Körfez-ABD Bildirisi, tüm dünyada terörizm ve aşırıcılıkla mücadelenin önemini vurguluyor

Birleşmiş Milletler'in Yemen'deki çatışmayı sona erdirme çabalarına verilen destek vurgulandı.

Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'da yaptıkları toplantı öncesi (Körfez İşbirliği Konseyi)
Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'da yaptıkları toplantı öncesi (Körfez İşbirliği Konseyi)
TT

Körfez-ABD Bildirisi, tüm dünyada terörizm ve aşırıcılıkla mücadelenin önemini vurguluyor

Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'da yaptıkları toplantı öncesi (Körfez İşbirliği Konseyi)
Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'da yaptıkları toplantı öncesi (Körfez İşbirliği Konseyi)

Körfez-ABD Bildirisi, dünya çapında terörizm ve şiddet içeren aşırıcılıkla mücadele etmenin, denizlerdeki hak ve özgürlükleri desteklemenin ve gemilere yönelik tehditleri ele almanın önemini vurguladı. Yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan ile İran arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasından duyulan memnuniyet dile getirildi.

Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreterliği merkezinde, KİK ülkeleri dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, iki taraf arasındaki tarihi ilişkilerin stratejik önemine vurgu yaptı. İki taraf, her alanda istişare, koordinasyon ve iş birliğini güçlendirerek önceki bakanlar toplantılarında ve 16 Temmuz 2022'de düzenlenen Cidde Zirvesi’nde elde edilen başarıların üzerine inşa etme konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler.

İki taraf, Ortadoğu'da barışı, güvenliği, istikrarı, entegrasyonu ve ekonomik refahı artırmayı amaçlayan ABD ile KİK üye devletleri arasındaki iddialı ve büyüyen stratejik ortaklıklara odaklandı.

Gerilimi azaltma ve diplomasiyi destekleme

İki taraf, bölgedeki gerilimi azaltmak için ortak çabaların önemini ve bu hedeflere ulaşmak için diplomasiyi desteklemeye yönelik ortak taahhütlerini vurguladı. Ayrıca, bölgede entegrasyonu ve karşılıklı bağımlılığı artırmada ve bölgesel düzeyde istikrar ve refaha katkıda bulunmada altyapı projelerinin önemi üzerinde mutabakata varıldı.

İki taraf, bölgedeki su yolları yoluyla gemilerin güvenliğine yönelik tehditleri ele almak için seyir hak ve özgürlüklerini ve ortak çabaları desteklemenin önemini vurguladı. Bakanlar ayrıca dünya çapında terörizm ve şiddet içeren aşırılıkla mücadelenin önemini vurguladılar ve dün (8 Haziran) Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde gerçekleştirilen DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun bakanlar toplantısını memnuniyetle karşıladılar.

ABD'nin bölgenin güvenliğine olan bağlılığı

Blinken, ABD'nin bölgenin güvenliğine olan kalıcı bağlılığını ve bu bölgenin küresel ekonomi ve uluslararası ticaretteki hayati rolünün farkında olduğunu yineledi.

İran

KİK ve ABD, bölgede seyrüsefer özgürlüğü ve deniz güvenliğine olan bağlılıklarını ve denizde veya başka herhangi bir yerde her türlü saldırgan veya yasa dışı eyleme karşı koyma kararlılıklarını yinelediler. Zira bu başlıklardaki aksi bir durum, KİK ülkelerindeki nakliye yollarını, uluslararası ticareti ve petrol tesislerini tehdit edecektir. İki taraf ayrıca, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'na desteklerini teyit ettiler ve İran'a Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile tam iş birliği çağrılarını yinelediler.

