ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız

Gharit, DEAŞ’ın ideolojisini yenmenin küresel bir sorun olduğunu vurguladı

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız
TT

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit, ABD’nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini köklü ve derin ilişkiler olarak nitelendirirken, Suudi Arabistan'a Sudan gibi birçok dosyada üstlendiği rol ve DEAŞ’a karşı zafer kazanmak için Uluslararası Koalisyonda üstlendiği güçlü rol için teşekkür etti.

Gharit, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Suudi Arabistan’a resmi bir ziyarette bulunmasından bir gün sonra Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, ABD'nin Ortadoğu’dan çekilmesi fikrinin yanlış olduğunu söyledi. Bakanlık Bölge Sözcüsü, ABD’nin Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlı olduğunun altını çizdi.

ABD’li yetkili, Bakan Blinken’ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesinin, Yemen’deki ve Sudan’daki krizler ve DEAŞ’ın yenilmesi gibi çeşitli dosyalarda iki ülke arasındaki ilişkiler, iş birliği ve koordinasyonun önemini gösterdiğini söyledi.

Yemen dosyasında Yemen-Yemen siyasi çözümünün sağlanmasının önemini vurgulayan Gharit, Husilerden ‘Yemen halkını düşünmelerini ve ülkede istikrarı sağlamak için şiddetten vazgeçmelerini’ istedi.

Sudan dosyasında Suudi Arabistan ile koordinasyonun büyük önem taşıdığına işaret eden Bakanlık Bölge Sözcüsü, ilgili tüm tarafların halen Cidde'de bulunduğunu ve müzakerelerin yeniden başlaması için umutların olduğunu kaydetti. Gharit, ABD'nin Suudi Arabistan ve diğer taraflarla koordineli olarak uyguladığı yaptırımların, ateşkese uymayan çatışan tarafları baskı altına almayı amaçladığını da sözlerine ekledi.

Hala Gharit, DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonunun (DMUK) perşembe günü Riyad'da 30'dan fazla bakan ve 80'den fazla temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilecek toplantısında Suriye ve Irak dosyalarının başlıca gündem maddeleri olacaklarını ve orada terörle mücadele için kaynak yaratmaya, istikrarın yanı sıra Afrika ve Orta Asya'ya ve bu bölgelerde DEAŞ’ın nasıl püskürtüleceğine odaklanılacağını açıkladı.

ABD’nin Suriye ile normalleşmeye karşı tutumunu yineleyen Gharit, buna karşın ABD'nin bölgedeki ortaklarının Suriye rejimi ile doğrudan ilişkiler kurma niyetini anladığını, çünkü amacın kendi ifadesiyle ‘rejim üzerinde baskı kurmak olduğunu’ vurguladı.

ABD ve Suudi Arabistan arasındaki köklü ve derin ilişkiler

ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Suudi Arabistan ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini yansıttığını belirten Gharit, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile dün yaptığı görüşmede ikili, bölgesel ve uluslararası birçok dosyaya değinildiğini belirtti.

Bakanlık Bölge Sözcüsü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Toplantı çok önemliydi. Bakan (Blinken), Riyad'da Suudi kadın öncülerle de görüşecek. DMUK ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) toplantılarına katılıyor. Bu yüzden ABD için oldukça önemli bir ziyaret olacak.”

ABD’nin Suudi Arabistan ile askeri ilişkilerini ‘çok güçlü’ olarak nitelendiren Gharit, Suudilerin istediği her konuda ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) çok güçlü ilişkilere sahip olduğuna, silahların yanı sıra teknolojik ve lojistik alanda fikir alışverişi yaptıklarına ve silahlar konusunda ABD için herhangi bir sorunun olmadığına dikkati çekti.

Zorluklar ve fırsatlar

Gharit, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri güçlendirme fırsatlarıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Bu fırsatlar sadece güvenlik, askeri ilişkiler ve terörle mücadeleyi değil, ekonomi, ticaret, kültür ve eğitimi alanlarını da kapsıyor. Şu an ABD’de 20 binden fazla Suudi öğrenci bulunuyor. Bu, ABD’nin ve Suudi Arabistan’ın geleceği için büyük önem arz ediyor. Halkların birbiriyle etkileşimi çok önemli. Aralarındaki ilişkinin ne kadar köklü ve derin olduğunu da gösteriyor. Bu ilişki, 80 yılı aşkın bir süredir devam ediyor ve bunu daha da güçlendireceğiz.”

