Suudi Havayolları 114 destinasyondan hacıları taşımak için 148 uçakla hizmet veriyor

Suudi Havayolları dünyanın dört bir yanından hacı adaylarını taşıyor (SPA)
Suudi Havayolları dünyanın dört bir yanından hacı adaylarını taşıyor (SPA)
TT

Suudi Havayolları 114 destinasyondan hacıları taşımak için 148 uçakla hizmet veriyor

Suudi Havayolları dünyanın dört bir yanından hacı adaylarını taşıyor (SPA)
Suudi Havayolları dünyanın dört bir yanından hacı adaylarını taşıyor (SPA)

Suudi Arabistan Havayolları Grubu, bu yılki Hac sezonu planında, hacıları Krallık'a taşımak için operasyonel faaliyetlerinde yerel ve mevsimlik istasyonlar da dâhil olmak üzere bir dizi girişimde bulundu. Flyadeal tarihinde ilk kez hacıları taşımak için pazara girdi.

Suudi Arabistan Havayolları Grubu Hac ve Umre Sektörü CEO'su (Fotoğraf: Gazi Mehdi)
Suudi Arabistan Havayolları Grubu Hac ve Umre Sektörü CEO'su (Fotoğraf: Gazi Mehdi)

Suudi Arabistan Havayolları Grubu Hac ve Umre Sektörü CEO'su Amir Al Haşil, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Suudi Havayolları'nın Hacı adaylarını dünyanın dört bir yanından 148 uçakla taşımak için bir milyon 200 binden fazla koltuk tahsis ettiğini ve flyadeal'in de etkinliğe ilk kez katıldığını söyledi. Krallık, Dünyanın dört bir yanından gelen hacıları Kutsal Topraklara taşımak için 182'den fazla uluslararası uçuş gerçekleştirmiş ve yaklaşık 40 bin hacı adayını taşımıştır.

Yeni İstasyonlar

Bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere gelen misafirlere hizmet etmek ve ilk kez 6 yerel istasyon (Cidde-Medine-Dammam-Riyad-Yanbu-Taif) hizmete sokuldu. 114 farklı noktadan gelen hacıları kabul etmek, giriş noktalarını dağıtmak ve hacıların deneyimlerini mevcut imkanlara göre zenginleştirmek için istasyonlar arttırıldı.

Hava yoluyla gelen hacıların oranının beli olduğunu ve bu oranda bir artış olmadığını belirten Al Haşil, hacıların deniz ve karayollarından gelmesine rağmen, hava limanlarının haccın tüm aşamalarında büyük paya sahip olduğunu vurguladı.

Al Haşil’e göre, Hac sezonu için operasyonel planda kalıcı istasyonlara odaklanılıyor ve bazı ülkelerden gelen Müslümanların yoğun olarak yaşadığı istasyonlar hedefleniyor; bu yıl Suudi Havayolları'nın yüksek yoğunluklu 14 yeni mevsimlik istasyon kabul ettiğini ve bunların çoğunun en çok hacı gelen ülke olduğu için Endonezya’da yoğunlaştığını belirtti. En yoğun iki istasyon olarak Endonezya'daki Medan ve Kartjati istasyonları ile Hindistan'daki Ahmedabad ve Kalküta yer alıyor.

Hacılara ve hacı adaylarına hizmet

Rahman’ın misafirlerine hizmet programına göre Umre sezonunun uzatılması, Zilkade ayının başında başlayan Hac sezonuna girişle aynı zamana denk geldiğinden, Krallık havalimanları ilk kez dünya ülkelerinden hacıların ve Umre misafirlerinin aynı anda gelişine tanık oluyor.

Al Haşil’e göre Umre ziyaretçilerinin ve hacıların sürekli akınına uğraması aynı zamanda Vizyon 2030'a ve Kral Selman ile Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın direktiflerine uygun şekilde gelişiyor. Mümkün olan en fazla sayıda Müslümanın Hac ve Umre ritüellerini tam anlamıyla yerine getirmelerine fırsat sağlamak, konaklamalarını kolaylaştırmak ve onlara en iyi hizmetleri sunmak için atılmış bir adım olarak göze çarpıyor.

Suudi Havayolları'na ait bir uçak Cidde'ye varan hacı adaylarını taşıyor (SPA)
Suudi Havayolları'na ait bir uçak Cidde'ye varan hacı adaylarını taşıyor (SPA)

Kiralık Uçaklar

Al Haşil, hacıların sayısının korona salgını öncesine dönmesi sonucu tarifeli ve ek uçuşlarda operasyon sisteminin etkilenmemesini sağlamak amacıyla, Suudi Havayolları filosunun büyüklüğünün yüzde 10'una tekabül eden bir dizi modern uçak kiralandığını açıkladı.

Al Haşil, “Hac mevsimlerinde Suudi Arabistan Havayolları tüm uçaklarını çalıştırıyor. Koltuk kapasitesini arttırmak için uçak kiralama yöntemini kullanıyoruz ve hacıların deneyimine arttırmak ve seyahatlerini kolaylaştırmak için Suudi Havayolları uçaklarının sayısını istenen seviyeye getirmeye kararlıyız” dedi.

Farkındalık ve Eğitim

Hac sezonunun başarılı geçmesi için Hac ve Umre Bakanlığı ve ilgili makamlarla koordinasyon halinde, Suudi Havayolları uçağa binen hacı adaylarını eğitmek ve bilgilendirmek amacıyla uçak filosunda 27 bin ekran tahsis ederek, 14 farklı dilde yaklaşık 45 bin dakikalık eğitim ve öğretim materyali yayınladı.

Uçuş gecikmeleriyle ilgili olarak Al-Haşil, hacılarla dolu Suudi Havayolları uçuşlarında herhangi bir gecikmenin yaşanmadığını tüm ekiplerin Suudi Havayolları'nın üst düzey yöneticilerinin gözetiminde 24 saat çalıştığını ve varsa zorlukların üstesinden gelmek için çalışma ekipleriyle yan yana çalıştıklarını belirtti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.