Bakanlar, Suudi Arabistan ve İran'ın diplomatik ilişkileri yeniden başlatma kararını memnuniyetle karşılayarak, bölge ülkelerinin Birleşmiş Milletler (BM) Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılığının önemini vurguladılar. Yemen ile ilgili olarak ise iki taraf, Nisan 2022'deki ateşkesin ardından Yemen'de BM öncülüğünde devam eden barış çabalarının ve bundan kaynaklanan sükûnetin önemini vurguladı. Suudi Arabistan, Umman Sultanlığı, BM Özel Temsilcisi ve ABD Elçisi’nin bu konudaki çabalarının takdirle karşılandığı ifade edildi.

İki taraf, çatışmanın kalıcı olarak sona ermesine yol açan, Yemenlilerin adalet ve insan hakları ihlalleri ve suiistimalleri için hesap verebilirlik çağrılarına yanıt veren ve ülkeyi iyileşme yoluna sokan kapsamlı bir Yemen-Yemen siyasi sürecini görmeyi umduklarını ifade ettiler.

Yemen’in egemenliği

İki taraf ayrıca Yemen'in egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve Yemen Başkanlık Konseyi'ne desteklerini yinelediler. Husileri bu fırsatı değerlendirmeye ve geride kalan son 14 ayı daha sakin ve daha istikrarlı bir şekilde milyonlarca Yemenliye yardım eli uzatmak için değerlendirmeye çağırdılar.

Bakanlar, Yemen'in tüm bölgelerinde halkın insani ihtiyaçlarını karşılamaya ve ülke genelinde ekonomik ve kalkınma desteği sağlamaya devam etmenin önemini vurguladılar.

İki taraf ayrıca, BM’nin Yemen açıklarında Safer adlı petrol tankerinin oluşturduğu çevresel ve ekonomik tehdide karşı koyma çabalarına desteklerini yinelediler.

İki devletli çözüm

Taraflar, 1967 sınırlarına dayanan iki devletli çözüme, uluslararası kabul görmüş standartlara ve Arap Barış Girişimi’ne uygun olarak iki taraf arasında toprak takasına ilişkin herhangi bir anlaşma bağlamında Ortadoğu'da adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşma konusundaki kararlılıklarını yinelediler.

İki taraf, bu konuda Ürdün Haşimi Krallığı'nın özel rolünü vurgulayarak, iki devletli çözümü baltalayacak, tansiyonu yükseltecek ve Kudüs'teki kutsal mekanlardaki tarihi statükonun korunmasına yönelik tüm tek taraflı önlemlerden kaçınılması gereğini vurguladı.

Bakanlar ayrıca Mısır'ın son çatışmalar sırasında Gazze ve İsrail'deki silahlı gruplar arasında arabuluculuk yapmadaki belirleyici rolünü takdir ettiklerini ifade ettiler. Bakanlar, Filistin Yönetimi'ne verdikleri desteğin, insani yardım ve Filistin ekonomisini destekleme çabaları yoluyla Filistinlilerin günlük yaşamının iyileştirilmesinin önemini vurguladılar. Her iki taraf da Filistin Yönetimi'ne desteklerini yineledi.

Suriye krizine siyasi çözüm

Suriye konusunda ise taraflar, Suriye krizine, Suriye'nin birliğini ve egemenliğini koruyacak, halkının isteklerini karşılayacak ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2015 tarihli 2254 sayılı kararına uygun olarak uluslararası insancıl hukukla tutarlı bir şekilde siyasi çözüme ulaşma konusundaki kararlılıklarını yineledi.

Bu bağlamda bakanlar, Arap Birliği Temas Grubu'nun 1 Mayıs 2023'te Amman'da düzenlenen Suriye konulu istişare toplantısında kararlaştırıldığı üzere, BMGK'nin 2254 sayılı kararı uyarınca Arapların krizi adım adım çözme çabalarını memnuniyetle karşıladılar.