Öte yandan zorluklardan birinin, Bakan Blinken'ın diğer dosyaların yanı sıra Suudi ortaklarla tartıştığı insan hakları dosyası olduğuna işaret eden Hala Gharit, “Ama aynı zamanda Sudan gibi birçok dosyada Suudi Arabistan’a teşekkür ediyoruz. Suudi Arabistan heyetiyle Cidde'de çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Yemen krizine siyasi çözüm

ABD'nin Yemen krizinde kendi ifadesiyle ‘Yemen halkının maruz kaldığı şiddetten uzakta’ Yemen-Yemen siyasi çözümünü destekleyen bir tutuma sahip olduğunu ifade eden Hala Gharit, ABD’nin Yemen Özel Tamsilcisi Tim Lenderking’in bölgede Suudi Arabistan, Umman ve birçok komşu ülke ile el ele çalıştığını belirtti.

ABD’li yetkili, sözlerine şöyle devam etti: “En nihayetinde bu krize Yemenliler tarafından bir çözüm bulunmalı. Siyasi ve diplomatik bir çözümü destekliyoruz. Şiddet çözüm olmadığı için Yemen halkının uzun süredir yaşadığı şiddet ve çatışma yeter. Tüm tarafları müzakere masasına dönmeye ve bu krize siyasi çözüm bulmaya çağırıyoruz.”

Bakanlık Bölge Sözcüsü, Husileri ‘Yemen halkını düşünmeye ve ülkede istikrarı sağlamak için şiddetten vazgeçmeye’ çağırdı.

Sudan’daki krizin çözünü için müzakerelerin yeniden başlaması umutları

Sudan dosyasında Suudi Arabistan ile koordinasyonun çok önemli olduğunu teyit eden Gharit, ilgili tüm tarafların halen Cidde'de olduğunu belirterek, “Müzakerelerin yeniden başlamasına dair umutlarımız var. ABD, Suudi Arabistan ve diğer taraflarla koordinasyon içinde her iki tarafa da yaptırım uygulama kararı aldı. Çünkü ne yazık ki ateşkese uymadılar ve baskı altına alınmaları gerekiyor. ABD için en önemli şey ateşkes. Sudanlı yetkililerle bu hedefe ulaşmak için Suudi Arabistan’la güçlü bir koordinasyon içinde çalışmaya devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Ortadoğu’da ABD’nin kalıcı bir varlığı

ABD’nin Çin'in rolünün daha fazla artması pahasına bölgeden çekilmesi hakkında konuşmayı önemsiz bulan Gharit, ABD’nin bu konuda herhangi bir endişesinin bulunmadığını belirterek, “Bu konuda hiçbir korkumuz yok. Çin ile güçlü ilişkilerimiz var ve bazen rekabet oluyor. Tüm ülkelerin egemenliğine saygı duyuyoruz. Suudi Arabistan ile aramızdaki ilişkilere güveniyoruz” şeklinde konuştu.

ABD’li yetkili, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada çok net olayım, ABD'nin bölgeden çekilmesi söz konusu değil, aksine ABD'nin Suudi Arabistan dahil bölgedeki tüm ülkelerle çok güçlü ilişkilere sahip. Bakan Blinken'in ziyareti bunu gösteriyor. ABD'nin bölgeden çekileceği düşüncesi doğru değil. Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız.”

