ABD, Ortadoğu'da siyaseti değiştirmek için İsrail ve Suudi Arabistan'la görüşüyor

ABD Başkanı Joe Biden, Temmuz 2022'de Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden, Temmuz 2022'de Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti (Reuters)
TT

ABD, Ortadoğu'da siyaseti değiştirmek için İsrail ve Suudi Arabistan'la görüşüyor

ABD Başkanı Joe Biden, Temmuz 2022'de Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden, Temmuz 2022'de Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti (Reuters)

Suudi Arabistan'la İsrail arasında diplomatik ilişkilerin kurulması için yapılan görüşmeler ABD arabuluculuğunda devam ediyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan son üç ayda ikinci kez Suudi Arabistan'ı ziyaret ederken, New York Times gazetesi ABD'li yetkililerin Ortadoğu'daki siyasi durumu yeniden şekillendirmek için bölgenin iki büyük gücü arasında bir anlaşmaya zemin hazırlamaya çalıştığını yazdı.

İsrail'le normalleşme için Suudi Arabistan'ın çok ciddi talepleri olduğunu belirten gazete bunlardan birinin ABD'yle NATO benzeri bir ortaklık kurulması olduğunu yazdı.

İddiaya göre ABD'yle karşılıklı güvenlik anlaşması imzalanmasını isteyen Suudi yetkililer, bu anlaşmanın NATO'nun 5. maddesine benzer bir içerikte olmasını ve taraflardan birinin saldırıya uğraması durumunda diğerinin de uğramış sayılmasını talep ediyor.

Suudi Arabistan'ın bu talebi uzun süredir Amerikan siyasetinde bir tabu olarak görülüyor.

Riyad'ın bunun yanı sıra ülkede sivil bir nükleer program geliştirerek kendi uranyumunu zenginleştirme talebinde bulunduğu belirtildi. İsrail ve ABD'nin bu talebe de bölgede nükleer silahlanma yarışının önünü açacağı gerekçesiyle sıcak bakmadığı biliniyor.

Kral Selman müzakerelere müdahale etti

New York Times'a konuşan bir İsrail Savunma Bakanlığı yetkilisi ilk etapta İsrail'in Filistinlilere yönelik vereceği bir tavizin müzakerelerde yer almadığını ancak daha sonra Kral Selman'ın müdahale ettiğini söyledi.

İddiaya göre yönetimi büyük ölçüde oğlu Muhammed bin Selman'a bırakan Kral Selman, İsrail'le yapılacak bir normalleşme anlaşmasının İsrail'in Filistinlilere karşı atacağı net adımları da içermesini şart koştu.

Haberde İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Batı Şeria'yı ilhak etmeme sözünün Riyad tarafından yeterli görülmediği ve bunun yerine sahada somut adımlar atılmasının istendiği belirtildi. 

İsrailli yetkililer, kendilerinin görüşmelere taraf olmadığını vurguladı. Ancak Amerikan tarafının İsrail'e görüşmeler konusunda tam şeffaflık ve düzenli bilgilendirme vadettiği biliniyor.

ABD yönetimi Netanyahu hükümetinden emin değil

Biden yönetiminin görüşmelerde elde edilen ilerlemeden dolayı "ihtiyatlı bir iyimserlik" içinde olduğu belirtilirken, İsrail'deki aşırı sağ hükümetin Filistinlilere verilecek tavizleri onaylayacağından emin olmadığı kaydedildi.

Haber ABD yönetiminin böyle bir anlaşmanın gündeme gelmesi durumunda Binyamin Netanyahu hükümetinin dağılabileceğini düşündükleri belirtildi.

İsrail'le Suudi Arabistan arasında resmi diplomatik ilişkilerin tesis edilmesinin Netanyahu için büyük bir zafer olacağı düşünülüyor. İsrail lideri uzun bir süredir ülkenin 75 yıllık tarihinde düşman olarak görülen bölge ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmek için adımlar atıyor.

İsrail yönetimi 2020'de Trump yönetiminin çabalarıyla varılan Abraham Anlaşmaları'yla birlikte, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas'la ilişkileri normalleştirme yoluna gitmişti.

Suudi Arabistan yönetimi o dönem anlaşmaya katılmayı reddetmişti. 

Suudi Arabistan ve İsrail, İran'ın bölgedeki rolünden duydukları endişe nedeniyle bir süredir yakınlaşma sürecine girmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Times of Israel



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.