Bakanlar, Suriye'de DEAŞ'ı yenmek için çalışan ABD ve koalisyon güçlerine desteklerini yinelediler ve bu güçlerin emniyet ve asayişini tehdit eden her türlü eylemi kınadılar. İki taraf, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) standartlarına uygun olarak, mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşleri için güvenli koşulların yaratılması ve Suriyeli mültecilere ve onlara ev sahipliği yapan ülkelere gerekli desteğin sağlanmasının önemini vurguladılar. Ateşkes çağrılarını yineleyen taraflar, BM Genel Sekreteri'nin BMGK'nin sınır ötesi mekanizmayı çalıştırma yetkisini 12 aylık bir süre için yenileme çağrısını memnuniyetle karşıladı. Şu anda açık olan tüm sınır kapılarının (Bab el-Hava, Bab es-Selam ve el-Rai) önümüzdeki Temmuz ayında çıkarılacak bir BMGK kararına dahil edilmesini desteklediklerini ifade ettiler. İki taraf, Amman Bildirisi'nde ve 2254 sayılı BMGK kararında yer aldığı şekliyle keyfi olarak gözaltına alınan ve kaybolan kişiler konusunu da ilgili tüm taraflarla koordinasyon halinde müzakere etti.

Irak

İki taraf, KİK ile Irak arasındaki olumlu ve büyüyen ortaklığı överek, Irak'ı KİK ülkelerindeki elektrik şebekesine bağlamak için elektrik bağlantı projesinde devam eden ilerlemeyi memnuniyetle karşıladı. Bu proje, Irak halkının ve bölgenin çıkarlarına ulaşacak şekilde en yüksek düzeyde bölgesel bütünleşme ve karşılıklı bağımlılığa ulaşmayı amaçlayan ve yıllarca süren diplomatik çabaları temsil ediyor.

Söz konusu projenin tamamlanmasıyla birlikte Irak halkının ihtiyaç duyduğu enerji sağlanacak ve gelecekte daha fazla ekonomik iş birliğinin önü açılacak. Bakanlar ayrıca, Irak halkının ülkenin doğal kaynaklarından yararlanmasını sağlamak, istikrarı temin etmek, toplumun çatışma ve DEAŞ şiddetinden kurtulmasını sağlamak, terörün finansmanını önlemek, DEAŞ'ın terör söylemine karşı koyma çabalarını güçlendirmek ve böylece Irak'ın terörle mücadeledeki yeteneklerini geliştirmek için ekonomik reformlar da dahil olmak üzere Irak'ta sivillerin öncülük ettiği çabaların önemini  ele aldılar. Taraflar, tam egemenliğe sahip güvenli ve istikrarlı bir Irak'a desteklerini yinelediler.

Sudan krizi

Sudan'daki savaşla ilgili olarak iki taraf, Sudan'da yakın zamanda patlak veren çatışmalarla ilgili derin endişelerini dile getirdi. KİK'in Suudi Arabistan ve ABD'nin Cidde'de Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında kısa vadeli bir ateşkes anlaşmasını tam olarak uygulamak ve engelsiz insani erişime izin vermek için bir anlaşmaya varmak için yürüttüğü diplomatik çabalara verdiği desteği yinelediler.

Sudan'daki düşmanlıkların kalıcı olarak durdurulmasını amaçlayan diplomatik çabalara verdikleri desteği yineleyen  taraflar, çatışmayı sona erdirecek askeri bir çözüm olmadığına inandıklarını teyit ederek, Sudan Silahlı Kuvvetleri ve HDK’yi silahlarını susturmaya çağırdı.

Ukrayna'daki savaş

Ukrayna'daki savaşla ilgili ise bakanlar, egemenlik ilkesine ve BM Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygı gösterilmesinin önemini ve herhangi bir ülkenin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanma yahut güç kullanma tehdidinden kaçınma yükümlülüğünü yinelediler. Bakanlar, tüm ülkeleri ve uluslararası toplumu, tahıl ve diğer gıda malzemelerinin ihracatını kolaylaştırmanın ve etkilenen ülkelerde gıda güvenliğini desteklemenin yanı sıra barışçıl bir çözüme ulaşma, insani krizi sona erdirme ve mültecileri, yerinden edilmiş kişileri ve Ukrayna'daki savaştan etkilenen diğer kişileri destekleme çabalarını yoğunlaştırmaya çağırdılar.