Terörizm ve radikalizm ile mücadele

Gharit, DEAŞ ile mücadelede Suudi Arabistan’ın rolüyle ilgili olarak ise şunlar söyledi:

“DEAŞ’ı yenilgiye uğratan bir koalisyonun parçası olduğu için Suudi Arabistan'a teşekkür ediyoruz. Bakan (Blinken) Suudi Arabistan’ı ziyaret ediyor. Bu koalisyon, sadece ABD ile Suudi Arabistan arasındaki çok önemli bir koordinasyon olmakla kalmıyor, bu koalisyonda 80'den fazla ülke yer alıyor. 30'dan fazla ülkein bakanlarının da katılacağı toplantıda terörle mücadele ve DEAŞ’ın geri dönüşü olmaksızın yenilgisi için en önemli şey koordinasyondur. Bu yüzden ABD Dışişleri Bakanı, Hazine Bakanı ve diğer bakanların yer aldığı büyük bir heyet oluşturuldu. Çünkü bu bizim için çok önemli ve bu alanda bizimle koordinasyon içinde olduğu için Suudi Arabistan'a teşekkür ediyoruz.”

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Gharit, Riyad'da yapılacak DMUK toplantısında Suriye ve Irak dosyalarının yanı sıra bu iki ülkede terörle mücadele için para toplanması, kurtarılan bölgelerde istikrarın sağlanması ve örgüt üyelerinin ve ailelerinin ülkelerine dönüşü konularının ele alınacağını söyledi.

Toplantıda ayrıca Afrika’ya ve Orta Asya'ya da odaklanılacağını aktaran Gharit, “DEAŞ’ı savaş sahasında yendiğimizi biliyoruz, ama ne yazık ki DEAŞ’ın ideolojisi sadece bölgede değil, tüm dünyada halen büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Afrika odaklı bir çalışma grubu var ve toplantıda Orta Asya'ya da odaklanılacağını biliyoruz” dedi.

Suriye ile normalleşme ve ortaklık ilişkileri

ABD'nin ‘kendi halkına karşı kimyasal silah kullanan’ Suriye rejimiyle her türlü normalleşmeye karşı olduğunu teyit eden Gharit, “Ancak bölgedeki ortaklarımızın bu rejimle doğrudan ilişki kurma niyetini de anlıyoruz. Çünkü sonuçta hedefimiz aynı; rejime baskı yapmak. Fakat bizim (Beşşar) Esed rejimine güvenimiz yok. Normalleşmenin çözüm olmadığını biliyoruz, aynı zamanda Suriye ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi konusunda müttefiklerimizle koordinasyon içinde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Son olarak Lübnan'da cumhurbaşkanlığı makamının halen boş kalmasına değinen Gharit, ABD'nin Lübnan halkının yanında olduğunu ve onların geleceğine kendilerinin karar vereceğini belirterek, “ABD için Lübnan halkının yeni bir cumhurbaşkanı seçme şansına sahip olmasını istiyoruz” diye konuştu.



Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)

Suudi Arabistan, gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcılara yönelik yeni bir döneme hazırlanıyor. Ülke, ocak ayında yürürlüğe girecek güncellenmiş yabancı mülkiyet yasası ile yabancı birey ve kuruluşların ülke genelinde gayrimenkul edinimini düzenleyecek. Bu sistem, gayrimenkul sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısını artırmayı ve gelir kaynaklarını petrolden bağımsız olarak çeşitlendirmeyi hedefleyen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Söz konusu hedefler, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programıyla uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.

Uygulamadan sorumlu olan Gayrimenkul Genel Otoritesi, yürütme yönetmeliğini hazırlıyor ve yabancıların mülkiyet ve yatırım yapabileceği bölgeleri belirlemeye çalışıyor. Belirlenen detaylar, sistemin yürürlüğe girmesinden önce kamuoyuna açıklanacak.

Yeni yasa ayrıca, uluslararası profesyonellerin ülkede kalmasını desteklemeyi, şehirleşme ve kentsel yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Mülkiyet kapsamı

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil, geçtiğimiz hafta yaptığı bir televizyon röportajında, gelecek ay yabancıların konut amaçlı gayrimenkul edinme sisteminin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan, uygulamanın Suudi Arabistan’daki tüm şehirlerde geçerli olacağını, ancak Mekke, Medine, Cidde ve Riyad olmak üzere dört şehirde yalnızca belirlenen bölgelerde mülkiyetin mümkün olacağını belirtti. Ülkede ikamet eden yabancılar ise birer konut sahibi olabilecek.

