşıma konusundaki kararlılığını vurguladı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Başkan Trump arasında imzalanan stratejik savunma anlaşması ile ziyarette imzalanan diğer anlaşmaların, Krallığın ABD ekonomisinin sağlamlığına duyduğu güveni ve Amerikan pazarındaki fırsatlardan yararlanma isteğini yansıttığı ifade edildi. Bu anlaşmaların, Suudi ekonomisine yapılacak yatırımların getirilerini artıracağı, sürdürülebilir ve çeşitlendirilmiş bir ekonomi inşa edilmesine katkı sunacağı, büyümeyi destekleyeceği ve küçük ile orta ölçekli işletmelere yeni fırsatlar sağlayacağı belirtildi. Ayrıca teknoloji transferi, bilgi paylaşımı ve ekonomik büyüme gibi alanlarda karşılıklı faydaları güçlendiren stratejik ortaklıkların önemi vurgulandı.

Bakanlar Kurulu, görüşmelerde bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına ilişkin ortak vurguyu da ele aldı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Gazze Şeridi’ndeki savaşın durdurulmasına yönelik çabalarından dolayı Başkan Trump’a teşekkür ederek, iki devletli çözüme giden gerçek bir yolun güvence altına alınmasının önemine dikkat çekti.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Sudan’daki savaşın durdurulması, ülkenin birliği, güvenliği ve istikrarının korunması ile Sudan halkının yaşadığı insani krizin sona erdirilmesi yönündeki çağrılarına Başkan Trump’ın verdiği olumlu karşılığı da memnuniyetle karşıladı.

dfgrt
Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Sudan'daki savaşı sona erdirmek için çalışmanın önemi konusunda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın açıklamasına ABD Başkanı Donald Trump'ın verdiği yanıtı övdü. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Güney Afrika’nın ev sahipliğinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nin sonuçlarını da ele aldı. Suudi Arabistan’ın Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) reformuna yönelik çabalara verdiği destek ve ülkelerin küresel ekonomiye etkin katılımını sağlayacak adil ve şeffaf çok taraflı bir ticaret sisteminin güçlendirilmesi yönündeki tutumu vurgulandı.

Bakanlar Kurulu, son dönemde Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı uluslararası etkinliklerin çıktıları hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Riyad’da düzenlenen Cityscape Global 2025 Fuarı’nın, gayrimenkul sektörünün milli ekonomiye katkısına yönelik hedefleri güçlendirecek önemli başarılar elde ettiği ifade edildi. Fuarda toplam değeri 237 milyar riyale ulaşan gayrimenkul anlaşmalarının duyurulması, Suudi pazarının küresel ölçekteki büyüklüğünü ve yerli-yabancı yatırımlar için taşıdığı cazibeyi yansıtan bir gelişme olarak değerlendirildi.

Bakanlar, 173 ülkenin katılımıyla Riyad’da düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) Küresel Sanayi Zirvesi’nin başarılı geçmesini beklediklerini belirterek, etkinliğin Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir sanayi kalkınması hedeflerine ve uluslararası ortaklıklarını güçlendirme çabalarına katkı sağlayacağını ifade etti. Ayrıca Krallığın, UNIDO Genel Konferansı’nın iki yıllık başkanlığına seçilmesini, ülkenin küresel sanayi alanındaki konumunu güçlendiren bir adım olarak değerlendirdi.

Toplantıda, Riyad’ın ev sahipliği yaptığı Finansal İstikrar Kurulu (FSB) bünyesindeki Genel Kurul toplantısı, gelişmekte olan ve yükselen piyasalar forumu ile Ortadoğu ve Afrika İnovasyon Zirvesi’nin sonuçları da incelendi.

