BAE ve Türkiye arasında iki yılda gerçekleşen beş zirve, iki ülke arasındaki kapsamlı ortaklığı güçlendirdi

Fotoğraf: WAM
Fotoğraf: WAM
TT

BAE ve Türkiye arasında iki yılda gerçekleşen beş zirve, iki ülke arasındaki kapsamlı ortaklığı güçlendirdi

Fotoğraf: WAM
Fotoğraf: WAM

Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), son iki yılda BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bir araya getiren 4 zirve ve toplantıyla kapsamlı dostluk ve ortaklık ilişkilerini güçlendirdi.

BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Zayed Al Nahyan, 24 Kasım 2021 tarihinde Ankara’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, 14 Şubat 2022 tarihinde BAE’ye resmi bir ziyaretle karşılık verdi.

Ayrıca iki ülkenin liderleri, geçtiğimiz Mart ayında video konferans yöntemi ile bir zirve gerçekleştirdi.

İki ülkenin liderleri, kapsamlı kalkınma sürecini ilerletme, refah fırsatlarını artırma ve halkları ve genel olarak bölge için barış ve istikrarı sağlamadaki büyük etkisi nedeniyle kapsamlı ortaklığı güçlendirmenin önemini her zaman vurguladı.

BAE’nin Türkiye’nin bölgesel ve küresel varlığı ve önemine dayalı olarak ortaklıklarını güçlendirme, çeşitli kardeş ve dost ülkelerle ilişkileri genişletme ve her alanda iş birliği köprülerini güçlendirme stratejisinde Türkiye ile ilişkiler büyük önem taşıyor.

Anlaşmalar

BAE ve Türkiye, ekonomik, güvenlik, çevresel ve teknolojik alanlar da dahil olmak üzere ikili iş birliğini geliştirmek için 24 Kasım 2021’de 10 stratejik anlaşma ve mutabakat zaptı imzaladı.

Bunlar arasında, BAE Mali İstihbarat Birimi ile Türkiye Mali Suçlar Soruşturma Kurulu arasında işbirliği, Abu Dabi Liman Şirketi ile Türk Egemenlik Fonu arasında bir işbirliği, Abu Dabi Holding Şirketi ile Türk Egemenlik Fonu arasında işbirliği, Abu Dabi Holding Şirketi ile Türk Yatırım Ofisi arasında bir işbirliği, Abu Dabi Menkul Kıymetler Borsası ile İstanbul Borsası arasında işbirliği, BAE Merkez Bankası ile Türkiye Merkez Bankası arasında bankacılık işlemleri alanında bilgi paylaşımı, BAE ve Türkiye arasında gümrük konularında karşılıklı idari işbirliği, enerji ve çevre alanında işbirliğini öngören anlaşmalar bulunuyor. 

14 Şubat 2022 tarihinde, iki ülke arasında 13 işbirliği anlaşması, anlayış belgesi ve protokol imzalandı.

Bu anlaşmalar ve belgeler, yatırım, sağlık, tarım, ulaşım, sanayi, ileri teknolojiler, iklim çalışmaları, kültür, gençlik ve diğer alanlarda işbirliğini güçlendirmeyi ve ortaklıkları genişletmeyi amaçlıyor.

Ekonomik işbirliği

Ekonomi, iki ülke arasındaki artan işbirliğinin önemli bir temelini oluşturuyor.

BAE ve Türkiye arasındaki güçlü ekonomik ilişkilerin kökeni, BAE’nin kuruluş dönemine kadar uzanmakta olup, yıllar boyunca gelişme ve büyüme gösterdi.

1984 yılında, iki ülke arasında ekonomik ve teknik işbirliği anlaşması imzalandı.

Bu anlaşmayı takiben, birçok anlaşma imzalanarak iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari işbirliği güçlendirildi.

Bu süreç, geçtiğimiz Mart ayında imzalanan kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşmasına kadar devam etti.

İmzalanan bu kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşmasının, BAE ve Türkiye arasındaki ticaretin petrol dışı sektörde yıllık 40 milyar doları aşmasına ve 2031 yılına kadar 25 bin yeni istihdam oluşturmasına, ayrıca BAE’nin Türkiye’ye ihracatını yüzde 21,7 oranında artırmasına önemli bir katkı sağlaması bekleniyor.

BAE ile Türkiye arasındaki toplam petrol dışı ticaret 19 milyar dolara ulaştı. Bu, 2021 yılına göre yüzde 40 ve 2020 yılına göre yüzde 112 artış anlamına geliyor.

Türkiye, BAE’nin en büyük 10 ticari ortağı arasında en hızlı büyüyen ülke oldu. 

Bunun yanı sıra BAE, 2021 yılının Kasım ayında Türkiye’de 10 milyar dolarlık bir yatırım fonu kurma planını duyurdu.

Stratejik yatırımlara odaklanacak bu fon, lojistik, enerji, sağlık, gıda gibi sektörlerin öncelikli olduğu alana yatırım yapmayı hedefliyor.

Kültürel ilişkiler

BAE ve Türkiye arasındaki kültürel ilişkiler, zengin ve ilham verici kültürel tarihleri ve edebi gelenekleri nedeniyle güçlü bir temele dayanıyor. 

Bu ilişkileri güçlendirmek amacıyla, 2022 yılının Şubat ayında kültürel alanda işbirliğine yönelik bir mutabakat zaptı imzalandı.

Son zamanlarda, Türkiye'nin 2023 Abu Dabi Uluslararası Kitap Fuarı’nda onur konuğu olarak yer alması ve ‘Dubai Expo 2020’ etkinliklerinde dikkat çeken Türk katılımı gibi kültürel alanda artan işbirliği görüldü.

Ayrıca, BAE Yayıncılar Derneği’nin geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul Uluslararası Arap Kitap Fuarı’na katılımı, 31 BAE yayınevinin 284 eserini sunması dikkat çekti.



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”