Öte yandan, sistemin ekonomik sektörler açısından daha esnek olacağı ve ticari, sanayi ve tarım alanlarında yabancıların tüm şehirlerde mülkiyet ediniminin sınırlama olmadan mümkün olacağı kaydedildi.

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)

Suudi Arabistan Gayrimenkul Genel Otoritesi’nde yabancılar için mülkiyetten sorumlu icra direktörü Fahd bin Süleyman, kasım ayında yaptığı açıklamada, Riyad, Cidde ve kutsal şehirler (Mekke ve Medine) için yabancılara ayrılan bölgelerin hâlâ gözden geçirildiğini ve ‘yakın zamanda’ yeni mülkiyet kurallarını belirleyen yönetmeliklerle birlikte ilan edileceğini duyurdu. Bin Süleyman, söz konusu bölgelerin ‘çok geniş’ olacağını ve büyük ölçekli projeleri kapsayacağını belirterek, bu alanlarda yabancı mülkiyet oranının yüzde 70 ile yüzde 90 arasında olması beklendiğini aktardı. Kutsal şehirlerde satın alma yapacak kişilerin Müslüman olması gerektiğini vurgulayan Bin Süleyman, bunun dışında büyük bir kısıtlama bulunmayacağını ifade etti. Bin Süleyman, “Büyük şartlar yok ve sınırlamalar getirmek istemiyoruz; mevcut yasa ile güncellenmiş yasa karşılaştırıldığında belirgin bir fark görülecek” dedi.

Piyasa tahmini

Uzmanlar ve gayrimenkul sektörü profesyonelleri, güncellenmiş yabancı mülkiyet yasasının yürürlüğe girmesine kısa süre kala, söz konusu sistemin hazır konutlara yönelik ek bir talep yaratacağını ve gayrimenkul piyasasındaki likiditeyi artıracağını belirtti. Uzmanlar, uluslararası şirketlerin Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurmasını teşvik edecek bu sistemin ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme dönemini başlatacağını öngörüyor. Etkinin özellikle Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine ve turistik bölgelere yakın şehirlerde hissedileceği, yasanın etkilerinin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2027 yılı boyunca netleşmeye başlayacağı tahmin ediliyor.

Gayrimenkul uzmanı ve pazarlamacı Sakr ez-Zehrani, konuyla ilgili açıklamasında, yasanın uygulanmaya başlamasının Suudi Arabistan gayrimenkul piyasasında dönüm noktası oluşturacağını belirtti. Zehrani, sistemin, geniş bir kesimin kiralamadan mülkiyete geçmesine yol açarak işlem yapan kullanıcı tabanını genişleteceğini vurguladı.

Zehrani, bu dönüşümün hazır konutlar ve planlı konut projelerine yönelik ek talep yaratacağını, satış ve alım hareketliliğini artıracağını ve piyasadaki likiditeyi güçlendireceğini kaydetti.

Gayrimenkul kalitesinin iyileştirilmesi

Zehrani, yabancıların ticari, sanayi ve tarım sektörlerinde tüm şehirlerde mülkiyet edinmesine izin verilmesinin, uluslararası şirketler için Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurma motivasyonunu artıracağı ve bunun ekonomik faaliyetleri canlandırarak gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı bir büyüme dönemini başlatacağı öngörüsünde bulundu.

Zehrani’ye göre piyasadaki ilk değişiklikler, gayrimenkul ürünlerinin kalitesinin yükselmesi, geliştiricilerin daha yüksek standartlı ve iyi planlanmış projeler üretmesiyle daha geniş bir alıcı kitlesinin taleplerini karşılamaya yönelik olacak. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle organize arz hacminde de artış yaşanacak.

Yeni sistemin fiyat istikrarını da destekleyeceğini belirten Zehrani, çünkü hem yerleşiklerin hem de yabancıların mülkiyeti genellikle uzun vadeli olup kısa vadeli spekülasyonları sınırlayacağını ifade etti. Yasa ile birlikte uygulanacak yasal ve denetim mekanizmalarının şeffaflığı artıracağını ve finans sektörüne, hem yerleşikler hem de yabancılar için özel finansal ürünler sunma fırsatı sağlayacağını söyledi. Bu durumun kredi hacmi ve piyasa likiditesi üzerinde olumlu etkisi olacağı kaydedildi.