Bakanlar Kurulu, devletin adalet sisteminin güçlendirilmesine yönelik kararlılığını yineleyerek, Veliaht Prens’in himayesinde 40’tan fazla ülkenin katılımıyla düzenlenen 2. Uluslararası Adalet Konferansı’nın sonuçlarını memnuniyetle karşıladı. Konferansın, adli kalite alanında uzmanlık paylaşımı ve insan kaynağının geliştirilmesine önemli katkı sunduğu ifade edildi.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan’ın 30’dan fazla ülkenin katılımıyla ev sahipliği yaptığı Yükseköğretimde Arap Kalite Güvence Birliği’nin (ANQAHE) altıncı konferansının tavsiyelerini takdirle karşıladı. Konferansta, Eğitim ve Öğretim Değerlendirme Komisyonu tarafından geliştirilen Suudi kalite modelinin övgüyle anıldığı kaydedildi.

g6u
Başkent Riyad'da gerçekleşen Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Bakanlar Kurulu, Enerji Bakanı’na Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile hükümetler arası elektrik bağlantısı, elektrik satışı ile demir yolu bağlantısına ilişkin mutabakat zaptı taslağı konusunda müzakerelerde bulunma yetkisi verdi. Ayrıca Çevre, Su ve Tarım Bakanı’na Güney Afrika ile çevre koruma alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptı taslağı üzerinde görüşmeler yapma yetkisi tanındı. Suudi Arabistan ile İtalya hükümetleri arasında stratejik ortaklık konseyi kurulmasına yönelik ortak bildirinin onaylanmasına da karar verildi.

Bakanlar Kurulu, Karadağ ile hava taşımacılığı hizmetleri alanında bir anlaşmayı, Filistin ile insan kaynağının geliştirilmesi, eğitimi ve yetkinliklerinin artırılması konusunda bir mutabakat zaptı taslağını, Tacikistan ile fikri mülkiyet alanında iki iş birliği mutabakatını ve Suudi Arabistan Başsavcılığı ile Kırgızistan Başsavcılığı arasında bir iş birliği mutabakatını onayladı.

Ayrıca her iki ülkedeki Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör Programı’nın karşılıklı tanınmasına yönelik Hong Kong ile, istatistik alanında iş birliğini öngören Finlandiya ile, kara para aklama ve bağlantılı suçlar ile terör finansmanına ilişkin finansal bilgi paylaşımı konusunda Kuveyt ile, muhasebe, denetim ve mesleki çalışmalar alanında Türkiye ile, müfredat geliştirme alanında ise Filistin ile mutabakat zabıtları kabul edildi.

Bakanlar Kurulu, Spor Yasası ve Mali Denetim Yasası’nı, ulusal özelleştirme stratejisini, taşınmazların ayni kaydına ilişkin bazı maddelerde yapılan değişiklikleri, Kalkınma Otoriteleri Destek Merkezi ile Stratejik Ofisler Destek Merkezi’nin düzenlemelerini onayladı.

Kabine, gündemindeki genel konular hakkında da bilgi aldı. Bunlar arasında ‘Araştırma, Geliştirme ve İnovasyon’, ‘Yerel İçerik ve Kamu Alımları’, ‘Limanlar’, ‘Eğitim ve Öğretimin Değerlendirilmesi’, ‘Çevresel Uyum Denetimi Merkezi’, ‘Hurma ve Palmiyeler Merkezi’, ‘Borç Yönetimi Merkezi’, ‘Özelleştirme Merkezi’ ve ‘Bilgi Teknolojileri Sektörünü Geliştirme Ulusal Programı’ gibi kurumların yıllık raporları yer aldı. Bakanlar Kurulu bu konularla ilgili gerekli kararları aldı.


Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Körfez Ortak Savunma Konseyi toplantısına katılmak üzere Kuveyt'e geldi

Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Körfez Ortak Savunma Konseyi toplantısına katılmak üzere Kuveyt'e geldi

Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Ortak Savunma Konseyi'nin 22. toplantısına katılan Suudi Arabistan heyetine başkanlık etmek üzere bugün Kuveyt'e geldi.

Prens Selman havalimanı'nda, Kuveyt Savunma Bakanı Şeyh Abdullah Ali Abdullah es-Salim es-Sabah, Suudi Arabistan'ın Kuveyt Büyükelçisi Prens Sultan bin Saad bin Halid ve çok sayıda üst düzey yetkili tarafından karşılandı.