KİK ile ABD arasında stratejik ortaklık

Bakanlar, KİK ile ABD arasındaki stratejik ortaklık çerçevesinde bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunma yönündeki ortak kararlılıklarını teyit ettiler.

Bakanlar, 13-15 Şubat 2023 tarihleri ​​arasında Riyad'da düzenlenen entegre hava ve füze savunması, deniz güvenliği ve İran ile ilgili ortak çalışma grupları toplantılarının sonuçlarına övgüde bulundu. 9 Mart 2023'te Riyad'da düzenlenen 4’üncü Ticaret ve Yatırım Diyaloğu toplantısının müzakerelerini takdir ettiler. Ortak deniz kuvvetleri çerçevesinde silahlı kuvvetler arasında gerçekleşen ortak askeri tatbikatlara dikkat çektiler. Siber Güvenlik Ortak Çalışma Grubu’nu bu yıl içinde toplamaya karar veren bakanlar, savunma konularını tartışmak için periyodik çalışma gruplarının sürdürülmesinin önemini vurguladılar ve bu yıl içinde entegre hava ve füze savunması ve deniz güvenliği konulu ortak çalışma gruplarının yeni bir oturum turunu düzenlemeye karar verdiler. Bakanlar daha sonra askeri hazırlık, eğitim ve hayati savunma yeteneklerinin transferini düzene sokma konularında çalışma grupları toplama olasılığını görüşecekler.

KİK ülkeleri dışişleri bakanları, KİK ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığın ortak bakanlar toplantısını gerçekleştirdi. Riyad'daki KİK Genel Sekreterlik binasında gerçekleşen toplantıya Umman Sultanlığı Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamad bin Hamud el-Busaidi başkanlık etti. Toplantıya katılan isimler şöyle: Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Bakanlar Kurulu Üyesi ve Devlet Bakanı Şeyh Şahbut bin Nahyan Âl Nahyan, Bahreyn Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Dr. Şeyh Abdullah bin Ahmed el-Halife, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani, Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Salim Abdullah el-Cabir es-Sabah, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve KİK Genel Sekreteri Casim Muhammad el-Budeyvi.



Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok
TT

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, son zamanlarda izlenen salgının son beş gününde yeni bir botulizm gıda zehirlenmesi vakası kaydedilmediğini belirterek, izlenen vaka sayısının 69'u vatandaş, 6'sı bölge sakini olmak üzere 75 vakaya ulaştığını bildirdi.

Enfekte olan kişilerden 50'sine botulizm gıda zehirlenmesi teşhisi konulduğunu açıklayan Bakanlık, 43 vakanın iyileşerek hastaneden taburcu edildiğini, 11 hastanın servislerde, 20 hastanın ise yoğun bakımda yattığını açıkladı. Bakanlık bir ölüm vakası olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan'daki devlet kurumlarının doğru bilgi vererek ve söylentileri yalanlayarak izlediği şeffaflık doğrultusunda yapılan açıklamada, ‘tüm bu vakaların tek bir kaynaktan çıkan gıda zehirlenmesi salgınıyla ilişkili olduğuna’ dikkat çekildi. İlgili devlet kurumlarının ortak çabaları sonucunda salgının kontrol altına alındığını ifade eden Sağlık Bakanlığı, vakaları takip etmeye ve sağlık hizmeti sunmaya devam ettiklerini vurgulayarak, hastalara acil şifalar diledi.

Sağlık Bakanlığı, kamuoyunu, bilgileri resmi kaynaklardan almaya ve özellikle ilgili kurumların olayın tekrarlanmasını önlemek için derhal ve doğrudan önlemler alması nedeniyle söylentileri ve yanlış bilgileri yaymamaya çağırdı.

Devlet kurumları tarafından alınan tedbirler, vatandaşların, bölge sakinlerinin ve ziyaretçilerin güvenliğini sağlayacak her şeyin sürekli ve yoğun bir şekilde takip edildiğini ortaya koyarken, hastaların en üst düzeyde tıbbi müdahaleye ve hızlı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olmak için özenli takibe alınmaları dikkat çekiyor.