Zehrani, yasanın yürürlüğe girmesinin ilgiyi ve sorgulamaları doğrudan artıracağını, ancak piyasadaki işlemler üzerindeki gerçek etkinin kademeli olarak hissedileceğini belirtti. İlk sinyallerin 2026’nın ikinci çeyreğinde, yabancılar ve yerleşikler için ilk işlemlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

Açık göstergelerin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde netleşeceğini belirten Zehrani, uygulamanın ilk yılının geçiş dönemi olacağını, en somut etkilerin ise 2026’nın ikinci yarısı ve sonrasında gözlemleneceğini vurguladı.

Coğrafi konuma bağlı olarak değişen etki

Gayrimenkul ve değerleme uzmanı Mühendis Ahmed el-Fekih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni mülkiyet yasasının etkisinin coğrafi konuma göre farklılık göstereceğini belirterek, en olumlu etkilerin Mekke ve çevresindeki şehirler (Cidde ve Taif) ile Medine’de hissedileceği öngörüsünde bulundu. Riyad’daki gayrimenkul piyasasının ise gayrimenkul mülkiyeti ve yatırımı için yabancı sermayeyi çekmede önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

El-Fekih, turizm sektörüne yatırım yapmayı hedefleyen sermayenin, Mekke’ye yakınlığı nedeniyle Taif gibi turistik bölgelere, ayrıca Abha ve Cizan ile Neom projesine yakınlığı sebebiyle Tebük’e yönelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Uzman, yeni sistemin uygulanmasının ilk yılının piyasanın test edilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi açısından bir geçiş dönemi olacağını, gerçek etkinin ise 2027’de, yani ikinci yıl itibarıyla hissedilmeye başlanacağını vurguladı. Ayrıca, yasanın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ulusal ekonomide gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ve petrol bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayacağını, bu yatırımların Suudi vatandaşlar için yüzbinlerce yeni istihdam fırsatı yaratacağını kaydetti.

Sistem teşvikleri

Suudi Arabistan, Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girecek olan yeni yabancı mülkiyet yasasıyla gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir açılım gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yasayla, Suudi Arabistan’da yabancıların belirlenen coğrafi alanlarda taşınmaz mülkiyeti edinmeleri yasal olarak düzenlenecek. Bu adım, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımları çekmeyi, gayrimenkul sektörünün GSYİH’ye katkısını artırmayı ve ulusal ekonomide petrol dışı gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Yasa ayrıca uluslararası yeteneklerin ülkede istikrarlı şekilde kalmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini hedefliyor.

Yasa kapsamında, yabancılar yalnızca Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği coğrafi alanlarda mülk edinme yetkisine sahip olacak. Bu alanlar, Gayrimenkul Genel Otoritesi’nin önerisi ve Suudi Arabistan Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi onayıyla belirlenecek.

Buna göre, Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar, belirlenen coğrafi alan dışında sadece bir adet konut satın alabilecek. Mekke ve Medine’de mülk edinmek isteyenlerin ise Müslüman olması zorunlu.

Şirketler açısından ise Suudi şirketler yasasına göre kurulan ve hisselerinde yabancı ortak bulunan şirketlere, belirlenen coğrafi alanlarda mülk edinme hakkı tanınıyor; alan dışında ise faaliyet veya çalışan konutları için mülk edinilebilecek.

Yasa, borsaya kayıtlı şirketler, yatırım fonları ve özel amaçlı kuruluşlar için ise Suudi Arabistan genelinde mülk edinme imkânı sağlıyor. Bu haklar, Sermaye Piyasası Kurumu (CMA) tarafından Gayrimenkul Genel Otoritesi ve ilgili kurumlarla koordineli olarak belirlenen düzenlemelerle uygulanacak.

Yasa, özel ikamet programları veya Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle yapılan anlaşmalarla tanınan hakları etkilemiyor ve yabancı mülkiyetine ekstra ayrıcalık sağlamıyor.

Ayrıca, yabancılardan yapılacak taşınmaz işlemleri için değerinin yüzde 5’ini aşmayan bir harç alınacak; detaylar yürütme yönetmeliğinde belirlenecek. Kurallara uymayanlar para cezası veya uyarı ile karşı karşıya kalacak; yanlış beyanda bulunanlara 10 milyon riyale kadar ceza uygulanabilecek ve mahkeme kararıyla gayrimenkulün satışı sağlanabilecek.


Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
TT

Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanında kaydettiği nitelikli ilerlemeyi övgüyle değerlendirerek, ülkenin ulaştığı seviyenin uluslararası ölçekte örnek teşkil ettiğini ve yenilikçi, etkili kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik açık bir kararlılığı yansıttığını söyledi.

Guterres, beraberindeki heyetle birlikte Riyad’daki Dijital Hükümet Kurumu (DGA) İnovasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette Kurum Başkanı Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Suudi Arabistan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Abdulaziz el-Vasıl da hazır bulundu.

BM Genel Sekreteri, gelişmiş bir dijital geleceğin inşasına katkı sağlayacak girişimleri desteklemek için ortak iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

cds
Fotoğraf: DGA

Taraflar, görüşmede dijital hükümetlerin geliştirilmesi, inovasyonun desteklenmesi, dijital dönüşüm ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin artırılması gibi ortak konuları ele aldı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek ve kamu sektörünün etkinliğini yükseltmek için yürüttüğü dijital yetkilendirme çabaları da değerlendirildi.

Toplantıda, kurum ile BM kuruluşları arasındaki iş birliği imkânları; özellikle bilgi paylaşımı, dijital standartların geliştirilmesi, ortaya çıkan teknolojiler ve yapay zekânın etkinleştirilmesi, kapasite geliştirme ve hizmet kalitesini uluslararası ölçekte yükseltecek ortaklıkların kurulması konularında incelendi.

dsec
Guterres'e Suudi hükümetinin dijital stratejisi hakkında görsel bir sunum yapıldı (SPA)

Guterres, İnovasyon Merkezi’nin dijital kapsayıcılık, hizmet tasarımı, eğitim deneyimleri, yapay zekâ ve yeni teknolojiler gibi alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlarını gezerek merkezde sunulan imkânlara ilişkin bilgi aldı.

Kurum ekibi, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet stratejisine ve ilgili BM göstergelerinde kaydedilen ilerlemeye dair bir sunum gerçekleştirerek ülkenin dijital altyapısının olgunlaştığını ve ulusal deneyimin gelişmişliğini ortaya koydu.


Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
TT

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)

Suudi Arabistan'dan gelen yeni bir insani yardım sevkiyatı, Gazze Şeridi'ndeki mağdurlara ulaştırılmak üzere dün Refah sınır kapısından geçirildi.

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin (KSRelief) "Gazze'deki Filistin Halkına Yardım Halk Kampanyası" kapsamında sağladığı yardımlar arasında büyük miktarda gıda sepeti ve çadır yer aldı.

Merkez, kampanya kapsamında bugüne kadar 75 uçak ve 8 gemiyle 7 bin 685 tondan fazla gıda, tıbbi malzeme ve barınma malzemesi ulaştırarak, hava ve deniz köprüsü kurdu. Ayrıca Filistin Kızılayı'na 20 ambulans teslim etti.

sdfg
Suudi Arabistan'dan Gazze'deki afetzedelere yeni bir insani yardım sevkiyatı yolda (KSRelief)

KSRelief ayrıca Gazze içinde 90 milyon dolar ve 350 bin avro değerinde yardım projeleri uygulamak üzere uluslararası kuruluşlarla anlaşmalar imzaladı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre sınır geçişlerinin kapatılmasını aşmak ve yardımların ulaşmasını sağlamak için Ürdün ile ortaklaşa havadan yardım operasyonları gerçekleştirdi.

Bu yardım, Suudi Arabistan'ın Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının çektiği acıları hafifletmek amacıyla merkez aracılığıyla sağladığı yardım çalışmalarının bir uzantısı niteliğindedir. Soğuk ve zorlu yaşam koşulları nedeniyle çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere Filistinliler insani tehlike altındadır.