BAE'nin yasağı ABD'yi harekete geçirdi: Ortadoğu'daki birliklerin yeri değiştirildi

Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
TT

BAE'nin yasağı ABD'yi harekete geçirdi: Ortadoğu'daki birliklerin yeri değiştirildi

Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), ABD'nin Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) bazı savaş jetleri ve drone'larını Katar'a taşıdığını yazdı. 

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen ABD'li yetkililer, Amerika ordusunun Abu Dabi'deki El Dafra üssünde yer alan jet ve drone'larını, Katar'daki El Udedi üssüne naklettiğini belirtti.

BAE, ABD'nin ülkedeki üssü kullanarak Irak ve Yemen'deki İran destekli gruplara saldırı düzenlemesine izin verilmeyeceğini şubatta açıklamıştı. 

WSJ, ABD'nin bunun üzerine savaş jetleri, keşif uçakları ve drone'ları Katar'ın başkenti Doha'ya 40 kilometre mesafedeki üsse taşıdığını aktardı. 

Haberde, Abu Dabi yönetiminin "ABD'nin askeri operasyonlarına destek verdiği için, İran'ın fonladığı gruplardan gelebilecek misillemelerden çekindiği" savunuldu.

Adının açıklanmasını istemeyen BAE'li bir yetkili, "Irak ve Yemen'deki hedeflere yönelik saldırı görevlerine kısıtlamalar getirildi. Bu kısıtlamalar kendimizi koruma ihtiyacımızdan kaynaklanıyor" dedi. 

Yemen'deki Husiler, Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından patlak veren Gazze savaşında İsrail'e karşı Hamas'ı destekliyor. Bu doğrultuda grup Batılı ülkelerin yanı sıra İsrail'e ait gemilere 31 Ekim'den beri saldırılar düzenliyor. 

ABD Kongresi'ne bağlı araştırma komitesinin 1 Mayıs'ta paylaştığı bilgilere göre İran destekli Husiler, toplamda en az 100 gemiye saldırdı. Amerikan ordusuysa Ortadoğu'daki üslerden kaldırdığı drone'larla misilleme yapmıştı. Husiler, bu saldırılarda en az 34 kayıp verdiklerini bildirmişti.

Diğer yandan haberde, ABD'nin misillemelerinin Husileri durdurmaya yetmediğine dikkat çekildi. 

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, perşembe günkü açıklamasında Husiler'in "çok sayıda drone ve farklı silah sistemleri üretmeyi sürdürdüğünü, bu konuda özellikle İran'dan destek aldıklarını" söylemişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Stars and Stripes


Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi
TT

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

İki Kutsal Caminin Sorumlusu Kral Salman bin Abdulaziz, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölümü üzerine Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'a başsağlığı ve taziye mesajı gönderdi.

Kral Selman mesajında, "Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölüm haberini öğrendik- Allah ona merhamet etsin- Majestelerine ve merhumun ailesine en derin ve samimi dileklerimizi gönderiyoruz. Allah'tan onu engin rahmet ve mağfiretiyle kuşatmasını, geniş bahçelerinde barındırmasını ve sizi her türlü kötülükten korumasını niyaz ederiz. Biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz."

Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Salman da Şeyh Muhammed bin Zayed'e başsağlığı ve taziye telgrafı gönderdi. Veliaht Prens mesajında:

 "Şeyh Tahnun bin Muhammed El Nahyan'ın ölüm haberini aldım- Allah ona rahmet etsin- Majesteleri ve merhumun ailesine başsağlığı dileklerimi ve en içten taziyelerimi gönderiyorum. Yüce Allah onu geniş rahmet ve mağfiretiyle kuşatsın, geniş bahçelerinde barındırsın ve sizi her türlü zarardan korusun. O, işiten ve cevap verendir.


Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün (Çarşamba), Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Mohamed Hamdan Daklu (Hamideti) ile Sudan’da mevcut durumdaki son gelişmeleri ve bunların halk üzerindeki yansımalarını ele aldı.

Suudi Dışişleri Bakanı, Al-Burhan ve Hamideti ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, Sudan ve halkını daha fazla yıkımdan ve zor insani koşulların daha da kötüleşmesinden korumak için çalışmanın önemini vurguladı. Halkın çıkarlarını ön planda tutmak, devlet kurumlarını, ülkeyi korumak ve güvenliği sağlamak için çatışmanın durdurulmasının önemini vurguladı.

 


Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün (Salı) Meksika Dışişleri Bakanı Alicia Barcena Ibarra ile Gazze Şeridi ve çevresindeki son gelişmeleri görüştü.

Prens Faysal bin Ferhan'ın Bakan Ibarra ile yaptığı telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve ortak işbirliğinin çeşitli yönlerini ele aldı.


Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün (Pazartesi) Türk mevkidaşı Hakan Fidan ve Fransız Stephane Sejourne ile Gazze Şeridi ve çevresinde yaşanan gelişmeler ile bu konuda yapılan çalışmalar başta olmak üzere ortak çıkarları ilgilendiren konuları ele aldı.

Prens Faysal bin Ferhan ve Bakan Fidan, iki devletli çözümün uygulanmasına ve Filistin devletinin tanınmasına yönelik çabaları desteklemek amacıyla düzenlenen koordinasyon toplantısının oturum aralarında Riyad'da yaptıkları görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile ikili ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirmenin ve geliştirmenin yollarını değerlendirdi.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi ve adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir
TT

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu'nun Altın Jübile töreni çerçevesinde düzenlenen Enerji Güvenliği, Geleceği ve Sürdürülebilir Kalkınma başlıklı diyalog oturumunda yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle ilgili sorumlulukların paylaştırılması konusundaki söylemlerde bazı ikiyüzlülükler olduğunu söyledi.

Asıl meselenin Paris Anlaşması'nın yorumlanmasında ve iklim değişikliğiyle ülkeler arasında adil ve eşit bir şekilde nasıl başa çıkılacağında yattığını ifade eden Abdulaziz bin Selman, iklim değişikliği tartışmasının COP27'de daha gerçekçi bir hal aldığını belirtti.

Petrol üreticisi ülkelerin iklim etkilerini ulusal haklarıyla dengelediklerini ifade eden Abdulaziz bin Selman, “Hükümetlerin gelecek nesillerin büyümesini sağlamak gibi ahlaki bir sorumluluğu var” ifadesini kullandı.


Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
TT

Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)

Başta Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmesi olmak üzere, Gazze'deki durum ve Filistin meselesinin güçlü bir şekilde gündeme geldiği Riyad'da dün (Pazartesi) Suudi Arabistan ve ABD'nin güvenlik anlaşmasına ‘son rötuşları’ yapmaya yakın oldukları bildirildi.

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) katılan Blinken ve Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve ABD'nin bir güvenlik anlaşmasına varmaya yakın olduğunu açıkladı.

Bin Ferhan, ABD ile güvenlik anlaşması müzakerelerine ilişkin olarak “ABD ile ikili anlaşmaları tamamlamaya çok yakınız. Çalışmaların çoğu zaten yapıldı. Filistin cephesinde olması gerektiğini düşündüğümüz şeylerin ana hatlarına sahibiz” ifadelerini kullandı.

Blinken ise aynı konuda, “Geçtiğimiz aylarda, hatta 7 Ekim'den önce bile kapsamlı çalışmalar yaptık. Herhangi bir anlaşmanın Filistin kısmına odaklanmak istiyoruz. Sanırım neredeyse tamamlandı” şeklinde konuştu.

Bin Ferhan, Filistin konusunda, Gazze Şeridi'nde acil ve kalıcı bir ateşkes ve bir Filistin devletinin kurulması için ‘güvenilir ve geri dönülmez bir yol’ çağrısında bulunan Suudi pozisyonunu vurgularken, Blinken Hamas'a ‘masadaki cömert İsrail teklifini’ kabul etmesi çağrısında bulundu. Blinken, “İsrail ve bölge ülkeleri arasında normalleşme yolunda ilerleyebilmek için Gazze Şeridi'ndeki krizi sona erdirmeli ve Filistin devletinin kurulması için bir yol belirlemeliyiz” dedi.

Bu arada Riyad üç önemli toplantıya sahne oldu: Bir Arap-Amerikan toplantısı, bir Arap-İslam-Avrupa toplantısı ve bir Körfez-Amerikan toplantısı. İlk iki toplantıda Gazze'deki durum, ateşkes ihtiyacı ve Refah'ta bir İsrail operasyonu uyarısı ele alınırken, üçüncü toplantıda Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğü tartışıldı.

Blinken, ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer konusunun ele alınması ve Husi saldırılarının üzerine gidilmesi’ gerektiğini vurgulayarak “Kızıldeniz'de kargo gemilerinin hedef alınması küresel ekonomiyi etkiliyor” dedi.


Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, ülkesinin enerji sistemlerini ekonomik olarak yönetmeye ve iklim değişikliği kavramları doğrultusunda bunları parasal değere ve çevreye faydalı hale dönüştürmeye odaklandığını vurguladı. Bakan bin Selman, Suudi Arabistan’ın 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramını benimsediğini ve 2020 yılında G20'ye ev sahipliği yaptığı sırada bu kavrama uygun hareket ettiğini söyledi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısının oturum aralarında düzenlenen ‘Uluslararası Ortaklıklarla Karbon Yakalama, Depolama ve Kullanma Alanındaki Yeniliklerin Teşvik Edilmesi’ başlıklı panelde konuşan Prens bin Selman, Suudi Arabistan’da elektriğin en düşük maliyetle üretildiğini ve rekabetçi fiyatlarla sunulduğunu açıkladı.

Suudi Arabistan hükümetinin bu alanda çeşitli programları ve projeleri olduğunu belirten Enerji Bakanı, ülkeye yatırımları çekecek bir hamleyle elektrik üretiminin maliyetini düşürme ve rekabet gücünü koruma yönünde adımlar atıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan hükümetinin enerji güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlama konusunda kararlı olduğunun altını çizen Prens bin Selman, ülkesinin bu yolda ilerleme kaydettiğini ve enerjinin DNA’sı haline gelen bir sistem kurmayı başardığını söyledi.

Enerji Bakanlığının bu sistemi kurma hedeflerine ulaşmak için Ekonomi ve Planlama Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla birlikte çalıştığını ifade eden Enerji Bakanı, bu alanda katma değer sağlayan tüm kurumlarla iş birliği yapabileceklerini belirtti.

Suudi Arabistan hükümeti tarafından 2011 yılında başlatılan enerji verimliliği programına değinen Prens bin Selman, söz konusu sistemin ülkenin hedeflerine ulaşmak için benzersiz hale geldiğini belirterek, ülkesinin döngüsel karbon ekonomisine doğru daha ileri adımlar atmak için herkesin iş birliğine açık olduğunu vurguladı.

Karbondioksitin atılmasının daha fazla karbondioksit üreteceğini ve geri dönüşüm konseptinde bunun daha faydalı başka kullanımlarla değerlendirilebileceğini açıklayan Bakan bin Selman, Suudi Arabistan Yeşil Ortadoğu Girişimi'nin hedeflerinin de bununla uyumlu olduğunu belirtti. Enerji Bakanı, tüm bu hedeflerin ise iklim değişikliğine yardımcı olduğunun altını çizdi.

Rekabetçi fiyatların korunmasının ülkede elektrik ve enerji üretimine daha fazla yatırım yapılmasını sağlayacağını söyleyen Prens bin Selman, Suudi Arabistan'ın enerji sektörünün, gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beslenen bir sisteme geçişte öncü olmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.